Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Sabah Seksi Başkadır

 Sabahın dokuzu Cihan yanımda uyuyor gece hiçbirşey yapmadık bu arada sarıldık uyuduk çünkü ben sarılacak kadar korkuyordum ve sevişmeyecek kadar da gergindim zaten o da sarhoştu. Telefonuma uzanırken aklımdaki ses bana onlar onlar deyip duruyordu.
"Efendim"
"Günaydın"
"Günaydın"
"Siz zirayi ilaçları satıyordunuz değil mi?"
"Ne? hayır yanlış numara."
Uyku sersemiyim kalbimi böyle gereksiz yere çarptıran bu adamı yakalasam ona içirirdim o zirayi ilaçlarını. Yatağa dönüyorum Cihan hala uyuyor. telefonuma mesaj gelmiş aman ne sürpriz Aras'tan
"Seni almaya gelecekler dikat et."
Haydaa sadece ve sadece sevişerek renklenen hayatım abuk bir erotik gerilime döndü iyi mi? Ben daha gencim hem ölmek hem de birilerinin seks kölesi olup öldürmek için yeminle toplu cinayet işlerim daha tanımıyorlar beni.
Cihan homurdanıyor.
-Neden bu kadar erken kalktın?
-Kalkmadım kaldırıldım sen uyu.
-Yanıma gel hadi.
Bir sabah seksi ki ne zamandır yapmamıştım ile Cihan'ı da evden def edip kapıyı kilitleyip perdeleri kapatıp saklanmak arasında kaldım ama yalnız kalmama isteği ağır bastı. Sabah seksi değil yalnız kalmama isteği inanın tabii iyi gelmedi de değil ne zamandır yapmamıştım sabah seksi başkadır.
Bu adamlar ne istiyor benden ya polise mi gitsem? Aras ne ayak? Cihan'a anlatsam mı? Yok anlatamam bir daha yüzüme bakmaz e zaten biz ayrılmamış mıydık? Olsun kenarda dursun yalnız kalırsın sonra! Aklımda binlerce soru içimde Cihan bugün güne erken başladım. 


30 Ağustos 2016 Salı

Romantizm Beni Sarmıyor Ama Korku İçindeyim

 Gece yine kapım büyük bir gürültüyle çalınıyor, panikle yataktan fırlıyorum kalbim yolunu şaşırmış ağzıma girmiş orada atıyor. Aklımdan saniyede binlerce fikir geçiyor ama hepsi şu bana dadanan gizli seks klübünün bir saldırısı olduğunda kararlı adresimi Aras biliyorsa onlar da biliyordur. Delikten baktığımda gördüğüm yüzü önce seçemiyorum zaman geçince üzerlerinden insanların yüzlerini unutmak gibi bir huyum var. Uyku sersemi gözümü iyice deliğe dayayıp bakıyorum ki Cihan, açıyorum ne yapacağım?
-Hayırdır bu saatte?
-Rahatsız etmiyorum umarım?
İçeriye kaçamak bir bakış atıyor yalnız mıyım diye merakta sanki haftanın yedi günü ilişki halindeyim de yalnızım tabii. Şu sıralar en çok görüştüğüm erkek Nuri varın düşünün vahimmiyatımı.
-Gel yalnızım.
-Kusura bakma korkuttum galiba.
Rengim bembeyaz olsa gerek yüzümden kan çekildi tabii korkudan.
-Uyuyordum da birden kapı çalınca..
Cümlemi bitiremiyorum, sarılıyor.
-Seni çok özledim.
Nedense bu romantizim beni sarmıyor hafifçe itiyorum.
-Sana bir kahve yapayım içmişsin.
Başını sallayıp salona geçiyor, telefonumu masada unutmuşum ezbere hareketlerle elime alıyorum şu bahsettiğim erken teşhisle hayatını kurtardığım adam yani Harun mesaj atmış ve aramış defalarca duymamışım bu saatte de dönmek istemiyorum ama merak içindeyim.
"Ne oldu?" Yazıyorum Cihan'ın kahvesini yaparken cinkkk diye cevap geliyor.
"Söylediğin klübe gittim beni içeri almadılar ama yakında seninle görüşeceklerini iletmemi istediler müsait misin geleyim mi?"
Ben korkudan titriyorum adam gelme derdinde "sevgilim yanımda GELME"
Bildiğin gözdağı vermişler Harun vasıtasıyla bana. Başıma geleceklerden korkarken bir yandan da benim selamım nasıl birini içeri almaya yetmez diye bir ego savaşı da başlıyor içimde. Korku içindeyim Cihan burada kalsın en iyisi.

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Çıldırtıcı Diyaloglardan Kesitler ( Bu Yazıda Taşağın Yazılışına Google'dan Baktım İtiraf Ediyorum)

 -Dudakların çok inceymiş.
-Alt dudaklarım kalın onları emersin.
-Balık etlisin.
-Büyük kalçalı 34 beden karı mı var dünyada?
-Ben çok azdım buluşalım mı?
-Daha iki gün olmuş tanışalı bana ne senin azmandan gavat?
-Buluşmayacak mıyız?
-Hayır.
-Neden ama?
-Kimseyle buluşmam.
-Ama ben kimse değilim.
-Evet padişahın sol taşağı ürünüsün sıradan bir abazansın işte kimse değilmiş. İki seks yazdık diye benimle seks yapacağını sanan mallardansın.
-Yazdıkların gerçek mi?
-Sen gerçek misin? Bana soruyorsun hayatın yalan profilin yalan adamlığın yalan sana ne benim anlattıklarımdan hadi yaylan!
-Köleniz olabilir miyim?
-Spartacus musun sen? Ne kölesi ya git eski işyerimde çalış orada tam bir kölelik sistemi vardı her gün zevkten ölürsün.
-Size hizmet etmek istiyorum.
-İyi et.
-Bana ne yapacaksınız?
-Haydaaaaaaa
-Kırbaçlayın sonra straponla dötümü mikin sonra küfür edin köleyim ben.
-Adam saçma fantazileri için kölelik makamının da adını kiletiyor yahu zamanında yaşamış onca köleye saygın olsun bari şerefsiz.
-Ayaklarını öpemmmmm.
-Yav bi siktir git!
-Sevişelim mi Madam?
-Hayırdır ne zaman sevgili olduk?
-Ama ben farklıyım.
-Neyin farklı iki çükün mü var?
-Duygusuzsın sığsın.
-Sana versem derinleşeceğim değil mi? Sonra sen sığlaşırsın ama.
-Üzerime işer misin?
-Bak o olur.
-Evlen benimle.
-Benim evim var zaten. Tek eşli hayat mı olur be?
-Benimle sevişir misin seninle nasıl olur merak ediyorum.
-Benim vajinam dişli yutar seninkini. Nasıl olurmuş benimle geri zekalı. Duygusuz seks de yapmam en azından haftanın belli günleri.
-Hadi bir kahve içelim.
-Hayır!
-Buluşalım?
-Hayır!
-Vuruşalım?
-Hayır!
-Ben de seni okumam.
-Aman ne gam!

26 Ağustos 2016 Cuma

Git Kan Testi Yaptır Temizse Sevişiriz

 Bana fena takık bir adam vardı bundan birkaç yıl önce. İlle de sevişelim de sana şunu yapayım da bilmem ne. Adam hoştu ama heryere fazla giren çıkan bir tipti kısaca her yol vardı. Grubundan en uç fantazilere kadar denemediği kalmamıştı. Ne kadar korunsan da dil de bir sürü mikrop olur arkadaş orama burama değecek huylandım. Yıldım aramasından zorlamasından git bir kan testi yaptır temiz çıkarsan olabilir dedim. Bu da gitti sağlık raporu almaya. Aradan iki gün geçti ses yok ben de dedim ki herhalde söylediğime alındı meğerse yapılan testte hastalık çıkmış. Detaya girmeyeceğim ama ilerlerse çok ciddi sorunlara yol açabilecek bir hastalık erken teşhis edilmiş sayemde!

Geçmiş olsun hoş beş ben pek arayıp sormadım durumu öğrendikten sonra sıkıntılı ortamlardan kaçarım ve açıkçası ölecek sandım. Hastaneye yattı tedavisi başladı, grup takıldığı erkekler de kadınlar da arayıp sormadı. Başladı ben yalnızım diye söylenmeye haklıydı yalnızdı. Bana da yazdı o yakışıklı dağ gibi uçanı kaçanı dürten adamı o halde görmek koydu ama ziyaretine gittim. içinden seks tanrısı modu sökülmüş herşey yalan be Marin modu eklenmişti. Üzgündü, hayatını boşa harcadığını düşünüyordu. Ölümü bekliyordu ama ölmedi. İyileşti çünkü erken teşhis konuldu sayemde!
Taburcu oldu, bir acıma seksi istedi canım kimse bununla bu halde toparlanana kadar yatmaz diye bu sefer o istemedi. Sen benin bacımsın bundan böyle derdin benim derdim hayatımı kurtardın dedi haklıydı.

Yine toparlandı eski taş moduna döndü evlendi çocuğu oldu. Şimdi asıl mesele can çıkmadı çıkar gibi yaptı yerine döndü. Bu adam maneviyata gönül saldı ama can çıkmadı huy çıktı mı?
Çıkmaz huy hep oradadır da saklanır yavaştan kıpırdanmaya başladı, eski alışkanlıkları grupsal çalışmaları aklına gelir oldu ve zamanında hadi madem gel sevişelim dediğim de.
Geçende yazdı Marin hala teklifin geçerli mi? diye. Hayırdır ne oldu bacı?
Baktım taş modu tamam da biraz yaşlanmış baba tipi çökmüş üstüne yahu ben bu adamın hayatını kurtardım yine eskisi gibi olsun diye mi? Şu malum seks klübünün adresini verdim ve adımı ve selamımı ilet onlar anlar dedim tamam dedi hevesle gidecek bu gece bakalım selamımı alacaklar mı...

Dikine Gitmek Benim Hobim

 -Ne işin var adamın evinde ya sana birşey yapsaydı?
-Zaten yaptı Nuricim unuttun mu?
-Yahu tamam ben ondan mı bahsediyorum? Ya seni kesse biçse neler duyuyoruz hergün.
-Kötüye birşey olmaz merak etme.
-Ne kadar da rahatsın Marin. Ne istiyormuş bu gizli sikiş klübü senden?
-Güzel isim buldun bunlara öneride bulun.
-Dalga geçme de söyle.
-Beni orada çalıştırmak sanırım.
-Oh bedavaya escortluk yaptıracaklar fantazi ayağına.
-İyi de ben neden kabul edeyim ki bunu?
-Bu oğlan gerçekse odada seni becerirken videonuz da çekilmiştir ay o görüntülerle tehdit edecekler işte.
-Aman ne kötü Nuri, istedikleri yerde yayınlasınlar reklamım olur hem dava açarım hangi çağda yaşıyoruz ya insanlar kendileri sevişirken çekip sosyal medyada paylaşıyor artık ne tehditi?
-Nasıl ikna edecekler o zaman?
-Bilmiyorum bu çocuğun doğru söylediğini de sanmıyorum. Ağzımı sıkı ttutayım da bunların yerinden orada burada bahsetmeyeyim diye göz dağı veriyorlar bana bence.
-Umarım öyledir.
-Ayrıca çocuk 21 yaşındaymış düşünebiliyor musun?
-Ne olmuş sen daha küçüklerini de becerdin.
-Orası da doğru.
-Bak bunlar seninle görüşmek isterse sakın gitme Marin tamam mı? Senin sike dikine gitme huyun var duramazsın gidersin sakın!
-Tamam Nuri tamam gitmem.
Tam bu sırada telefonun gelen mesajın sesiyle carlıyor. İçimdeki his hiç yanılmaz yine yanılmıyor. gelen mesaj bu karanlık adamlardan "Marin Hanım konuşmalıyız çok önemli" Nuri ile göz göze geliyorum. Zamanlamaya bak.
-Banka. diyorum. Bankalardan gelen salak mesajlara o da aşina olduğundan üzerinde durmuyor. Elinde kahvesi koltuğa oturuyor. Ben elimde telefon ayakta dikiliyorum o an tek istediğim gidip bunlarla konuşmak kendimi biliyorum Nuri'nin de dediği gibi dikine gitmek benim hobim.

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Sikip Atacağız Ölümü Özgüveni Sıfır Olacak

 Hava kasvetli haberler kasvetli. Ölümle yaşam arasında bir yakınım fazlaca görüşmediğim neredeyse hiç aramadığım ama kan bağım olan kanımdan biri. Ölüm her an ne kadar da yakın ne kadar da güçlü hepimizden. Ne teknoloji, ne evrene mesaj gönderme ne de tıptaki ilerlemeler asıl amaca ulaşamadı daha. Uzaya çıkma çabasındayız kolonileşip başka gezegenlerin de çekirdeklerine tecavüz edeceğiz derdindeyiz ama hala ölümsüz değiliz. Ölümsüz değilsen ne anlamı var ki uzaya çıkmanın, uçmanın, yaşlanmayan genç cildin, kusursuz vücudun, paranın, kariyerin... Hepsi ölümlü, hepsi bitecek bir gün.

Belki de ben ondan yazmaya ve ünlü olmaya taktım bu kadar çünkü bu ölüm denilen melete gıcığım var. Diğer taraf bir taraf mı taraf tutar mı? Zamanda yolculuk mu başka boyut mu yoksa tamamen kayboluş mu bilmem gitmeden de öğrenemem ama bıktım artık bu ölüm meleğinden melek falan da değil özgüven patlaması olan sinsi bir iblis. Bu gün yani 24 Ağustos özgüven günüymüş ya en çok ölümün kendine özgüveni var. Ne yeniliyor, ne görmezden geliniyor, ne de modası geçiyor. En beklenmedik anda hoop karşında yine bir numara, çok da emin kendinden en güçlüleri, en güzelleri, en zenginleri ne enleri bir anda bitirdi o emin olmasın da kim olsun.

Bence dost ve tek gerçek falan da değil teknoloji ve tıp bu hızla geliştikçe inanıyorum ki ölümsüzlük bir şekilde bulunacak. Ama yarı robot olacağız ama başka bedene kopyalanacağız bilemem aklım ermez ama bu ölüm denilen ne olduğu belirsiz laneti yeneceğiz. İşte o zaman göreceğim o özgüveni insanlık ya insanlıktan çıkacak ya da olması geektiği gibi insan olacak. Hiçbir canlı ölmeyecek dünya ya da o sırada hangi gezegedeysek orası yalan olmayacak.. Yani sikip atacağız ölümü arkamızdan acaba beni yine ararlar mı hatırlarlar mı diye üzülerek bakacak özgüveni sıfır halde. Ne yapalım hak etti.

Gizli Seks Klübünün Gizli Planı

 Nuri'nin tüm "arama kız deli misin?" uyarılarına rağmen Aras'ı aradım. Neden mi? Çünkü deliyim. Merak içindeyim nedir bu gizemli olaylar bütünü, neden tehlikedeyim, kimler beni takipte?

Buluşma yerine benden önce gelmiş, sonbahardan emanet bir yaz günü üzerimde hırka, o sokağın köşesinde elinde sigara... Sevişip uzun süre görüşmediğiniz kişilerde ben bununla mı yattım? sorgusu olur ya içinizde onu görünce hiç olmadı bende, güzel çocukmuş diye geçirdim içimden. Yanına gittim.
-Anlat bakalım.
-Gel yukarı çıkalım.
Bir apartamana doğru seyirtiyor. Gitmekle kalmak arasındayım ama merakıma yenik düşüyorum. Dört kat merdiven çık çık sonunda evin kapısına ulaşıyoruz. Aras, açıyor önce o giriyor ben temkinli sağıma soluma bakıyorum önce sanki bir şey çarpacak bana karşıya dikkatlice geçiyorum. Evin salonunda yere oturmuş saç baş dağınık yeni uyandığı belli onun yaşlarında bir adam daha var. Beni görünce başıyla hafifçe selam verip arkaya doğru gidiyor ben de koltukta kendime yer açıp popomu yerleştiriyorum.
-Anlat bakalım neler oluyor?
-O klüpte on sekiz yaşından beri çalışıyorum ve bu üç yılda aklının alamayacağı şeyler gördüm.
Aklım şu anda yaşını hesaplamakla meşgul olduğundan asıl onu alamıyor. Onsekiz yaşında başlanmış üç yılda göreceğini görmüş o zaman yirmi bir mi!!!
-Ne ünlü isimler, politikacılar, sosyetik aileler. Hepsi gizli fantazileri için oraya üye olur. Ben çok iyi para kazanıyordum okulumu bu sayede bitirdim ama artık bıkmıştım. Seninle olduğum o gece ayrılmaya karar verdiğim geceydi.
-Neden benimle birlikte oldun o zaman?
-Seni çok istedim hatta orada ilk kez istediğim biriyle beraber oldum.
-Ben neden tehlikedeyim?
-Senin hakkında konuşurlarken duydum. Her şeyi yazıyor burayı da yazabilir dediler seni bir sözleşmeyle oraya mecbur bırakacaklar hatta arada gitmeni sağlayacaklardı.
-Beni bu yüzden mi takip ediyordun?
-Evet uyarmak için ama seninle konuşursam bana zarar verebilirlerdi.
-Sen de bana uzaktan baktın ben kendimi deli sandım onları aradım burada öyle biri yok kimseyle beraber olmadınız dediler bana.
-Akıl oyunlarında üstlerine yoktur neyse amaçları seni oraya devamlı üye hatta çalışan yapmak. Ben kaçtım büyük bir sırlarını biliyorum gitmeme izin verdiler ama sürekli beni izliyorlar her hareketimi. Seninle buluştuğumu bilseler yanarım.
-Benden ne istiyorsun?
-Sakın oraya tekrar gitme, oradan kimseyle konuşma ve onların hakkında yazma.
Evden ayrılıken iki seçenek kurcaladı aklımı ya bu yetişkin görünümlü çocuk haklıydı ama bence çok filmvari bir durum ve bu durum filmlerde çok işlendi tadı kaçtı. Ya da onlar hakkında yazmamam için baştan beri kurulmuş planlanmış bir oyun. Her iki ihtimalde de yazacağım ben yazmazsam yaşayamam. Kimse beni zorla bir gizli seks klubü çalışanı falan da yapamaz toplu cinayet işlerim tersim pistir.

21 Ağustos 2016 Pazar

Pürtelaş Pür Telaştı Ama Zararsızdı

 Ben küçükken de Cihangirin orasında burasında oturuyordum daha doğrusu duk o zaman ailemle yaşıyordum haliyle. Ben annem babam anneannem. Pürtelaş'ın pür telaş olduğu dönemde orada çocuktum ben. Etrafımda abi ablalar vardı biz de onların arasında top oynardık. Gündüzleri pek görünmezlerdi de bazen yükselirdi sesleri kavgalar gürültüler olurdu beşinci kattaki evimizin balkonuna çıkar bakardık anneannemle. İyi insanlardı ama hatta anneannem birgün inmiş aşağıya evladım bize bir ekmek alır mısın diye para uzatmış almış getirmiş travestinin biri. Hatırlıyorum... Sokağın sonunda kuaförleri vardı orada toplanırlardı kucaklarında da çoğunun minnacık köpekleri olurdu. Renklilerdi, değişiklerdi, biraz gürültülülerdi ama hiç zararlarını görmedim, görmedik. Daha sonra Taksime taşındık biz pürtelaş da eskisi gibi travesti sokağı olmaktan çıktı. Geçenlerde geçtim oradan eski evimiz bir misafirhaneye dönmüş pürtelaş da ne telaş var ne de pür bir neşe. Bir tarvesti daha öldürüldü. Zaten hangi travesti eceliyle ölüyor ki bu ülkede ne yazık ki ellili altmışlı yaşlarını göreni bile yok. Hande Kader de onlardan biri henüz yirmi üç yaşında başka şans verilmiş de o yapmamış gibi mecburen seks işçiliği yapan bir travesti. Kim bilir hangi erkek olarak nitelenen sapığın tersine geldi, istediğini alamadı ya da kendi pis ruhunu tatmin etmek istedi ve öldürdü Hande'yi. Bu cinayet ilk değil son da olmayacak Her gece seks işçisi kadınların ve travestilerin evlerine canlı dönememe ihtimalleri var. Bırakın seks işçilerini normal kadınların, çocukların hatta hayvanların bile canlı kalma, şiddet görmeme ihtimalleri düşük bu ülkede. Hal böyle olunca Hande Kader, diğer transeksüellerle, gaylerle, kadınlarla, çocuklarla ve sokak hayvanlarıyla aynı kaderi yaşamış şaşırtıcı değil artık alıştık, alıştırıldık... Susunca unutulmuyor, susunca geçmiyor, bağırınca da düzelmiyor. Yasa mı çıkacak, yaşama hakkına saygı mı duyulacak birşeyler olsun değişsin bu ülke.
Bugün sadece Hande Kader ve onun gibiler için yazıyorum ne kendimden ne de başka birşeyden bahsetmeyeceğim ne içimden geliyor ne de geçiyor bu kötü his.

