Öfkem dinmiyor. Neden bu kadar öfkelendiğimi de bilmiyorum. Bitmiş, geçmiş, gitmiş... Geçmiş geçmiş de kalır da neden bize de geçirir? Biramı yudumlarken bunu düşünüyorum, yanıma Hasret oturuyor. " Nasılsın, canım?" " Evren, evlenmiş haberin var mı?" Yoksa da şimdi var, bana bulaşma , uzatma, canım sıkkın demenin kısa yolu. " Aylar oldu o evleneli, sen yeni mi öğrendin?" " Beni düğüne çağırmadı, nereden bileyim ben?" " Aman, sıradan bir düğündü işte." " Sen gittin mi?" " Gittim tabii. Kaç yıllık arkadaşımız." " Benim hakkımda konuştunuz mu?" " Evet, seninle karmasını çok kirletmiş, anca temizliyormuş, öyle dedi." " Ne dedi? ne dedi?" "Ben ona da karmasına da sokarım." " Ne sokcan kız hortumun mu var?" " Ya Hasret, bi git ya, ne demek lan karmasını kirletmek?" " Çok üzülmüş demek ki seninle, ya da senden sonra, aman ne takıyorsun bu kadar, erkek milleti işte, beraberken kıçını yalar, ayrılınca da senden kötüsü olmaz, bilmiyor musun?" " Karmasını kıçına sokucam onun."
Kalkıp, eve geliyorum. Hasret arkamdan bir şeyler söylüyor ama duyan kim. facebook'u açıp, " Karmanı kıçına sok! " Yazıp, gönderiyorum. İki dakika geçmeden görüldü yazıyor mesajımın altında ama cevap gelmiyor tabii.
İlişkiler, hayat, kadın erkek, cinsellik, komik, cesur... Sizi size yazarak anlatıyorum, hepinizim, hepiniz bensiniz.
Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com
19 Haziran 2014 Perşembe
17 Haziran 2014 Salı
Evren'in Sırrı Vajinamdan Çıktı Mideme Girdi
Ne zamandır Facebook dan girip profiline bakmamıştım aşk denilince aklıma gelen hala midemin üzerinde bir yeri sızlatan eski sevgilim Evren'in. Profil resminde yanında bir kadın var dahası kadının üzerinde gelinlik var. Evet, evlenmiş Evren, evrenin sırrı bir zamanlar cidden vajinamın içindeydi ama şimdi başka kadının içinde. Üstüne üstlük evlenmiş onunla. Mideme kramplar giriyor, öfkeden gözüm dönüyor. Bu adam bana deli gibi aşıktı bir zamanlar nasıl evlenir başkasıyla? nasıl böyle mutluymuş gibi gülümser? Onunla mutlu mu yoksa? Nasıl olur nasıl? yakışmıyorlar bile. Kız gudubetin tipsizin teki. benden sonra bunu mu sevmiş yani? Bu adam beni sevmekten vazgeçemeyecek tek insandı. Evlenmiş, mutlu, başka kadınla, yakında çocuk da yapar...
Mideme giren şey, kramp olamaz. Bu kadar büyük, şiddetli kramp gerçek olamaz. İşte Evren'in sırrı, vajinamdan çıktı, mideme girdi. O kadar, yakıcı, ağır ve acı verici ki, bu sırrı orada daha fazla tutamayacağım. alkol yatıştırır sanırım. Apartmanın kapısından çıkarken Cihan'la karşılaştık. Selam verdi ama benim kimseyi görecek halim yoktu, gözlerim yuvalarında dönerken kimseyi göremezdim zaten. içimde ki ses bile sustu, sakinleşene kadar kimse yanaşmasın yanıma...
Mideme giren şey, kramp olamaz. Bu kadar büyük, şiddetli kramp gerçek olamaz. İşte Evren'in sırrı, vajinamdan çıktı, mideme girdi. O kadar, yakıcı, ağır ve acı verici ki, bu sırrı orada daha fazla tutamayacağım. alkol yatıştırır sanırım. Apartmanın kapısından çıkarken Cihan'la karşılaştık. Selam verdi ama benim kimseyi görecek halim yoktu, gözlerim yuvalarında dönerken kimseyi göremezdim zaten. içimde ki ses bile sustu, sakinleşene kadar kimse yanaşmasın yanıma...
İstediğinle Olamayacaksa, Aşkın Da Seksin De Ne Anlamı Var Ki?
Kapımda bir kırmızı gül daha buldum. Bir bardağa su koydum, gülü de içine koydum. Apartmanda bir hayranım var belli ki. Ben Cihan sanmıştım ama Cihan yine kayıplarda aman umursamıyorum artık. Facebook mesajlarımda Tolga'dan gelen bir mesaj. Aramadın beni :( bir de üzgün surat yapmış. hakikaten aramayı unuttum ben bunu. Gamze'ydi, evrenin sırrı vajina da saklıydı derken unuttum ne yapayım. Neden istemediğin biri kıçından ayrılmazken istediğin biri ortalarda görünmez acaba? İstediğinle olamayacaksa, aşkın da seksin de ne anlamı var ki?
Ben bir adım atsam ne olur? Bir mesaj göndereyim mesela, bir şey olmadı ki aramızda biz hala arkadaşız sonuçta. Telefonu elime aldım, içimdeki cadı konuştu. " Bırak o telefonu hemen!" ne zamandır suskundu, yılan uykusuymuş meğer. İkna etmekle uğraşamayacağım onu, duymazlıktan geliyorum. " Bırak dedim, kaltak! Ne gurursuz bir kadınsın sen ya. Adam seni istese, arar, gelir, yazar. Adamda tık yok seni tınlamıyor gömüyor musun?" Telefon elimde kalakaldım. Bu beni rahat bırakmaz konuşur da konuşur. Hele mesaj atarsam daha beter, konuşur.
" Çık dışarı!" Hah şimdi de kendi evimden kovuyor beni. " Ne?" " Dışarı çık, dışarı. Hava al biraz, kafa dağıt. Ama kimseyle yatma, senin yattığın adamlara ben de katlanmak zorunda kalıyorum." Vay, zevkimi de beğenmiyor haspam. Onu, dinledim, arka bahçeye çıktım. bahçe de Nuri'yi gördüm, almış kahvesini yakmış sigarasını, uzaklara dalmış.
" Gel tatlım, otur." " Nuri, sanırım ben şizofrenim." " O nereden çıktı kız?" " İçimden biri sürekli benimle konuşuyor çadolozun da teki." " Ne diyor?" " Onu yapma, bunu giyme falan. Konuşan da benim de başka bir ben gibi." " İç ses kız o." " Sende de var mı?" " Var tabi, o ses olmazsa kimle dertleşir insan. Suyuna git, anlaşırsan, çok eğlenceli olur iç ses." Bu Nuri ne şeker biri ya iyi ki tanımışım.
