Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

13 Kasım 2019 Çarşamba

Islanan Penise Güven Olmaz

 Nereden başlasam, nasıl anlatsam? O kadar çok şey oldu ki. Ben bu Tony Leung'la baya baya görüşmeye başladım. Bir Cumartesi evdeki diğer ev halkı uyurken, yani bende kalan üç kuzenim, bunu eve attım. Kendi odamda da Cuma gecesinden bizde sızan bir kız arkadaşım yattığından salonda yakınlaşınca tam Tony'ciğim bacak aramda dil maharetlerini sergilerken salona esneye esneye Minel geldi. Ben koltuktayım, koltuk da bunun durduğu tarafın tersine bakıyor, yani Tony'yi görmedi.
"Aaa ne kadar erken kalkmışsın Marin." dedi.
"Evet, erken daha hadi sen git yat." dedim. Bir yandan da panik olmuş haldeki Tony'nin başına bastırıyorum devam etsin diye abazanlık başa bela cidden.
"Yok ya uykum kaçtı, çay koyayım."deyip mutfağa gidince Tony hemen toparlandı.
"Ben gideyim sonra görüşürüz." dedi alelacele çıktı. Çıkmasıyla kapıyı tıklatması bir oldu. Kapıyı açtım, ne oldu dedim gözlüklerini unutmuş. Malum bacak aramda çalışmadayken gözlük takmasına gerek yok, zaten rahat da edemez. Hemen koltuğun kenarındaki gözlüğünü verdim, kapıyı kapattım. Minel'e de gelenin apartman görevlisi olduğunu söyledim, yedi. Yemeyip ne yapacak zaten.

Aradan bir hafta geçti, Tony'yle mesajlaşırken bu oradan ayrılınca çok ıslandım, pantolona geçti, zor girdim eve yazdı. Ben de hiç sevmem ıslanan penis. Hadi size burada bir bilgilendirme sunayım bazı penislerin kafası küçük ve hafif yassı olur yanı tok kafa olmaz, onlarda ne yazık ki heyecanlanınca vıcık vıcık akarlar. Biz kadınların en sevmediği penis türüdür çünkü hem oral sekste tüm iştahımızı kaçırırlar. Hem de bu tür adamlarla korunmadan seks demek her zaman ya hamile kaldıysam korkusu yaşamaktır, malum adamlar vıcık vıcık durumdalar ve o vıcıklık içinde sperm hücreleri de, bu şekilde hamile kalmış binlerce kadın da var. Çok duymuşsunuzdur içime boşalmadı ama nasıl hamile kaldım anlamadım diyen hatunları. İşte ne yazık ki Tony'nin penisi de bu model penis. Ucu ince akıtan türden. Bir o penise benden oral seks bekliyor hevesle ıyyy düşünürken bile içim kalktı. Dayanamadım "ıslanan pip mi olur ya salak bir duruma düşmeyelim" yazdım. pipi!!! Salak!!! yazdı sonra sustu. Küstü haspam. Hayır neye küstüğünü de anlamadım ben pipi dememe sandım hani küçük mü diyorsun sen benimkine diye, vardır malum erkeklerde bu takıntı. Bir hafta bana cevap vermedi, aradım engelledi, yazdım cevap yok. Ben de kızdım ulan 18 yıldır peşimdesin adam yokluğundan fırsat verdik hemen dibin kalktı diye ben de sustum, o aradı tabii nolcekti?

Salak dememe kızmış, kimse ona salak dememiş diyemezmiş. Bizim Tony Leung, pek kibar, sakin ama evde maço belli. Neyse geçen cumartesi de karısını ve dört çocuğunu alıp misafirliğe bıraktı ve beni eve attı. Uzun süredir kimse beni eve atmamıştı hep ben atıyordum. Evimin önünden aldı, ilk cümlesi "eyvah kokuyorsun" dedi.
"Neeeee?"
"Türüm türüm hem de"
"senin hediyen bu hypnotic poison"
"Tamam da eve sinecek, yatağa nasıl yatıracağım seni?"
"Yahu havalandır, üzerine parfüm sık, çarşafları mı kokluyor bu kadın?"
"Yapacağız artık bir şeyler."

Eve geldik, apartmana ayrı ayrı girmeler, asansörde bekle hemen inmeler, ay sevişmek için nelere katlanıyorum. Bu Tony iyi oral yapmasa çekilmez, hele o pipiyle.

Girdik eve, zaman da kısıtlı malum yatak odasına geçtik, ben salonda Tony tarafından soyulmaya başlandım. Yatağa başka bir örtü serdi malum kokuyorum! Ön sevişme fasılları, göğüslerime çok yapıştığından bir yalan uydurdum süt geliyor doktor ilaç verdi ve uyarılmasın dedi yıkarken bile ovamıyorum diye. O da ama benimkileri emebilirsin dedi. Ben de biraz emdim ne gerek varsa. Göğüsler bence erojen yerler değildir, olmamalıdır!

Nihayet aşağıda, bu işte de iyi uzun uzun yapıyor ve parmaklarını sokmayı akıl edebilen bir gruptan ben de çığlık atarak eşlik ettim, olay bitince maalesef sıra benimdi.Şimdi daha da ıslanmış penisine hiçbir şey yapmak istemiyordum, hayır üzerine otursam bu sefer de prezervatif almadığından öbür sıkıntı var. Elimi uzattım baktım sönmüş balon olmuş, meğer beni yalarken boşalmış; bir ara çok inledi anlamalıydım.

Hemen kalktım ben gitmeliyim, bana da misafir gelecekti dedim, zaten onun da karısını ve çocuklarını alması gerekti. Tam da sıra bana gelmişti diyor hala, neymiş biraz oynasam kalkarmış, ıslanarak kalkar ama. Böyle penisli bir sevgilim vardı Bahadır. İlk onda görmüştüm bunu, ne ağzına alabilirsin, ucunu silersin yine gelir, beraber olursun ya hamile kaldıysam diye korkarsın terk ettim gitti. Sonra bir kadını kazara hamile bıraktı, yıllarca onunla uğraştı durdu. Ben dedim ıslanan penise güven olmaz. Dikkat edin bunlara hanımlar!


8 Ekim 2019 Salı

Tony Leung Bileğimi Okşadı

 
 Çok eski ve çok da iyi bir arkadaşım olan Rukiye'yle bir AVM de buluştuk geçen Cuma. Alış veriş yaparız, biraz lak laklarız falan dedim, kafam dağılır işte. Abazan bünyemin bitmeyen isteklerini unuturum, ne de olsa karşılayamıyorum. Rukiye'yle mağazaları gezdik; ben birkaç şey aldım bu alamadı, parası yok, sana da alayım mı dedikçe ben hakkımı Tonguç'a devredeyim ona şu lazım bu lazım diyor. Sanki ben  yemek kuponuyum da hiçbir işe yaramayan, yirmi yaşında hala lisede olan asalak oğluna veriyor beni yesin diye. Ben de Tonguç, çalışsın kendi alsın, sana da baksın bir zahmet diyorum, sinir oluyorum böyle asalak tiplere, ben hayatımdakileri gönderene kadar neler çektim ama bitmiyorlar bir türlü. Gratisteki anasının amına kadar uzanan kuyruğu görünce yuh dedim buraya girilmez, bu da diyor ki ay  indirim var bana bu lazım, benim şekerim düştü gel alt kattaki madoda bir şeyler yiyelim dedim, yemek teklifi daha cazip mi geldi yoksa ayaklı cüzdan olan ben, gidersem zaten o ucu görünmeyen kuyrukta boşuna bekleyeceğini mi anladı bilmiyorum, kabul etti madoya gittik.

Rukiye'den bahsetmiştim hatırlarsınız, eski bir şarkıcı sahne adı ve günlük kullandığı adı Ruki, anlamı yok ama onun için çok anlamlı. Bir de salak saçma bir hikaye uydurmuş o isme. Bunların köyünde Ruki diye bir çiçek varmış çok nadir açarmış, babası o ismi vermiş ama nüfus memuru yanlış anlayıp Rukiye yazmış, bu da değiştirmeye bir türlü vakit bulamamış, kimliği Rukiye ama gerçek adı Ruki'ymiş, yeeeeerrseeeeen.

Nuri, bana spermlerini bir tüpçü doktora gidip, içime zerk ettirmekten vazgeçtim diye küstüğünden, Rukiye'yle pardon Ruki'yle takılıyorum bir süredir. Ruki iyi kadın da işte, hani tek piranhadan çok zarar gelmez de bunlar çoğalınca seni bir çırpıda yer bitirir ya, oğlu yanına gelince öyle bir hale geliyor bunlar, bildiğin benden ne kadar et koparacakları yarışına giriyorlar. O yüzden oğlunu gördüğüm anda kaçıyorum, yaz tatili boyunca hiç görüşmedim, okullar açıldı rahatladım ama okuldan altıda geliyor buraya gelmeye kalkarsa fena yakalanırım koca bir AVM deyiz bildiğin yarrağı tutarım ve zevk de almam. Ruki'yle yemek yiyoruz, bu ben on iki yıldır seks yapmadım ne olacak bu halim diye dert yanıyor, sanki ben farklıyım. Uzun süredir yapamadığım gibi, kimseden etkilenmiyorum da yoksa yapacak adam çok. Eskilere bulaşmak istemiyorum, lickbuddym bir türlü işlerinden ve sadece hafta sonları bir araya geldiği, çocuk yapmak için evlendiği onu da yapamadığı karısından vakit bulup gelemiyor. Yeni biri, yeni bir heyecan, tutku, hatta aşk istiyorum da nerdeeeeeee? Beni son günlerde tahrik eden tek şey nette tanıştığım ve kısa sürede rezil bir hale gelen, birbirimize küfürler bile ettiğimiz bir çocuğun başkasıyla yattım demesiydi. Çocuk da tam benim kalemim, dengesiz, değişik, köpek çekip ilgi gösterenlerden artık bunlar bile bende işe yaramıyor, bir hoşuma gider gibi oluyor sonra hevesim geçiyor. Astrolojiden anlamam pek bildiğim kadarıyla kendisi, alçalanı, yükseleni, ineni, kalkanı hepsi akrep olan bir kadınım, annem nasıl denk getirdiyse. Bu ne demek çok kıskancım, gerçekten öyleyim, bildiğim kadarıyla öyleydim, bir de şu eşini paylaşan kadınları çok kınardım ama bu beni tahrik etti işte.

Birden Ruki'nin telefonu çaldı, arayanın sesi zaten hoporlörde eyvah Tonguç! "Nerdesiniz? Marin orda mı haaaa taaaamaaaammmm geliyorum o zaman." lan bana sordunuz bu ben bu herifi görmek ve beslemek istiyor muyum bakalım? Eeee şimdi ne yapacağım? Bunlar bir araya gelirse her şeyi hatta tüm AVM yi yerler hesap da bana girer. Yan masalara yardım ister gibi bakmaya başladım, telefonumu karıştırıyorum "aaa bana kuenim uğrayacakmış benim kalkmam lazım."Kız dur, Tonguç gelecek seni çok özlemiş biraz beklesin." Kararlılar beni analı oğullu sikecekler burada. "Demin giremediğimiz Gratise de girelim, bir de Tonguç a bir mont beğendim bakalım geldiğinde tamam mı Marinciğim?" Açılımı bunları bize sen alacaksın tamam mı Marinciğim? Hassssssstiirrr ne yapacağım şimdi, param yok desem yemez olduğunu biliyor, aa kartım yok diyeyim en iyisi, düşürmüşüm, yanımda nakit de yok falan derim. O zaman da bu beni bırakmaz hemen, bankayı ara, yok polisi ara, yok güvenlik kameralarına baksınlar... yine yırtamam. Ne yapacağım heyhat!