Hamamınıza İşeriz!

 Cuma günü Nuri'yle havuza gittik. Ortam kalabalık değil hatta havuzu biz kapatmışız gibiydi su biraz soğuktu ama olsun ödem atar dedik atladık havuza. Saat 13.30 sularını geçtiğinde havuzun suyunda da artış oldu haliyle insanlar gelmeye başladı biz de hadi madem kampanyadan aldık spasını da kullanalım bu eşşek sıpalarının diye içeriye daldık. Saunaya girdik cam kapı ya saunanın kapısı bir hatun açıyor kapıyı tam girecek Nuri'yi görüyor geri çıkıyor hatta kaçıyor. Bakalım ne zaman uyarı alacağız dedik saunaya gelmediler biz de zaten çok terledik çıktık. Hadi hamama girelim de sefa sürelim dedik ben pek sevmem bu hamam muhabbetini ama Nuri ile hoşuma gitti bol bol su dökünürken iki kadın içeri girdi bir de yanlarında bir piç. O da erkek Nuri de ama bet bakışlar Nuri'nin üzerine kenetlendi. Birşey de diyemiyorlar yemedi ama öyle bakıyorlar ki sinir oldum.
-Nuri benim çişim geldi ama labirent gibi yapmışlar burayı tuvalete gitmeye üşeniyorum. dedim.
-Kız benim de çok geldi. dedi.
-Ne yapalım ben tutamayacağım?
-Tutma bırak gitsin nasılsa su ile akar gider.
Nuri çıkardı kenardan pipisini kadınların gözüne baka baka işedi ben de yaptım da benimki öyle havalı olmadı anlaşılmadı bile. Neyse bunlar söylene söylene kaçıştı tabii biz de kaçtık gerçi inkar ederdik ama kimse gelip sormadı giyindik çıktık.
İnsanları ayırıp gayleri yaratık gibi görmeye devam ettiğiniz sürece sizin düşüncenizin de tipinizin de olmayan aklınızın da hamamınızın da içine işeriz söyleyeceklerim bu kadar.

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Gizemli Adam İmajını Yerle Bir Eden Cümle


Kafeden kaçmak için geç kalıyorum zaten beni gördü yine yüzünde büyük bir sırra sahip keşiş edasıyla geliyor yanıma.
-Marin konuşmalıyız tehlikedesin.
-Ne tehlikesi?
-Senin peşindeler sana ulaştılar mı?
-Mesaj gönderdiler ama önemli değil çok rahatsız olursam polise giderim.
Sinir bozucu şekilde gülüyor.
-Onlar çok akıllı çok iyi saklanırlar hiçbir şey ispatlayamazsın sakın polise gitme.
-Senin onlar için çalışmadığını nereden bileceğim Aras? Ya tüm bunlar bir oyunsa?
-Ben onlar için çalışıyordum evet ama kaçtım sen de kaçmalısın.
-Evim ve işim burada ben hiçbir yere kaçmıyorum.
-Sen bilirsin o zaman onlarla anlaşmak zorundasın.
-İlüminati sanki mübarekler öyle olsalar ünlü olurdum gerçi beni anca sapık bir seks klübü içine almak ister.
-Seni iyi tanımıyorum ama çok önemsiyorum başına asla kötü birşey gelmesini istemem. Ben bu akşam otobüsle Antep'e gideceğim ama...
Gelecek olan cümleyi üstün içgüdelerimle ve daha çok yaşamışlıklarımla hissettim, bakışından cümlenin gidişinden benden para isteyeceğini adım gibi biliyordum.
-Ama param yok Marin bana 150 lira kadar verebilir misin?
Benim için elbette önemsiz bir miktar ama asla bir erkeğe para vermem özellikle de becerdiklerime o zaman ben becerilmiş hissederim. Hızla ayağa kalkıyorum.
-Eski işyerinden istesene içeride kalmış paran vardır ya da bak etrafta hoş bayanlar var bu fiyata bir muamele çekebilirsin.
-Neden böyle konuşuyorsun ne olur versen?
-Bütün o gizemli adam imajını yerle bir ettin yazık.
Arkamı dönüp hızla kafeden çıkıyorum arkamdan şaşkınca baktığından da bir daha karşıma çıkmayacağından da eminim.

Ben Deli Değilim O Adam Da Hayal Değil İşte

 Nuri bir falcı getirdi neymiş herşeyi görüyormuş da bilmem ne ben bugüne kadar kendi burnunun ucunu bile görebilen falcı görmedim. İçtik kahveleri başladı bu bakmaya. Sende göz var çok laf söz var yüreğin bakarmış yok burnun kaşınmış yok gelecek var yakında kapıda.
-Biri seni uzaktan takip ediyor. dedi falcı hanım.
-Cihan olmasın kız?
-Nuriciğim neden Cihan beni takip etsin? Yerim belli izim belli çıkar gelir.
-Yok yok baya biri gizliden gizliye takip ediyor seni.
-Okurlarımdır.
-Ay sevsinler ben de yazacağım blog geçen gece biriyle vuruştum adam sünnetsizdi. Sünnetsizi çıkartmadan nasıl anlarsınız? başlık da bu okunma rekorları kırar.
-Yaz yaz benden de bahset işi de bağlayamadım sevgilim de yok nasıl daha dibe vurulur borcum var tatil de yok.
Kadın pür dikkat fincanıma bakıyor neredeyse burnu içeride ucu değdi değecek.
-Kızım sen büyük tehlike altındasın peşinde karaltı var senin.
-Bari takip eden yakışıklı bir erkek olsaydı ama nerede bende o şans?
-Kız sus bakalım ne diyor kadın kim ki bu karaltı?
Nuri de heyecanla dinliyor bu falcılar iyi birşey de söylemezler asla huylarıdır.
-Bir kişi değil bunlar, baya kalabalık birileri ve niyetleri kötü ama diyim son günlerde bilmediğin yerlere gitme hatta dışarı çıkma.
Hoppala!
Kapım çalınıyor zaten hepimiz gerilmişiz. Ben hızla kalkıyorum huyum değil delikten bakmam. Gelen sürpriz olsun bana tam sürpriz oluyor. Aylar önce gittiğim gizli klüpte tanıştığım ve sonra hayal olduğuna inandırıldığım genç adam karşımda. Onu görür görmez Nuri'ye sesleniyorum. Görsün ki deli olmadığım anlaşılsın ya da bakalım o da görebilecek mi diye.
-Marin tehlikedesin o adamlarla sakın konşma.
-Sen...Sen  hani yoktun? Onu görüyor musun Nuri?
-Görüyorum da kim bu?
-Klupte yattığım adam.
-Hıı?
-Yahu hayali fucker.
-Haa e gerçek bu.
-Zor kaçtım kurtuldum onlardan seninle konuştuğum bilseler bitirirler beni sakın onlarla görüşme senin peşindeler.
-Gir içeri adam gibi anlat şunu.
-Olmaz gitmem gerek, al şunu beni buradan ara Aras benim adım. Elime bir kağıt tutuşturuyor.
-Nereye gidiyorsun?
-Saklanmam lazım ama sana herşeyi anlatacağım yarın ara beni.
Hızla apartman koridorunda kayboluyor.
-Bu ne be ödül derdinde Avrupa filmlerindeki gibi? Nuri arkasından koridora bakıyor bir süre.
-Bak gördün mü hayal değilmiş deli değilim ben.
Kapıyı kapatıp binbir şüphe ile salona dönüyorum. Falcı manalı şekilde bana bakıyor tamam tutturdu sanki aman ne iyi halt etti devam etmesin diye fazladan veriyorum parasını.
-Ben biraz dinleneceğim.
Sahi neydi bu şimdi?

