Çok eski ve çok da iyi bir arkadaşım olan Rukiye'yle bir AVM de buluştuk geçen Cuma. Alış veriş yaparız, biraz lak laklarız falan dedim, kafam dağılır işte. Abazan bünyemin bitmeyen isteklerini unuturum, ne de olsa karşılayamıyorum. Rukiye'yle mağazaları gezdik; ben birkaç şey aldım bu alamadı, parası yok, sana da alayım mı dedikçe ben hakkımı Tonguç'a devredeyim ona şu lazım bu lazım diyor. Sanki ben yemek kuponuyum da hiçbir işe yaramayan, yirmi yaşında hala lisede olan asalak oğluna veriyor beni yesin diye. Ben de Tonguç, çalışsın kendi alsın, sana da baksın bir zahmet diyorum, sinir oluyorum böyle asalak tiplere, ben hayatımdakileri gönderene kadar neler çektim ama bitmiyorlar bir türlü. Gratisteki anasının amına kadar uzanan kuyruğu görünce yuh dedim buraya girilmez, bu da diyor ki ay indirim var bana bu lazım, benim şekerim düştü gel alt kattaki madoda bir şeyler yiyelim dedim, yemek teklifi daha cazip mi geldi yoksa ayaklı cüzdan olan ben, gidersem zaten o ucu görünmeyen kuyrukta boşuna bekleyeceğini mi anladı bilmiyorum, kabul etti madoya gittik.
Rukiye'den bahsetmiştim hatırlarsınız, eski bir şarkıcı sahne adı ve günlük kullandığı adı Ruki, anlamı yok ama onun için çok anlamlı. Bir de salak saçma bir hikaye uydurmuş o isme. Bunların köyünde Ruki diye bir çiçek varmış çok nadir açarmış, babası o ismi vermiş ama nüfus memuru yanlış anlayıp Rukiye yazmış, bu da değiştirmeye bir türlü vakit bulamamış, kimliği Rukiye ama gerçek adı Ruki'ymiş, yeeeeerrseeeeen.
Nuri, bana spermlerini bir tüpçü doktora gidip, içime zerk ettirmekten vazgeçtim diye küstüğünden, Rukiye'yle pardon Ruki'yle takılıyorum bir süredir. Ruki iyi kadın da işte, hani tek piranhadan çok zarar gelmez de bunlar çoğalınca seni bir çırpıda yer bitirir ya, oğlu yanına gelince öyle bir hale geliyor bunlar, bildiğin benden ne kadar et koparacakları yarışına giriyorlar. O yüzden oğlunu gördüğüm anda kaçıyorum, yaz tatili boyunca hiç görüşmedim, okullar açıldı rahatladım ama okuldan altıda geliyor buraya gelmeye kalkarsa fena yakalanırım koca bir AVM deyiz bildiğin yarrağı tutarım ve zevk de almam. Ruki'yle yemek yiyoruz, bu ben on iki yıldır seks yapmadım ne olacak bu halim diye dert yanıyor, sanki ben farklıyım. Uzun süredir yapamadığım gibi, kimseden etkilenmiyorum da yoksa yapacak adam çok. Eskilere bulaşmak istemiyorum, lickbuddym bir türlü işlerinden ve sadece hafta sonları bir araya geldiği, çocuk yapmak için evlendiği onu da yapamadığı karısından vakit bulup gelemiyor. Yeni biri, yeni bir heyecan, tutku, hatta aşk istiyorum da nerdeeeeeee? Beni son günlerde tahrik eden tek şey nette tanıştığım ve kısa sürede rezil bir hale gelen, birbirimize küfürler bile ettiğimiz bir çocuğun başkasıyla yattım demesiydi. Çocuk da tam benim kalemim, dengesiz, değişik, köpek çekip ilgi gösterenlerden artık bunlar bile bende işe yaramıyor, bir hoşuma gider gibi oluyor sonra hevesim geçiyor. Astrolojiden anlamam pek bildiğim kadarıyla kendisi, alçalanı, yükseleni, ineni, kalkanı hepsi akrep olan bir kadınım, annem nasıl denk getirdiyse. Bu ne demek çok kıskancım, gerçekten öyleyim, bildiğim kadarıyla öyleydim, bir de şu eşini paylaşan kadınları çok kınardım ama bu beni tahrik etti işte.
Birden Ruki'nin telefonu çaldı, arayanın sesi zaten hoporlörde eyvah Tonguç! "Nerdesiniz? Marin orda mı haaaa taaaamaaaammmm geliyorum o zaman." lan bana sordunuz bu ben bu herifi görmek ve beslemek istiyor muyum bakalım? Eeee şimdi ne yapacağım? Bunlar bir araya gelirse her şeyi hatta tüm AVM yi yerler hesap da bana girer. Yan masalara yardım ister gibi bakmaya başladım, telefonumu karıştırıyorum "aaa bana kuenim uğrayacakmış benim kalkmam lazım."Kız dur, Tonguç gelecek seni çok özlemiş biraz beklesin." Kararlılar beni analı oğullu sikecekler burada. "Demin giremediğimiz Gratise de girelim, bir de Tonguç a bir mont beğendim bakalım geldiğinde tamam mı Marinciğim?" Açılımı bunları bize sen alacaksın tamam mı Marinciğim? Hassssssstiirrr ne yapacağım şimdi, param yok desem yemez olduğunu biliyor, aa kartım yok diyeyim en iyisi, düşürmüşüm, yanımda nakit de yok falan derim. O zaman da bu beni bırakmaz hemen, bankayı ara, yok polisi ara, yok güvenlik kameralarına baksınlar... yine yırtamam. Ne yapacağım heyhat!