" Şizofren değilim yani değil mi? " Şizofren olsan, ben şizofreniz derdin." Gülüyoruz. İçimdeki konuşuyor; " Şizofren değiliz de sağlam sürtüğüz." Gülmeye devam ediyorum ama Nuri'ye neden güldüğümü söylemiyorum. Belki şizofren değilim ama normal olmadığımda kesin.
Ben bir adım atsam ne olur? Bir mesaj göndereyim mesela, bir şey olmadı ki aramızda biz hala arkadaşız sonuçta. Telefonu elime aldım, içimdeki cadı konuştu. " Bırak o telefonu hemen!" ne zamandır suskundu, yılan uykusuymuş meğer. İkna etmekle uğraşamayacağım onu, duymazlıktan geliyorum. " Bırak dedim, kaltak! Ne gurursuz bir kadınsın sen ya. Adam seni istese, arar, gelir, yazar. Adamda tık yok seni tınlamıyor gömüyor musun?" Telefon elimde kalakaldım. Bu beni rahat bırakmaz konuşur da konuşur. Hele mesaj atarsam daha beter, konuşur.
" Çık dışarı!" Hah şimdi de kendi evimden kovuyor beni. " Ne?" " Dışarı çık, dışarı. Hava al biraz, kafa dağıt. Ama kimseyle yatma, senin yattığın adamlara ben de katlanmak zorunda kalıyorum." Vay, zevkimi de beğenmiyor haspam. Onu, dinledim, arka bahçeye çıktım. bahçe de Nuri'yi gördüm, almış kahvesini yakmış sigarasını, uzaklara dalmış.
" Gel tatlım, otur." " Nuri, sanırım ben şizofrenim." " O nereden çıktı kız?" " İçimden biri sürekli benimle konuşuyor çadolozun da teki." " Ne diyor?" " Onu yapma, bunu giyme falan. Konuşan da benim de başka bir ben gibi." " İç ses kız o." " Sende de var mı?" " Var tabi, o ses olmazsa kimle dertleşir insan. Suyuna git, anlaşırsan, çok eğlenceli olur iç ses." Bu Nuri ne şeker biri ya iyi ki tanımışım.
" Şizofren değilim yani değil mi? " Şizofren olsan, ben şizofreniz derdin." Gülüyoruz. İçimdeki konuşuyor; " Şizofren değiliz de sağlam sürtüğüz." Gülmeye devam ediyorum ama Nuri'ye neden güldüğümü söylemiyorum. Belki şizofren değilim ama normal olmadığımda kesin.
Evrenin Sırrı Vajinamın İçinde
Uyandım, Gamze kahvaltı hazırlamış ve giyinmiş; artık çıplak değil. " Dün gece ne içtik be." Diyor beni görünce. " Sorma eve nasıl geldiğimizi bile hatırlamıyorum." " Ben hatırlıyorum." " Neler hazırladın böyle maharetli kızmışsın." Kahvaltıyı balkonda yapıyoruz, çay içimi ısıtıyor, kokusu yüreğimi. Huzur içinde bir kısmı zar zor görülen denize bakarken, Gamze konuşuyor.
" Dün gece yiyiştik biraz." Çayımdan bir yudum almıştım ki, boğazıma kaçıyor bu duyduğumla, öksürmeye başlıyorum. " Ne? Nasıl?" Yakın bir kız arkadaşımla, ki kendisi biseksüeldir, kırmamak için bir kez sevişmiştim ama kadınlarla sevişmek bana göre değil, ben erkekleri severim.
" Hiç hatırlamıyorum, sen ondan mı çıplaktın. Neler yaptık?" " Ben seni dilledim sen benimkinin içine baktın." " İçine mi baktım?" " Aynen, evrenin sırlarından bahsediyorduk, ben de son okuduğum bir kitapta evrenin sırrı vajinanın içinde saklıymış dedim, sen de aç bakıcam diye tutturdun." " Baktım mı?" " Baktın. Sırrı çözdün mü bilmiyorum ama, sonra öpüştük, ben seni soydum falan."
" Hiç hatırlamıyorum ya, kusura bakma." " Demek ki yeterince iyi değilmişim." " Yok ondan değildir de çok sarhoştum. Vajinanın içinde evrenin sırrını aramışım baksana. Buldum mu acaba?" " Bilmem, ayıkken bana borcun var ona göre. Ben de seninkinde evrenin sırrını arayacağım, bence seninkinde saklı o sır." Tebessüm ettim, bu evet anlamına da gelebilir, konuyu kapatmak için kaçamak bir gülüş de olabilir. El mahkum Gamze'yle ayıkken sevişeceğim tüh .
16 Haziran 2014 Pazartesi
Kanepemdeki Çıplak Kadın
Gece eve nasıl geldim hatırlamıyorum, sohbetti, içkiydi, dertleşmeydi derken kafam da bi dünya tabi zor attım kendimi eve, salondaki kanepede uyumuşum, telefonumun sesiyle uyandın, arayan Tolga. " Neden aramıyorsun beni?" Sesi sitemkar, dokunsan ağlayacak ama fısır fısır konuşuyor, sabahın altısında evden arıyor belli ki." Tolga? Saat kaç?" " Ben ne yaptım sana, bana böyle davranıyorsun?" Tolga, saati falan takmıyor, otomatiğe bağlamış, krize girmiş nevrotik hatun modunda. " Tolga, biz seninle beraber değiliz, konuşmuştuk bunu. Artık görüşmeyeceğiz." " O zaman neden geçen hafta yattın benimle?" Ben bununla geçen hafta yattım mı ya? Ha doğru Cihan krizinden sonra eve çağırmıştım, unutmuşum of. kanepemden bir ses yükseliyor ve kafasını kaldırıyor. " Ne oluyor be?" Sesten uyanmış, uyku sersemi bir Gamze. O da benim gibi kanepemde sızmış kalmış, kızı da uyandırdık. " Tolga, sırası değil şimdi çok geç yattım dün gece, kendime geleyim seni ararım." " Ara mutlaka." Kapatıyorum telefonu, tam yatak odama doğru yol alıyorken, Gamze'nin çıplak olduğunu fark ediyorum. Bu benim yanımda, tüm gece çıplak mı uyudu yahu? Sonra başımı eğip üzerime bakıyorum. Minyon bir kadın olduğumdan, bakma işlemim uzun sürmüyor. Sutyenim kaymış, külotum araya kaçmış ama iç çamaşırlarım üzerimde. Gerçi neden soyunup, kanepede uyuduk anlam veremedim ama. Belki Gamze çıplak uyumayı seviyordur, aman neyse, ben uyumaya devam edeyim ama yatağımda.