İlk Sevişmede Biter Herşey

 İlk sevişmede biter herşey. Ne o senin gözünde iyi adamdır ne sen onun gözünde aşık olunası kadın. Ardından birkaç sevişme daha gelir belki. Eğer ilki o kadar da iyi değilse onlar da olmaz ya da hadi ayıp olmasın sevişmesi olup kalır.
İlk sevişmede biter herşey. Hani o görünce kalp çarpıntıları, yaklaşıyor mu geliyor mu seviyor mu? sorguları hep bana bakıyor heyecanları... Dokununca dokunulmazlığın ihtişamı yıkılır.
Karşında çırılçıplak duran bu beden savunmasız ve soyulmuş altından da sandığın gibi birinin çıkmadığının kanıtıdır artık.
İlk sevişmede biter herşey. Aşk... Aşk sandığın herşey ve en çok da onun ilgisi biter. Artık aramaz, seni görünce yanına yaklaşmaz, kısa ve soğuk cevaplar verip sana deli olan adam senden kaçar hale gelir.
İlk sevişmede biten herşey neye dönüşür peki? İki seçeneği var. Ya bitip bir daha hiç olmayan görünce anca merhabalaştığın bir yabancıya ya da karşı konuşmaz kuvvette bir aşka.
Hoop diye atınca yatağa onun da senin de hevesin kaçıp duygular gelişmeyebilir. O içine girer ama aslında kimse kimsenin içine girmeyebilir. Ardından uzaklaşma ve soğuma dönemi başlar işte bu dönemde ah ben ne yaptım! Neyi kaçırdım! diyen kişide ilk aşk kıvılcımları tutuşmaya başlar. Dua edin de bu onda olsun. İlk üstüne düşen arayıp mesajlar atıp karşılığında saf kan bir öküzlükle karşılaşan sizseniz geri çekilin unutun soğuyun... O zaman da aşk başlar kesinlikle onun tarafında. Bu saatten sonra hala birşeyler varsa iki tarafta da aşk yaşayabilirisiniz ve...
İlk sevişmede biter herşey ya aşk başlar ya da utanç dolu bir yabancılaşma.

Evlilikte Cinsel İlişki Mi O Da Ne?

 Bir okurumun ısrarlı ricası üzerine bu konuda yazmaya karar verdim. Kendisi bana "Hocam" diye hitap eder çok şeker. Beni ilişki ve cinsellik uzmanı sanıyor oysa kendime hayrım yok düşe kalka öğrendim bunları her iki anlamda da bilmiyor.
Sorusu şu: Evlilikte cinsel yaşam nasıl olmalı? Olmamalı. Evlilikte cinsellik olmaz sapık mısın sen karınla- kocanla sevişesin? Evlilikte seksin tek amacı vardır; çoğalmak. O işlem de bitince cinsellik tamamen biter. Beraber yaşadığın artık akraban kıvamında hele ki çocuklarının anası- babası olan birine arzu, tutku, şehvet, açlık duyamazsın doğaya aykırı bu.
Peki ne olacak? Her evli çift birbirini aldatacak mı? Hayır aldatmayan da var elbette hatta soft sevişmelerine artık rutin ve alışkanlık olmuş yapılması gereken birşey olarak devam edenler çok. Ama kabul edelim şehvetli ve fantezili bir ilişki eşle yaşanmaz. Bu duruma çözüm olarak üçlü yapanlar ve eş değiştirme yöntemi deneyenler de var işte bu siyah beyaz olmuş cinsel yaşamlarına renk katmak için bulunmuş en iyi çözüm ama riskleri de var. Aranıza aldığınız kişi ve kişileri kıskanmamalı, tamamen güvenilir olduğuna emin olmalı ve eşinizle ilişkinizi yapayım derken yıkmamalısınız. Evlilikte cinsel ilişki olur tabii çok da umutsuz olmamak gerek ama çok büyük tutku ve heyecan beklenmeden. Küçük oyunlarla da ortam hareketlenebilir mesela bir başkası gibi, değişik kostümlerle vs burada olay karşınızdakinin yeni olduğunu kendinizi inandırmanız ve onu yeniden keşfetmeniz. Aslında herkesin keşfedilmemiş size asla göstermedikleri tarafları vardır bu kişi uzun süredir evli olduğunuz eşiniz de olsa, mesele o tarafı bulup ortaya çıkarmakta.

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Bir Süre Göğüsleri Mıncıklatma