Birden aklıma geldi! Bana sürekli mesaj göderen Fransa'dan yeni dönen eski bir arkadaşım var. Yazmıştım eski yazılarımda annemlerle yaşarken yan komşumuzdu bu taaa on altı yıl önce falan o zamandan beri aşık bana, hiç geçmedi, hiç bitmedi. Ben bir iki takıldım bununla, muamelesi de ilgisi de iyi de işte belki fazla iyi diye hiç ciddiye almadım. Bir de insan yanındakini göremez de hep olmadık, kendini yoran, uğraştıranlara ilgi duyar ya, ben de öyle biriyim işte. Hemen yazdım buna "Modadayım gel." "Yarım saate oradayım, bir yere kaybolma" yazdı. Ohh dedim hesabı buna kilitlerim, kibar adamdır o öder, o varken de bu iki kan emici ana oğul, bize şunu al bunu al diye bana yapışamazlar.

Tam söylediği saatte geldi, yanıma oturdu. Ruki'yle tanıştırdım. Onu görünce biraz şaşırdı ama adamı beğendiğinden ve on iki yıllık abazanlığının başına vurmuşluğundan Ruki, buna asılmaya başladı. Bu arada bu adam Eskişehirli bildiğin Çinli ünlü bir aktör var ya Tony Leung ona inanılmaz benziyor, yan yana koy Tony en fazla biraz daha çekik gözlüdür o derece. Ruki, başladı anlatmaya on iki yıldır seks yapmıyorum, sevgilim yok, kimseyi beğenemiyorum sen düzgün çocuksun bana birini bul diye. Ruki, asılmaya başladı diye mi, benim şahsi abazanlığımdan mı, artık kıskanacağım durumlar beni tahrik etmeye başladığından mı? Bilmiyorum bu yerli Tony Leung gözüme çok güzel görünmeye başladı. Bir ara lavaboya gitti. Ruki başladı " kız bu çok hoş adam bununla sevgili olsana, sana ne güzel bakıyor, keşke biri de bana böyle baksa..." Doğru dedim içimden kimlerle boşuna uğraştım durdum, Tony hep burnumun dibindeydi tabii karısı ve dört çocuğuyla birlikte...

Veeeee Tonguç geldi. Kan kokusu almış ama dişlerini geçirince yapay maket olduğunu anlayan köpek balığı misali etrafımızda dolanmaya başladı. "Burada mı oturacağız, ben açım ama yukarıda bir şey gördüm ona bakıcam.""Otur da bir şeyler ye" dedi Ruki, Tonguç da oturdu. Yemek yemeye başladı. Ruki, hala TonyLeung u darlıyor. Bana birini bul, bizi gezdir, bize de gel... O da kibarca cevaplar veriyor ne yapsın adam. Benden bahsederken ona nasıl davrandığımı anladım yıllarca. "Siz nasıl arkadaş oldunuz? Marin soğuktur, kızar, küser, yıllarca konuşmaz..." dedi. Ona böyle davrandım cidden ama belki de böyle davrandığım için hep kıymetli oldum vazgeçmedi benden kim bilir.... Bu arda ben hem sıkıldım hem de libidom zaten duvardan tavan seviyesine yükseldiği için bacağımı TonyLeung a uzattım ve hafifçe dürttüm. O da beni iyi tanıdığından mesajı aldı, ceketini nazikçe kucağına koydu ve ayak bileğimi tutup kalkana kadar okşadı. Orada seks yapsak bu kadar memnun kalmazdım, bu hareket beni daha çok mutlu etti.

"Kuzenim gelmiş artık, kapıda kaldı kız" dedim ve kalktım, TonyLeung seni bırakayım dedi, hesabı  ödemeye gitti. Tonguç öfkelendi annesine döndü "beni niye çağırdın buraya o zaman hiç gezemedik, bir şeyler bakacaktım ben!" "sen git bak, tutan mı var?" dedim " "Param yok ki" dedi artık bunda yüz  de astar da kalmamış, cüzdanımı versem alıp uçarak gidecek oradan, zıkkımlandın işte ona dua et asalak.

"Bizi de bıraksın madem." dedi Rukiye, "Olur" dedim. Yol boyunca da adamı darladı durdu bana birini bul diye, eve geldik aradan kaç gün geçti her gün beni arayıp bana birini bulmuş mu diye soruyor. Ruki'ye fena yakalandı adamcağız ama ben iyi kurtardım.


1 Ekim 2019 Salı

Depremde Seks Başkadır

 Geçen perşembe İstanbul bizi sarstı, kendimize getirdi malum. Günün ortasında hepimiz bir yerlerdeydik, çoğunlukla iş yerlerinde. Ben ise eski sevgilimin evinde...

Sabahtan başlayayım anlatmaya. Bir okulda iş görüşmem vardı. Okul, özel bir kolej ve bana hikaye kitaplarının editörlüğünü yaptırmak istiyorlar, biraz da fikir almak çünkü fazlasıyla sağ eğilimli bir okul. Koridıorda yürürken kenarda simsiyah kapalı öğretmenler gördüm, dikkatli bakmadım rahatsız olmasınlar diye böyle de düşünceliyim ama onlar sayımız çok bu bizden olmayan farklı kadını psikolojik olarak ezelim diyerek arkamdan güldüler. Aynaya baksalar gülecek çok daha fazla şeyleri var ucubelerin farkında değiller. Aslında farkındalar da, bunların büyük yüzdesi bizim gibi özgür olmaya özenir ve bu yüzden bizden nefret ederler. Ben kimsenin kılığına kıyafetine karışmam, yorum yapmam, ezmem ama kendimi de ezdirmem. Okulda neredeyse sütçü Remzi nin bile resmi var ama duvarda tek bir Atatürk fotoğrafı yok. Onun sayesinde o okul var, bunu düşünecek beyin elbette yok. Biraz da burası bir çeşit ticarethane sonuçta sağ kesim veletlerini bunlara versin, yani para versin diye bu haldeler ama görüştüğüm iki adam da sağ görünümlü, eğilimli olup aslında aydın görüşlü insanlardı. Ne habeeeer tek takiye sizde yok demek ki.

Neyse prensipte anlaştık adamlarla. Benim eski sevgilim de bu okula neredeyse beş dakika uzakta oturuyor. Gelince haber veririm bir kahve içeriz demiştim, aradım. Evdeyim gece nöbetim var, gelsene dedi. Ben de evine gittim. İşin kötüsü nasılsa seks yapmayacağız diye hiçbir tüysel oluşumuma el atmamıştım. Adam diyecek benden sonra bu kadında işler kesat demek ki oysa bilse ohoooo.

Evi dördüncü katta, asansör de yok, ıkına ıkına topuklu ayakkabılarımla çıktım. En nefret ettiğim şey de eve girince ayakkabı çıkartmak ama mecburuz ne yapalım. Aklımdan kalandan iyi görünüyordu, sakal bırakmış. Beni görünce kocaman bir gülümseme ve kucaklama ile karşıladı beni, çok özlemiş belli. Evliliği çok boktanmış, karısı tam bir arıza çıkmış; zaten evlilik fotoğraflarında bile gülmeyen, suratsız, negatif enerjili bir kadın. Bununla neden evlendiğini de biliyorum, benden sonra aldatılma korkusu o kadar sardı ki gitti bu kadını aldı. Bu kadın istese de aldatamaz, arz talep meselesi; gerçi bu kadına bile niyetlenen olur da bizim ülkede o kadarını yapmaz diye düşündü bununla evlendi. Ben kendisini en iyi arkadaşıyla aldatmıştım, bir türlü aşamadı o acıyı. Hemen beni suçlamayın, hak etmiş, beni zamanında çok üzmüştü  ee ben de intikam aldım ne yapsaydım?

Kahve, sohbet derken, yakınlaşma kaçınılmaz. Perdeleri çeksek de ortam loşlaşsa da benim tüyler görünmese mi derdindeyim ben. Günün ortasında seks yapmaya kalkarsan gün ışığına da katlanacaksın. Öpüşmeye başladık, kanepede uzandık, o üzerimde, özlemişim de.  Bir hareketlenme bir titreme, sandık ki bu titriyor, meğerse deprem oluyormuş. Ben anlamadım önce buna kızıyorum niye sallanıyorsun diye. Panikledi, o panikleyince ben de panikledim. 99 dan zaten deneyimliyim hemen ismini söyledim" deprem oluyor" bilmediğim bir ev, yıkılsa yıkıntılar altında eski sevgilimle kala kalacaktım. zaten çoktan yıkılmış bu ilişkinin enkazını kaldırmam çok zamanımı almıştı, yeniden ve bu kez somutunu yaşayamazdım. Ayağa fırladım, bu kanepenin önünde yerde.
"Durdu, tamam durdu." dedim. hala sallanıyorduk ama bina sallanıyordu, ben hemen kapıya koştum.
"Dur merdivenlerden inme." diye seslendi.
sanki apartmanında asansör var da.
Artık yıkılmasını göze alarak, attım kendimi dışarıya. Bu ilişkide de öyle yapmıştım, baktım temelden sarsıldık, kaçtım gittim; geçen perşembe yaptığım gibi.

25 Eylül 2019 Çarşamba

Savaşmaktan Sevişemeyenler Klübü

 Ne çok şeye kafa yoruyoruz değil mi? Değmeyecek adamlara- kadınlara parçalanıyoruz. Her parçamız bir yerlerde, birilerinde kalıyor. O yarım yamalak halimizle kalkıp yenileriyle yeni maceralara başlıyoruz. İyi de eksik parçaların nerede be kadın? Kimde bıraktın demezler mi? Diyorlar. Mesela bana sen neden hissetmiyorsun? diyorlar. Hissettiğim zamanlar da oldu... Hissediyorum da aslında ama o kadar yara aldım ki, kabuğum öyle kalın ki, başımı dik tutma uğraşım öyle yoğun ki gösteremiyorum. Affetmediğim kişilerin suçunu yenilere ödetiyorum, kimseye en çok da kendime güvenmiyorum. Ve acımasın diye hissetmeden sevişmekten artık haz almıyorum.

Hepimiz böyleyiz değil mi? Bir de bizi istemeyeni isteriz. Bir fetih kazanma hırsıdır aslında içimizdeki, belki de atalarımızdan yadigar. Fetih eder de kalenin kapıları bize açılırsa, içeriyi yıkıp, yakıp, talan ediyoruz. Olur da kalenin dışına atılırsak, eyvah ne güzel ülkeydi kayıp ettim diye surların kapısında sabahlıyoruz. O kapılar yine açılsa da ülke eskisi gibi değil, yıkıldı, yakıldı; zaten seni içeride de istemiyor aslında. İçeri girsek de rahat edemiyoruz, fazla kalamıyoruz istenmediğimiz yerde. Hasar verdiğimiz yerleri düzeltmeye çalıştıkça daha da yıkıyoruz. Tam tersi durumda da senaryo hep aynı. Kalemizin kapısını açtıklarımız yıkıp yakınca dışarı atıyoruz, geri alınca da içeri gir ama fazla diplere gitme, orada dur bir şeye sakın zarar verme diyoruz. Ne o bizim ülkemizde mutlu oluyor, ne biz o bizim içimizdeyken.