Birden aklıma geldi! Bana sürekli mesaj göderen Fransa'dan yeni dönen eski bir arkadaşım var. Yazmıştım eski yazılarımda annemlerle yaşarken yan komşumuzdu bu taaa on altı yıl önce falan o zamandan beri aşık bana, hiç geçmedi, hiç bitmedi. Ben bir iki takıldım bununla, muamelesi de ilgisi de iyi de işte belki fazla iyi diye hiç ciddiye almadım. Bir de insan yanındakini göremez de hep olmadık, kendini yoran, uğraştıranlara ilgi duyar ya, ben de öyle biriyim işte. Hemen yazdım buna "Modadayım gel." "Yarım saate oradayım, bir yere kaybolma" yazdı. Ohh dedim hesabı buna kilitlerim, kibar adamdır o öder, o varken de bu iki kan emici ana oğul, bize şunu al bunu al diye bana yapışamazlar.
Tam söylediği saatte geldi, yanıma oturdu. Ruki'yle tanıştırdım. Onu görünce biraz şaşırdı ama adamı beğendiğinden ve on iki yıllık abazanlığının başına vurmuşluğundan Ruki, buna asılmaya başladı. Bu arada bu adam Eskişehirli bildiğin Çinli ünlü bir aktör var ya Tony Leung ona inanılmaz benziyor, yan yana koy Tony en fazla biraz daha çekik gözlüdür o derece. Ruki, başladı anlatmaya on iki yıldır seks yapmıyorum, sevgilim yok, kimseyi beğenemiyorum sen düzgün çocuksun bana birini bul diye. Ruki, asılmaya başladı diye mi, benim şahsi abazanlığımdan mı, artık kıskanacağım durumlar beni tahrik etmeye başladığından mı? Bilmiyorum bu yerli Tony Leung gözüme çok güzel görünmeye başladı. Bir ara lavaboya gitti. Ruki başladı " kız bu çok hoş adam bununla sevgili olsana, sana ne güzel bakıyor, keşke biri de bana böyle baksa..." Doğru dedim içimden kimlerle boşuna uğraştım durdum, Tony hep burnumun dibindeydi tabii karısı ve dört çocuğuyla birlikte...
Veeeee Tonguç geldi. Kan kokusu almış ama dişlerini geçirince yapay maket olduğunu anlayan köpek balığı misali etrafımızda dolanmaya başladı. "Burada mı oturacağız, ben açım ama yukarıda bir şey gördüm ona bakıcam.""Otur da bir şeyler ye" dedi Ruki, Tonguç da oturdu. Yemek yemeye başladı. Ruki, hala TonyLeung u darlıyor. Bana birini bul, bizi gezdir, bize de gel... O da kibarca cevaplar veriyor ne yapsın adam. Benden bahsederken ona nasıl davrandığımı anladım yıllarca. "Siz nasıl arkadaş oldunuz? Marin soğuktur, kızar, küser, yıllarca konuşmaz..." dedi. Ona böyle davrandım cidden ama belki de böyle davrandığım için hep kıymetli oldum vazgeçmedi benden kim bilir.... Bu arda ben hem sıkıldım hem de libidom zaten duvardan tavan seviyesine yükseldiği için bacağımı TonyLeung a uzattım ve hafifçe dürttüm. O da beni iyi tanıdığından mesajı aldı, ceketini nazikçe kucağına koydu ve ayak bileğimi tutup kalkana kadar okşadı. Orada seks yapsak bu kadar memnun kalmazdım, bu hareket beni daha çok mutlu etti.
"Kuzenim gelmiş artık, kapıda kaldı kız" dedim ve kalktım, TonyLeung seni bırakayım dedi, hesabı ödemeye gitti. Tonguç öfkelendi annesine döndü "beni niye çağırdın buraya o zaman hiç gezemedik, bir şeyler bakacaktım ben!" "sen git bak, tutan mı var?" dedim " "Param yok ki" dedi artık bunda yüz de astar da kalmamış, cüzdanımı versem alıp uçarak gidecek oradan, zıkkımlandın işte ona dua et asalak.
"Bizi de bıraksın madem." dedi Rukiye, "Olur" dedim. Yol boyunca da adamı darladı durdu bana birini bul diye, eve geldik aradan kaç gün geçti her gün beni arayıp bana birini bulmuş mu diye soruyor. Ruki'ye fena yakalandı adamcağız ama ben iyi kurtardım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder