Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

25 Ocak 2015 Pazar

Kadınlar Neden Aldatır? Sorusuna Kesin Ve Hiç Verilmemiş Cevap

 Yıllardır bu soru soruldu, TV programları yapıldı, üzerine kitaplar yazıldı; siz de koşturarak gidip aldınız sanki çok büyük bir sır verecekmiş gibi. Bana sorsanıza ben size neden aldattığımızı açıklayayım. Biz kadınlar aldatıyoruz çünkü sıkılıyoruz. Evet, cevap basit sıkılıyoruz. Sıkılmamamız için ne yapacaksınız? Ne yaparsanız yapın biz yine sıkılır, şikayet edecek bir şey buluruz.

Çok mu üzerimize düşüyorsunuz, üzerime düşmesinden sıkıldım deriz.
Daha cool mu takılıyorsunuz: İlgisizliğinden sıkıldım.
Çok mu aktif seks hayatınız var: Sürekli üzerimde olmasından sıkıldım.
Az mı seks yapıyorsunuz: Sekssiz ve heyecansız yaşamaktan sıkıldım.
Çok mu çalışıyorsunuz: Çok çalışmasından, bana zaman ayırmamasından sıkıldım.
Genelde evde yanında mısınız: Kendime ayıracak özel zaman bulamamaktan sıkıldım.
İlgili misiniz: İlgisinden sıkıldım.
Bilgili misiniz: Bilgisinden sıkıldım.
Hepsi ayarında her konuda mükemmel misiniz: Mükemmelliğinden sıkıldım.

Kısaca biz sıkılırız, sıkılınca da değişiklik ararız. Heyecan isteriz çünkü bizi hormonlarımız yönetir. Sıkmayın beni konu bu kadar basit işte.


24 Ocak 2015 Cumartesi

Yala'N

 YALA'N

Gelmiş yalan geçmiş yalan
Seven yalan giden yalan
Adın yalan kalan yalan
Dünya zaten koca bir yalan
En iyisi aç bacaklarını yala'n.

Madam Marin.

Klozet Kalp

 KLOZET KALP

Aç ağzını içine boşalacağım
Belki susmanı sağlar
Arala bacaklarını
Kafamı sokacağım
Kulaklarım üşüyor bu soğuk insanlardan
Hep aynı boş sözler anlamsız sevişmeler
Birbirine geçmiş yabancı bedenler
Aç kalbini içine kusacağım
                                                     Zaten klozetten başka bir şey değil artık

                                                    Aşk mı sandın bu saçmalığı sen
Boşalma sorunu yaşayan boş insanlarız hepimiz
Yanlış yerde aradık yanlış kişilere verdik herşeyimizi
Kalp diye taşıdığımız pompalanmaktan pompalayamaz hale gelmiş
Kimse aslında bizi yeterince sevmemiş
Aç kalbini içine gireceğim
Sen bana yeterince girdin şimdi sıra benim.
 
   


Madam  marin

23 Ocak 2015 Cuma

Yanındaki Yamuktan Hayatının Yamuğunu Yemen Dileğiyle

 Benim eski evleniyormuş. Beraber çekilmiş bir fotoğraflarını gördüm. Kıskanç biri sayılmam en azından artık benim için bir şey ifade etmeyenler için. Ödü kopuyor bu kızdan dostane bile konuşamıyor benimle. Kız da yamuk yumuk bir şey tam varoş mahalle karısı abartmıyorum inanın. Benden sonra bulduğu tipe bak. Tipi de boş ver bu adamcağız aklı başında, kültürlü, oturup konuşulacak türden biriydi. Onunla her şeyin varlığını ya da yokluğunu sorgulayabilirdim. Şimdi bu kadınla ne konuşuyor acaba? Ondan korkmak dışında ne yaşıyor. Konuştuğunu anlamaz ki bu hatun. Birinin ne olduğunu anlamak için tanımaya gerek yok çünkü insanın içi yüzüne yansır bunun da yansımış. Gülmüş bir de fotoğrafta belli ki mutlu ama bu kandırmaca mutluluğu. Hep derim insan en çok kendine yalan söyler en çok da kendini kandırır. Ne diyeyim, yanındaki yamuktan hayatının yamuğunu yemen dileğiyle, mutluluklar.

Kısa Filmden Kasıt Pornoymuş Meğer

 Bir süredir ısrarla kısa film çekelim diyen fotoğrafçı arkadaşımla buluştum. Herhalde benden senaryo isteyecek ya da gel oyna diyecek diye. Tahminimde yanılmadım oynamamı istiyormuş. Daha evvel bir Rus oyuncuyla kısa film çekmiş ama kız sonradan arıza çıkartmış.
- Nasıl bir fildi bu?
- Kısa erotik klip gibi.
- Porno yani?
- Sayılır. Amatör filmlere çok talep var. İnternetten sayfalara mesaj gönderdim geri dönüş yaptılar ben de klibi sattım. Çok iyi ödediler.
- Peki ben ne yapacağım?
- Yaz bir şeyler işte kalemin iyidir senin. Ben de çekerim.
- Sen mi oynuyorsun filmde?
- Evet, hem çekiyorum hem oynuyorum ama güvenilir birini bulmak zor Marin, sen oynasan ne iyi olur ikimiz baya kazanırız bu işten.