Alın size çağımızın aşk ilişkilerinin  özeti. Sıkıca kapatın kalenizin kapılarını, askerlerinizi arttırın, zırhlanın, miğferleri, mızrakları unutmayın; biz savaşmaktan sevişemeyenler kulübündeyiz, kabul edelim artık.

Benim lanetimdir mesela; birine ilgi duyduğum dönemde o beni istemez, sonra hooop benim hevesim geçer ee bu çağda onu mu bekleyeceğim. Bir bakarım gelir, yanar, ölür, biter bana. Oldu güzel oldu da zamanında neredeydin? başka yerde, başkasında. Tıpkı şimdi benim olduğum gibi. Hayatımda biri olmasa da geçtiyse o yoğun dönemim yeniden yoğunlaşamam. Geçti işte adı üzerinde geçti, zamanında kıymetimi bilsene! Bilmezler, bilmeyecekler... Bu savaş hali hep sürecek. Kelebekler uçarken kelebekleri öldürecekler. Kıvılcımlar yanarken buz kestirecekler.Sonra hadi uç, hadi yan diyecekler; hiçbiri olmayacak.

Ve sen, ben, başkaları bunları dert ederken gencecik bir kız aşkı bile tatmadan melek olup uçacak....


18 Eylül 2019 Çarşamba

Nuri'den Bebek Yapayım Mı?

 Bir haftadır dayanılmaz kasık ağrıları çekiyordum. Herhalde üşüttüm dedim, doktoruma gittim. Şu bacak ayırmalı muayene koltuğunu hiç sevmiyorum, bir erkeğin karşısında bacaklarımı o derece açıp da sonunda zevk almamak, kesinlikle jinekolojik muayene demek. Ne bir orgazm, ne bir dille kontrol yok; bir de içinize bir şey giriyor, hem de öyle küçük falan da değil, küçücük parmaktan zevk aldığınız halde o sadece rahatsız ediyor. İçinize kadar gören bir adamın karşısında, her kadın gibi sorun var mı yok mu? Endişesi taşırken, rahat olmaya çalışıyorsunuz. Neyse hiçbir şeyim yokmuş, yumurtlama sancısıymış. Çocuk yap diye tutturdu doktorum, yumurtalarım çok iyiymiş, otuzu da geçtiğimden artık zamanıymış, otuzbeşten önce doğurmak şartmış. Nasıl korunuyorsun? dedi adama hangisiyle? Diye soramadım genelde geri çekiliyorlar, malum bizim erkekler prezervatif sevmez de diyemedim. Spiral önerdi, içime girip de zevk vermeyecek her şeye karşı olduğumdan istemedim. Adamda ayrı tezat, hem çocuk yap diyor hem spiral takalım diyor, ille ya takacak ya çıkarttıracak.

Nuri'ye durumu anlattım. Hadi benden yap dedi. Arkadaş millet ne meraklıymış beni doğurtmaya. Bir noktada da haklı. O da ben de evlenemeyeceğiz, yalnız ya da beraber öleceğiz. Gerçi çocuk için evlenmek şart değil, kestir gözüne birini, çaktırmadan aile ağacını didikle, ailede deli ve ölümcül hastalıklı var mı onu öğren. Kız çocuk ne yazık ki ağırlıkla babaya benzer, ağzı burnu düzgün bir adam olsun, tamam.

Gidelim bir tüpçüye de benden sana koysunlar dedi Nuri. Baya da gaza geldi, bizim kıvırtığın  içinde bildiğin baba yatıyormuş ya. O kadar istiyordu ki tamam deyiverdim. Ben anne olmak istiyor muyum? Bana bakmayın ben her şeyi isterim.

Yarın Nuri'nin deyimiyle tüpçüye gideceğiz, yani tüp bebek merkezine anlatırım olanları. Seks ve aşk hayatım berbat, ne seviyorum ne sevişiyorum, bari anne olayım. Hiç çemkirmeyin ben ona iyi bakarım inanmıyorsanız kedilerime sorun. Bu arada hamilelikte seks yasak mı sahi ya?

6 Eylül 2019 Cuma

Bacak Aramızdaki Sosyal Medya İlişkileri

 Sosyal medya sadece hayatımıza girmedi, bacak aramıza da girdi. Hadi kabul edelim son dönemde beraber olduğunuz kadın ve erkeklerin çoğu ile sosyal medyadan tanıştınız. Bu durumun iyi ve kötü tarafları var. Önce hepinizin kabul edeceği avantajlı taraflarından bahsedeceğim. Ne istediğini bilen iki insan olarak, derdiniz kafa dağıtacak ve seks yapacak bir partner bulmaksa, bunu kolayca bulup, durumunuzu da açıkça söylersiniz. Oyunlar oynamaya, eskiden olduğu gibi ciddi ilişki peşindeyim numaraları çekip, yatınca da kaybolmaya gerek yok. Bir de sen ne seversin, ben ne sevmem kısmını yatakta değil anında öğrenme şansınız var. Böylece kötü sürprizlere yer yok, hatta fotoğraflar gönderilerek işte bendeki malzeme bu hadi seninkileri görelim deme hakkınız ve şansınız var. Bu da yine kötü sürprizlerle karşılaşma olasılığınızı azaltmış oluyor. Benim, penisini görünce bu ne böyle diye kovaladığım bir kişi olmuştu mesela. kadın cinayetleriyle meşhur ülkemizde benimki de iyi cesaretmiş, gerçi ben onu haklardım da neyse.

Gelelim içimize kaçan sosyal medyanın dezavantajlarına; duygu yok duygu! heyecan da sadece cinsel çekimle sınırlı. Beklersin, ah geliyor dersin, karşında oturuken kokusunu duymaya çalışırsın, benzer parfüm kullanan geçince onu hatırlarsın, kalbin ağzına kadar çıkar iner. Ne güzeldi o hisler... İşte artık onlar yok çünkü sosyal medya her şeyi ama en çok da ilişkileri hızla emip yok ediyor. Seçenek bol olunca, karşındakine emek de harcamak yok, ee zaten duygu yok, oluşacak gibi olduğunda sanal ortamda çoktan seks yapmış olduğun bir adam ya da kadın var karşında. Bir yazımdan hatırlarsınız ilk buluşmada seks ilişkinin aşka dönüşmesini engeller demiştim. Bu durum, buluşma öncesindeki seks, öyle olunca da ne aşkı, ne hoşlanması, ne heyecanı... Karşınızda bir tuşla hayatınızdan çıkartacağınız biri var, bu kadar basit.

Tamam, tablo o kadar da karanlık değil, sosoyal medyada başlayıp süren ilişkiler de var. Biraz sabır ve karşılıklı özveri olduysa eğer ve elbette güven sorununu aşmanız lazım. Başkasıyla da mesajlaşıyor mu? Beğeni attı mı? Yorum yazdı mı? Bunlar da ilişkinin ilerlemesine ciddi engel. Ayrıca sadece seks diye başlayıp, çok iyi seks ve ten uyumu sayesinde devam eden ilişkiler de var. Bu daha çok tutku ve uyumun aşk sanılması ama olsun en azından bir bağlılık oluşuyor.

Yine de şunu unutmayın, her tür fanteziye kolayca erişebileceğiniz sosyal medya platformlarında, her tür manyağa da kolayca denk gelirsiniz, dikkatli olun, hemen kimseye güvenmeyin, fazla özelinizi paylaşmayın, özel fotoğraflarda yüzünüzü çekmeyin.

Öpüldünüz yavruslar...

20 Ağustos 2019 Salı

Bir Tür Oruç Dönemine Girdim Ama...

 Bir şeyi fark ettim; aklımda erkek varken işe konsantre olamıyorum ama kimseyi kafaya takmamışken tamamen bir işkolik oluyorum. Aslında ben işkolik ve sekskoliğim. Sekskoliklik tarafım sadece seks değil, ilişki, kan, ter, gözyaşı bağımlılığı. İlişki ne kadar çetrefilliyse benim karnım o kadar duyoyor ama kafayı da onunla bozduğum için işi ve sosyal hayatımı aksatıyorum. Tüm bunlardan uzak durduğım bir oruç döneminde ise işkolikliğim depreşiyor. Evet bu daha zararsız ama ben her şeyi uçlarda yaşayan bir akrep kadını olduğumdan bu sefer de işe çok dalıyor ve yine sosyal hayatımı askıya alıyorum. İkisini doğru şekilde idare edebileceğim bir hayat tarzı bulamadım henüz.

Sosyallik deyince taa ortaokuldan beri arkadaş olduğum, beraber okulu kırdığım, Taksim'in Gümüşsuyu'nun ve elbette İstiklal'in ara sokaklarında beraber büyüdüğüm arkadaşım Zeynep'in annesi öldü geçen hafta. Ölüm konusunda ne yapacağını bilemeyen ben yine eli, dili karışmış şekilde kızı teselli etmeye çalıştım. Annesini çok az hatırlıyorum; kadıncağız gece klüplerinde şarkıcıydı. Bir arkadaşımız kadının afişini görmüştü de okulda Zeynep'le dalga geçmişti annen pavyonda çalışıyor diye. Dalga geçenin anasını bilmem ama babası çoktan arazi olmuştu. İnsanlar daha çocukluktan başlıyor acımıasızlığa ve kendi ne kadar kötü durumdaysa daha kötüsünü bulayım da kendimi tatmin edeyim derdine. Kızı nasıl teselli edeyim? Bunun tesellisi mi olur? Sabır diledim, geldim. Keşke elimden daha fazlası gelebilseydi. Bir süre arkadaşlar, iş ve aile üçgeninde takılıp neler kaçırdığımı göreceğim, biraz da telafi edeceğim sağlam ihmal ettim. Seks ve ilişki orucuna giriyorum, zaten beceremiyorum da ama akşam yerim sabah başlarım ona göre...

19 Ağustos 2019 Pazartesi

Uzak Durulması Gereken Erkek Özellikleri

 Biz atarlı ve sorunlu kadınlar, sorunlu erkek seviyoruz, net. Sonra da mık mık ötüyoruz bu herif neden böyle diye. O herif hep öyleydi ve öyle kalacak sen iki yattın iki ilgilendin diye değişmeyecek ve emin ol sana nasıl davranıyorsa buna ilgi alaka da dahil başka kadınlara da öyle davranıyor, onun için özel falan değilsin. Zaten seni çeken de ondaki bu önemsiz halin. O seni ittikçe sen ona gidiyorsun ki kendine ne kadar özel bir kadın olduğunu ispatla ve egon tatmin olsun. Şu hayatta tek özel bir kadın vardı o da at ağızlı Julia Roberts elbette sadece film olduğu için! Şimdi gelelim canım kadın okurlarım için derlediğim  uzak durulması gereken erkek özelliklerine.

1- Dengesizdirler

Sizi çok isterler, çok romantikler, düşünceliler hooop iki dakika sonra sen onun için bir yabancısın. Elbette bu tavır değişikliği erekte hali ve boşalma sonrası durum için de geçerli. Sanırım bunun farkını biliyorsunuz anlatmama gerek yok. Bir erkek erekteyken söylediği hiçbir şey geçerli değildir. Bunu nasıl anlayacaksınız? Baktınız size çok sıcak davranıyor, aşkımlar, canımlar hayada uçuyor çaktırmadan kontrol edin pantolonun önünü, sertse bu demek oluyor ki söyledikleri hikaye yav he he deyin geçin. Sadece erekte halinde olmasına gerek yok, bugün sever, ertesi gün suratına bakmaz, iki dakika sonra yine ilgilenir... Bu kadınların ilgisini çeker biliyorum, benim de çekiyor ama çok da yorar. Bu adamlara da aşklarına da güven olmaz, kısaca dengesizse uzak durun.