 -Sıkınca göğsümden bir damla süt geliyor.
-Sen de sıkma.
-Ben sıkmam tamam da sevişirken ne yapacağım?
-Sevişme o zaman.
-Of Nuri derdime bulduğun çözüm bu mu?
-Ne bileyim yavrum ben? Göğsüm mü var sütsel sorunlarım olsun ben tek bir yerimden süt salgılıyorum. Süt değil ama rengi tutuyor.
-İğrençsin Nuri.
-Doktora git Marin.
Gidiyorum... Prolaktin yani stress hormonum yükselmiş ne sürpriz! Hayatım stress ve hormonlar tarafından yönetilen bir kaos ortamı sonuçta. Düzenli beslenin uyuyun sigara alkol yok ve tabii stress de yok diyor doktor.
Hiçbir şeyi kafama takmayacakmışım, bir ilaç veriyor adı dostinex umarım dost olur "hamile kalabilirsin dikkat et" diyor. Bir de stress olma demişti şimdiden oldum. Bir ay sonra kontrole gelmeden yani kan vermeden önce de sevişmek göğüsleri mıncırttırmak yok dert değil zaten sevmem. Sevişmeyi değil göğüslerimi mıncıklatmayı.
Hasta moduna çabuk geçerim neden oluyor bu diye kafama takmaya başladım ki doktor hiçbir şeyi takma demişti di mi tamam hı hı. Yarın da önemli bir görüşmem var, baya sözleşme şartları para vs için kapışacağım adamlarla ki hiç sevmem bu konuları stress olmayacaktım değil mi?
Uzun süredir görmediğim ve gördüğüme hiç sevinmediğim eskilerden eskimekle iyi yapmış biri geliyor karşıdan yüzümde en donuk ifadeyle selam vermekle küfür etmek arası geçip gidiyorum yanından arkamdan sesleniyor.
-Marin tanımadın mı?
Mecbur dönüyorum.
-Tanıdım tanıdım nasılsın? O anda adını hatırlayamıyorum kafam zaten bi dünya.
-Görüşemiyoruz. diyor sinir olurum bu söze neden görüşeceksem ben bununla. Sanki görüşmek istiyoruz da beceremiyoruz istesek zaten görüşürüz. Bitmiş gitmiş iyi de bitmemiş üstelik.
-Ya evet çok yoğunum şimdi de acelem var görüşmeyiz. Deyip arkamı dönüyorum.
-Hiç değişmemişsin diyor duyuyorum hiç yaşlanmamışsın aynı saçlar aynı tip gibi algılıyorum herhalde o da bunu kast etti ya da hala aynı şirretsin demek istedi aldırmıyorum... Telefonum çalıyor arayan Cihan açmıyorum... Doktor stress yok dedi.

14 Ağustos 2016 Pazar

Domuzla Yatan Var Mıdır Ki?

 Cuma günü bir arkadaşımın bitmez ısrarı yüzünden ki arkadaş demeye bin şahit ister çay bahçesine gittim. Burada beni uzun süredir tanıyan bir kadın ve onun son zamanlarda yakın arkadaşı olan başka bir kadın vardı. Masaya oturdum, bu arakdaşımın arkadaşı dediğim kadın ne hoş geldin ne merhaba öööyyyle dikti gözlerini domuz gibi bakıyor. Zaten nasıl da çirkin bir şey yüzünde memelet kalmamış tipler olur ya çünkü içidir insanın yüzüne yansıyan bu ikisinde ne yazık ki bakılacak bir yüz kalmamış. Kadın daha benim yanımda beni çekiştirmeye başlıyor masaya gelen dördüncü bir kadına " ay bu Marin de pek dağınıktır ama şimdi evi nasıl bilmem" diye. Evet bilmiyor çünkü evime sokmuyorum uzun süredir. Kuduruyor, çatlıyor konuşmuyorum da ama hadi herkes ikinci şansı hak eder diye gittim emin oldum doğru karar verdiğimden. Bu karşımda oturan domuza beni nasıl tanıttı ve neler anlattıysa düşünme yoksunu tipsiz domuz inanmış belli bana nefret dolu gözlerle bakıyor. Belli ki ne vericiliğim kalmış ne alıcılığım bir de üzerine eklenmiş Marin de zaten her yere geç kalır sözü. Kendisi heryere geç kalır ben çok dakiğimdir halbuki.
Laf sokmak kolay bunlara da şöyle bir baktım domuz zaten zeka ve tip yoksunu öbürü desen zavallının yüzsüzün önde gideni etrafıma baktım beni bunlarla kaç kişi gördü diye neyse ki tenhaydı.
"Ben kalkıyorum" dedim "daha yeni geldin" dedi. "İşim var acelem var geçerken uğradım" dedim. Domuza kaçamak bir bakışla hafifçe el salladım o da homurtu çıkartarak karşılık verdi. Oradan kaçar gibi uzaklaştım kötü enerjileri bana yetişemedi. Yürürken de düşündüm herkes hak ettiğini yaşayıp layığıyla dost oluyor gerçekten demek ki zamanında ben bu kadın gibileri hak ediyormuşum ki tanımışım ama şimdi silkelendim kurtuldum her türlü pislikten domuz kendi pisliğinde eşelensin bana zaten bulaşamaz. Bu kadınlarla da yatan var mıdır ki acaba? diye de düşünmedim değil bunlar kesin yalnızlıktan bu kadar çürümüşler. Hele o domuz ne zamandır sevgilisi yok ne zamandır kimse yatmamış bilemem eskiden varmış biri de bu benim eski arkadaşın da etkisiyle ayrılmış adam yaramazmış sorumsuzmuş seninle yattığına şükret aman bana ne.

11 Ağustos 2016 Perşembe

İlk Mesajı Günahsız Olanınız Atsın


Cihan'dan günlerdir haber yok. Ben utançtan eğilmiş başımı Cihangir sokaklarına uzatamıyorum sanki birileri ne haltlar yediğimi biliyor da beni yargılayacak gibi geliyor herkes kendisine baksın gerçi onları da biliyoruz da neyse.
Kafama takıldı, nerede bu adam? Mesaj yazmak için telefonumu elime alıyorum. Neredesin? Yazıp yazıp siliyorum. Bu gibi durumlarda ilk mesajı ilişkide en günahsız olan atmalı bence benim ise günahım tavanı deler durumda. Baştan beri bu işe kalkışmam hataydı, bu ilişki gereksiz bir darbe indirdi hayatıma.
Şimdi nerede olduğunu merak ediyorum ama arayamıyorum yazamıyorum işin kötüsü o da yazmıyor. O zaman bana ne deyip köşeme çekilmek ve unutmaktan başka çarem yok ama karısına da çok üzüldüm bari ona haber ver diyesim var.
Gecenin ikisi dayanamayım yazıyorum. "Neredesin? karın çok merak etmiş" Hani benim umurumda değilsin de o merak etmiş onun için yazıyorum alt mesajıyla kuruğu dik tutma çabasındayım.
Görüldü işareti gözüme sonra da yüreğime batıyor ama cevap gelmiyor. Bekliyorum cevap yok, ertesi sabah cevap yok.
Görüp cevap vermemesi mesaj yazmamasından da kötü, mesajı görülüp de cevap alamayan kişi olmak daha da kötü. Keşke yazmasaydım diye debeleniyorum içimde.
Facebook sayfamda bir mesaj dikkatimi çekiyor " geldi teşekkürler." Ne geldi? Kim geldi? Gelerek neye iyi geldi? Bana iyi gelen birşey yok şu an çünkü. Cihan mesajımı okuyup karısının yanına dönmüş bana lütfedip bir yanıt verme gereği duymamış ama bir yerlere gelebildiğine göre iyi demektir ben de kandi çapımda bir evliliği kurtardım. Tamam önce talan ettim yağmaladım ama sonra kurtardım hem de en günahsız mesajımla yaptım helal bana.

7 Ağustos 2016 Pazar

Kim Kazandı Cihan'ın Karısı Mı Ben Mi?