Bugüne dek bir çok seks teklifi aldım da hem seni düteyim hem de filme çekeyim de bir de para kazanayım diyenini ve bunu sanki çok normal bir şeymiş gibi iş konuşması edasıyla yapanını ilk kez gördüm. Elli küsür yaşlarında bir adam, ben kendimden büyüklerle çoğu zaman kahve bile içmiyorum bırak sevişmeyi. Bir de şikayet ediyor ilkinde çabuk boşalıyormuş, uzun süredir de yapmıyormuş, dayanabilmek için ne kullansaymış. Güler misin, kızar mısın...

- Yok ben almayayım ama sana bir kaç bayan öneririm tabii onlar seninle oynamak ister mi onu garanti edemiyorum. Ben o kadar düşmedim şükür.
- Senle olmazsa kimseyle olmaz.
- O zaman olmayacak kusura bakma ayrıca hadi tamam dedim diyelim ben seninle oynamam. Zaten çektirip sattırmam da ne saçma şey o yahu ben de kısa film çekip napıcaz kim izlesin diyecektim senin kısa film zaten epey kısa oluyormuş bak uğraşmaya değmez.
- Sen yine de düşün, kendini öyle izledin mi çok zevkli.
 Ben kendimi nasıl izledim bir bilsen ama partnerim çok daha genç ve kaslıydı be canım. Bunu söylemedim tabii. Daha neler duyacağım bakalım bir gün de normal bir iş teklifi gelse bana nasıl olur acaba.


İçime Çekmiyorum Sadece İçime Alıyorum

 Sabah bir haber okudum; kadının biri 109 yaşına basmış sırrı da: Egzersiz yapmak, yulaf yemek ve erkeklerden uzak durmakmış. Genç yaşından beri çalıştığını söyleyen kadın, erkekler için çıkarttıkları sorunlarla uğraşmaya değmezler demiş. Haklı da ne diyeyim. Aşk kesinlikle ömrü kısaltıyor, törpülüyor, saçlarını yolduruyor, sinir krizleri geçirtiyor, ölesiye korkutuyor... Ama yaşamanı da sağlıyor. Aşkla nefes alıyor, hayatta olduğunu hissediyorsun. Yüzünde salak bir gülümsemeyle dolaştığın ilk zamanların keyfini hangi bir kase yulaf verebilir ki? Ben erkeksiz yapamam arkadaş. Varsın ömrümü kısaltsın ayrıca ben zaten hiçbir erkek için kendimi üzmüyorum ki. Sorun mu çıkarttı, sıradaki? diyor ve yolluyorum. Eskidendi o aşk acıları çekmeler, kaybetmeyeyim diye alttan almalar falan. Tahammülüm sıfır hatta eksilerde. Bana keyif versin, eğlendirsin, konuştuğumda beni anlasın yeter. Yani ben sigara içenler içinde dudak tiryakisi gibiyim. İçime çekmiyorum sadece içime alıyorum bu da çok zararlı değil.

22 Ocak 2015 Perşembe

Ölüm Meleği Bir Sevgilimi Daha Götürdü

 Onunla ilgili en çok hatırladığım gülen yüzü ve yüzüne çok yakışan bıyığı. İyi biriydi, beni gerçekten sevmişti. Bense gençliğin de verdiği hoppalıkla daha çok eğlence ve biraz daha cinsel deneyim diye bakmıştım sanırım ona. O ise benim için ailesini bırakıp yeni bir hayata başlamayı bile göze almıştı. Güzel öpüyordu, güzel gülüyordu, güzel seviyordu, güzel bir adamdı velhasıl.

Ortak bir tanıdığımızdan bugün aldım ölüm haberini. Aslında içimde bir yerlerde öldüğünü hep biliyordum, nedense hissederim böyle şeyleri. Çekinerek sordum çünkü uzun süredir konuşmuyorduk. Ben görüşmek, konuşmak istememiştim. Ondan ayrıldım ve beni sevmesi onun suçuymuş gibi bir daha konuşmadım. Kafası karışmasın, aklı bende kalmasın, ailesine dönsün diye de uzak durdum aslında. Şimdi haliyle vicdan azabı çekiyorum keşke gördüğümde en azından selam verseydim, konuşsaydım diye.

Genç yaşta daha 45 yaşında bir kaza sonucu hayatını kaybetti. Şaka gibi, bir adam durup dururken yok olup gitti. Dün vardı, bugün yok. Çocukları babasız, ailesi onsuz kaldı. Keşke daha iyi davransaydım. Keşke daha vefalı olsaydım ama ne yazık ki sığ ve bencil biriyim çoğu zaman. Güzel adam rahat uyu, neredeysen aydınlansın orası ışıkla, huzurla. Ölüm meleği bir sevgilimi daha götürdü, sıra kimde acaba?

Madam Marin Tesettürlü Mü?

 Bana sizden çok soru geliyor. Bir kaç tanesine toplu cevap vereyim de canım okurlarım meraklanmasın dedim. Öncelikle hayır erkek değilim, doğduğumdan beri vajinam ve klitorisim var sapıma kadar kadınım. Travesti de değilim doğal olarak :) Kaldı ki bir penisim olsaydı onu zapt etmekte çok zorlanırdım orası kesin burada yazmaya vaktim kalmazdı.

Yabancı uyruklu değilim ama göçmen kökenliyim ve ailemde bir kaç yabancı var. Ben Türk asıllıyım. Yolda ve tatil yörelerinde bazen Rus zannedilsem ve Rus kadınlar gelip bana garajda marojda bir şeyler söylese de Rus da değilim. Aslında yüzüm hariç Slav ırkına benzeyen bir yerim de yok. Akdeniz tipli kadınım. Geniş kalçalı, orta boylu, kalınlaşmaya müsait, koca memeli, beyaz tenli ve renkli gözlü. Saçlarım mı? Ruh halime göre sıkça renk değiştirir ama genelde koyu tonlarda ve kızıl kahvelerdedir.

Tesettürlü müyüm? Bu yüzden mi saklanıyorum? Her şey olabilir elbette. Kılık kıyafet, şekil şemal, bunlar hep değişen, değişebilen şeyler ama tesettürlü değilim. Böyle bir niyetim de şimdilik yok.

Yolda yanınızdan kim bilir kaç kez geçtim ve bana dönüp bakmadınız bile belki. Sıradan, sizden, içinizden biriyim. Cihangirin '' Ben ünlüyüm'' havalarındaki zavallılarından değilim. Onlardan daha ünlü olduğumda da öyle kasılıp size yukarıdan bakmam. Ben aşka aşık, hayvanlara hayran, yazmaya vurgun bir insan evladıyım.

Kaç yaşındayım? Yaş bir yanılsamadır aslında ama ben otuz oldum başındayım bir iki fark etmez. Minyon da olduğumdan hala nerede okuyorsun diyenler var. Akıl yaşımda on üçten bir yaş daha büyüyemiyor nedense.

Neden Madam Marin? Bilmem on üç yaşından beri bu nicki kullanıyorum. Belki geçmiş hayatımla ilgili bir şeydir, kimbilir.

Ben Seninle Sevişebilme İhtimalimi Sevdim

 Arkadaşımı görmeye gittiğimde o da oradaydı. Çıtır mı çıtır, tatlı mı tatlı bir genç adam. Hemen konuşmaya başladık. Ben en sıradan, en makyajsız, en paspal halimleydim ama demek ki beğenmiş ki o günden beri mesajları bitmedi. Mesele ne Madam afiyet olsun. Olmasın, olamaz çünkü arkadaşımın yeğini. Ailecek tanıyorum hepsini. Annesini, anneannesini, teyzelerini...

Özlemişim de böyle masumane flörtleri, yazışmaları, oynaşmaları, isteyip de alamama hallerini. Nasıl keyifli geliyor bu çocuğun ilgisi anlatamam. Bir de yasak ya daha da çekici oluyor gözümde kuşkusuz. Barda ya da başka bir yerde tanışmış olsam belki dikkatimi bile çekmeyecek. Ah bu yasaklar, küçüklüğümüzden beri bize dikte ettirilen kurallar nasılda etkiliyor yetişkin olmaya zorlanan çocuk ruhumuzu.

Arkadaşımın yeğeniyle yatamam, olmaz. Evet, istiyorum ama olmaz. Ortaya çıkar çünkü hiçbir şey gizli kalmaz, kalamaz. Murphy kanunları olursa Madam Marin kanunları olmaz mı? Olur. Neyi gizlersen önce o ortaya çıkar. Zaten aslında ben bu çocukla sevişebilme ihtimalimi sevdim. Çok da istersem sevişirim o da ayrı üç günlük dünyada yemişim kuralları.

21 Ocak 2015 Çarşamba

Bayan Rutubet Bugün Seni İstiyor Aşkım

 Erkekler cinsel organlarından başka biriymiş gibi bahseder, ona isim takar, saygı duyar ve sizden de aynı saygıyı beklerler. Bizimkinin ise kazara bir ismi olsa yüzümüze garip garip bakarlar ki ben daha isim takanını duymadım. Düşünsenize bugün küçük Marin'in canı sıkkın biraz ilgi istiyor diye birine mesaj atsam acaba anlar mı ya da ne tepki verir. Ama bize böyle bir mesaj gelse küçük bilmem ne ya da pikaçu ya da mengene bugün çok yaramaz sakinleşmeye ihtiyacı var gibi, biz asla o ne ya da kim demeyiz. Biliriz ki beyefendinin pipisidir söz konusu şahıs. Biz sadece bir değil iki ayrı kişi ile ilişkiye başlarız kısaca. Hem sahibini hem de sahibini yöneten küçük beyefendiyi idare etmemiz gerekir çünkü kontrol mekanizması o'dur.