2- Saygısızdırlar

Konuşurken, yazarken, telefonda, yanınızda saygısızlarsa emin olun buna ileride küfür, hakaret ve hatta şiddet de eşlik edecek demektir, saygı yoksa kaçın oradan!

3- Para İsterler

Bana gelen maillerin neredeyse abartısız yüzde sekseninde konu bu; Marin sevgilim benden para istedi ne yapayım? Verme! Verirsen daha çok ister ve sen verdikçe alıp başka kadınlarla yer. Tamam insanlık hali arada vermen gerekebilir, hesabı ödersin, hadi borç da verirsin ama bu sürekliyse ve mebla devamlı artıyorsa burada çok ciddi bir sorun var demektir. Bu şekilde yaşayan çok adam var, benim kuzenimi dolandırdı sevgilisi, kız bankadan kredi çekti buna verdi adam da sonra arazi, yapmayınnnnnn!!!

4- Seni Seks Konusunda Suçlarlar

Bu adamlar evrenin bir cezası gibi sekste çok iyidirler zaten biz kadınların uzak durulması gereken adamlardan uzak duramama nedenimizin başında bu gelir, diğeri de bir türlü elde edemediğimiz yani fetih edemediğimiz için bize çekici gelmeleri. Sekste iyi olmaları yüzünden ne kadar kızsak da hadi bir kere daha diye alttan alır, görmezden geliriz. O da kalkar günün birinde sana yollu muamelesi yapar. Daha az seks yapmış hatta el değmemiş kız aradığını ima eder, sana güvenmediğini söyler. Sen de sürekli bir açıklama haline girersin ee şey senden önce az kişi oldu, çok yapmadım bak inan bunu bir tek seninle yaptım... Açıkladıkça batarsın, battıkça seni daha çok suçlar ve suçlu hissettirir. Sonunda o erkektir yapar ama sen yapmışsan orospu gibi bir şeysindir. Aslında normal olan sen, tuhaf olan o dur ama anlatamaz, o sırada anlayamaz, kendine eziyet edersin.

5- Oynak- Cilveli Erkekler

Homofobik bir konuya değinmeyeceğim, bunlar tamamen erkeksidirler ama her kadına mavi boncuk dağıtır, bildiğin cilvelenirler. Sonra da utanmadan seni kıskanır, kısıtlarlar ama kendileri flörtleşmeye de aranmaya da devam ederler. Kıskançlık yaptığınızda da anlamaz, sizi kıskanç ve öz güvensiz olmakla suçlarlar, uzak durun uzak!

6- Sekste Sadece Kendini Düşünürler

Ben şunu severim, buna bayılırım diye konuşup  da zahmet edip senin ne sevdiğini sormayan ve kendi sevdiklerini yaptırmak için ısrar eden erkekler. Emin olun sizden daha iyi yapanını bulunca ona giderler, memnun edeceğim, benimle kalsın diye istemediğiniz hiçbir şey yapmayın, direk gönderin gitsin yatak bencillerini.

Bazılarından uzak durmak zor biliyorum, dengesiz ve bir kötü bir iyi davranan erkekler kadınlara çekici gelir, bana da geliyor ama bir gerçek var ki bunlar çok yoruyor ve sonu hiçbir zaman iyi bitmiyor, hatırlatayım dedim hanımlar...

26 Temmuz 2019 Cuma

Telefonu Pirince Sokarsak Pirinci Neremize...? Banyoda Fantezinin Sonu


 Hayatta iki şeyden nefret ederim; 1-Israrcı insanlardan,2-duşta iş tutmaktan. Dün birini eve attım, uzun süredir tanıyorum ama hiç beraber olmamıştık. Israrlarıyla kendini gösteren bir bankacı kendisi, hoş adam ama dediğim gibi çok ısrarcı. Banka hesaplarımın kontrolü onda yani işte Marin Hanım şurada değerlendirelim mi? Şuna yatırım yapalım mı diyen görevli. Baktım gideri de var, çağırdım eve bu da koşa koşa geldi. Vakit nakitti benim için, Minel işe girdi ve bir koca adayından daha ayrıldı. Stavros nihayet Atina’ya döndü ama bu sefer de Minel’in kız kardeşi Mine geldi, ikiz bunlar bu arada. Minel neyse Mine bunun tam tersi, tutucu, sessiz, gözlüklü bütün gün kitap okuyan bir kız. Gerçi benim yanımda o da bozulur. Ailesi göndermiş git bakalım Minel ne yapıyor orada diye, bu da geldi. Beraber dönerler diye umuyorum.  Kendi evimde yalnız kalacağım günlerin hayali içindeyim. Bir diziye denk geldim Bron-Broen diye izlemediyseniz tavsiye ederim. İsveç yapımı bir polisiye, oradaki polis kadın ki önce bir tür otizm sorunu var sandım, çok zeki, çalışkan ama insan ilişkileri ve empati yeteneği sıfır. Gün geçtikçe ona benzediğimi düşünmeye başladım. Benim de nedense insan ilişkilerim sıfır, özellikle de karşı cinsle. Bir de tamam etrafımda insan olmasını seviyorum ama benim de özel alana ihtiyacım var. Ne yapayım eve ekstra duvar mı ördüreyim? Dizide Martin karakteri de çok iyi hatta sırf ona benziyor diye ne zamandır uğraşan ama benim hayır dediğim bir Ermeni arkadaşımı götürmeye karar verdim. Neyse konumuza dönelim; bankacı…

Eve geldi, yan yana oturmalar, kahve ikramı (neden sevişmeden önce kahve içilmesi zorunlu hala anlamış değilim) öpüşmeye başladık ve bu tutturdu hadi duşta sevişelim diye. Bunun alt metni ben seni yalayacağım da önce bir yıkayayımdır, ne kadar hijyen delisi olduğumu bilmiyor tabii. Ayrıca ben duşta sevişmekten nefret ederim. Suyun ısısını ayarla, gözüne şampuanı kaçırma, kayma, düşme!
Hadi neyse dedim çünkü çok ısrar etti, girdik banyoya. Benim banyoda büyük bir jakuzi var, üstü de duş başlıklı, dolduralım mı dedim olur dedi, doldurduk. En azından kayıp düşme derdim olmayacaktı, mutluydum. Köpükler, jakuzi masajı, bu arada olaya girmeye çalışıyoruz ki suyun altında asla cinsel birleşme olmaz onlar film hileleridir, unutmayın bunu. Bu sefer de hadi video çekelim diye tutturdu. Olmaz dedim haliyle, bana güvenmiyor musun klasiği geldi, sana güveniyorum da ya ölürsen ve telefon başkasının eline geçerse dedim, tamam sen çek o zaman dedi. Yüzün de görünmez hem.

Bu ısrarcı ama tipinden ötürü katlandığım fantezi tavşanına uyup telefonumu aldım ve küvete girdim. Üst kısmına oturdum bu yalayacak ben çekicem, neyse başladı olaya, sonra kendini kaptırıp elini göğüslerime uzattı,koluma çarptı ve hop telefon suya!!!
Hemen tekmeler atarak bunu kendimden uzaklaştırdım ve telefonumu bulup çıkarttım, işin ilginci tam o sırada biri aradı, meşgule atmaya çalışıyorum olmuyor, bir yandan da kendim kurulanıp, telefonu kurulamaya çalışıyorum. Bu da arkadan akıl veriyor pirinç var mı evde pirince koy diye, koydum gerçi, bunun da kıçına tekmeyi koydum, kovaladım. Telefonum hala pirincin içinde yarın bir üst modelini almaya gideceğim, o telefonun açılmayacağını da, benim bu bankacıyla bir daha görüşmeyeceğimi de hepimiz biliyoruz.

7 Temmuz 2019 Pazar

Oral Seks Savaşları

 Birisiyle yattığınıza pişman olma süreniz nedir? Bir gün? Bir hafta? Birkaç ay? Ben sanırım kendi rekorumu, dört günle kırdım. Evet, şoförden bahsediyorum, yapmamalıydım, içinde bulunduğum ortam ve tamamen heyecanı yüzünden adamı çağırdım, seks de çok matah değildi. Salgıladığım hormonların etkisinden kurtulduktan sonra "ah ben ne yaptım" demeye başladım. Neyse ki adam öyle yapışkan bir şey değil, hadi yeniden diye yapışmıyor; bunda evli olmasının da etkisi var tabii karısından da baya korkuyor.

Neyse düşünmemeye karar verip normal hayatıma geri döndüm ta ki geçen perşembeye kadar. Geçen perşembe bir toplantım vardı ve yine araç gerekti, ben de bunu çağırdım; evet kaşınıyorum.

Geldi, arabaya bindim, çok geçmeden elimi tuttu, öpmeye de yeltendi de biri görür diye izin vermedim. Beni tanıyanların olduğu muhit orası, hem bu ne canım ilişki mi yaşıyoruz alt tarafı bir kere seviştik. Yolda ilerlerken elbette ki pantolonunda durmakta zorlanan penisi dışarı çıktı. Ben onu çağırırken bile biliyordum hadi bana arabada oral seks yap diyeceğini. Bu kendini bilmez, biraz da kadın ruhundan anlamayan basit erkeklerin genel beklentisidir. Arabada yanlarına oturan kadın sakso çekecek sanırlar. Elbette onlarla aynı ayarda ve çeken kadınlar vardır, alan razı satan razıysa bana ne, ben karışmam ama ben asla böyle bir şey yapmam. Değil buna çok arzuladığım, bittiğim, büyük aşk yaşadığım bir adam olsa yanımdaki yine böyle bir şey yapmam. Bir de dört tane Özbek eskortla anlaşmış, onlara şoförlük yapmaya başlamış. Asla bir şey yapmam ben parama bakarım diyor ama bunu söylerken penisi dışarıda, gel de güven bu adama. Üstelik korunacağını da hiç sanmıyorum, hiçbir şey olmasa da bir şey olur, en azından ağızlarına sallar o penisini bu konuda zaafı var çünkü. Bakın o dört eskortun biri ya da hepsine arabada oral seks yaptırabilir ama normal bir kadın bunu asla yapmaz; ayrıca şunu unutmayın ne kadar aşkım, canım, ciğerim derse desin bir erkeğe araba ilerlerken oral seks yaparsanız size bir daha saygı duymaz, sadece işi düşünce aklına gelirsiniz.

Yol boyunca beni aşağıya nasıl çekeceğini şaşırdı, elimi alıyor penisine götürüyor, boynumu okşuyor gibi yapıp yanına çekiyor, alnımdan öpüp hafifçe aşağıya itiyor yani bildiğiniz oral seks savaşları yaşadık. Sonunda dayanamadım "sen yapmadan, yapmam" dedim. "Ben yaparım hayatım da burada nasıl yapayım?" dedi o da. "benim sorunum değil, bana yapmadan yapmam, hele arabada hiç yapmam ama o eskortlara kolayca yaptırırsın bak." dedim. Evet, ancak bu meslektekiler kolayca yapar bunu. Penisinin ağzımla buluşmayacağını anlayınca içeriye soktu nihayet ve sonraki buluşmamızı planlamaya başladı. Şu gün olur mu? Bu gün olur mu? İstersen bir erkek daha getir grup yapmak istiyordun değil mi? Beni hiç grup yapmadı sanıyor. Yine seks tekliflerini ve yaşadığı maceraları anlattı. Daha gençken çok çapkınmış da şimdi durulmuş. Ben sağlığım konusunda çok dikkatliyim deyince, merak etme ben de öyleyim dedi de bana hiç güvenilir gelmedi. Grup için güvendiğim ve uzun süredir konuştuğum genç bir çocuk var aslında ama bunu ona dahil edersem hem dediğim gibi hastalık bulaştırmasından korkuyorum çünkü o eskortlara ya atladı ya atlayacak; hem de yine oral seks savaşları yaşanacak olay esnasında. Diğeri beni nasılsa yaladı diye bu kolaya kaçıp yapmayacak, ben de bu yapmadı diye ona yapmayacağım. Olay süresince bu ağzımın etrafında tur atacak, ben kaçıracağım, zaten pek hoşlanmıyorum da...

