Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

30 Eylül 2016 Cuma

Enayi Cell

 Yine yillar yillar onceydi o zamanlar itiraf.com a sarmis durumdaydim itiraflarim yayinlanip da yorum aldikca cok mutlu oluyordum. Biryandan da karmasik ozel hayatimla ugrasiyorum kafa dagitmak icin yeni tanistiklarimla konusuyorum. Is yerimde buz gibi memenetsiz bir cocukla cikiyorum dort yildir ama cocuk bir buzluk adina da buzluk diyelim. Uzak bir sehirden bir adamla tanistim onunla bari keyfim yerine geldi mesajlasiyoruz arada Istanbula geliyor gorusuyoruz falan ama telefon faturam cok kabarik geliyor. Universite yeni bitmis universite hastanesinde ise girmisim maasim az. Turkcell kullaniyorum o zaman paket falan da yokmus demek faturalardan yildim. Birgun bana itiraf com da yorum yapip bulusmak icin israr eden cocuga cok yogunum cikamiyorum faturami oder misin? dedim. Numarani ver dedi. Kontrol ettim cidden odemis nasil sevindim sonra ne zaman bulusuyoruz demeye basladi tabii ben bugun yarin soyle boyle atlattim efendi cocukmus arayip rahatsiz da etmedi sustu bir sure sonra.
Ertesi ay yine fatura geldi bu seferki bir oncekinden de kabarik dur bir daha deneyeyim dedim yine bana yazan birine yazdim yine itiraf dan ama artik selam nasilsin diyene faturami odeyemedim sen oder misin diyorum onlar da once ne faturasi diyor haliyle sonra ogrenci misin yalniz mi yasiyorsun? Mecburen numarani veriyorsun ki gidip subeye odesin adamlar da ariyor haliyle mecburen konusuyorum tatli neseli sesimle odedikten sonra mesgulum simdi gorusuruz tak! Bunlar beni ariyor hani bulusacaktik diye israr ediyor mesaj atiyor o zaman kapakli bir motorolam var engel falan yok tabii arayanla muhattab olmak zorundasin. Adamin biri aradi iste hani bulusacaktik dedi yanlis numara dedim dun benimle sen konustun nasil yanlis numara dersin dedi simdi de yanlis numara diyorum ne yapacaksin dedim. Cok israr eden bir adama randevu verdim tabii ki gitmedim artik iyice yuzsuzlestim ve bunu aliskanlik yaptim istisnasiz da odeyecek birini buluyordum. Adamin biri benim numarami baskasina vermis onlar dadandi bir ara faturani odedim ne zaman bulusuyoruz diye her aradiklarinda baska sehirdeyim dedim tamam oraya gelelim diyorlar bir saate baska yere gidiyorum diyorum biri ariyor ablamin telefonu bu bana verdi kendisi evden kacti nerede bilmiyoruz falan artik ne sacma sapan bahaneler atiyorum. Neredeyse yedi sekiz ay belki daha fazla boyle odettim faturami o zamanlar reklamlarda bilmem ne cell diye kampanyalari vardi Turkcellin ben de kendimce buldugum bu kampanyaya enayi cell derdim. Biliyorum kotuyum.
Not: Bugun Ingilizce klavyede yaziyorum noktalama isaretlerimin kusuruna bakmayin.

28 Eylül 2016 Çarşamba

Yeşil Bir Sevda

 Karakterli renktir yeşil her ışıkta aynı kalmaz gür ışıkta yeşili yoğunlaşır az ışıkta elaya kaçar. Mavi gibi heryerde aynı renk takılmaz kahverengi gibi içini karartmaz o yüzden benim gibi yeşil gözlü ise karşındaki iyi bak gözlerinin içine senden başka yere kayarsa gözleri bir daha dönüp de aynı kişiye aynı hisle aynı renkle bakmaz bakamaz.