Kadının ise tek başına bir şahıs olması bile zor iken tutup bir de kadınlık organına isim takması pek kolay değildir. İsim takması yetmeyecek, bir de ona şahıs gibi davranıp, öyle davranılmasını isteyecek ha hiç sanmıyorum. Bir kere bu kadının doğasına aykırı çünkü kadını bacaklarının arası değil aklı ve duyguları yönetir. Cinsel organının ona zevk veren bir yeri olduğunu bilir, daha bir çok yeri gibi ama oraya bağımlı yaşamaz. onunla övünmez, hayatını ona göre düzenlemez. kadın bir bütündür, bütün olarak güzeldir, özeldir ve bütününe ilgi görmek ister. Elbette, en çok ilgi görmek istediği yerlerden biri de vajinasıdır ama ona duygular ve isimler yüklemez. Kendi yönetiminde olan vücudunu aklıyla kullanır. erkeğin aksine bugün bir şey istiyorsa aklıyla ister bacak arasıyla sonlandırır, erkekse bacak arasıyla ister aklıyla bir şey yapamaz çünkü o sırada düşünemiyordur en azından boşalana kadar. Peki, biz isim takacak olsak ne isimler takardık cinsel organımıza?
Kukucuk, Tatlış, Kaymak, Minnoş, Pamuk, Şeftali, Prenses, Derin vadi, Gül Yaprağı, Bayan Rutubet...
 "Bayan Rutubet, bugün seni istiyor aşkım, hemen gel." Diye bir mesaj düşünsenize. :)

20 Ocak 2015 Salı

İtiraflarınızı Bekliyorum

 Sevgili okurlarım, hadi siz de itiraf edin ben de okuyup yayınlayayım. Eğlenceli olmaz mı? bence olur :) Ayrıca yorum ve önerilerinizi de bekliyorum Öpüldünüz... Madam Marin


18 Ocak 2015 Pazar

Metrobüsde Koca Kalçalı Kadın Vakası

  Geçenlerde metrobüsle Mecidiyeköye gidiyorum. Hiç sevmem o semti ama işim var, trafiğe de takılmak istemedim, atladım metrobüse. Yer de buldum kendime, oturdum, oh sıcakta içi. Tam önümde, cam tarafına  yüzünü dönmüş, balık etli bir kadın gözüme takıldı. Daha doğrusu kalçaları takıldı çünkü takılmayacak gibi değillerdi. Ben kendiminkine büyük derken meğerse benim garibanın günahını alıyormuşum. Benimki 94 cm bu arada. Bu kadının kalçası ise rahat 110 var. Bir de dar bir etek ve kısa mont giymiş kabak gibi çıkmış ortaya mabadı.

Metrobüs doldukça bizim hatunun arkası da doluyor tabii ama kimsenin günahını almayayım aslında kimsenin kadının kıçıyla ilgilendiği yok. Binen herkes önce yer var mı diye bakıyor ardından da düşmemek için nereye tutunsa diye. Kadının arka tarafı o kadar yer kaplıyor ki, binenler istemese de kadına temas etmek zorunda kalıyor. Kadının da hiçbir şey umurunda değil, sanki poposu ondan ayrı bir organizma gibi, dayamış kollarını cama dışarıyı izliyor. Etrafında duran beyler ise, ona değmemek ve olası bir suçlamadan kurtulmak için şekilden şekile giriyor ama her dur kalk da, her frende ister istemez büyük kalçaya temas ediyorlar. Ben de olayı kenardan eğlenerek izliyorum. bir ara zayıftan bir çocuk cam kenarında boşalan kenara geçti. Bizim hatunun tam yanına yani. Hatun da inecekmiş demek ki, etrafında 180 derece dönecek oldu ve oğlanı demirle poposu arasına sıkıştırdı. Zavallıcık hem utandı hem de panikledi, çünkü ezilecek sandı, bir ara resmen kıpırdayamadı. kadın kalabalığı yarıp, metrobüsten indi. Baktım ki herkes o çocuğa bakıyor. Çocuk, kızarmış, terlemiş, üstünü başını düzeltti, cama döndü yüzünü. Bir ara pantolonunun önünü çekiştirdiğini de gördüm ama günahını almayayım erekte olduğu için mi yoksa ezilmenin etkisiyle donu poposuna kaçtığı için mi bilemem.

Grup Seks Yapmak Zararlı Mı?

 Grup seks yaptıktan sonra hastalandım. Nasıl bir hastalığa kapıldım tam tarif edemiyorum. İki erkekle aynı anda beraber olmak inanılmaz keyifli ama... Biraz ara vermiştim ve birden bire bu kadar yoğun cinsellik yaşayınca günlerce kasıklarım ağrıdı, şimdi de adetsel bir düzensizlik yaşıyorum yani hormonlarım da, psikolojim de tamamen bozuldu. Doktora " ben grup seks yaptım etkisi olur mu acaba?" Diye soramıyorum da. Gerçi özel hayatımdan kime ne, doktordan utanılmaz falan ama soramıyorum işte. En kötüsü de artık teke tek ilişkiden keyif almıyorum, eksik hissediyorum, biri daha olsaydı diyorum. Kimseye de bunu söyleyemiyorum, birine söyleyecek oldum kıskançlık krizi geçirdi. Bende kendimi seks orucuna soktum, hem kafam, hem de vücudum kendini toparlasın diye.

Bir yandan özlüyorum, bir yandan da sanki herkes biliyormuş gibi bir ruh haline kapılıyorum. sanki tek yapan benmişim gibi. tanıdığım çoğu arkadaşım, hatta evli çiftler grup da yapıyor swinger da. Ben geri kafalı değilim, açık fikirli ve zevk aldığım sürece her şeyi deneyen biriyim. Bir tür hastalık kaptığımı da sanmıyorum ama nedense bir dengesizlik yaşıyorum her anlamda. Hem yapmak istiyorum yine hem de korkuyorum daha kötü olursam diye. Biraz toparlayayım da bakarız sonrasına. 