O. Çocukları ve Nuri
Hava yağmurlu, kapalı... Ben de bir soğuk algınlığı rehaveti. Seviştikten sonra, çıplak uyuyorum ondan bu kadar sık hastalanıyorum ben kesin. Ne yapayım, hadi bir film koyup izleyeyim. O. Çocukları... Severim bu filmi, naif anlatılmış, esprili ve dramatik ayrıca hayatın içinden olduğu kadar kenarından da. Müziği ise alıp götürüyor filmin içine kesinlikle, Kıraç'ın yorumu çok doğru. Telefon çalıyor arayan Nuri," Kız ne yapıyorsun?" " O. çocuklarını seyrediyorum." Bir sessizlik oluyor. " Evden seyredemezsin, onun için dışarı çıkman gerek." Gülüyorum. " Haklısın ama bu evde seyredilen cinsten, gel beraber seyredelim." "Ay tamam kız dur, geliyorum." Nuri, için çay demliyorum, ikram edecek şeyler arıyorum, nickim Madam olsa da Türk hatunuyuz neticede. Nuri'nin filmin bir yerinde gözleri doluyor," Biliyor musun, ailem beni bulsa kesin öldürür aynı böyle." " Hadi canım." " Ciddiyim, ibne olduğumu biliyorlar da nerede olduğumu bilmiyorlar." " Adını değiştirsene kızım." Diyorum. " Adım da giderse bana ben olduğumu hatırlatan ne kalacak?" Diyor. Ne diyeyim haklı...
Aşk Doktoru Öyle Dedi
Televizyonu açtığımda karşıma Mehmet Coşkundeniz çıktı. Bizde olmayanı karşımızda gördüğümüzde bunu aşk sanırız dedi, ya da ben öyle anladım. Cihan, benim tam tersim bir adam, sakin, dingin, tek eşli... Bu yüzden belki de aklım takıldı bu kadar bu adama, tabi henüz sevişememiş olmanın verdiği hırs da eklenince bünyeme resmen hasta oldum. Aşkı bulup, ..mına koyup rahatlamak istiyorum. Aynen öyle sonunu biliyorum, bu yüzden okumuyorum Cihan'ın romanını sonu belli bir hikayeyi okumak saçma geliyor ama yaşamaya can atıyorum nedense...
15 Haziran 2014 Pazar
Önce İste Sonra Vazgeç
Aşk, önce isteme sonra da vazgeçme halidir. Önce vazgeçip, sonra istesek, bunca hatanın hiç birini yapmazdık.
Ben Gayim İlk Sen Öğren İstedim
Benim derdim bana yetmiyor sanki bir de dert dinliyorum. gelen anlatıyor, giden anlatıyor. Yakın arkadaşlarımdan birinin sevgilisi benimle özel konuşmak istedi. Genelde bu konuşmanın sonu, " Ben seni istiyorum, aklımdan çıkmıyorsun" Gibi cümlelerle bittiğinden kendimi vereceğim cevaba karşı hazırlamıştım. Esra ile yakın arkadaşız olmaz Ferit'ciğim, sen çok yakışıklısın ama olmaz, kasların da güzel ama olmaz..."
" Esra'dan ayrılıcam." " Neden?" " Daha fazla bu yalanı yaşamak istemiyorum, ben gayim ilk sen öğren istedim." Yüzümdeki şok ifadesi dağılmadan, kafeden içeri Cihan girdi. Yanımda çok yakışıklı bir erkek vardı, bu iyi haber, bu erkek gaydi bu da kötü haber. Cihan'ı görse ona asılmaya başlayacaktı kısaca, gülümsedim, Ferit'e daha da yaklaştım ki Cihan bizi flört ediyor sansın, kıskansın, çıldırsın, hırslansın, sözlüsü müdür, yazılısı mıdır o kızı terk etsin.
Ferit, itirafıyla dağılmış, yorum yapmamı beklerken ben Cihan'ı kesiyordum ve o da ne yazık ki bize doğru geliyordu. " Bunu Esra'ya sen söyler misin?" Dedi. " Olur tabi, sıkma sen canını" Dedim de bunu düşünmeden söyledim, bize yaklaşan Cihan'daydı aklım.
" İyi akşamlar, nasılsın?"
" İyiyim Cihan, bu arkadaşım Ferit."
" Memnun oldum. Kitabı okudun mu?
" Notunu okudum. Ben çok yavaş kitap okurum ama bitiricem kitabını söz. Söz demişken sözlün nasıl?"
Cevap vermedi, " Görüşürüz." O, uzaklaşırken, ben az önce neye tamam dediğimi hatırladım. Bunu yapamayacağımı söylemeye fırsatım olmadı, çünkü Ferit, barda bir adamla oynaşmaya başlamıştı bile...
" Esra'dan ayrılıcam." " Neden?" " Daha fazla bu yalanı yaşamak istemiyorum, ben gayim ilk sen öğren istedim." Yüzümdeki şok ifadesi dağılmadan, kafeden içeri Cihan girdi. Yanımda çok yakışıklı bir erkek vardı, bu iyi haber, bu erkek gaydi bu da kötü haber. Cihan'ı görse ona asılmaya başlayacaktı kısaca, gülümsedim, Ferit'e daha da yaklaştım ki Cihan bizi flört ediyor sansın, kıskansın, çıldırsın, hırslansın, sözlüsü müdür, yazılısı mıdır o kızı terk etsin.
Ferit, itirafıyla dağılmış, yorum yapmamı beklerken ben Cihan'ı kesiyordum ve o da ne yazık ki bize doğru geliyordu. " Bunu Esra'ya sen söyler misin?" Dedi. " Olur tabi, sıkma sen canını" Dedim de bunu düşünmeden söyledim, bize yaklaşan Cihan'daydı aklım.
" İyi akşamlar, nasılsın?"
" İyiyim Cihan, bu arkadaşım Ferit."
" Memnun oldum. Kitabı okudun mu?
" Notunu okudum. Ben çok yavaş kitap okurum ama bitiricem kitabını söz. Söz demişken sözlün nasıl?"
Cevap vermedi, " Görüşürüz." O, uzaklaşırken, ben az önce neye tamam dediğimi hatırladım. Bunu yapamayacağımı söylemeye fırsatım olmadı, çünkü Ferit, barda bir adamla oynaşmaya başlamıştı bile...