Vajinanı Beğeniyor Musun? Fotoğraf Çek Gönder

 Yıllar önce tanıştığım sadece net ortamında yazıştığım hiç bir araya gelmediğim bir adam vardı. Amerika ya vajina fotoğrafı satardı bir tür hobi bununla bozmuş kafayı. Birilerini ekliyor ve sormaya başlıyor seninkini beğeniyor musun açıp bakar mısın dokunur musun ne hissettin? Gibi gibi bana da sormuştu ben de ne bileyim iyidir herhalde demiştim. Tutturdu fotoğraf gönder diye yirmi üç yaşında falanım salak da bir işte çalışıyorum sıkılıyorum çektim gönderdim buna bayıldı neymiş yanındaki vajina modelleri de çok beğenmiş de falan filan. Bu beni çok düşürmeye çalıştı işte Amerikaya modellik yap gel kız kıza poz ver, biri var sana bayıldı onunla tatile çık çok para verecek... ben bu ne dediyse hayır dedim ha bir de ille gel yatalım diyor ilgimi zerre kadar çekmeyen kafayı amlarla bozmuş tuhaf bir tip. Vividle falan çalışsa hadi gidip modellik yapayım da aklı çükünde ille de atlar yani profesyonel bir çalışma mantığı da yok.
Neyse ben o işten ayrıldım maillerim değişti bu benimle irtibatı kaybetti şimdi nereden bulduysa yazdı tekrar tanıdın mı hatırladın mı faslından sonra konu yine geldi vajina muhabbetine. Aradan kaç yıl geçmiş adam hala aynı cümleleri kuruyor. Seninki çok güzeldi fotoğraf var mı? çeksene. Seninkini beğeniyor musun aç bak kamera varsa göster gel çekeyim bir doktor seni çok istemişti hala ister görüşür müsün?
-Yahu sen bu işlerden para kazanıyor musun?
-Hayır ben arkadaşlarımın mutluluğunu isterim.
-Doktor mu senin arkadaşın?
-Evet.
-Benden ne istiyorsun?
- İlişkiye girmek vajina fotoğrafını çekmek.
-Yıllar önce ben seni istememişim şimdi de istemiyorum.
-İstersin herşey mood zamanı.
-İstemiyorum görüşmem de.
-Neden böyle ön yargılısın dün de aynıydın şimdi de aynısın.
-Nasıl?
-Dün de vajinanı beğeniyor musun hiç düşünmedin bugün de düşünmüyorsun dün de fotoğraf çektirmeye gelmedin bugün de gelmiyorsun hep aynı.
-Ne olacaktı acaba sen yıllar önce de am fotoğrafı çekip hep ne kopartabilirim onu kovalıyordun yine aynısın yatsam mı satsam mı? Sana kanan kızların akıllarını sik bence daha çok zevk alırsın.
Engelledim bazı insanlar hep aynı yerde kalmaya mahkum...

Nedir Bu Oral Seks?

 Böyle güneşli ama hafif serin havalar bana hep orta okul günlerimi hatırlatır. Fındıklıdaydı okulum ev taksimde bir de kafa dengi bir arkadaşım vardı Jüli, biz bununla okuldan kaçar istiklale giderdik. Başka okullardan bir de kendi okulumuzdan sevgililerimiz vardı. Benimkinin adı Bülent'ti. Kalın dudaklı kıvırcık saçlı bir çocuk arabayla dolaştırırdı bizi birşey de yapmazdık en fazla öpüşme o da ben zaten pek beceremiyorum da bilmiyorum da çocuk da ben küçüğüm diye pek benimle ileri gitmezdi masumiyetimi seviyordu o zamanlar yaş daha on üç ne yapsın benimle ama o yaşta bile tek eşli değildim.
Bir de benden bir yaş büyük bir sevgilim vardı aynı okulda başka sınıftaydım o körkütük aşıktı bana. Karda yağmurda çıkar bana istiklalde satılan takılardan alır gelirdi. Erkan'dı adı onunla hele hiçbir şey yapmazdık o daha da toy ben zaten hiçbirşey bilmiyorum. Aramızda en bilgilimiz Jüli, birgün bu Erkan nereden duyduysa sana oral seks yapmak istiyorum dedi. Ben de bilmiyorum nedir bu o zamanlar internet de bu kadar yaygın değil bir dergi vardı aldım orada da detaylı yazmıyor ne olduğu. Kıdemlimiz Jüli ye sordum nedir bu oral seks? O da bilmiş bir edayla açıkladı "erkek şeyini sürtüyor ama girmiyor." Bu bilgi hiç ilgimi çekmedi ben de buna istemem oral seks falan dedim. O hala beni ikna etmeye çalışıyor hadi ama herkes yapıyor biz de yapalım diye. Biz bununla çıkıyoruz  da garibimin daha yanağımdan öpmüşlüğü elimden tutmuşluğu yok anca çıkışlarda evime bırakıyor teneffüslerde yanıma geliyor falan işte. Bu yine birgün çok ısrar etti derse girmedik üst kat merdivenlerinde boşluk bir yerde "tamam hadi yap" dedim sanıyorum ki sürtecek gidecek. Belimden tuttu kandine çekti dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Ben ondan daha deneyimliyim onda durum sıfır düşünün halimizi dilini uzattı çekti yani aslında  acemi bir fransız öpücüğü yaptık. Bana olduğu gibi ona da oral seksin ne olduğu yanlış öğretilmişti. Bu bir sevinçli oral seks yaptık diye sevine sevine gitti ben de içimden bu muymuş oral seks dedim. Şimdiki gibi bilgili olsam ben ona detaylı öğretip uygulatmaz mıydım çocukluk işte.