17 Ocak 2015 Cumartesi

Mavi En Sıcak Renkmiş!

 Mavi en sıcak renktir,  geçenlerde izlediğim bir Fransız filmi. film, genç bir kızın cinsel eğilimine karar vermesini ve kendinden büyük mavi saçlı bir kıza aşık oluşunu işliyor. Hassas, hafif ağır, bazen bu tepkiyi neden verdi ki? Dediğiniz ama izlenilir bir film.
Filmin benim için en dikkat çeken özelliği ki bunu Antichirist de de yaşamıştım, sevişme sahnelerinin gerçek oluşu. Evet, filmdeki kızlarımız mış gibi yapmıyorlar baya yalaşıyorlar sevişme sahnelerinde. Bir ara lezbiyen pornosu mu açtım acaba yanlışlıkla diye bile düşündüm. tamam gerçekçilik önemli bir filmde de bu kadarını beklemiyordum. Adel rolündeki kızımızın bakışları biraz daha anlamlı olsa, sürekli şaşırmış gibi bakmasa daha güzel olacakmış sanki. iyi seyirler göz atmak isteyenlere.

Köpek Pozisyonu Nasıl Tarif Edilir?

 "Hangi pozisyonu seversin?" dedi.
" Köpek" dedim.
" O ne? " Dedi.
Hadi gel de açıkla köpek pozisyonunu işin yoksa. Nasıl bilmez anlamıyorum ki.
" Köpek işte, köpek gibi."
" Köpek gibi yalamamı mı yani?"
Yakışıklı adamlar pek zeki olmuyor mu nedir? Bir de güzel kadınlara ve sarışınlara yafta yapıştırmışlar zeki olmaz diye alakası yok.
" Yalayacaksın tabii orası kesin de pozisyon olan köpek bu. Yani ben ellerimin ve dizlerimin üzerinde durucam, sen de arkama geçeceksin."
Pozisyon tarifi yapıyorum, olayın bütün hevesi kaçtı şu an resmen.
" Biliyorum o pozisyonu. Eski kız arkadaşım da çok severdi ama ben sevmiyorum. Ben senin yüzünü, gözlerini görmeliyim içindeyken."
Hay duygusalım benim, o zaman neden en sevdiğim pozisyonu soruyorsun acaba. Bir de tarif ettirdi bana. Ben onu seviyorum çünkü daha çok zevk alıyorum. Eski kız arkadaşın da daha çok zevk alıyordu o pozisyonda ve kadınların çoğu da öyle. Neden? Bilemem nedenini ben sonuç odaklı bir insanım aç Googledan araştır nedenmiş, bana ne.

16 Ocak 2015 Cuma

Sen bitti dedin bence de bitti kan emdi kaşındırdı yıkayınca geçti. Madam Marin


Korku Filmleri En Etkili Afrodizyaktır

 Korku filmlerini seviyoruz çünkü korku filmleri değme afrodizyaklardan daha etkilidir. Karşında bilinmezin en karanlığı, en vahşisi, en kanlısı, yanında sevgilin. Bir yandan korkarsın, bir yandan tahrik olursun. Bunun  nedenini de bilemezsin çünkü aslında korkmalısın korkunun en saf hali bu işte. Yanındakine biraz daha sokulursun, o da sana...
Bir yandan da bir rahatlama salınır ruhunda, bak filmdekiler ne kadar dehşet içinde, oradan oraya kaçarken ben rahatım, huzurluyum, sevgilimin yanındayım diye.
Sevgilinizle ya da sevgiliniz olma ihtimali olan biriyle film seyredecekseniz tercihinizi mutlaka korku filmlerinden yana kullanın. İster aşk filmi, ister erotik film hatta porno bile seyretseniz, korku filmi kadar tahrik edemeyecek sizi, tecrübeyle sabittir.

Ben Sana Orgazm Taklidi Yaptım Sen Bana Adam Taklidi


 Sen benden iyiydin ben baya inandım adam olduğuna, beni sevdiğine. Benim sahte yanım seni üzmemek için sakladıklarımdı, deştin de deştin. Belki bir iki orgazm taklidiyle de seni onere ettim ama sen ne yeterince sevdin ne de yettin bu aşka. Geriye kalan kırık dökük anılarla dolu öfkeli bir Madam ama kabul ediyorum bana çok faydası oldu adamsızlığının.

14 Ocak 2015 Çarşamba

Bondage De Olsa Benim Bağlanma Sorunum Var

Fantezi olarak beni bağlamak istediğini söyledi. Ben de sandım ki ellerimi bağlayacak. Daha önce yaşadığım bir şeydi çünkü eğlenceliydi de. " Tamam, bağla." Dedim. Gitti bildiğin bir urganı getirdi görünce " yuh" dedim. " Ne oldu ki? " Dedi
" Bağlamak deyince ben kravatınla falan hafifçe ellerimi yatağa bağlayacaksın sandım" dedim. " O zaman bondage olmaz ki bu, merak etme çok hoşuna gidecek. Sonra da sen beni bağlarsın."
Bağlandım, kollarımdan bacaklarıma kadar, kıpırdayamadım, böyle bir cinsel eylem de gerçekleştiremedik, ben çok bunaldım. Sanki hiç çözülmeyeceğim, orada öylece hep bağlı kalacağım gibi geldi.
" Çöz beni!" Diye bağırdım o da çözdü.
Benim bağlanma sorunum var. İtiraf ediyorum, zaten bu bloğun amacı da itiraf etmek değil mi? Ben bağlanamıyorum arkadaş ne gerçek anlamda ne de fetiş anlamda. O çok istedi ben onu bağladım ama o ayrı.

