Yarın için yani bugün için benim ilaççıyla sözleşiyoruz. Gelip beni alacak kaçacağız bir yerlere sohbet muhabbet sonra da kollarda keyifli dakikalar nasıl da ihtiyacım var. Banyoya daldım istenmeyen ne varsa kestim biçtim pürü pak olarak çıktım. Havalar da malum serinledi beni üşüme aldı hele ki banyodan sonra bir buz kalıbına dönüştüm giyindim kat kat girdim battaniyenin altına televizyonu da açtım oh tam mırıl mırıl kedi modundayım. Kedi demişken benim kediler de battaniyenin üzerinde hep birlikte mırıldanıyoruz. Ben hayaller kuruyorum yarın güzel olacak falan diye neyse sol gözümün iç kenarında bir kaşıntı başlamasın mı...
Kediler üzerimde battaniye de kıllı ya bende de alerjik bir bünye mevcut tuttu mu kötü tutuyor bu alerji kaşı kaşı daha çok kaşınıyor uzun tırnaklarımla yoldum resmen gözümün kenarını yok bir kaşıntı ki geçecek gibi değil. Kalktım parmağıma kolonya sürdüm hafifçe gözüme değdirdim yaktı nasıl da hoşuma gitti ama kaşıntıyı yine bastırmadı. En iyisi buz süreyim dedim buzluktan bir küp buz çıkarttım gözümün kenarına bastım. Buzun etkisiyle kaşıntım da gözüm de dondu ama bu sefer de o fazla geldi yeter dedim elimden attım buzu yere. Buz bu yahu erimeli buzun özelliği eriyen bir şey olması. Gittim kafa yapan bayıldıığım allerji ilacımın yarısını kırdım aldım elime su almaya gidiyorum bir acı hissettim ki ben acıya dayanıklı acı eşiği yüksek bir kadınım ciyaklamadım ama içimden çığlıklar attım. Ayağımın altında öyle bir acı hissettim ki ne olduğumu şaşırdım sanki çivi girdi. Baktım benim buz parçası erimeye baş kaldırmış en sivri yerini de diklemiş benim ayağımın a... koydu. Ovaladım krem sürdüm falan ama hemen kan topladı üzerine de basmak mümkün değil. Neyse ki gözümün kaşıntısı geçti ama fazlaca uğraştığımdan kanlandı ve biraz da şişti. Girdim yine battaniyenin altına Nuri aradı kız hadi kalk gel aşağıdayım diye. Ben de bu ara evrene şey ediyorum hesabı hiçbir teklife hayır demeyeceğim diye bir karar aldım, halim de berbat ama neyse yabancı yoktur saçımı tarayıp hafif bir ruj sürüp indim. Gözlerime birşey sürmem ya da topuklu giymem zaten mümkün değil bir de topallıyorum.
Barın kapısından girdim içeri hani filmlerde olur ya bir tanıdığını görürsün karşısında biri vardır yavaşça sana döner off bu ne bu kim olursun ya ben de öyle oldum. Nuri'nin karşısında bugüne kadar nadiren gördüğüm tipte bir adam bana bakıyor ben tek gözüm kırmızı ve şiş ayrıca sağ ayağımı sürüyerek bildiğin topallayarak hilkat garibesi gibi gittim adamın yanına ve tabii Nuri'nin. Nuri bizi tanıştırdı bir yandan da bana tuhaf tuhaf bakıyor bu kıza ne olmuş der gibi meğerse bana çöpçatanlık yapacakmış garibim ama bu tiple adam anca acırsa takılır benimle. Tanıştık hoş beş ben kendimden bahsediyorum o kendinden. Benim sol göz iyice kısıldı, buz yüzünden kirpiklerim indi sağdakiler kıvrık, ayağımın altı zonkluyor, malum allerji ilacı içmiştim uyku yapıyor bir de mayışma hali biri bir şey sorsun beş dakika sonra anca cevap veriyorum. Nuri dayanamadı sordu.
-Marin'ciğim ne oldu sana hasta mısın?
-Buza bastım da ayağımı incittim iyiyim yoksa.
-Buz mu buzu nereden buldun?
-Gözüme tutuyordum yere düştü. Allerjim tuttu da kedi tüyü kaçtı gözüme.
İşte o sırada o dalyan gibi adamın altında geçen alt yazıyı okudum. Kedileriyle yaşayan kafayı sıyırmış arıza hatun iş mi alacağım başıma kaç oğlum kaç.
-Ben müsaadenizi isteyeyim yarın toplantım var. Dedi kaçtı amca. Nuri de bana bir araba laf etti. Bana sürpriz yapacakmış meğer tam da birbirimize uygunmuşuz ciddi ilişki arıyormuş falan.
-Söyleseydin mesaj gönderseydin ben ne bileyim bana birini ayarladığını.
-Bu halde sokağa mı çıkılır harpten çıkmış gibisin ayağını sürüye sürüye geldin bir de hele şu gözün git yat Marin git yat.