27 Eylül 2016 Salı

Ete Giren Buz Etkisi

 Yarın için yani bugün için benim ilaççıyla sözleşiyoruz. Gelip beni alacak kaçacağız  bir yerlere sohbet muhabbet sonra da kollarda keyifli dakikalar nasıl da ihtiyacım var. Banyoya daldım istenmeyen ne varsa kestim biçtim pürü pak olarak çıktım. Havalar da malum serinledi beni üşüme aldı hele ki banyodan sonra bir buz kalıbına dönüştüm giyindim kat kat girdim battaniyenin altına televizyonu da açtım oh tam mırıl mırıl kedi modundayım. Kedi demişken benim kediler de battaniyenin üzerinde hep birlikte mırıldanıyoruz. Ben hayaller kuruyorum yarın güzel olacak falan diye neyse sol gözümün iç kenarında bir kaşıntı başlamasın mı...

Kediler üzerimde battaniye de kıllı ya bende de alerjik bir bünye mevcut tuttu mu kötü tutuyor bu alerji kaşı kaşı daha çok kaşınıyor uzun tırnaklarımla yoldum resmen gözümün kenarını yok bir kaşıntı ki geçecek gibi değil. Kalktım parmağıma kolonya sürdüm hafifçe gözüme değdirdim yaktı nasıl da hoşuma gitti ama kaşıntıyı yine bastırmadı. En iyisi buz süreyim dedim buzluktan bir küp buz çıkarttım gözümün kenarına bastım. Buzun etkisiyle kaşıntım da gözüm de dondu ama bu sefer de o fazla geldi yeter dedim elimden attım buzu yere. Buz bu yahu erimeli buzun özelliği eriyen bir şey olması. Gittim kafa yapan bayıldıığım allerji ilacımın yarısını kırdım aldım elime su almaya gidiyorum bir acı hissettim ki ben acıya dayanıklı acı eşiği yüksek bir kadınım ciyaklamadım ama içimden çığlıklar attım. Ayağımın altında öyle bir acı hissettim ki ne olduğumu şaşırdım sanki çivi girdi. Baktım benim buz parçası erimeye baş kaldırmış en sivri yerini de diklemiş benim ayağımın a... koydu. Ovaladım krem sürdüm falan ama hemen kan topladı üzerine de basmak mümkün değil. Neyse ki gözümün kaşıntısı geçti ama fazlaca uğraştığımdan kanlandı ve biraz da şişti. Girdim yine battaniyenin altına Nuri aradı kız hadi kalk gel aşağıdayım diye. Ben de bu ara evrene şey ediyorum hesabı hiçbir teklife hayır demeyeceğim diye bir karar aldım, halim de berbat ama neyse yabancı yoktur saçımı tarayıp hafif bir ruj sürüp indim. Gözlerime birşey sürmem ya da topuklu giymem zaten mümkün değil bir de topallıyorum.