13 Ocak 2015 Salı

Rüyamda Eski Patronumla Oynaşmanın Meali

 Uzun süredir belli aralıklarla eski patronumu rüyamda görüyorum. Nedense rüyalarımda yine aynı yerde çalışıyorum ve patronumla sürekli oynaşıyorum. Asla sonuca ulaşmıyoruz hatta öpüşmüyoruz bile ama hep bir kurlaşma, bir heyecan, gözüme acayip çekici geliyor rüyalarımda. Normalde hiç sevmezdim, şimdi de sevmiyorum. Zaten bir yaşlanmış ki iyice tipi kaymış. Mankafanın tekiydi. Laf anlatamazdın. Geldiği pozisyona torpille gelmiş, hemşehri durumundan faydalanmış biriydi. Benim çıtır sevgilimi öğrendiğinde beni başka birime gönderdi ben de işi bıraktım.
Bu  adamı rüyamda görmekten ve özellikle de istemekten çok rahatsızım. Dikkat ettim rüyamın ertesi günü de bir şey olmuyor. Yani mankafa ne iyiye ne de kötüye çıkmıyor. Bir yerlerden iş teklifi almıyorum, sevmediğim biriyle, özellikle de onunla karşılaşmıyorum. Aman karşılaşmayayım da zaten. Biri seni konuşuyordur dedi. Belki de doğru, beni her konuştuğunda o gece rüyama giriyor olabilir de girecekse adam gibi girsin asılmasın yahu. Son gördüğümde neredeyse evine gidecektik beraber. Nasıl bir bilinç altım var benim, iğrenç.

Kırmızı İç Çamaşırını Giyme Vakti

Kırmızı iç çamaşırı, çok uzun süre beklediğin, yatağa atmak için sabırsızlandığın ve tutkuyu yansıtacak kıvama geldiğin zaman giyilir. Herkes için giyilmez kırmızı iç çamaşırı tıpkı jartiyer gibi.

Birini beklemek ve nasıldır diye hayal etmek özeldir. Yoksa kolaydır hemen yatağa atmak çoğu erkeği. Beklemekse afrodizyaktır. Hele ki hafiften gider yaptıysa, üzerine atlamayıp, içine düşmediyse işte o erkek çekicidir. Yine de acele etmemeli, küçük kavgalar, küçük dokunuşlar, küçük kaçamaklar yaşanmalı. Zaman doğru ayarlanmalı ve kırmızı iç çamaşırı çekmeceden çıkmalı.

Kadınlar Oral Seks Yapmayı Sever Mi?

Kadınlar oral seks yapmayı sever mi? Aslında sever ama yaptıkları kişiye ve malzemeye göre değişir. Kalın olmayan ve küçük br penis pek cazip değildir. Bu yüzden dudaklarının arasında hele ki sertleşmemiş ve sakız kıvamında zavallı şekilde sallanır bir hal aldıysa bundan hoşlanmaları beklenemez.

Yeterince kalın ve sert bir penis, ağza layık bir oral seks demektir. Erken boşalma sorunu olan erkekler de oral seks konusunda fazla beklentiye girmemeli. Ve tabi boşalmasa da vıcık vıcık kıvamda olan erkekler için de durum geçerli. yani kadınlar, sert ve kalın penis istiyorlar yoksa ağzıma sürmem diyorlar; ben de aynen katılıyorum. Tabii hijyene ve güzel kokmaya değinmiyorum bile.

Bu yazıyı sesli ve görüntülü dinlemek için:  https://www.youtube.com/watch?v=8zB0MJBPMyI

Küçük Ayaklı Kadınlar Büyük Sever

Küçük ayaklı kadın küçük sevmez ama giderken büyük adamlarla gider. Tutamazsın. Hatanı, hatalarını görmezden gelirler önce. Küçük ayakları üzerinde durup, küçük bedenlerinde taşımaya çalışırlar. Üzerine vuran sözlere göğüs gerer, duymamış sayarlar. Her canları acıdığında, kan kaybettikçe daha dik durur yalpalaya yalpalaya yürümeye devam ederler. Ne kadar ağır gelse de aşk, omuzları ne kadar ağrısa da dayanırlar. Gitmek isterlerse ama işte o zaman öyle bir giderler ki geriye adım asla atmazlar. Küçük ayaklı kadınlar büyük sever unutma!

12 Ocak 2015 Pazartesi

Zordur Küçük Ayaklı Kadın Olup Tek Başına Ayakta Durmak Bil İstedim Çünkü Ben Durabiliyorum Hem De Hiç Düşmeden Onca Engele Rağmen


Erkekler Neden Kahküllü Saçlı Kadınları Sever?