Ben de kös kös evime gittim ertesi gün yani bugün ağrıdan dışarı da çıkamadım üzerine basamıyorum çünkü ayağımın ne yeni aşk ihtimalim kaldı ne de ilaççıyla kaçamak. Buz deyip geçmeyin girdi mi eriyene kadar fena can yakıyor.
Kediler üzerimde battaniye de kıllı ya bende de alerjik bir bünye mevcut tuttu mu kötü tutuyor bu alerji kaşı kaşı daha çok kaşınıyor uzun tırnaklarımla yoldum resmen gözümün kenarını yok bir kaşıntı ki geçecek gibi değil. Kalktım parmağıma kolonya sürdüm hafifçe gözüme değdirdim yaktı nasıl da hoşuma gitti ama kaşıntıyı yine bastırmadı. En iyisi buz süreyim dedim buzluktan bir küp buz çıkarttım gözümün kenarına bastım. Buzun etkisiyle kaşıntım da gözüm de dondu ama bu sefer de o fazla geldi yeter dedim elimden attım buzu yere. Buz bu yahu erimeli buzun özelliği eriyen bir şey olması. Gittim kafa yapan bayıldıığım allerji ilacımın yarısını kırdım aldım elime su almaya gidiyorum bir acı hissettim ki ben acıya dayanıklı acı eşiği yüksek bir kadınım ciyaklamadım ama içimden çığlıklar attım. Ayağımın altında öyle bir acı hissettim ki ne olduğumu şaşırdım sanki çivi girdi. Baktım benim buz parçası erimeye baş kaldırmış en sivri yerini de diklemiş benim ayağımın a... koydu. Ovaladım krem sürdüm falan ama hemen kan topladı üzerine de basmak mümkün değil. Neyse ki gözümün kaşıntısı geçti ama fazlaca uğraştığımdan kanlandı ve biraz da şişti. Girdim yine battaniyenin altına Nuri aradı kız hadi kalk gel aşağıdayım diye. Ben de bu ara evrene şey ediyorum hesabı hiçbir teklife hayır demeyeceğim diye bir karar aldım, halim de berbat ama neyse yabancı yoktur saçımı tarayıp hafif bir ruj sürüp indim. Gözlerime birşey sürmem ya da topuklu giymem zaten mümkün değil bir de topallıyorum.
Barın kapısından girdim içeri hani filmlerde olur ya bir tanıdığını görürsün karşısında biri vardır yavaşça sana döner off bu ne bu kim olursun ya ben de öyle oldum. Nuri'nin karşısında bugüne kadar nadiren gördüğüm tipte bir adam bana bakıyor ben tek gözüm kırmızı ve şiş ayrıca sağ ayağımı sürüyerek bildiğin topallayarak hilkat garibesi gibi gittim adamın yanına ve tabii Nuri'nin. Nuri bizi tanıştırdı bir yandan da bana tuhaf tuhaf bakıyor bu kıza ne olmuş der gibi meğerse bana çöpçatanlık yapacakmış garibim ama bu tiple adam anca acırsa takılır benimle. Tanıştık hoş beş ben kendimden bahsediyorum o kendinden. Benim sol göz iyice kısıldı, buz yüzünden kirpiklerim indi sağdakiler kıvrık, ayağımın altı zonkluyor, malum allerji ilacı içmiştim uyku yapıyor bir de mayışma hali biri bir şey sorsun beş dakika sonra anca cevap veriyorum. Nuri dayanamadı sordu.
-Marin'ciğim ne oldu sana hasta mısın?
-Buza bastım da ayağımı incittim iyiyim yoksa.
-Buz mu buzu nereden buldun?
-Gözüme tutuyordum yere düştü. Allerjim tuttu da kedi tüyü kaçtı gözüme.
İşte o sırada o dalyan gibi adamın altında geçen alt yazıyı okudum. Kedileriyle yaşayan kafayı sıyırmış arıza hatun iş mi alacağım başıma kaç oğlum kaç.
-Ben müsaadenizi isteyeyim yarın toplantım var. Dedi kaçtı amca. Nuri de bana bir araba laf etti. Bana sürpriz yapacakmış meğer tam da birbirimize uygunmuşuz ciddi ilişki arıyormuş falan.
-Söyleseydin mesaj gönderseydin ben ne bileyim bana birini ayarladığını.
-Bu halde sokağa mı çıkılır harpten çıkmış gibisin ayağını sürüye sürüye geldin bir de hele şu gözün git yat Marin git yat.
Ben de kös kös evime gittim ertesi gün yani bugün ağrıdan dışarı da çıkamadım üzerine basamıyorum çünkü ayağımın ne yeni aşk ihtimalim kaldı ne de ilaççıyla kaçamak. Buz deyip geçmeyin girdi mi eriyene kadar fena can yakıyor.
başlığı okuyup farklı yorumlarken, beklediğimden daha iyi kısa ve öz bir hikaye buldum :) hikaye diyorum, tarz itibariyle hikayeleşmiş..anılarını hemde bu kadar içten paylaşman , nasıl desem sıcak
YanıtlaSil