Barın kapısından girdim içeri hani filmlerde olur ya bir tanıdığını görürsün karşısında biri vardır yavaşça sana döner off bu ne bu kim olursun ya ben de öyle oldum. Nuri'nin karşısında bugüne kadar nadiren gördüğüm tipte bir adam bana bakıyor ben tek gözüm kırmızı ve şiş ayrıca sağ ayağımı sürüyerek bildiğin topallayarak hilkat garibesi gibi gittim adamın yanına ve tabii Nuri'nin. Nuri bizi tanıştırdı bir yandan da bana tuhaf tuhaf bakıyor bu kıza ne olmuş der gibi meğerse bana çöpçatanlık yapacakmış garibim ama bu tiple adam anca acırsa takılır benimle. Tanıştık hoş beş ben kendimden bahsediyorum o kendinden. Benim sol göz iyice kısıldı, buz yüzünden kirpiklerim indi sağdakiler kıvrık, ayağımın altı zonkluyor, malum allerji ilacı içmiştim uyku yapıyor bir de mayışma hali biri bir şey sorsun beş dakika sonra anca cevap veriyorum. Nuri dayanamadı sordu.
-Marin'ciğim ne oldu sana hasta mısın?
-Buza bastım da ayağımı incittim iyiyim yoksa.
-Buz mu buzu nereden buldun?
-Gözüme tutuyordum yere düştü. Allerjim tuttu da kedi tüyü kaçtı gözüme.
İşte o sırada o dalyan gibi adamın altında geçen alt yazıyı okudum. Kedileriyle yaşayan kafayı sıyırmış arıza hatun iş mi alacağım başıma kaç oğlum kaç.
-Ben müsaadenizi isteyeyim yarın toplantım var. Dedi kaçtı amca. Nuri de bana bir araba laf etti. Bana sürpriz yapacakmış meğer tam da birbirimize uygunmuşuz ciddi ilişki arıyormuş falan.
-Söyleseydin mesaj gönderseydin ben ne bileyim bana birini ayarladığını.
-Bu halde sokağa mı çıkılır harpten çıkmış gibisin ayağını sürüye sürüye geldin bir de hele şu gözün git yat Marin git yat.
Ben de kös kös evime gittim ertesi gün yani bugün ağrıdan dışarı da çıkamadım üzerine basamıyorum çünkü ayağımın ne yeni aşk ihtimalim kaldı ne de ilaççıyla kaçamak. Buz deyip geçmeyin girdi mi eriyene kadar fena can yakıyor.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Ne Tacizler Atlattı Bu Madam

 Yıl 2000 in ortaları bir yerler. O zamanlar daha çömezim ama aptal da değilim hani yavaştan bu işlere girmişim şimdi işemeye tenezzül etmeyeceğim Facebook u bir halt sanıp bütün iş görüşmelerimi oradan yapıyorum. Herkes yazmış hakkında kısmına yönetmen, yapımcı bilmem ne gerçekte garibanın eziğin teki. Oradan ne dandik ne tuhaf tiplerle tanışıp görüştüm iş yapacağım diye yazsam roman olur. Hepsi de karı düşürmek derdinde aklı donunda tipsiz mallar ordusu. Görüşüyorum ama tedbirliyim yanıma baya enine boyuna bir bayan arkadaşımı alıp gidiyorum o varken ne sulanma ne yeltenme ama o olmasa off ki ne of.

Bunlardan biri fotoğrafçıydı ilk dizisini çekecekti öyle denemelik birşeyler yazdım abuk sabuk çektik neyse. Fotoğraf lazım oldu bana profesyonel anlamda, bu ben çekerim gel dedi gittim stüdyosuna. Hem stüdyo hem ev küçük bir yer beni eviriyor çeviriyor hep seksi pozlar verdiriyor bende ayrı bir malım neden böyle poz veriyorum demiyorum popoyu çevirip çevirip poz veriyorum. Mini etekler elbiseler, askılı blüzler adam sütyen giyme güzel durmuyor kadrajda diyor inanıp çıkarıyorum aptal mısın Marin çıkan göğüs uçlarınla o fotoğrafları nerede kullanacaksın? Duvara dayanıp hallere gelmiş kadın pozları veriyorum, kanepelerde domalıyorum o zaman kalçam daha da geniş tam Lopez Kardashian karışımıyım, adam demesin mi külotunu çıkart izi belli oluyor diye eee bende de bir sanat aşkı sormayın inanıp çıkarttım. Bu dayadı beni yine duvara öyle dur şöyle dur derken arkamda bir devinim halinde döndüm baktım minnacık birşey elinde bana değdirmeye çalışıyor dedim ki içimden neden bana parmağını sürtüyor? Ortam da karanlık birkaç ışık var loş ortam çekimi yapıyor güya baktım ki meğer o şey parmak değil pipiymiş hemen kaçtım dur ne yapıyorsun falan filan garibim o küçük şeyi zor dikmiş zaten ben böyle bunu iterken boşalmasın mı dedim ki yuh bu nasıl bir açlıktır.