 " Senin en çok nereni beğeniyorum biliyor musun?" dedi.
" Gözlerimi?"
" Hayır."
" Ellerimi?"
" Hayır."
" Göğüslerimi?"
" Hayır."
" Yüzümü?"
" Hayır."
" Kalçalarımı mı neremi? En popüler yerlerimi saydım zaten."
" Kahküllerini."
" Kahküllerimi mi? Ama bu bir uzuv bile değil saçımın ön kısmı sadece."
" Biliyorum ve sana çok yakışıyor.Seni ilk gördüğümde bu kadar ilgimi çekmenin sebebi bu. Gözlerine, yüzüne inanılmaz uyuyor."
Yakışıklı, varlıklı, iyi tahsil görmüş bir adam bu konuşmayı yaptığım kişi. Bir süredir görüşüyoruz. Onu nasıl etkilediğimi düşünmedim de değil açıkçası istediği kadınla olabilecek biri, meğerse kahküllerime vurulmuş uzatamayacağım demektir yazın yandık. Gerçi yaza kadar sürmez bu ilişki.
" Peki, neden kahküllerim sana bu kadar çekici geldi?"
" Küçük kızlara benzediğin için. Hem de çok yakışıyor."
Küçük kız merakı mı var bunun yoksa?
" Teşekkür ederim daha genç gösteriyor beni demek ki."
" Tam bir lolita yapıyor seni. Sana şeker vereyim mi?"
Şeker mi!
Amerika da okumuş, kaslı ve yakışıklı bu vahşi boğanın, küçük kız sevdasından pek hoşlanmasam da erkeklerin genelinde lolita ilgisi olduğunu da biliyorum. Kahkül de ondan çekici geliyor çoğuna demek ki.
Gece boyunca benimle çocukmuşum gibi konuşuyor." Sana şunu alayım mı, ister misin, küstün mü yoksa, hanimiş benim tatlım, bebeğim..."
Sevişirken de durum değişmiyor. " Hanimiş göbüşü, burdan öpsem gıdıklanır mıymış. Sevdin mi böyle yapmamı? Hadi üstüne otur da zıplatayım seni. Nasıl da ıslakmış bu tatlıcık."
Hoşuma gidiyor sıkıntı yok. Çocukça da olsa özlemişim bir erkeğin ilgisini, kalsın bu kahküller de bu adam da şimdilik.


Jinekoloğunuz Erkekse

 Jinekoloğunuz erkekse, içinize her şekilde girer ama zevk veremez aksine rahatsızlık hissedersiniz. Yumurtalarınızdan ve vajinanızdan sıradan bir konu gibi bahsedişini tüm dikkatinizle dinlersiniz. Adam ne kadar yakışıklı olursa olsun içinize yakışıksız girişinden ötürü bunu göremezsiniz. Ekranda " bak bu ay soldan yumurtluyorsun dediğinde ay ne güzelll" gibi saçma sapan bir cümle kurarsınız.
" Çocuk düşünüyorsan acele et." " Dediğine kesinlikle düşünmüyorum ve bir acelem yok" cevabını alınca yüzündeki çapkın gülüşü fark etmemiş gibi yaparsınız. Parmağı içinizdeyken sizinle ilgili rutin soruları cevaplarsınız. İşiniz, memleketiniz gibi. Dışarıda görüşebilmek için doktorlardan oluşan bir davete sizi götürmek isteyince, vajinanızı onlarca kez görmüş bir adam ne kadar yakışıklı ve ne kadar doktor olsa da kesinlikle gözünüze çekici gelmez bir bahane bulur reddedersiniz.

Senin için alt tarafı aşktı üstünü ödemek bana kaldı. @MadamMarin


Satürn'ün Akreplere Etkisi: Eski Sevgilinin Ne Mal Olduğunu Göstermesi

 Ben bir akrep kadınıyım ve Satürn üzerimden kalkınca dehşetle bir şeyi fark ettim. Ben şu sevdiğimin Satürn'ü akrepleri etkisine aldığından beri yani yaklaşık 4 yıldır aynı adama takılıp kalmışım adam bile denemeyecek bir adama...

Aklım takılmış, gönlüm takılmış, bir yanım onda kalmış... Rüyalarımda bile onunla hesaplaşmış durmuşum. Satürn geçmişle hesaplaştırırmış meğer, benim geçiremediğim geçmişim de buymuş. Çok mu sevmişim? Çok mu özelmiş? Aslında hayır. Her aşk başladığında özel biterken geneldir.

Satürn ne zaman ki akrepleri bıraktı yaylara geçti sanki üzerimden bir yük kalktı. Daha hafif ve mutluyum. Şu malum şahsın üzerindeki perde de kalktı. Tüm pisliklerini, bana yaptığı haksızlıkları, iki yüzlülüklerini, çıkarcılıklarını, pek de matah olmayan tipini ( daha önce nedense çok yakışıklı geliyordu gözüme) çok net bir biçimde görmeye başladım.
Ben bu pislik için mi üzüldüm? Buna mı takıldım? hay ben seni değil sana takılan aklımı seveyim dedim. Bir bedel ödetti Satürn bana kendince, en büyük hatamı gösterdi. Onu önce gözümde büyüttü, özel yaptı, vazgeçilmez kıldı, sonra gözümdeki perdeyi açtı ve ne derece karaktersiz ve değersiz olduğunu gösterdi.