Bir daha görüşmeyeceğiz demedim, işim uzun sürer sen bekleme dedim, arabasını da kendisini de hayatımdan gönderdim. Penisini arabasında ya da başka yerde kimin ağzına sokarsa soksun, bana ne.

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Eski Köşke Şoförü Attım- Yaşanacaksa Yaşanacak

 Geçen Perşembe İstanbul Anadolu yakasında annemlerin köşkünde kaldım. Bu köşk oldukça eski, bir bahçe içinde, üç katlı, artık tarihi eser konumuna geçmiş, sıkıcı bir yer. Teyzem kalıyor ve her yıl biz kuzenler buraya davet ediliyoruz. Davet edilenler üç kız kuzen ki bunlar yani biz, ailenin umutsuz vakaları olan evlenememiş ki ben evlenip boşandım o da ayrı bir hikaye bir gün anlatırım, çocuk yapmamış, aile için endişe kaynağı olan kızlar.

Akşam yemeği ve teyzemin artık evlenip, çocuk yapın nasihatinden sonra nihayet odalarımıza çekildik. İki kuzenim ikinci katta yani klimalı katta kalırken beni çatı katına postaladılar. Hem klima yok, hem de aydınlatma kötü. Yanıma tabletimi de almamışım bir dizi açsam seyretsem sıkılmaya başladım. Bu sırada şoför mesaj yazdı. Neredesin, ne yapıyorsun, görüşebilir miyiz? Karşıdayım yazdım, geleyim mi dedi. Benim de içimdeki kaltak gözlerini de ağzını da açtı, hatta geçti karşıma konuşmaya başladı.

-Hadi çağır da gelsin şoför.
-Olmaz.
-Sabaha kadar ne yapacaksın burada sıkıntıdan patlarsın tabii ben de.
-Sen beğeniyor musun ki şoförü?
-Tipi fena değil muamelesine de bakarız, hadi konum at konum.
-Sonra başımın etini yeme ama şoföre verdin diye.
-Aman daha önce verdiklerin çok mu matahtı sanki çağır gelsin.

 Konum attım, yarım saate oradayım dedi. Bahçenin girişinde bir güvenlik kulübesi var, içinde de köşk kadar yaşlı bir amca. Hem bahçıvan hem de güya güvenlik ama sürekli uyuyor. Sorarsa Marin Hanım şarjını unutmuş onu getirdim dersin dedim. Köşkte iki giriş var, biri ana kapıdan ilk kata diğeri de dışarıdan merdivenlere benim bulunduğum kata geliyor yani içeri girdikten sonra yanıma kimseye görünmeden kolayca gelebilir. Tarif ettim anladı, yaklaşık yirmi dakika içinde kapıdaydı, yaşlı amca zaten uyuyormuş bu da kimseye görünmeden gelmiş. Nasılsın vs den çok kısa bir süre sonra öpüşmeye başladık. Kaldığım katta yatak yok, üç kişilik rahatsız bir kanepe var. Yan yana oturduk, ben bir süredir ki hatırı sayılır bir süre bu seks yapmadığım için gözüme de burnuma da ağzıma da çok güzel geldi tadı. Hatta oral konusunda pek iyi olmasa da ben onunkine saldırdım fena acıkmışım ama fazla uzatmadan hemen konuya gireyim dedim malum yakalanma riski yüksek bir yerde yapıyoruz. Aşağıdan biri yukarıya çıksa sadece bir kapıyı açacak ve karşısında bizi görecek, kapıda anahtar da yok ki kilitlesem. Şoförün kucağına oturdum, öpüşmeye devam ederken bir yandan da gerçek anlamda üzerine oturmaya çalıştım ama o da ne? Girmiyor. Adam da şaşırdı bu kadar azgın görünen bir kadının böyle kapalı olmasına, ne kadar darmış dedi ben de hayır aslında değildir dedim. Kapanmış bildiğiniz canım acıyor. Kendini kasma diyor kasmıyorum ki, girmiyor. Bir ara yapamayacağım diye düşündüm, ilk yaptığımda bile bu kadar acımamıştı bu ne yahu sanki zamk dökmüşsün gibi. Böyle olmayacak dedik ben kanepede köpek pozisyonuna geçtim o da arkama. Yavaş yavaş derken biraz olur gibi oldu ama hala canım acıyor, bu hareketlendi ve hızlandı ben de nihayet zevk almaya başlamıştım ki (çünkü benimki anca açıldı) şoför içimden çıktı ve boşaldı.

Neyse eğreti de olsa en azından seks yaptım ve hiç fena değildi yine de, işin güzel kısmı da heyecanıydı. Bunu evde yapsam hiç memnun kalmazdım ama o eski köşkte kaçamak seks çok iyi geldi, şoför de geldiği yerden kimseye görünmeden gitti. Bu tuhaf seks o kadar iyi geldi ki bütün gece 90'lardan kalma bir şarkı dinleyerek (yaşanacaksa yaşanacak-Çıtır Kızlar) ben seks yaptım diye dolaştım, tabii bunu içinden söyledim. Aşağıya indim kuzenler daha uyumamışlar keyfimi onlara da geçirdim sabaha kadar sohbet ettik, şoförden tabii ki bahsetmedim.


16 Haziran 2019 Pazar

Bir Buçuk Hafta Süren Erekte Hali


Bizim regli dönemi öncesi azmamız fenadır. Nasıl anlatsam erkeklerin erekte olmuş hali ile aynıdır ama bir haftadan daha uzun süren erekte halini düşünün, aynen öyle. Gözümüz döner, hatta bir noktadan sonra yakaladığımızı götürürüz. Ben buna bakmam, beğenmem, istemem, dokunmam dediklerimiz bile gözümüze iyi görünmeye başlar. Bu durum bende daha da tavandır, hatta bence o dönemde ben bir yere kapatılmalıyım ki böyle şoför gibi olmadık adamlarla oynaşmayayım. Ne oldu diye merak ettiğinizi biliyorum, bu uzun girizgahı o yüzden yaptım yediğim daha doğrusu yemek üzere olduğum halta sebep bulmak için. Şoför efendi malum çarşamba akşamı bana gelmek yerine karısını hava alanından almasıyla zaten sağlam bir eksi puan almıştı. Ertesi gün bana neredeyse hiç yazmadı; herhalde nasılsa bu kadın cepte diye düşündü. Bir de grup yaptım demiş bulundum, adamın tavrında tuhaf bir değişiklik oldu. Bende kabahat, herkese bunu ilk senle yaşıyorum demen gerek kuralını unuttum. Hatta penis görünce aaa o neeee? denemeliyiz malum erkekler her haltı yer ama yemiş kadına zerre saygı duymaz. Bunun bu ani soğuk yapışı nedeniyle de ben iyicce kuruldum. Ertesi gün ben dışarıdayken nerdesin geliyim mi? şeklinde soğuk bir mesaj geldi. Ondan önce ne arama ne günaydın yok. Ben de hayır artık istemiyorum yazdım verdiği cevap sen bilirsin. Bir de yazışmalara dikkat edelim eve geçiyorum yazmış. Artık yazışmayacağız, yazdım ben de o yamuk karısından nasıl bir korkuysa. Adamda suç yok, suç bende. Gittiği evlerde kapalı ev kadınlarını memnun eden adamı, adam yerine koyup muhatap olursam sonuçlarına da şaşırmamam gerek, neyse ki boş bulunup da yatmadık, yattığıma çok pişman olduğum adam oldu ama bu, listenin başında olurdu orası kesin.

Kısaca geçen hafta atraksiyonsuz geçti ve zaten bir hafta kullanıma kapalıyım sonraki bir hafta da normal bir insan olacağım ve diğer haftanın yarısında bir buçuk hafta süren ereksiyonum başlayacak, umarım yine abuk sabuk bir adama takılmam.

Not: Nuri'ye şoförü anlatmadım, anlatsam bana demediğini bırakmaz. Taksi şoförlerine kadar mı düştün, bu kadar mı gözün döndü, herkese anlatacak şimdi, belki anlatmıştır bile, karı çağırdı ben gitmedim diyordur, ne kafasızsın Marin...Diyecek lütfen siz de anlatmayın.


12 Haziran 2019 Çarşamba

Ne Zamandır Eve Erkek Atmadım

 Şoförü bekliyorum... Arabasına değil kendisine binmek için ama. Karısı hostes ya bunun uçuşu iptal olmuş, onu almaya taaaa yeni hava alanına gitti, bana gelecekti. Hazırlandım, hevesim kursağımda yeşil çayımı içiyorum çünkü seks yapma ümidim hala bitmedi ödemim olmasın taş görüneyim çıplakken diye. Karısını eve bırakacak müşteri var deyip kaçacak kaçabilirse, yoksa benim keyfim de hevesim de kaçacak başkasına kayacak aklım zaten aradayım. Ne oldu size anlatmadım, dün ben bunu denemek için benim evin yakınlarında bir kahve zımbırtısına çağırdım, Rukiye yi de çağırdım eski şarkıcı, açık saçık giyinen bir kadın, bahsetmiştim size. Merakım şuydu; ona asılacak mı? Ne tepki verecek? Gülecek mi? Etkilenecek mi? Falan. Şoför geldi, gözüme de aklımda kaldığından daha yakışıklı ve götürelisi geldi. On beş dakika kadar sonra da Rukiye geldi. Orada karşılaşmış gibi yaptık, Rukiye ye hiç asılmadı. Beyninin yüzde üçünü kullanan Rukiye'nin saçma sözlerine güldü ama dalga geçmedi ve hep kibardı; bir kadına nasıl davrandığı önemli. Malın teki olsa göğüsleri dışarıda gezen Rukiye'yi yollu bulur, onu da çağıralım bile der. Bu hiç ilgilenmedi, tüm ilgisi bendeydi. Ben de arada masa altından bacaklarına ayakkabımı dokundurdum, eğildi taytımın alt kısmını okşadı yarım tayt olduğundan bacaklarım açıktı, hoşuma gitti hatta bir ara yanıma geldi el ele bile tutuştuk. Öldürücü darbe olarak da konu Rukiye'nin kedisinden açılınca kedi sever misin? soruma cevabı geldi. Hayır, sevmem, tüyleri alerji yapar vs deseydi bu iş bitecekti ama kedisi varmış, konu kapandı, sevişecektik.

Bu saat oldu, hazır nazır şoför efendinin gelip beni gideceğim yere değil, yatağa götürmesini bekliyorum. Aslında ev benim keyif benim, pek de yatağıma atacağımı sanmıyorum salondaki üçlü kanepenin nesi eksik? Üzerine atacağım adam dışında... Bakalım gelebilecek mi? Ne zaman gelecek? Gelince geç mi gelecek yoksa erken mi? Ve daha önemlisi nasıl sevişiyoruz, uyumlu muyuz? Ben bekledikten sonra da istekli mi olacağım, tripli mi? Şimdiden biraz tripliyim aslında, karısına gelemem deyip bana gelmeliydi. Neyse beklerken diğer yazımda sizden gelen soruları cevaplarım şanslıysam bu gece seks yaparım. Ne zamandır eve erkek atmamıştım, hiç yalnız kalamadığımdan hazır bu gece kalmışken umarım atarım.

11 Haziran 2019 Salı

Taksi Şoförüyle Olmak Ya Da Olmamak

 Tatildeydim, döndüm oy kullanıcam; ülkeyi kurtarıcam. Asıl konuya gireyim, hızlı girmeyi severim bilirsiniz. Tatile hayatımdaki adamla çıktım, taksi şoförü bana onun yanında mesajlar atmaya başladı. Bu cesareti nereden buldu? Ben verdim. Ben Madam Marin'im ya bunun arabasına daha önce bindiğimde bu daha önce kombi taktığı evlerde özellikle kapalı kadınlar tarafından aldığı seks tekliflerinden bahsetti ben de dinledim ve yorumladım. Yorumladığım aslında ülkenin durumuydu. Kadınların kapatılıp, hayatın kenara itilmeleri sonucu her şeye aç hale gelişleriydi. Sanırım o beni yanlış anladı, beni de o kadınlardan sandı oysa ki benim küçük bir haremim var, haberi yok. Evet, içimde bir kaltak da uyumuyor değil seviyorum olmadık adamlarla olmadık durumları, oynaşmaları. Bunun da gideri yok değil. Tatil dönüşü bizi hava alanından da bu aldı, dediğim gibi yolda bana mesaj attı, tatil daha da güzelleştirmiş diye. Bayramda da attı, şeker toplama bitmedi mi? Ben de o yaşı çoktan geçtim hem ben evlere gitsem şeker vermezler de içeri alırlar yazdım. O da kesin benim de çağırasım geldi yazdı. Evet, az değilim, evet oynaş olsun da seviyesizi bile bazen beni benden alıyor. Daha sonra bu yazışma ve oynaşmanın levelı arttı. Ben pakete neler dahil, muamele nasıl diye bile sordum, o malum yerinin fotoğrafını da gönderdi. Tamam Marin, madem beğendin yat gitsin. Öyle olmuyor işte. Konuşmanın başına dönelim bana neler anlattı? Kendisine asılan, seks teklif eden kadınları, hatta bir arkadaşı ile bir kıza grup yaptığını. Kız sonra hep istemiş de bu rahatsız olmuş da. Hatta ve hatta karısının spermlerini hep içine istediğini, penisinin hepsini alamadığını bile biliyorum Bu gereksiz bilgi için teşekkür ederim dediğimde de afiyet olsun! dedi ne alakaysa.

Elimizdekiler:

-Adam anlatmam diyor hatta yemin ediyor ama Madam Marin le yattım diye birine mutlaka anlatacak.
-Cahil ya da aptal değil ama konuşması yani ne bileyim...
-Önce kibar ve dikkatiydi, şimdi yani daha yatmadan senin de ona iyi muamele etmen lazım ki tam sertleşsin gibi cümleler kuruyor.
-Götürecek yeri yok sana geleyim diyor ya da beni çağır da dönüşte sana arabada bir şeyler yapasım var diyor.
-Hepsi olumsuz mu hayır, tipi iyi ve iç güdülerimle deneyimlerimden biliyorum ki bu tip adamlar iyi sevişir.
-Yapışabilir, sürekli isteyebilir, para isteyebilir, her şeyi isteyebilir.
-Kurtulmak zor olabilir, kurtulmaya çalıştıkça yalandan ama ben sana aşık olduma bağlar, kadınlar buna inanmaya çok meyillidir malum tabii ben değilim.
-Neyse ki evli, hostes bir karısı var ve bir de çocuk yani o kadar da yapışamaz.
-20 lerimde olsam düşünmez yatardım ama 30 u devirince o iş öyle olmuyor, pişman olursan ya da kendini değersiz hissedersen sana fena koyuyor.
-Nuri ye bile anlatamadım, Almanya ile Türkiye arası yaşayan Elçin diye bir arkadaşım var; ona anlattım kız yakışıklı dedi sonra da verme yapışır dedi, haklı.
-Vur kaç yapsam mı, tamamen kaçsam mı? Kararsızım.
-Sürekli taksi çağırdığım bunlar korsan taksi bu arada ben toplu taşıtlara binemiyorum bahsetmiştim, duraktan bir başka şoföre anlatma riski var, bir daha oradan kimseyi çağıramam bir de rezil olurum. Çağırdığım da şansını denemeye kalkar üstüne sinir de olurum.
-Ama bazen çok istiyorum adamı.
HELP

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Sapık Garson Ve Genel Bir Yorum


Yazacak çok şey birikti nereden başlayacağımı bilemediğimden bodoslama dalıyorum. Son günlerde çok çalışıyorum, hayır param da var neden bu kadar çalışıyorum bilmiyorum. Aslında biliyorum çünkü işkoliğim. Bir de kanal çalışması yapıyorum Youtube için konsept belirleme vs o yüzden yoktum buralarda. Okumayan millete yazmak saçma geldi bir an ama yazmadan da rahatlayamıyormuş insan.

En çok konuşulan konulara kısaca değdirip geçeceğim; Kerimcan Durmaz 'ın pipisi: Günde onlarca pipi videosu ve fotoğrafı alan biri olarak ben de yanlışlıkla bir yerde paylaşabilirim gerçi ben dikkat ederim de her gün siz de alıyorsunuz bunları. Zaten görmeden görüşmüyoruz artık kimseyle, ayrıca bu adamları başımıza siz taç ettiniz pipisine de tahammül edeceksiniz.

CHP İktidar partisi olacak çünkü bunu siz bu hale getirdiniz kapalılar açılmaya, her yerde bizden daha çok Atatürkçü olarak dolanmaya başlayacaklar Madam demişti dersiniz.

Yeşim Salkım ı severim Gülben Ergen tanımam ama ehh işte çok pozitif değilim ama aslında yapı olarak galiba Gülben'e benziyorum çünkü evli sevgilim de oldu. Lick Buddyim de evli ki ben onu karısından önce tanıyordum karısı karşıma çıksa ötse ben daha önce tanıyorum sen sonradan çıktın der bir de üste çıkarım. Bu nedenle bir gün Yeşim abla gibi bir eski eşin bana dadanmasından korkmuyor değilim. Hayat bu ve evli erkeklere de denk geliyoruz, geliniyor ki zaten onlar peşimizi bırakmıyor sadece ikinci kadın yerine asıl aldatan adamı paralasanız daha doğru olur.

Nuri ile devamlı gittiğimiz bir cafe var ve cafenin sahibini beğenmekteyim. Tipi çok matah değil ama sevdim işte ayrıca belki sahibi diye adamı beğendim olamaz mı? Olabilir. Nuri'ye göre adam tipsiz ve değmez, bana göre bizden olur zaten ben her gittiğimde sinek gibi etrafımda dolanıyor ama garibim gelip konuşamıyor, çekiniyor malum ben sert görünüşlüyüm. Neyse o gelmiyor ben zaten hayatta konuşmayı başlatmam en iyisi sayfalarını takip edeyim dedim baktım hemen geri takip geldi. Cafenin sayfası tabii de herhalde sahibi bakıyordur dedim fotoğrafıma da işaret atmış ben de gülücük koydum. Nuriye de söyledim adam beni takibe aldı diye hoop beş dakika geçmedi sahte bir hesap beni takibe aldı, baktım ki fotoğraf o cafedeki garsonun. Hem yıkıldım hem de kızdım. Nuri bak dedi adam seni düşürdüm diye anlatacak ertesi gün belki patronuna bile. Ben hemen engelledim tabii hadsiz garsonu. Birkaç gün sonra yine gittim cafeye yüzsüz garson gelip duruyor bakıyor falan ben son derece suratsız oturuyorum. Garson gelip nasılsınız, yalnız mısınız falan diyor. kahvemi içtim kalktım patron genelde bir masada oturup hesap yapar, yanına gittim"Pardon garsonunuz bana ekleme göndermiş lütfen uyarın bir daha yapmasın böyle şeyler ben sadece cafeyi takibe almıştım." dedim adam neye uğradığını şaşırdı tabii. Özür diledi defalarca masasına davet etti, tanıştık konuştuk. Hadsiz garson da bizi uzaktan izledi sonra kovuldu mu bilmiyorum.

28 Mart 2019 Perşembe

Sana Verdim Gitti Bay Başkan

 Benim başka bir semtte bir evim daha var, epeyce büyük bu yüzden de içinin tadilatını bir türlü bitiremedim. Bazen hafta sonları Nuri'yi alıp oraya kaçarız. Geçen hafta da yine oradayız, çıktık alış veriş yaptık dönüyoruz, sitenin çardağında kalabalık toplanmış sohbet ediyorlar. Biz sessizce geçerken, yönetici olan adam bana seslendi Marin Hanım, bir bakar mısınız? Ben de yaklaştım ne yapayım, ortada bir adam var takım elbiseli tipi de fena değil. Belediye başkanı adıyıymış CHP den, onu dinliyorlarmış. Beni tanıttı yöneticimiz, Marin Hanım da buranın sakinlerinden diye. Başkan adayı da beni sonra da Nuri'yi bir süzdü. Nuri de parlak tayt, gözlerde sürme, ben dıştan gayet normalim de belki biraz değişiyim bilemiyorum adam baya bir süzdü bizi. Neyse konuşmasına devam etti, hayvanlarla ilgili güzel planları var o hoşuma gitti, hayvanlar deyince akan sular durur malum. Sonra yanımıza geldi bir ara, biz ikram edilen tatlıdan yiyorduk.

"Memleket neresi Marin Hanım?" dedi. Hafif aksan var ve ben bu aksanı iyi bilirim benzeri bende de var çünkü.
"Kavala, Yunanistan." dedim.
"O öyle mi ne güzel, kaç yıldır buradasınız?"
"Doğduğumdan beri."
"Türk olmuşsunuz o zaman artık."
"Babam Türk zaten, siz nerelisiniz?"
"Trabzon."
"Hemşehri sayılırız demek ki."
"Nasıl sayılıyoruz?"
"Rum Pontus'dan."
Güldü, ben de güldüm. Trabzonluların çoğu Rum Pontus kökenli yani Rum kökenlidir. Müslüman olanlar yobazlaşmış, olmayanlar da aydın takılmıştır ve bunu çok az insan bilir. Bu adamcağız da çıkıp ben Rum kökenliyim demez, diyemez oy kaybeder, gerçi belki de değildir ben tahminimi söylüyorum.
"Sizi çalışmalarımızda görmeyi çok isterim."
"Neden olmasın, arkadaşımı da getireyim mi?"
"Merhaba bay başkan, ay şuraya yüzme havuzu koydurtsanıza süper olur güneşleniriz bak yaz geliyor." Diye atladı Nuri, adam öylece kalakaldı.
"Nuri, ona yönetici bakıyor."
"Yahu belediye başkanı da hepsini kapsar işte, ne var canım."
"Tamam ben halledicem Nuri Bey, merak etmeyin.
"Ay başkan sana verdim gitti o zaman. Oyumu oyumu merak etme."
Herkes bize bakıyor, başkan adayı kızardı, bozardı. Yanımızdan ayrıldı ama ayrılmadan da bana numarasını vermeyi unutmadı.
Ne dersiniz arayıp aklını alayım mı, yoksa seçimlerin bitmesini mi bekleyeyim.

23 Mart 2019 Cumartesi

Amca Çükünü Masadan Kaldır!

 Geçen haftalarda bir tanıdığın vasıtasıyla, yaşlı bir yazar amcayla görüşmeye gittim. Amaç bana biyografi yazdıracak, ben de yazacağım. Aslında yazılacak kişi eski bir mafya bu yüzden merak ettim, bu amca da mit miymiş, polis miymiş eskiden tanıyor bu adamı bir de kendisi de kitaplar yazmış bir sürü kitabı var. Neyse bir kafede buluştuk merhaba dan sonra ben masaya oturur oturmaz amcanın kurduğu cümle şu "ben yürümem de yine de bir kadınla yanımda başka kadın olmadan buluşmuyorum." Otomatik beden refleksi hemen kollarımı kavuşturdum. Yahu tipine işediğimin tipsiz moruğu, sen gençken yürüsen ne olacaktı da kıçının kılları ağırmış halinde yürüsen ne olur? Anlamazlıktan geldim, çok ciddi şekilde konu hakkında bilgi alabilir miyim fazla vaktim yok dedim. Yazdıracak yazar arıyor kısaca, ben de şu kadar isterim şu zamana biter dedim. Çalışma sistemim tam Alman mantığıdır sadece disiplin ve zamanlama. Çok değil mi dedi para için. Salağın parası da yok. Ben bunu alıyorum, eğer paranız yoksa ben kalkayım gerçekten çok yoğunum dedim yine çünkü amca bir konuyu toparlamaya uğraşırken anasınınkine kadar gidip tekrar geliyor. Alakasız olaylar, insanlar, sürekli kadınlar, kadınlar, kadınlar... Birisinin çocuğu olmuyormuş da buna sen kal beni becer demiş, öbürü buna bir kadın arkadaşını getirmiş aslında derdi ona yapmakmış, masalardaki kadınların hep buna atlayası varmış. Elbette hikaye amca kafayı kadınlarınkiyle bozmuş, kafa oraya takılmış, belli ki artık kuş da ötmüyor, ötse nolur yetmiş küsür yaşında herifin. Tutturdu ben seni çok sevdim ille çalışalım diye, yalnız yaşadığımı öğrenince iyice heyecanlandı, kitabını imzaladı, bana verdi falan. Kitabın adı aşkla başlıyor, kapakta da bir sürü kadın fotoğrafı ortalarında bu tipsiz amca. Bir de güya holdingi var ama sözleşme ya da randevu ayarlayacak bir sekreteri bile yok holdingi arayınca kendi bakıyor telefona, hayatı yalan bir amca kısaca.

Bu yine saçma sapan konuşuyor artık bir yerde bana gelen geldi malum ben Madam Marin'im. Bu yine o kadın bana atladı, bu kadın bana baktı derken amca şu çükünü masadan kaldır da konuşacaksak öyle konuşalım yeter dedim. Bu zınk diye kaldı çüküm masada değil dedi sessizce. Kadın .mıyla kafayı bozmuşsun ne diyeceksen adam gibi söyle bak baştan sana vaktim yok dedim. Ne senin derdin biyografi mi yazdıracaksın? Kiminki, o kişi ile ben ne zaman görüşürüm, en önemlisi sen onu tanıyor musun yoksa bu da kurduğun hayallerden mi? "Olur mu ben falanca zamanı mitte görev alırken falanca kitaplarım çok sattı dizi oldu, oradaki kadınlara sor." Yav tamam hadi amca benim işim var, sana iyi günler.

Kalktım, bu donmuş halde arkamdan bakakaldı. Bana verdiği kitaba baktım evde, de ler da lar birbirine tecavüz ediyor, bütün ki ler yanlış. Cümleye geçmiş zamanla başlamış, geniş zamanla bitirmiş, bu ülkede bu adamlar nefes alıyor ya buna çok üzülüyorum ve ayrıca iyi ki Taksim de biraz da Tarlabaşı yakınında büyümüşüm bazen çok işe yarıyor.

22 Şubat 2019 Cuma

Seviştiğiniz Odanın Sıcaklığı Nasıl Olmalı?

 Hafta sonu beni okumayı seviyorsunuz, biliyorum. hadi bizi ilgilendiren bir konuya değin madam diyorsunuz onu da biliyorum bu yazımda ortamın sıcaklığının sekse etkisini yazıyorum. Aslında seske değil direk size etkisini. Eveeeeet seo aramaları için taze taze ilk paragrafta seviştiğiniz odanın sıcaklığı nasıl olmalı? Elbette ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamalı, orta karar bir ayarda, rahat hareket edecek bir ısıda olmalı.

Geçenlerde biriyle beraber oldum kimmiş, neymiş, nasılmış, hangi pozisyonlarmış önemli değil. Anlatmaya değer bulmuyorum en azından. Uyandım sabaha karşı; olayın etkisiyle hemen anlamamışım demek, ev bir soğuk ben zaten iççamaşırlıyım, bildiğiniz titriyorum. Yanımda yatana da sarılacak kadar derin hisler beslemiyorum ama mecburen sarıldım; tamamen ısınmak amaçlı. Bu da bir havaya girdi ben sarılınca, artık erkeklik mi sahiplenme mi nesi kabardıysa, canım cicim, aşkım demeye başladı, o gazla bir posta daha attık ki hiç canım istemiyordu; inanın o da ısınmak için ama ev o kadar soğuk ki, ne sarılmak, ne ekstra posta, ne üzerimizdeki çift battaniye bir işe yaramadı. Kalktım, sabah daha aydınlanmamış hava, el yordamı giysilerimi buldum, kazağımı giydim altımda sadece don, geri yattım, bir nebze ısınır gibi oldum. Bir de işin ilginci ben bir buz kalıbına dönüşmüşken, bu adam sıcacık! Yapıştım adama, ayaklarımı da kasıklarına kadar dayadım, o buz gibi ayaklar ısınana kadar epey zaman geçti. Ertesi gün ciddi kasık ağrısı çekmiştir. Hava aydınlandı, ben uyandım, yatakta ısındım sayılır ama ev soğuk. Kalktım, pantolonumu giydim; tuvalete gittim, yüzümü yıkadım ama orası daha da buz. Hay ben senin evinin... Bu kalktı sakin sakin, kahvaltı hazırlıyorum hayatım dedi. Yok benim çok acelem var dedim kaçtım. Emin olun eve gidip de sıcak havalandırmamı açıp karşısına oturana kadar ısınamadım ki evim gayet sıcaktır. Sonra acaba söylese miydim diye kendimi yedim. Arkadaş fakir misin değilsin evin gayet iyi bir semtte, mesleğin de iyi o zaman neden kutup ayısı gibi buz gibi evde yaşıyorsun, hayır şişko da değil ki yağlarından üşümüyor desem. Sen üşümüyorsan da kadını düşünsene, bu ne öküzlük? Dondum bildiğin dondum geri zekalı. Nasıl sinirlendim durdukça, bir yandan da burnum akıyor, hasta oluyorum. Ben senin dedim, ilk mesajda ya da aramada belasına kayıcam. Yazdı iki saat sonra ne yapıyorsun bebeğim? bebeğin ağır grip oldu yazdım. Aaa üzüldüm gel sana çorba yapayım. yazmış şaka gibi, ben senin evinde hasta oldum zaten çorbaya gelip zatürre olamam yazdım. Söyleseydin üşüdüğünü kombiyi açardım yazmış kazma, cevap vermedim. Ben de arızalı mı , parası yok da faturayı mı ödeyemedi utandırmamak için bir şey söylemedim, dondum sabaha kadar. Elbette bu düşüne yoksunu buz devri insanıyla bir daha görüşmeyi düşünmüyorum. Çok mu kolay adam harcıyorum? Evet belki, harcayacak çok var ondandır.

Bu arada durum bunun tam tersi olduğunda da çok dellenirim. Yaz geliyor kliması olmayan ev kalmasın, ya da sevişmeyin o kadar!

14 Şubat 2019 Perşembe

Bana Çiçek Alma G Noktamı Bul

 Bugün herkes pek bir sevgi pıtırcığıydı malum 14 Şubat Sevgililer Günü. Elinde gülü, çiçek demeti, Migrostan alınma orkideleriyle sokaktaki insanlar sevmek için yaratılmış edasında salınıyorlardı. kapitalist düzen bu kardeşim diye kızanlar daha çok düzebilecekleri biri olmadığından öfkelilerdi bu güne.14 Şubat'ın tarihi hikayesini herkesin bildiğini sanmıyorum ama şimdi rahmetli aziz Valentine nin hayatını anlatamayacağım açın Googledan bakın.

Bugün kimseyle konuşmak, görüşmek istemediğim için günün büyük bir kısmını telefonum kapalı geçirdim. Alacaklarım vardı, dışarı çıktım. Birkaç arkadaşımla kahve, muhabbet yaptım, annemle aram son günlerde kötüydü yine kıyamadım ona çiçek aldım ve çiçek aldığım dükkanda bir adama rastladım. Almış eline iki demet çiçek bana hangisi daha güzel diye sordu. Ben de hangi rengi daha çok sever? Diye sordum hayatındaki hatunu kast ederek. Morla pembe galiba dedi. Elindeki demetlerden birinde pembe ağırlıkta, birinde mor yani ikisinden birini seçmek zorunda. Seçimi siz yapın ikisi de olur dedim. Ama onu mutlu etmek istiyorum dedi. Ben ne desem beğenirsiniz, ağzımdan fırt diye fırladı bunun için önce g noktasını bulun dedim. Adam, başladı mı gülmeye, neyse ki kendini müthiş sanan kekolardan değildi, o gülünce ben de güldüm ama utanmıştım da. Ben en iyisi bunu alayım, g noktası için şansım düşük dedi ve mor ağırlıklı olan buketi seçti. Ben sadece gülümsedim, anneme aldığım çiçeği ödedim ve dükkandan kaçtım. Yol boyunca içimdeki kaltak beynimi yedi. Başına vurdu tabii tanımadığın adamlara söylediğine bak. Madem o kadar yalnızsın kaçırma hayatındakileri, senin yüzünden ben de yalnızım. Hadi ara birini de akşam gelsin. Susmadı arkadaş, susmadı. Ben de aradım benim lick buddy i bari o gelsin diye hem evlen benimle bak hemen boşarım karımı, zaten boşanıcaz deyip duruyor ya hani. Aradım açtı, Emre'cim nasılsın dedim, arkadan karının sesi kim o, kimmiş, kadın mı o? Neden aramış? Hasssstir. Emre de idare etmeye çalışıyor evet Marincim toplantı var, ben sana haber vericem diye. Karı tutturdu telefonu bana ver diye, korktum kapattım acayip çirkef belli. E hani boşuyordun bu ne korku Emre Efendi? Oldu mu bak aradım ne oldu diye kızdım içimdeki cadıya. Başkasını ara dedi, bu saat oldu daha aramadım, gece daha bitmedi bakalım o mu galip gelecek ben mi? 

13 Şubat 2019 Çarşamba

Kadın Telefonu Listelerini Nerelerinde Saklıyor Bu Adamlar?