Tanıştıklarım arasında en tuhafı bu değildi gerçi onun ve diğerlerinin suçu değil o zamanlardaki aptal Marin'in suçu ne işin var senin bu adamlarla neyse ki kötü birşey yaşamadım da ucuz atlattım. Yine facebook saçmalığında kendini yapımcı diye tanıtan bir adamla görüştüm. Adam nereden baksan altmış sekiz dokuz falan, bir de yanında yardımcısı diye hormonlu kıskanç bir kız getirmiş. Bir film yazmış onu çekecekmiş başrol benim vuuuuu ilk başrolümü aldım diye seviniyorum. Kız bana Issız Adamdaki kıza benziyorsun diyor yüzüm biraz benziyor doğru da o baya boya gitmiş ben cep modeliyim neydi adı hah Melis Birkan. Amca bana sennaryoyu da getirmiş bunu oku çalış dedi. Okudum zaten toplam on sayfa civarıydı çabuk bitti. Ben hayatımda böyle saçma sapan bir şey okumamıştım ama neyse dedim adamın şişlideki hem eğitim verdiği hem de yapımcı ofisinin olduğu yere gittim. Evet bu adamın tiyatro kursu ve bir de öğrencileri de vardı şaka gibi. Bana odasında aleni tacizde bulundu o yaşlı haliyle öpmeye çalıştı ve popomu elledi bende bunu ittim itince düştü yaşlıydı daha kötüsünü de yapardım da ölür diye korktum. Bu hala peşimde bir bağırırım rezil olursun dedim tırstı çektim gittim. Bana mesajlar özürler neymiş rolüme çalıştırıyormuş yav dedim bir siktir git bir daha beni arama. Şirketi kapandı eğitim verdiği zavallı öğrencileri bunu bıraktı o salak film de hiç çekilmedi haliyle. Sonradan duydum bu bir Slav hatunu kandırıp oral yaptırıyormuş seni oynatıcam diye bir tanıdığıma anlatmış oradan öğrendim U... adındaki bu kadın adam için hemen boşalıyordu demiş ne midesiz aptal kadınlar var bari para alsaydın o filmde oynasan ne olacak.

Bir diğer olay da başka bir arkadaşım yüzünden başıma geldi. Bunu çağırdılar seçme var diye eline kağıdı verdiler ezber yapamıyor bir türlü yarım akıllım içerde iki tane adam var içkililer biri gelip bana dedi ki "bak sen kalırsan kalacağım yoksa maç var giderim" Ben de saf saf neden kalacaksın diyorum meğer bana gruba niyetlenmişler. Benim beyin noksanı arkadaş içeride ezberini sunarken diğeri yapıştı mı boynuma nasıl emiyor vantuz gibi baktım o da malı çıkartmış ortaya. Onunki iyiydi ama şimdi hakkını yemeyeyim. Bırak yapma etme derken içerdeki arkadaşımla korkuttum yapışır gitmez çok beladır dedim benden uzaklaşınca aldım çantamı kaçtım.
Bu saçma ve gereksiz tecrübelerimi sizinle paylaşmak istedim bence iyi de ettim hava serinledi sevgilisi olmayanlar akşamları battaniyeye sarılsın sevgilisi olanlar da sarılsın olsa nolur olmasa ne olur hava serin üşütünce sana bakacak mı bakalım saçmalıyorum en iyisi çay koyayım kendime.