Satürn'e kızmıyorum ne haddime o koskoca bir gezegen. Ben yine kendime kızıyorum iyi oldu sana hayatına aldığın adamlara dikkat et bundan sonra; ve git başkalarına aşık ol ki en son aşık olduğun o kişiliksiz olmasın. Satürn'e de her zaman dikkat et.

8 Ocak 2015 Perşembe

Memleketine Göre Erkek Performansları

 İtiraf ediyorum ülkenin dört bir yanından sevgilim oldu, hal böyleyken hadi memleketine göre erkek değerlendirmesi yapayım dedim.

Egeliler: Sıcaktır, samimidir, kavgadan gürültüden hoşlanmaz, yatakta da orta şekerlidirler. Fazla uç ve değişik şeyler sevmezler. Kendilerine fazla güvenir, övünmeyi severler. Modern görünseler de kıskanç ve sahiplenen erkeklerdir, ömürlük olabilirler.

Marmara ve daha batısı: Anı yaşama taraftarıdırlar. Bağlanma sorunu yaşarlar ama senden bağlanmanı beklerler. Sekste denemedik şey bırakmalar. Biraz uzak ve soğukturlar ama hep yalnızlıktan ve derin duygular yaşayamamaktan şikayet ederler. Ayrıca adamı sinir hastası da ederler.

Karadenizliler: Eğlenceli ve komiktirler. Yatakta bildiğin aklını başından alırlar. Çernobil'in etkisi midir nedir bazılarının hatta çoğunun penis boyları büyüktür. hatta bu ne böyle dedirtecek kadar büyüktür. Eğlenmek ve seks için mükemmel iken asla ciddi ilişki yaşamaya uygun değildirler. Aldatırlar, yalan söyler, yüzüne bakıp inanmanı beklerler. tabii sonunda terk edilirler.

Doğulular: Sevdi mi canını verecek adamlardır. Dürüsttürler, merttirler, kadınına sahip çıkmayı severler.çok eşlilik eğilimli olsalar da bağlandılar mı tam bağlanırlar ama kısıtlarlar, kıskanırlar, arızaya bağlarlar. Sekste karşı tarafı memnun etmeye kafayı fena halde taktıklarından orta halliden ileri gidemezler. kafalarında yetiştirilmenin verdiği tabuları vardır, kıramaz sonunda onları kırmak zorunda kalırsınız. Yaşanılasıdırlar....

Akdenizliler: Havası gibi sıcaktır, daha çok yaz aşkı gibi gelip geçici biraz sabun köpüğü tadındadırlar. O an için keyifli ama etkili değildirler. Yatakta turistlerle pratik yapa yapa kendilerini geliştirmişlerdir. Kendinizi hep tatil havasında hissettirirler, kış gelince unutulurlar. Keyiflidirler...

Orta Anadolu ve Ankaralılar: Ankaralılar ciddidir. Sevdi mi ciddi sever, memur zihniyetinde sabah 9 akşam 5 ilişki yaşar. Mesai bitince dinlenmeye çekilir ama ilişkisini ciddiye alır. Bu ciddi adamlar sekste sizi şaşırtır, uçuk zevkler ve isteklere zerk eder, sıkıcı olsalar da sekste mükemmeldirler terk edemez memur memur seversiniz. Ankara'nın bağlarını söyletirler adama bazen keyifle bazen sinirle ama tadılmalıdırlar.

Tokatlılar: Buna özel bölüm açmak gerek. Sevince güzel sever ama hevesi geçer. Tam anlamıyla başka bir adama dönüşür, benim sevdiğim adam bu muydu dedirtir. İlk zamanlar seks mükemmeldir ama sonra bozulur geriye kalan her şey gibi. Başkalarının sözüne inanır size güvenmezler, çabuk etki altında kalacak bir karakterleri vardır. İnsanı katil edebilirler.

7 Ocak 2015 Çarşamba

İçimi Isıtabilecek Biri İçime Girmese De Olur

  Hava eksi bilmem kaç derece, kıçım donuyor ama beni asıl üşüten yalnızlık. Kimse yok yanımda şu soğukta beni saracak. o kadar seksi hatunum, etrafımda, hayatımda o kadar sözde adam var ama üşümeme çare olan yok.

Isıtılmak istiyorum ama nasıl? Battaniyenin altında, elimde kumanda, üzerimde sabahlık şeklinde yün bir hırka seksi olmaktan uzak ufak tefek bir kadınım şu an. Kapım çalsa beni benden alan, beni kendime getiren biri gelse bir anda bak nasıl da Madam Marin formumu alırım. Yok mu aday? ohooo. bir telefonuma bakar, çok var ama üşeniyorum yahu bu soğukta soyunmaya.

Ben soyunmadan ısıtılmak istiyorum. Bir sözle, bir bakışla, güzel bir jestle. yanımda olduğunu bildiğim, beni düşündüğünü, merak ettiğini hissettiğim birinin sıcaklığıyla ısınmak istiyorum. Varsın uzakta olsun, böyle ısıtsın yeter. Ten tene değmeden de temas olur, yoksa herkes sevişir, herkes ısınır asıl mesele içine girmeden içini ısıtabileni bulmakta. Yoksa  sürtünme kuvvetiyle ısınmak tabii ki mümkün. 

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...