Sanki Ben Hamile Bıraktım
Uçakta, Cihan'ın bana verdiği, hayatımdan esinlenip yazdığı kitabın ilk sayfasını açtım. " Seni Seviyorum." yazmıştı. Sayfaları karıştırdım. İlerleyen bölümlerde kendi de giriyordu romana ve benim tasvir edildiğim karakterle aşk yaşamaya başlıyordu. Kitabın sonunu okumak istemedim, belli ki bu bizim geleceğimizdi. Eve gider gitmez Tolga'yı çağırdım. Hemen geldi tabii. Seviştik, çok mutlu oldu, karısı yani Ayşe, üçlü takıldığımız gün hamile kalmış, bana çok minnettarmış, sanki ben hamile bıraktım hatunu. Bu arada Cihan'ın kitabını uçakta unuttum. Beni gerçekten seviyor mu acaba?
Sen Madam Marin'sin Sadece Sevişirsin
Karşısında belirdiğimde çok şaşırdı, ben de bu kadar şaşırmasına şaşırdım. " Sen ne arıyorsun burada?" " Seni..." Demedim, diyemedim. " Fuarı yazmak için geldim, sabah uçağıyla." " Akşam da döneceksin o zaman?" " Bilmem, kalabilirim de..." En işveli halimle. " Hangi otelde kalıyorsun sen?" " Yakınlarım yanında kalıyorum, zaten fuarın son günü bugün, otel bakmana gerek yok." Bana geri dön diyor kısaca, orada kalıcam diye aklı çıktı. " Tamam, fuarı gezeyim ben, seni meşgul etmiyim." " Ne meşguliyeti, kimse imza almak için beklemiyor ki." " Evet, görüyorum, neyse ki ben kendi imzalı kitabımı İstanbul da almıştım." " Dur bir tane daha hediye edeyim sana." Hiç gerek yok onu da okumayacağım nasılsa. Kitabın kapağına bir şeyler yazdı ve bana verdi. " Seni görmek güzeldi." Gitmem için bu acele niye? Neden tedirgin oldu bu kadar? Diye düşünüyordum ki bir kız belirdi arkasında. Cılız, çelimsiz, esmer, saçları kuyruk, gözünde gözlük, makyajsız... Geldi ve elini tuttu Cihan'ın. Benim Cihanım'ın. Ardından da bana gülümsedi " Bu benim, uzak dur." der gibi.
" Sözlüm, Elif." dedi Cihan, bizi tanıştırırken. " Ben de Madam Marin" Dedim, kız şaşırdı, ben aldırmadım, döndüm kıçımı çıkışa doğru yol aldım.
Arkamdan koştu, bana yetişti ve kolumu tuttu.
" Özür dilerim."
" Neden?"
" Benim için geldiğini biliyorum ama yapamam, seninle olamam. Sana aşık olursam çok acı çekerim, çok yorgunum, yaşlıyım, seni dizginleyemem ben."
" Açıklama yapmana gerek yok."
" Çocuklarım olsun istiyorum, huzurlu olmak istiyorum. Ben buraya geri dönücem bir gün, ailemle, çocuklarımla yaşıycam. Sen böyle bir hayat istemezsin, yapamazsın."
" Abartma Cihan, sadece sevişecektik. Sen nerelere getirdin olayı."
" Biliyorum, sen Madam Marin'sin sadece sevişirsin."
" Aynen öyle. Görüşürüz. Ha bu arada, benim Madam Marin olduğumu nasıl öğrendin?"
" Blogdaki mailinde adın yazıyor."
Son cümlesindeki sesi titriyordu. O benden daha etkilenmişti bu karşılaşmadan ve sen Madam Marin'sin, sadece sevişirsin ile kuyruğu yine dik tutmayı başardım en azından o kadar da küçük düşmedim. Seks yapmaya geldim imajıyla toparladım durumu. Doğru da aslında seks yapacaktım, bir kaç seferden sonra da sıkılacaktım, içimdeki ses haklıydı. Hava alanında, blogumdaki yazılarda okudukları yüzünden değil de bloguma kendi adımla mail açacak kadar aptal oluşum yüzünden, benimle olmak istemediğini düşündüm. İçimdeki sese seslendim, " Haklı çıktın, bir şey demeyecek misin?" konuştu; " Sözlü ne . mına koyim."
Hava alanında kahkaha attım, görenler beni deli sandılar kesin.
Hem İş Hem S..kiş
Kitap fuarı için doğu kentlerinden birine gitti Cihan, bana bunu mesajla bildirdi, " Beni özle ve kitabımı oku." diye bitirmiş mesajını. Sevgilisi bir süre için gitmiş de özgür kalmış gibi hissettim kendimi, yaramazlık yapabilirim. Sanki beni engelleyen bir ilişkim var da Cihan'la. Mesajlaşıyoruz, bakışıp, gülüşüyoruz, karşılaşınca oynaşıyoruz tamam da hiç bir şey olduğu yok. Derdi ne bu adamın?
" Seninle olmak istemiyor." diyor, bu durumu paylaştığım bir erkek arkadaşım, "İstese çoktan olurdu."
" Ama mesajlar, oynaşmalar falan?"
" Erkekler sever böyle şeyleri, kesin ciddi bir ilişkisi var seninle de ilişkisini canlı tutuyor."
" Nasıl yani?"
" Adamı sen heyecanlandırıyorsun, o diğer hatuna atlıyor yani."
Hayda, kurt düştü mü içime düştü, ulan ben aylardır bununla olucam diye seks rejimi yapıyorum resmen. Heyecanla karşılaşmalarımızı bekliyorum, o ise beni bir yere davet bile etmedi cidden. Anca karşılaşırsak görüştük.
Gittiği kenti de biliyorum, hangi gün imza günü olduğunu da... Yapar mıyım? Yaparım, hem fuar hakkında yazarım, böylece hem iş hem s.kiş... kısaca iki işi birden halletmiş olurum.
Ertesi sabaha bilet ayırttım, sabah erkenden de uçakla gittim Cihan'ın beni beklediği kente. Deli miyim? Evet, öyleyim, içimdeki ses başladı çemkirmeye: " Sende hiç gurur yok, seni istemiyor bile, zorla becertmeye çalışıyorsun kendini." " Yahu ben iş için gidiyorum oraya, fuar hakkında yazıcam." " Sen beni kendin gibi aptal mı sandın? Adamın peşinden düştün yollara, iki yatınca hevesin geçecek, peşinden koştuğunla kalacaksın, kaltak!" Elimde olsa, ameliyatla içimdeki sesi aldırıcam ama henüz öyle bir teknoloji yok. Bu sese rağmen, Huzurluyum, uçağın camından bulutları izliyorum ve Cihan'a uçuyorum...
Oynaşma Dönemi
Cihan'la karşılaştığımız her yerde oynaşıyoruz. bazen belirli bazen belirsiz oynaşmalar bunlar. Kafe ya da barlarda rastlıyoruz birbirimize, beni görmezden gelir gibi yapıyor ben de onu, sonra kaçamak bakışlar ve gülücükler atıyoruz birbirimize. Benim yanımda marjinal tipler, onun yanında entelektüel tipler oluyor. Bir araya gelmiyoruz, böyle daha iyi. Mesaj atıyor telefonuma. " Elbise çok yakışmış." " Yine güzelsin niye güzelsin?" "özlemiştim, iyi ki buradasın." ama hep uzaktan, hep mesafe var aramızda, beni de çıldırtan, onu daha çok istememi sağlayan bu mesafe zaten. Orada duruyor, elimi uzatsam dokunurum ama dokunamıyorum. Tuvalete giderken, kalabalıkta ona sürtünerek geçiyorum. " Bu hareket çok fena ama." Diye mesaj atıyor cebime ben de gülücük yolluyorum. Eve döndüğümde, kapımın yanındaki duvarda duran sepette bir kırmızı gül buluyorum. " Güzel gül." Diye mesaj atıyorum. Yanıt geliyor, " Sen de bana güzel gül." Bu mesaj üzerine gülü bırakanın o, olmadığını anlıyorum. Saçma sapan bir mesaj göndermiş gibi oldum, neyse. Bana gelse de sevişsek diye iç geçirsem de bayılıyorum bu oynaşma dönemine, sevişmekten bile zevkli bence.
Bacak Arası Sevmediği Adamlara Sığınak
Son üç yıldır patronum, adı Murat. Bence tam patron adı, ben yazıyorum o satıyor. İlişkimiz mesafeli ama yakın. Ben freelance makale yazarlığı yapıyorum bu arada makale yazıyorum, araştırma yapıyorum, ürün tanıtıyorum, gezi yazıları yazıyorum çünkü çok gezerim falan. Murat'la mesafeli ama işveli bir ilişkimiz var, hani birimiz yanaşsa öbürümüz atlayacak türden. Patronla seks yapılmaz biliyorum ama Cihan'la yakınlaşma olayından ürktüm. Evet, benim bağlanma sorunum var ve ben karanlık tarafı seçtim. Ya çocuklu ve mutsuz bir kadın olacaktım ya da yalnız ama özgür. Eğer bu karanlık tarafsa ben memnunum karanlığımdan.
Murat'ı evime kahve içmeye davet ettim bu da eşittir; " Gel sevişelim" Demek. O da geldi ve seviştik. Bu ani değişime bir anlam veremedi ama hoşuna da gitti. Ayrılırken bu devamlı değil, öylesine bir şeydi konuşmasını yaptım, yapmazsam başıma iş alırım, adamla iş yapıyorum ve en uzun çalıştığım şirket onunki. Murat'ı kapıdan uğurlarken bizi Cihan gördü. Bunu planlamış mıydım? Hayır, nasıl denk getirebilirim ki böyle bir şeyi ama istemedim dersem yalan olur. Belli belirsiz selam verdi ve kendi katına çıktı. Balkonuma çıktım, çayımı yudumlarken, Cihan'ın kitabını aldım ve beni yazdığı satırları okudum: " Bağlanmaktan ve aşktan öyle korkuyordu ki, bacak arasını sevmediği adamlara sığınak yapmıştı." Kitabı elimden bırakırken, " Bu adam çözmüş beni." diye düşündüm...
Murat'ı evime kahve içmeye davet ettim bu da eşittir; " Gel sevişelim" Demek. O da geldi ve seviştik. Bu ani değişime bir anlam veremedi ama hoşuna da gitti. Ayrılırken bu devamlı değil, öylesine bir şeydi konuşmasını yaptım, yapmazsam başıma iş alırım, adamla iş yapıyorum ve en uzun çalıştığım şirket onunki. Murat'ı kapıdan uğurlarken bizi Cihan gördü. Bunu planlamış mıydım? Hayır, nasıl denk getirebilirim ki böyle bir şeyi ama istemedim dersem yalan olur. Belli belirsiz selam verdi ve kendi katına çıktı. Balkonuma çıktım, çayımı yudumlarken, Cihan'ın kitabını aldım ve beni yazdığı satırları okudum: " Bağlanmaktan ve aşktan öyle korkuyordu ki, bacak arasını sevmediği adamlara sığınak yapmıştı." Kitabı elimden bırakırken, " Bu adam çözmüş beni." diye düşündüm...
Aşk Böyle Mi Kokar?
" Beğendin mi romanı?" Diyor, sesiyle irkiliyorum. " Korkuttun beni, ne kadar sessiz geldin öyle."
" Ben sessiz gelirim." Diyor, gülümsüyor. Bugün nasıl da yakışıklı görünüyor.
" Bana telif ödemelisin, beni anlatmışsın romanında." " O zaman sen de bana öde." " O niye?" " Bloğunda benden bahsediyorsun Madam Marin." Diyor, kızarıyorum. " Biliyor muydun? Ama nasıl?" " Ben senin hakkında sandığından çok şey biliyorum."Diyor.
Bloğumu okuyor, dahası ben olduğumu biliyor. Bu beklemediğim bir darbeydi, hem hoşuma gitti, hem beni tahrik etti, hem de rahatsız etti. Çok özel şeyler yazdığım zamanlar da oldu bloğa, hele onunla ilgili yazdıklarım aman aman.Aleni yatakta nasıldır acaba bile yazdım, çıkarımlarda bulundum. Elleri güzel, güzel okşar, dudakları güzel öper falan yazdım, of ki ne of. Kalbimin kenarında bir alevlenme oluyor, yeni bir şey bu. Bana yaklaşınca kokusunu duyuyorum, güzel kokuyor, farklı ama tanıdık. Aşk böyle mi kokar?
" Sen de roman yazmalısın." " Aman kim okur beni." "Ben seni okurum." Öpecek sanki beni, öyle bakıyor yüzüme ama kapının açılışıyla büyü dağılıyor gelen bizim Totoş Nuri.
" Ayyy bugün hava ne güzel kızzzz." diyor ve yanımıza oturuyor. Birbirimize bakıp, gülümsüyoruz. Sevişeceğiz bu kesin ama daha önemlisi seveceğiz birbirimizi sanki.