24 Eylül 2016 Cumartesi

Kimsenin G.tünü Kaldırmayın Da Yalamayın Da

 Son zamanlarda dikkatimi çekti erkeklerin talepleri kadınları da geçti. Kafiye olsun diye demiyorum gerçekten bu nedir böyle yahu kiminle konuşsam ki ben çok seks muhabbeti yapmayı da sevmem ama akşam yalnızken hadi kafa dağıtayım diye cevap veriyorum konu geliyor sen de benim popomu yalar mısına. Hangi hatun bunların poposunu yalamaya başladıysa söyleyin dursun alışkanlık yapmış belli ki. Tamam ben tabuların karşısında bir kadınım da bazı şeyler tabu kalmalı. Bu da bunlardan biri. Karşında bir escort vardır onunla yapması karşılığında anlaşırsın saygı duyarım beni ilgilendirmez de ben niye senin popo deliğini yalayayım? Bir arkadaşım ona popo kutum derdi aklıma geldi bence daha tatlı bir tabir popo kutusu. Konumuza dönersek düşüncesi bile iğrenç kusura bakmayın iğrenç! Bir kere sen hijyenik misin en son ne zaman duş aldın tuvalette yıkar mısın siler misin? Ayy bir sürü soru ve seksten soğutan detaylar. Ben hemcinslerimle bile yakınlaşamıyorum sıkça gelen eşlerden beni aralarına alma tekliflerini reddediyorum sırf ya kadında akıntı mantar vs varsa diye. Ben hijyene ve sağlığa saplantılı takmış biriyim ve bence bu halim de normal. Ayrıca bu talep içinde biraz da gaylik barındırıyor kimse kusura bakmasın bunu isteyen içine girildiğinde alacağı zevki de merak eder bana mum sok vibratör alalım demeye başlar.
"Tabii ki yalamam." dediğimde de aldığım cevap.
"Sen de çok bencilsin hep bana diyorsun."
Yalama kardeşim sen de benimkini yalama. Benden böyle bir beklentin varsa hiçbir yerimi yalama hatta bana yaklaşma mümkünse. Hadi insan devamlı partnerinin eşinin sevgilisinin yalar belki bilemem ben onu da yapmam da hadi buna neyse ama öyle bir seferlik bir araya geleceğim hijyenik geçmişini bilmediğim bir adamı yani düşünemiyorum bile. Parmak belki dil asla kısaca.
Bir arkadaşım var. O da karşı tarafı mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapar bu mevzu için de erkekler bayılıyor orasını yalatmaya demişti. E iyi afiyet olsun da hepsinden de istisnasız darbe yedi. Ya aldatıldı ya ilkinden sonra türlü bahanelerle adamlar bununla bir daha görüşmedi. Hatta görüşsünler diye bunlara hediye bile aldı ama sonuç yine hüsran. Çirkin bir kadın da değil baya güzel, kariyer sahibi, kültürlü bir kadın. Bana soruyor neden böyle davranıyorlar diye ben de erkekler aldıktan sonra  hevesleri geçer diyorum. Birden karşındakini bu kadar yüceltir ve onsuz olamazsın izlenimi verirsen adam kaçar tabii.
Bu arada siz sonra bu adamlaın ardından hüngür şakır ağlıyorsunuz ya biraz da bundan fazla veriyorsunuz fazla mutlu etme takıntısı halindesiniz. Bana bağlansın diye verdikçe veriyorsunuz kendinizden. Bunları bu hale getiriyorsunuz sonra başka karıların peşinden gittiklerinde de ama ben onun için neler yapmıştım diye hayıflanıyorsunuz. Yapmayın kimsenin götünü kaldırmayın da yalamayın da. Sonra benden de istiyorlar sinirleniyorum.