 Cihan'ın karısından çok sağlam bir darbe yedim bu Cuma. O yüzden suskundum anca dilim çözüldü. Cuma gecesi buluşması yaptık aşağıdaki barda Nuri, ben, birkaç etraftan arkadaş daha. Sohbet muhabbet önce kahve sonra sevmesem de ortama uymak için bir bira derken loş ışığın içinde bir yüz git gide tanıdık halde yaklaştı yanıma. Yaklaştıkça tanıdım tanıdıkça tanımazlıktan geldim ama geldi karşımda durdu. Nuri, kolumu dürttü başımı başka tarafa çevirmiştim mecburen ona döndüm.
-Marin Hanım?
Dua ettim hayatımda ilk kez belki dua ettim sadece bir okur olsun da iki soru sorup gitsin diye ama acemiyim tabi duam kabul olmadı.
-Evet?
-Ben ... Cihan'ın karısıyım.
Masadaki herkes sustu. Sanki bardakiler hatta tüm şehir sustu ama o susmadı.
-Bir haftadır eve gelmiyor çok merak ediyorum telefonu da kapalı sizinle mi?
Etrafıma kaçamak bakışlar atıyorum Nuri ile göz göze geliyoruz. Nuri de taş kesmiş, makyajlı yüzü sanki donmuş kalmış bana pür dikkat bakıyor.
-Hayır değil.
-Bakın sizinleyse lütfen söyleyin sorun çıkartacak değilim çok merak ediyorum lütfen.
Keşke bu lütfenlere verecek bir cevabım olsaydı. Keşke kadını rahatlatacak bir şeyler söyleyebilseydim ama bir dakika söyleyebilirim.
-Onu ben de geçen pazardan beri görmedim konuşmadım da.
Kadın yanıma Cihan'ı aramaya geldiğine göre zaten aramızdaki mevzudan haberi var yok saymaya ve onu aptal yerine koymaya gerek yok.
-Sizi hiç aramadı mı?
-Hayır ben de onu aramadım.
Kendimi aklayacağım sanki aramayınca adamla ayladır ilişkim var.
-Neden o kadar kızdı size?
-Efendim?
-Çok kızarsa kaybolur böyle ben acaba bana mı kızdı diye yedim bitirdim kendimi ama demek ki size kızmış neyse rahatsız ettim kusura bakmayın.
Arkasını dönüp yürümeye başlıyor. Yine Nuri ile göz göze geliyorum arkasından git diyor da niye? Tamam gidiyorum.
-Salata yüzünden kızdı. Dönüyor...
-Nasıl?
-Ona yaptığım salatayı beğenmedi ben de git karın yapsın dedim o da çekti gitti.
Yüzünde acılı ama tanıdık birini görmüş, ortak bir sırra nail olmuşçasına tuhaf gülümsemesi beliriyor ve kafasını sallıyor.
-Anladım hoşçakalın.
Dönüp giderken arkasından bakıyorum. Neyi anladığını kimin kazandığını merak ediyorum.

Huuuu Değil Vuuuuhuuuuuuuuuu

 Engelle terimi hayatımızda yokken ne telefon sapıklarının nefes alış verişleriyle ne çaldır kapatlarla uğraştık. "Beni bir daha arama!" diye çıkıştık. Telefonlara engelleme özelliği gelince telefon sapıklığı denilen bir olay da resmen bitti evet aslında bu durum bir çağın kapanışıydı. Şimdi birisinden hoşlanmadıysak kazara yanlış numara aradıysa ya da bir yerlere üye yapmaya çalışan yapışkan aramalar alıyorsak düşünmeden hemen engelliyoruz. Ben de bana dadanan bir kadını engelledim gelmiş altmış yaşına ünlü olma derdinde beni bir yerde oynatsana Marinciğim kadın o kadar iyi adapte olmuş ki kendi kişisel sapıklığına nasıl bir evrim geçirdiyse ben telefonu elime alır almaz bana mesajlar yazmaya başlıyordu. Yav kadın nasıl görüyorsun nereden anlıyorsun? Bir yerden yazıyor cevap vermiyorum başka yerden yazıyor yine cevap vermiyorum huuuhuuuuuu yazıyor bu nedir ben de vuuhuuuu mu yazmalıyım?

En sonunda dayanamadım yeni işimde bir rol var ama sevişme sahnesi de var baya soyunacaksın sevişeceksin kabulse hemen yönetmen görüşmesi ayarlayayım dedim. kem küm şey mey bilmem ki dedi iki gün sonra dadanmaya kaldığı yerden devam.
"Marin ciğim ben düşündüm de dozunda olursa yani çok abartmazsak oynarım." Yuh arkadaş ne şöhret sevdasılık bir durum ne gözü dönmüşlük. Daha uzatırdım ve harda bağlardım ama biliyorum onu da kabul ederdi ve kapıma dayanırdı en iyisi mi "başkasını seçtiler" deyip attım. Ama durmadı tabii bir kere kan kokusu aldı ya belki başka et düşer diye tacizlerini arttırdı. Gecenin ikisinde bile mesaj attı. En çok da hayatım boyunca bir erkek bana bu kadar kafayı takmadı ona yanıyorum.Peşimeki sapığa bakın altmışında bir kadın. Sevimli yüzüne kanıp birilerine yakın davranırsınız da sonradan manyak çıkar ya o tür. Gerçi neden şaşırıyorum ki? Filmlerdeki seri katiller de çok sevimli ve güler yüzlü değil mi normal hayatlarında. Bu kadını dün gece yine bana elime aldığımda gelen mesajı yüzünden engelledim. Telefonu elime aldığımda! Artık nereden ve nasıl görüyorsa görsün de huuuulasın bakalım kurtuldum sonunda vuuuuhuuuuuuuuuuuuuuuuu!!!

5 Ağustos 2016 Cuma

Biz Kirlendik Onlar Temiz Kalsın Yalanı

 Ben senaristlik de yapıyorum. Bazen reklam filmi bazen dizi.. gelen işe göre değişiyor. Yurt dışından bir iş aldım ve benim başım kel mi benim niye yardımcım yok diye ilan verdim nette. Bir kızcağız diğer adaylardan daha istekli hızlı ve kötünün iyisi vazyetinde yetenekli çıktı. İlk bölümü benim verdiğim bilgilerle yazdı ben de düzelttim epeyce tabii ama dediğim gibi umut var. Kız dün gece beni aradı ağlamaklı.
"Marin Hanım ben yapamayacağım."
"Neden yapamayacaksın Ece?"
"Bu dizide çok entrika var kimin eli kimin cebine belli değil enseste övgü var."
"Ne ensesti yahu yengesi kocasının yiğenine asılıyor birazcık aralarında da birşey olmuyor  Aşkı Memnu yu bayıla bayıla izlemişsindir ama."
"Biz yeterince kirlendik ben bunu o ülkenin insanlarına yapamayacağım. Ben saf duyguların olduğu kötü örnek olmayan işler yazmak istiyorum."
"Tamam Ececim sen bildiğin gibi yaz ben kanalı ikna ederim."
"Gerçekten mi? Tamam o halde devam ediyorum."
İkna oluyor telefonu kapatıyoruz. Evet kız hafif kırık ama şimdi bana lazım başımda başka işler var oturup bir diziyi baştan yazamam ayrıca bütün tanıdığınız ünlü senaristler de yardımcı yöntemini kullanır.
Sabah küçük hanımdan bir mail gelmiş okuyorum. "Marin Hanım ücret yeterli gelmedi ben yapamayacağım kusura bakmayın."
Hımmm mesele anlaşılıyor. Ahlaki değerler, kötü örnek olmalar, saf duygular hikaye aslında değil olay tamamen duygusal yani para. Parasını arttırsam ne entrikalar ne yasak aşk sahneleri yazar bu kız ama fırsatı kaçırdı başka yardımcı bulacağım. Kalemine güvenen?