 Arkadaş, neden tüm mallar, malafat kafalılar bana denk gelmiş ve gelmeye devam ediyor?  Geçen gün whatsupdan bir mesaj "hayatta mısın sen?" Bakıyorum isim Naci, tip desen modern görünmeye çalışmış, bildiğin ahı gitmiş vahı kalmış bir herif. Giriş cümlesine baksan sanki çok samimiyiz de son iki- üç aydır görüşmedik gibi bir ifade. Böyle yazana ben de direk "kimsin?" yazdım. "Ben Naci" Adın zaten yazıyor tipine kaydığım, insan kendini böyle mi tanıtır? "Tanıyamadım." Yazdım açıklama ya gel "Bursa'dan." haa Bursa'dan olunca hemen hatırladım, ben Bursa'nın nüfus müdürüyüm çünkü. Sonra biri geldi aklıma, fotoğrafçıydı daha doğrusu fotoğraf çekiyorum diye kadınlara yazan, soyabildiği kadar soyan, aynı tipsizlik ve meymeletsizlikte biri o sandım. "Fotoğrafçı?" "Hayır değil, hani konuşmuştuk birkaç kez, İstanbul'a gelmiştim." Açıklamana da senin beynine de sokayım ama hatırladım. Size de açıklayayım bu amcayla daha cep telefonları yeni kameralanmaya başlamışken, ben genç kızlığa yeni girmişken, kapaklı motorolamla konuşmuştum.

Amca beni düşürmeye çalıştı kısaca, bunu bir kez gördüm, elbette beğenmedim, o zaman engelleme de yok neylersin, aradı açmadım, yazdı cevap yazmadım, öyle kalmıştı. Yıl 2000 lerin başı varın hesaplayın kaç sene geçmiş. "Milattan önce" yazdım ben de o da cevaben "Daha da eski olabilir." Geri zekalı, o zamandan beri numaramı saklamışsın, artık kağıda yazıp onu kıçında mı sakladın da kaybetmedin neyse, benim cep telefonumdaki numaralar defalarca silindi, bu adamlar yirmi yıllık numaraları nerelerinde saklıyorlar cidden merak ediyorum. Kadın telefonları diye bir listeleri var orası kesin, bilgisayarlarına kayıt etseler bilgisayar çöker, maillerine atıyorlar her halde, ya da banka kasası falan mı kiralıyorlar bunun için, beklenir çünkü. Neyse, hadi bütün listeye yazmışsın sıra gele gele bana gelmiş, aradan o kadar zaman geçmiş, tek kelime konuşmamışız sen bana ne cür'etle hayatta mısın sen yazarsın? Ananın şamındayım, sana ne sen kimsin? Marin Hanım diyeceksin, siz diye hitap edeceksin, kendini doğru düzgün tanıtacaksın, neden yazdığını adam gibi açıklayacaksın ha sonuç değişecek mi hayır, yine yiyeceksin engeli, elin kıçında oturacaksın. Kapaklı telefon devri çoktan kapandı, artık teknoloji sayesinde engelleyen telefonlarımız var. Al o listeni de sok kıçına ancak öyle haz alırsın, orada yazan numaralardan ve sahibi kadınlardan.

23 Ocak 2019 Çarşamba

Kıvırcık'tan Mesaj Var!


 Dün Kıvırcık bana mesaj attı. “Son günlerde sık sık aklıma düşüyorsun.” Ben de “Hayırdır?” dedim. “Belli bir sebebi yok, öyle işte.” Yazdı ve gülücük yolladı. Mesajı attığı saatte Mature, iş yerinde yani rahat ki zaten o da bir yerde ders vermeye başlamış. Normalde boş gezer, Maturenin parasını yerdi iş bulmasına şaşırdım. Mesajlar devam etti “neredesin, ne yapıyorsun?” “Evi biliyorsun gel yakınlarda kahve içer konuşuruz. Dedim. “Tamam, en kısa zamanda” dedi. Nuri’ye konuşmanın fotoğrafını çekip, attım. Ne demek istemiş sence diye sordum, kibarca seninle sevişmek istediğini söylemiş dedi. Unutamamıştır seni, hele o yaşlı kadından sonra sen ve kalçaların adamın aklını almışsındır. Evet, Nuri yine haklıydı ama ben duygusal bir neden bekliyordum. Bunu ben de tahmin etmiş yani anlamıştım. Ah Marin’le ne güzel sevişiyorduk yine olsa da yesem dediğini ama ben karşısına geçip “beni beni Marin’ini” dediğim, duygu sellerinde dolaştığım, ben de özledim, unutamadım, aşkımlar duymak istiyordum. Bihter ve Behlül gibi, tüm yasaklara ve birbirimize yaptığımız haksızlıklara rağmen, tutkuyla ve aşkla bakmak, sarılmak istiyordum. Kıvırcığın cümlelerinin açılımı ise tam manasıyla “gel sevişelim”di. Eskiden olsa buna da razı olurdum ciddi zaafım vardı, evet şimdi de o zaafın kırıntıları var kabul ediyorum. Denk gelir görüşürsek, sevişiriz onu da biliyorum bu yüzden en iyisi hiç görüşmemek ya da amaaan ne olacaksa olsun neyi kasıyorsam…

14 Ocak 2019 Pazartesi

Bir Adamdan Hoşlandığınızı Ona Nasıl Belli Edersiniz?

 Hoşlandığım biri var, komşu sayılırız, sık sık da bir araya geliyoruz ortak arkadaşlar falan. Ben buna baya yürüyorum, telefonda konuşuyoruz, gece 3 lere kadar whtsupda oynaşıyoruz ama bırakın sevgili falan olmayı ki derdim de hiç bu değil zaten, sevişmeye biraz bile yaklaşamadık. Adam nasıl dokunur, adam dokunabiliyor mu, parmak uçları var mı onu bile bilmiyorum. Bir adamdan hoşlandığınızı ona nasıl belli edersiniz? Bilemiyorum benim yaptıklarımı yapmayın kesin belli edersiniz. Bu kadar yakın ama uzak olmak da canımı sıkıyor. Geçen hafta sonu dışarı çıktık, gezdik, canlı müzik dinledik falan sonra da evlerimize gittik. Gel diyorum bana, yok diyor. Acaba kalkmıyor mu bununki diyorum ama sanmıyorum. Başka bir sıkıntı var. Yahu sevişmeyeceksek neden buluştuk? dedim güldü. Ben seni çok istiyorum ama korkuyorum sen çok şeysin. Dedi araya telefon vs girdi çok şeysin nedir soramadım.

Zaten benim tüm hikayelerim böyledir. Ben isterim onlar kaçar, onlar gelir ben kaçarım çünkü başkasını kovalıyorumdur. Çok şeysinin açılımını da biliyorum. Ortak arkadaşlar var ya, bir de kesin bu benim bloğu da okumuştur. Korkması bundan, hep yanlış reklam kurbanıyım ben. Bu kadın beni üzer, süründürür, aldatır, sekste de doyuramam ben bunu dedi belli ki. Durun buna bir isim takayım da sonra yazdığımda karışmasın hımmmmmm düşünüyorum İspanyollara benzediği için adını carlos koydum hayırlı olsun evet carlos beni istemiyor aslında istiyor da korkuyor. Ben de hadi yukarı gel de birbirimize yumulalım diyerek yanlış taktik uyguluyorum daha doğrusu hakkımdaki düşüncelerini doğru çıkarıyorum. Geri çekilme kararı aldım. Aramıyorum, sormuyorum bir halta yarayacağını da sanmıyorum da bakacağız; gelişmeleri yazarım.

5 Ocak 2019 Cumartesi

Regliyken Nasıl Seks Yapılır?

 Bana en çok sorulan sorulardan biri regliyken nasıl seks yapılır? Yapma, bir hafta bekle, olmaz ille de yapıcaz biz seks düşkün bir milletiz. Biri de regliyken seks yapsak günah olur mu demiş. Yahu ne  bileyim belki de sevap olur. O kadar eziyete katlanıyorsun, o kokuya, o kana ıyyy. Evet, regliylen seks yapılır. Yapılmaz derseniz ya da o manzaraya katlanmak istemezseniz, tek taraflı oral seks bir seçenektir. Yani kadın size yapar, siz de (erkeklere diyorum ya da kadının regli olmayan diğer partnerine) odun değilseniz okşarsınız, öpersiniz, masaj yaparsınız. Hem seks tek bir organdan zevk alma hali değildir. Benim sırtımda bir nokta var, oraya bastırılınca hiçbir sekste kıvranmadığım kadar kıvranırım. Regli olmuş partnerinizin öyle bir noktasını bulun mesela, boynunu, kulaklarını öpün. Göğüsleri şiştir ve hala acıyordur, göğüslere çok dalmayın, göbek deliğini yalayın. Yaratıcı olun, seks ille de sok çıkart durumu değildir.

Yok ben ille organlar temas etsin istiyorum diyorsanız, regli iken anal seks de bir seçenek elbette ama çok yoğun günlerinde oraya kadar bile kan ulaşır, bu yüzden ped yerine tampon öneririm. Bizim ülkemizde çok tercih edilmese de böyle durumlarda görüntü kirliliğini önler en azından. Ağrısı yoksa reglili kadınla normal yani vajinal seks de deneyebilirsiniz. Sonrasındaki görüntüden iki taraf da memnun kalmayacak ve korunmayı unutmayın benden uyarması.

Seks Ne Kadar Harika Adam O Kadar Arıza

 Biriyle tanışırsın ve kimyan tutar. En keyifli zamanlar, tadını çıkartmak lazım hemen yatmamak. Ne de olsa acele işe şeytan karışır ama çok da uzatmamalı o zaman da araya başkası karışır. Ben bu zamana oynaşma dönemi derim, siz ister flört deyin ister yeni tanışma. Bu dönemde her şey tos pembe, ne o senin kusurlarını görür ne de sen onun. Kusurlu olması da umurunda olmaz, nasıl olsa sadece eğleniyorsundur.

Zaman aktı, tenler sonunda birbirine bulaştı. Seks ne kadar harikaysa adam o kadar arızadır size net madam sözü. O kadar hoşunuza gider ki, sadece eğleniyorum kısmını unutur adamla aşk yaşamaya kalkışırsınız. Sizi bilmem benim hep böyle oldu ama ne demiştik seks harika adam arıza. Peki nedir arızası? İlişkisi vardır bırakamaz, parası yoktur, işsizdir evsizdir senden medet umar. Alkol, uyuşturucu vs bağımlısıdır, sigara bunların yanında en masumudur. İçerse içsin bana ne zararı olur ki dersin, dön dolaş sana zararı olur, en kötü sana aldırır. Aşırı kıskançtır, aşırı rahattır, fazla umarsızdır, erkeğin orospusudur peşinde çok kadın vardır. Vardır da vardır işte adamda bir arıza vardır. Sen görmezden gelirsin çünkü yanında iyisindir, adam da yatakta iyidir. İyi yalıyordur, uzun gel git yapıyordur, hatta sonra sarılıyordur; teni sıcak kokusu güzeldir; kalırsın.

Arızası artar da artar, sorunları yayıldıkça yayılır, seni de kaplar. Ne git diyebilirsin ne de kal. Yaşadığın bir ilişki midir onu da bilemezsin. Hiçbir arkadaşınla ve ailenden biriyle tanıştıramazsın. Kendine kızarsın, içindeki ses seni eleştirir durur, hak verirsin ama kabul etmez devam edersin. Baştan lades dediğin aşk temalı seks oyununa devam edebildiğin kadar devam edersin. Adamın kötü alışkanlığı var, seninse kötü alışkanlığın artık o'dur. Bırakmak ister, bugün yarın dersin ama bırakamazsın. Sonu da hiç iyi bitmez bu ilişki türünün en az hasarı aldıysan bil ki şanslısın.

Velhasıl yatakta harika, hayatta arıza adamdan uzak da duramazsın, onunla da kalamazsın. Peki ne yapacaksın? Ne yapacağım? Hep mi beni bulur bunlar, hep mi seni bulur güzel okurum? Evet, hep bizi bulurlar...

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...