Çekingen Ama Müstehcen Grup Seks Denemesi
Tam tahmin ettiğim gibi, jartiyer giymiş Ayşe. Pek bi eğreti durmuş, alışık olmadığı belli. Çekingen ama müstehcen bir gülümseme var yüzünde. Bana bakıyor dikkatle, ben ne yapsam tekrar ediyor. Çıkardığım seslerin bile aynını çıkartmaya çalışıyor. Tolga'ya ben atılıyorum önce malum sebepten. Oral takılmalar da birimiz çıkıyor birimiz iniyor Tolga'nın yüzüne. Tabii önce çıkan yine benim, hijyen önemli arkadaş ve ilk oturan da benim. Sonra dediğim gibi ben kenara çekiliyorum bunlar baya bir hararetleniyor, hızlanıyor, beni de unutuyorlar. Görevimi yerine getirmenin ve bir evliliği kurtarmanın mutluluğuyla sigara yakıyorum. Hayır orgazm sigarası değil daha çok bitti çok şükür sigarası. Onları yatağın kenarında izlerken, Ayşe Tolga tamamlandı diye geçiriyorum içimden. Yakışıyorlar da aslında, " Bak iyi bir işe yaradı kaltaklığın aferin sana", içimdeki ses olmadık zamanlarda yorum yapar böyle. Genelde esprilidir yorumları ve mutlaka bana laf sokar. Seviyorum o sesi ama ne de olsa benim o da, başka bir versiyonum ya da içime hapis olmuş, eleştirmekten başka bir şey yapamayan benim. Of saçmalıyorum, bunlar unuttu beni, iyisi sessizce giyinip, gideyim.
Threesome Yani Üçü Bir Arada
Kızın adı Ayşe, Tolga ve Ayşe üç yıl önce evlenmiş, tatlı bir çift. Kız da çıtı pıtı, sarışın, çekingen bir şey. Ben yanında femme fatale kalmış bir tip. Kırmızı rujum, deri pantolonum, askılım falan, koyu renk saçlar, gözlerimin rengini ortaya çıkaran makyaj... O da inadına sade, inadına doğal. Tokalaştık, hafifçe gülümsedik, ne kadar da moderniz aman aman. Sanki birazdan aynı erkek için birbirine girecek iki hatun değilmişiz gibi, kahvelerimizi söyledik, nasılsınız falan dedik birbirimize. Ay daha neler göreceğim bakalım.
" Sizi rahatsız ettim biliyorum ama ben Tolga'yı çok seviyorum. Tolga'da sizi..." Dedi.
Ben cümlenin sonunu " Tolga da sizi düdüklüyormuş" Olarak tamamladım içimden ve gülümsememek için zor tuttum kendimi.
" Onu kaybetmek istemiyorum." Dedi. Sesi ağlamaklı oldu, başını içtiği kahveye eğdi.
" Bakın, benim Tolga ile yaşadığım şey sadece cinseldi. Evet, birbirimizden hoşlandık ama ortada ayrılık gerektirecek bir durum yok, ben Tolga'yla beraber olmayı düşünmüyorum. Hatta bir daha görüşmeyeceğim, söz veriyorum size."
" Hayır, lütfen terk etmeyin onu. Siz olmazsanız ölür Tolga."
Ay bu Tolga da ne malmış yahu ne zaman aşık oldu bu kadar bana.
" Peki, ne istiyorsunuz benden?"
" Söylemeye utanıyorum ama, bu onu çok mutlu eder. Ben sizin kadar yatakta becerikli değilim ve onu sizin gibi heyecanlandıramıyorum"
Evet, Tolga akıllısı seks detaylarımızı da anlatmış karısına. Tövbe tövbe...
" Eee?"
Benden seks tüyosu falan isteyecek herhalde kocasını geri kazanmak için.
" Üçlü seks yapar mısınız bizimle? Yani ne deniyor threesome."
" Adını falan da öğrenmiş, mahsun aldatılmış eş, gelmiş bana kocamı beraber memnun edelim, bende senden feyz alayım diyor resmen. Ya ben ne diyorum? Yok artık daha neler mi? Daha neler?
" Önümüzdeki hafta regli oluyorum, bir hafta sonra günü belirlemek için telefonlaşalım." Diyorum...
" Sizi rahatsız ettim biliyorum ama ben Tolga'yı çok seviyorum. Tolga'da sizi..." Dedi.
Ben cümlenin sonunu " Tolga da sizi düdüklüyormuş" Olarak tamamladım içimden ve gülümsememek için zor tuttum kendimi.
" Onu kaybetmek istemiyorum." Dedi. Sesi ağlamaklı oldu, başını içtiği kahveye eğdi.
" Bakın, benim Tolga ile yaşadığım şey sadece cinseldi. Evet, birbirimizden hoşlandık ama ortada ayrılık gerektirecek bir durum yok, ben Tolga'yla beraber olmayı düşünmüyorum. Hatta bir daha görüşmeyeceğim, söz veriyorum size."
" Hayır, lütfen terk etmeyin onu. Siz olmazsanız ölür Tolga."
Ay bu Tolga da ne malmış yahu ne zaman aşık oldu bu kadar bana.
" Peki, ne istiyorsunuz benden?"
" Söylemeye utanıyorum ama, bu onu çok mutlu eder. Ben sizin kadar yatakta becerikli değilim ve onu sizin gibi heyecanlandıramıyorum"
Evet, Tolga akıllısı seks detaylarımızı da anlatmış karısına. Tövbe tövbe...
" Eee?"
Benden seks tüyosu falan isteyecek herhalde kocasını geri kazanmak için.
" Üçlü seks yapar mısınız bizimle? Yani ne deniyor threesome."
" Adını falan da öğrenmiş, mahsun aldatılmış eş, gelmiş bana kocamı beraber memnun edelim, bende senden feyz alayım diyor resmen. Ya ben ne diyorum? Yok artık daha neler mi? Daha neler?
" Önümüzdeki hafta regli oluyorum, bir hafta sonra günü belirlemek için telefonlaşalım." Diyorum...
Karım Seninle Olduğumu Biliyor
Facebook mesajlarımda, tanımadığım kadınlardan gelen hakaret cümlelerine alışkınım. Nedeni, takıldığım ya da mesajlaştığım ya da alakam olmadığı halde bana yazan malların mesajlarını silmeyi unutup, kadınların da Facebooklarına bakabileceklerini düşünememelerinden doğan yakalanmalarının bir uzantısı, kısaca kabak hep benim başıma patlar. Silin oğlum şu mesajlarınızı iki saniyelik iş. Neden saklıyorsunuz, sonra okuyup mastürbasyon mu yapıyorsunuz? Nedir? Bu kez gelen mesaj, hakaret ve tehdit içerikli değildi, sadece." Marin Hanım, sizinle konuşmak istiyorum." Yazıyordu. mesajı gönderen hatunun profiline girdim. Fotoğrafları ve soy adı tanıdıktı. Tolga'nın karısıydı. Tolga, son bir kaç haftadır beraber olduğum, hoş, tatlı, biraz fazla üzerime düşen ama sevimli, yakışıklı, yatakta da oldukça uyumlu olduğum adamdı. Yakalanmasını ve beni böylesi bir duruma sokmasını beklemiyordum, onun zeki biri olacağını düşünmüştüm, ama nihayetinde erkekti ve o da mesajlarını silmemişti.