4 Ağustos 2016 Perşembe

Deccal Kimden Doğacak? Yoksa?

 Bir arkadaşım geldi bugün bana -Marin senden çok tuhaf birşey isteyeceğiz eşimle. dedi Aklıma ne geldi? Tabii bi üçlü yapmak istedikleri... Herkesin bu gelmez mi?
-Hayırdır ne isteyeceksiniz?
-Yumurtanı bağışlamanı.
-Efendim? Gözüm ister istemez mutfağa buz dolabına kaydı, kaç yumurta vardı ki dolapta?
-Biz çocuk istiyoruz ama benim yumurtalıklarımda bir sorun var sen bize sadece yumurtanı bağışlayacaksın hepsi bu.
-Nasıl olacak o?
-Sana birkaç gün ilaç verilecek sonra da büyüyen yumurtaların toplanacak tüp bebek işlemindeki gbi yani.
-Sonra?
-Sonra da kocamın menisiyle döllenip bana yerleştirilecek.
-İyi de o zaman o benim olmayacak mı?
-Senin genlerini taşıyacak evet ama bizim çocuğumuz olacak.
-Neden ben?
-Güzelsin, akıllısın, seni yıllardır tanıyoruz ayrıca karma br ırktan olsun istiyoruz.
Sanki ben kediyim de ırkımın karmalığı tartışılıyor demek istiyor ki ben hem Türk hem Yunan hem Slav hem de bilmem kaç değişik ülkeden aile fertlerine sahibim ve çeşitliyim.
-Anlıyorum da taşıyıcı anne falan bulsanız malum şimdi o moda.
-Ben taşımazsam hissedemem ona sevgi. sen düşün ve lütfen hayır deme. Gidiyor... yarım saat sonra Nuri damlıyor durumu anlatıyorum.
-Ya sana çekip de aşufte olursa çocuk?
-Nuri! aşk olsun.
-Yalan mı? Senin genlerini alacaksa sana benzer kız olursa ayrı dert erkek olursa nasıl birşeye dönüşeceğini ben bile kestiremiyorum.
-Edebiyata meraklı, sanatçı ruhlu biraz da kırık olur. tamam iyi of çapkın da olur sanki herkes rahibe bir ben günahkarım.
-Vercen mi?
-Yok ya girmem ben o topa sonuçta benim çocuğum ya birgün geri istersem.
-Sen ve çocuk düşünemiyorum bile.
-Nuri biz de çocuk yapalım mı senin dalga yerinde hala nasılsa sperm de üretiyorsan benim yumurtamla çiftleştirir bir taşıyıcı anneye koyarız bakalım ne çıkacak.
-Kız deccal olur o. Aaa zaten tam da gelme zamanı kutsal kitaplara göre etrafı etkisi altına alan güzel ama ahlaksız bir kadınla hem erkek hem kadın cinsiyeti taşıyan tuhaf bir adamdan olacak deniyor.
-Hadi canım. Cidden mi?
-Ne bileyim ben Deccalse öyle olmalı, çocuk istiyorsan evlat edin Marin ya da evlenecek bir adam bul evlenip yap.
-Diğer blogırlardan farkım kalmasın yani. Hepsi evlenip çocuk doğurunca bitecek ve her ne kadar istemeseler de anlatacakları tek şey çocukları olacak. okuru da onların çocukları hiç mi hiç ilgilendirmediğinden artık okurları kalmayacak. Popüler olanlar evlenip çocuk yaptıklarında bitecek çirkin olanlar da var olan popülerliğinden kazanıp evlenecek ve çocuk yapacak sonuç onlar da bitecek ama ben bitmeyeceğim. Ben hep yaşayıp hep yazacağım aptal bir bebek bloguna dönmeyecek burası ben hep Madam Marin kalacağım bilmem anlatabildim mi?

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Üstü Kalsın Aşkımın

 Bugün karışık duygularım vardı. Kimseyi takibe almam yani stalker değilim ama arada ne yapıyor bakalım bensiz mutsuzdur umarım diye gözlemlediğim "eski"lerim var tabii. Bunlardan en yıkıcı ve yakıcı olanına baktım ve paylaştığı bir fotoğrafla yazıyı gördüm. Onun da beni takipte olduğunu tahmin ettiğimden madam marin olduğumu daha bu blogu yazmaya başlamadığım itiraf.com da küçük itiraflarda bulunduğum zamandan beri biliyor bu yüzden detaya giremeyeceğim. Bakarsa ondan bahsettiğimi anlar çünkü. Kısaca mutsuz olduğunu ancak bu duruma sevdiği kadın için katlandığına dair bir mesaj vardı yazısında ya da ben öyle anladım. Benimle de mutsuzdu ama aynı zamanda çok mutluydu. Kavgalarımız ölümcüldü. Kıskançlıktan çıkdırır bana zerre güvenmezdi ama barışmalarımız da bir o kadar güzeldi. Zaten bir ilişki çalkantılı ve inişli çıkışlıysa güzeldir evet çok yorar ama güzel olan budur. Söylemek istediğim şu benimleyken de yanıyordu ama birlikte yanıyorduk şimdi yaşadığı ilişkide tek taraflı yanıyor karşısında ruhsuz umarsız algısız ve suratsız bir kadın var. Hayır kıskançlıktan değil bu sözlerim gördüğümü bildiğimi yazıyorum. Yalnız... Bir ilişkiyi yalnız yaşıyor, iki kişinin omuzlaması gerektiği herşeyi tek başına kaldırmaya çalışıyor ve dizlerinin üzerine çöküyor, ilişkisi de çöküyor o da bunun altında kalıyor. Ve biliyorum ki beni suçluyor. Bir keresinde bana "hayatımı mahvettin" demişti. Bugün acaba mı dedim ilk kez; acaba hayatını mahvedip onu bu kadına ve bu mutsuzluğa ben mi gönderdim? Bunun da hesabı bana mı kesilecek karma mahkemesinde? Sanmıyorum... O şimdi bana yaptığı haksızlığı ödüyor çünkü biz bizken yerlerde sürünen tüm yükü kaldıran ama yine yaranamayan bendim şimdi bana yaşattıklarının bedelini ödüyor. Ödemeli de ama ben bir şey istemiyorum ne özür ne telafi üstü kalsın aşkımın zaten ikimizin de hayatını mahvetti.

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...