Hemen Tolga'yı aradım. "Yakalandık" Dedim karın bana mesaj göndermiş ve hemen çemkirdim "Yahu neden silmedin mesajlarını?"
Sakin bir sesle " Karım seninle olduğumu biliyor." Dedi. Bir kaç saniye elimde telefon kalakaldım. " Her şeyi biliyor mu yani?" " Evet, ilk günden beri biliyor. Ben kimseyi kandırmam. Sana aşık oldum ve bunu ona anlattım." Yuh yani, ne denir ki buna? Bir tarafımın hoşuna gitti kabul ediyorum ama ne gerek var şimdi bu trajediye, ayrıca bu kadın ne konuşacak benimle?
" Benden ne istiyor eşin? Ben konuşmak falan istemiyorum, söyle bir daha mesaj yazmasın bana. kendi aranızda halledin meselenizi."
" Tamam, ben onunla konuşurum, yazmaz bir daha." Dedi. Çok rahatsız oldum, ilişkimi bilen bir eş. Bu gidip, seks detaylarını da anlatıyor mu acaba? Dahası ciddi bir ilişki hatta aşk yaşadığımızı sanıyor. o aşık olabilir ama ben kesinlikle değilim. İyi böyle, arada görüşüyoruz, iyi vakit geçiriyoruz. sonra evli evine... Bu saçma dürüstlüğe ne gerek var ki?
İki gün sonra, kadından yine mesaj geldi. " Lütfen, sadece konuşmak istiyorum. Size sorun çıkartacak değilim. İstediğiniz yere gelirim, konuşuruz. fazla vaktinizi almayacağım."
Bana bağıracak,hakaret edecek, kocamı bırak adi kadın diyecek, ben de sadece seks body ve arkadaşım, başka bir şey yok, en azından benim için yok diyeceğim. İşte konuşmanın özeti bu, of bir yanımda merak ediyor ne diyeceğini. Acı çekmeyi seviyor muyum ne? Yoksa kendimi cezalandırma yöntemim bu mu? yoksa neden kadına, her zaman gittiğim ve beni hemen herkesin tanıdığı kafede randevu vereyim ki?
Hemen Tolga'yı aradım. "Yakalandık" Dedim karın bana mesaj göndermiş ve hemen çemkirdim "Yahu neden silmedin mesajlarını?"
Sakin bir sesle " Karım seninle olduğumu biliyor." Dedi. Bir kaç saniye elimde telefon kalakaldım. " Her şeyi biliyor mu yani?" " Evet, ilk günden beri biliyor. Ben kimseyi kandırmam. Sana aşık oldum ve bunu ona anlattım." Yuh yani, ne denir ki buna? Bir tarafımın hoşuna gitti kabul ediyorum ama ne gerek var şimdi bu trajediye, ayrıca bu kadın ne konuşacak benimle?
" Benden ne istiyor eşin? Ben konuşmak falan istemiyorum, söyle bir daha mesaj yazmasın bana. kendi aranızda halledin meselenizi."
" Tamam, ben onunla konuşurum, yazmaz bir daha." Dedi. Çok rahatsız oldum, ilişkimi bilen bir eş. Bu gidip, seks detaylarını da anlatıyor mu acaba? Dahası ciddi bir ilişki hatta aşk yaşadığımızı sanıyor. o aşık olabilir ama ben kesinlikle değilim. İyi böyle, arada görüşüyoruz, iyi vakit geçiriyoruz. sonra evli evine... Bu saçma dürüstlüğe ne gerek var ki?
İki gün sonra, kadından yine mesaj geldi. " Lütfen, sadece konuşmak istiyorum. Size sorun çıkartacak değilim. İstediğiniz yere gelirim, konuşuruz. fazla vaktinizi almayacağım."
Bana bağıracak,hakaret edecek, kocamı bırak adi kadın diyecek, ben de sadece seks body ve arkadaşım, başka bir şey yok, en azından benim için yok diyeceğim. İşte konuşmanın özeti bu, of bir yanımda merak ediyor ne diyeceğini. Acı çekmeyi seviyor muyum ne? Yoksa kendimi cezalandırma yöntemim bu mu? yoksa neden kadına, her zaman gittiğim ve beni hemen herkesin tanıdığı kafede randevu vereyim ki?
Aşkın .mına Koyuyoruz Hepimiz
"Hepimiz aşkı arıyoruz aslında" Dedi. Hak verdim ama belli etmedim. Apartmandan yazar komşum, Cihan. Cihangir de yaşayan biri için ne güzel bir isim Cihan. Kendisi de, ruhu da güzel adamdır Cihan. Sahi ben niye bununla beraber olmadım? "Biz neden sevgili olmadık hiç Cihan?"
" Sen zorsun, tehlikelisin, fenasın." Dedi. vay be ben neymişim. " Neden böyle düşünüyorsun?" Dedim. " Biz yazarlar, iyi gözlem yaparız." Dedi. Zaten Cihan'la sohbet etmeyi, arkadaşlığını seviyorum, öylesine sormuştum ama sahi böyle mi görünüyorum ben dışarıdan?
" Peki, aşık olsam değişmez miyim sence?
" Değişirsin ama aşkın azalana kadar, sonra yine eski haline dönersin. Sen tek eşli ve birine bağlı yaşayamazsın, bu seni öldürür." Dedi " Haklı yahu." Dedim içimden neyi tartışıyorum ki daha?
Yeni kitabı Aşkı Bulmanın Yolları, bana adı saçma geldiği için neden bu ismi verdiğini sormuştum sohbetin başında, evet hepimiz aşkı arıyoruz bulunca da ..mına koyuyoruz, mahvediyoruz, sefil ediyoruz sonra yine aşkı aramaya başlıyoruz. Ben de böyleyim belki ama dediği gibi tek eşlilik de bana göre değil. Şimdi ben senle olmam dedi ya bana nasıl cazip geldi Cihangirli Cihan.
" Aslında sen tam aşk yaşanacak kadınsın. Tutkulu, kıskançlık, krizler,sancılar dolu ama zevkli. Aşk da bu değil mi? Seni dizginlemeye çalışmak güzel olurdu." Dedi.
" Dizginle, yani dizginlemeye çalış o halde." Dedim. " Bunun için çok yorgunum." Dedi. Alnımdan öptü, adıma imzaladığı kitabı bıraktı sehpamın üzerine ve gitti. Kapağı açtığımda giriş cümlesinde " Aşkın . mına koyuyoruz hepimiz" Yazıyordu. " Haklı dedim içimden bu benim sözüm, benden duymuş, acaba içinde de benden mi bahsediyor? Hızlıca karıştırdım sayfaları. Evet, ben de varım kitapta...
Gözlüklü Çocuğun Kadınları İnletmesi
Cihangir'de yaşıyorum. Oturduğum apartmanda alt katımda, gözlüklü, cılız, görünce birden neden bilmiyorum ama tüylerimi ürperten bir çocuk yaşamakta. Bakışları bir tuhaf, nedenini çözemedim. karşılaşınca gözünü kırpmadan, dik dik bakar, ne selam ne sabah anca bakar neyse. Adını bile bilmem bilmek de istemem, bana ne. Ben yozlaşmış yalnızlığımla mutluyum, sosyalleşmek bana göre değil. Hele bu çocukla hiç değil
Bir süredir bu tuhaf çocuğun eve hatun attığını duyuyorum. Bir kere gördüm de, bizim apartmanda yaşayan şarkıcı ve işveli bir sarışının sabaha karşı bunun evinden çıktığını gördüm. İlk aklıma gelen bu çocukta benim göremediğim bir şey var demek ki oldu. Ertesi gün arka bahçe de karşılaştık, kitap okuyordu. Şöyle baştan ayağa süzdüm, yok arkadaş yine garip, yine itici. Ona baktığımı hayvansı ya da yaratıksı içgüdüsüyle hissetti. Başını kitaptan kaldırdı, gözlüklerini hafifçe indirdi ve bana o soğuk ve dik bakışını fırlattı. Dönüp gitmesem, saatlerce bakardı manyak. Arka bahçede, deniz manzarasıyla çay keyfim de suya düştü tabi.
Bir başka gece de, alt kattan kadın çığlıkları ile irkildim. Televizyonun sesini kıstım, iyice konsantre oldum. kadın, kesiliyor gibi bağırıyor arkadaş bu ne? Ses de alt kattan geliyor. Tamam dedim, gözlüklü manyak, karı kesiyor. Bildiğin kadın acı çekiyor, can havliyle çığlık atıyor, bunun başka açıklaması olamaz. Polisi mi arasam? Ne yapsam? Kapıyı açıp, merdiven başına çıktım, eğilip dikkatle dinlemeye başladım ki karşı dairemde ki totoş Nuri çıktı. Yahu madem ibnesin, kadınlığa heveslisin adını değiştir Nuri ne? neyse.
" Kadını öldürüyorlar Nuri" Dedim. Nuri güldü. " Her gece karı kesiyor bu çocuk, şekerim" Dedi. Bir an inandım ama sonra ne demek istediğini anladım. " Hadi canım." " Sorma mal çok büyükmüş, öyle duydum."
Şimdi bu garip çocuğun, gizli kendine güveni, bana dik dik bakışındaki anlam anlaşıldı. Ben cılızım ama her yerim cılız değil diyormuş meğerse ve ünü yayıldıkça geceleri alt kattan daha sık çığlıklar ve kadın iniltileri yükselmeye başladı. Gürültülü Cihangir de bu sese de alıştım, yapacak bir şey yok. Merak mı? Evet, biraz merak ettim ama hiç işim olmaz gözlüklü tuhafla, sadece gözüme eskisi kadar tipsiz görünmüyor artık.
Anal Seks: Yapsan da suç Yapmasan da
Sevgilinizle anal seks yaptınız diyelim, back round sizin keyif sizin kime ne. Ardından gelecek şu soru kaçınılmazdır; "daha önce yaptın mı?" haydaaa ne cevap versen iki ucu boklu değnek, konuyla da alakalı bir deyim oldu, kullanayım dedim. Evet, desen sorular sorular birbirini kovalar, yok sen ilktin desen yemesine yerler de ayrılınca bu anal seks durumu skormuş gibi gururlandıkları hatta eğer kötü ayrıldıysanız "sen bana arkadan da verdin ha ha" diyebilecekleri kadar çirkefleşecekleri bir hal alabilir. Gerçi o zaman "ohoo sen ilk mi ya da tek mi sanıyordun kendini?" diye cevap verirsiniz ama bırakın zevk alalım karşılıklı nedir bu sorgu ve yafta durumu arkadaş.
14 Haziran 2014 Cumartesi
Parmak Çüklü Çocuk
Gülüşünü beğenmiştim. Ben gülüşünü beğendiğim erkekleri beğenirim. Gülünce gözleri çizgi oluyordu, içtendi, tatlıydı. Gece beni bir kokteylden almaya geldi. Biraz başka bir yerde içtik ( pardon o dindar olduğu için içmedi) biraz Sarıyer sahilinde vakit geçirdik ve final bana geldik. acemiydi öpüşleri dokunuşları... Ve biraz da aceleci. Ama normal diye geçirdim içimden yaşı da benden gençti sonuçta kimleri eğitmedim bunu da eğitirim ne yapalım. Hafif loştu oda, öyle olsun istedi o da... Kafam da hafif dumanlı idi hani şöyle bir baktım ki parmağına prezervatif takmaya çalışıyor. insan neden parmağına prezervatif takar ki? Acaba açılsın diye mi? Dedim ama değilmiş, başımı kaldırıp dikkatle bakınca gördüm ki o şey parmağı değilmiş. Ne öpmeyi bilmemesi, ne kulağımı kemirince zevk aldığımı sanması, ne oral seks yapıyorum diye vajinamı dişlemesi bir yere kadar katlandım da buna yapacak şey yok, bunun alternatifi yok. Bir de ben benim malzemeyi tanıyorum, bu kadar küçüğü hissetmemin imkanı yok. Midem bulanıyor, başım ağrıyor hadi sen git dedim. gönderdim. Evet, resmen kovaladım ama ne yapayım boyu değil işlevi de değil bu tartışmanın yeri hiç değil. Ayıpsa benim ayıbım kime ne...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kimler Geldi Kimler Geçti
Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim. Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...
-
Engin diye bir arkadaşım var, ne zamandır yaşadıkları swinger deneyimini yazmam için ısrar eder durur. Ben de hazır zaman bulmuşken ya...
-
Pazartesi büyük randevu geldi çattı. Sabahın köründe yola çıktık Nuriyle neymiş sabah ezanından sonra görecekmiş hoca bizi sabahın körü ...
-
Kadınlar oral seks yapmayı sever mi? Aslında sever ama yaptıkları kişiye ve malzemeye göre değişir. Kalın olmayan ve küçük br penis pek...