23 Eylül 2016 Cuma

Shannen Doherty'nin Hayatını Oynamalıymışım

 İçimdeki cadı çıktı içimden kollarımdan tutup sarstı.
-Bana baksana sen ne zaman ünlü olacaksın?
Tam işin ortasında konsantre olmuş yazıyorum nereden geldiyse aklına manyağın işin yoksa ikna et şimdi bunu.
-Uğraşıyorum ya bak çalışıyorum.
-Senaryo yazmakla olmaz o iş sen oynuyor musun bu dizilerde?
-Yooo.
-Neden oynamıyorsun?
-Oyunculuk hayallerimi Amerikaya saklıyorum biliyorsun taaaa küçüklüğümden beri. Hem teklif de gelmedi.
-Ben kendime bunu yazdım oynayacağım de oyna.
-Ya bana yakışmazsa? Hem bir sürü oyuncu var sallasan oyuncuya çarpıyor artık bir anlamı yok ki.
-Olsun sen değişik bir tipsin hemen dikkat çekersin.
-Aman ne dikkati hem zor iş sette bekle de bekle bana gelmez.
-Oynayan kaltaklar nasıl oynuyor?
-E onlar biraz kaltak malum yönetmene falan şirinlik yapıyor belki başka muamele de yapıyor ben ters hatunum gelemem öyle şeylere.
-Bu güne kadar verdiklerinden ne hayır gördün biraz fingirdeş de işine yarasın.
-Yav tamam oynarım kendime bir rol yazıp derdin bu mu?
-Hayır bu değil ünlü ol!
-Neden taktın bu kadar ün meselesine ölüm korkusu mu sardı yine?
-Sen ünlü olursan ben de ünlü olurum. Ben bu dünyaya ünlü olmak için gelmişim.
-Blog yazıyorum ya onu okuyanlar sevenler çok oradan ünlü oluruz bence.
-Nasıl olacaksan ol bir an önce ol.
-Çalışıyorum susarsan yazmam gereken bir dizi var.
-Sokturtma dizine kendini ünlü yapacak birşeyler yaz. İtiraflar yaz.
-Yapıyorum onu başka yapan hatunlar da var bir sürü seks bloğu açılmış ama profile bakınca yüz kapalı vücut fotoğrafları dolu yazma bahanesiyle müşteri arayan eskortlar. Bari blog dünyasını kirletmeseler mesele seks yazmak itiraf etmek değil mesele içten ve gerçek olmak bunu bilmiyorlar.
-Sana ne milletten sen kendine bak. Yaz saldır çalış ünlü ol.
-Ben daha ortaya çıkmak niyetinde değilim gizli kalacağım yani senin şu kameralara poz verme hevesin bir süre daha kursağında kalacak.
-Ne zaman kameralara poz vereceksin acaba yaşlanıp pörsüdüğünde mi? Hemen ünlü ol hemeeeen!
-Anca emret eleştir sen ne yapıyorsun bu kutsal amacımız için? Yıllardır durmadan uğraşan orada burada yazan, insanlarla muhattab olan, çalışan benim.
-Ben takımın beyniyim ben olmasaydım aptalın tekiyle evlenmiş çocuk bakıyordun şimdi. Shannen Doherty var ya hani çocukken dizisini izlerdik.
-Ee ne olmuş ona?
-Kansermiş bence yakında ölür bunun hayatını film yaparlar şimdiden Amerikadan bağlantı bul sen o karıya çok benziyorsun gençliğine yani kahküllü halin tıpkısıydı.
-Kahkül bırakamıyorum artık saçlarım dalgalandı.
-Hayatında dalgalandı sen dediğimi yap onun hayatını sen iyi oynarsın ingilizen de var anca böyle yırtarız ünlü oluruz. Madam Marin çok okunacak da kitap olacak da film olacak da hem beni kim oynayacak?
-Ha bir de seni oynayacak birini mi istiyorsun?
-Beni oynayacak kadar iyi oyuncu karı yok bu ülkede. Bak bu iyi fikir sen şimdiden fotoğraflarını gönder Amerikada birilerine.
-Alex diye bir oyuncu arkadaşım var ona bahsederim dahiyane fikrinden kadın daha ölmeden gider kadının hayatını oynarım. Evimiz Hollywood da yı amma izlerdik güzel günlerdi. Luke ı kim oynayacak?
-Bahaneyle Amerikalı götürürsün işte fena mı?
-Yahu kadın belki ölmez o zaman ne yapacağım?
-Ne yaparsan yap ünlü yap beniiiiiiiii!
-Baş üstüne.
Bugün çok sinirli üstüne gitmeyeyim.

22 Eylül 2016 Perşembe

İnstagramda Eski Oynaşı Uyarmak

 Bugün bir başka senaryo görüşmesi için Levent'e gittim. Benim geçen kış oynaştığım yönetmen yardımcısının üstü olan yönetmen ve birkaç oyuncucuk ile oturduk sohbet ettik hikayeyi konuştuk. Bana erotik hikaye teklifi niye gelmiyor anlamıyorum çok iyi bir seri yazarım halbulki Grinin Elli Tonu morarır kalır benim yazacağımın yanında. Sevmediğim halde selfie çektim ekiple amaç instagrama koyup benim eski oynaşı uyarmak uyuz etmek bak ben buradayım fena halde denk geleceğiz gardını al demek.
Daha fit, daha güzel daha hırslıyım çünkü fethedemediğim bir erkek bedeni ve ruhu var karşımda gerçi bedenini fethettim defalarca götürdüm ama ruhu ve yüreği için aynı şeyi üzülerek söyleyemeyeceğim. Bu sebepten ki kendisine fena halde kurulmuş durumdayım şimdi bu fotoğtafla kendisini uzaktan rahatsız etmiş bak ben buradayım gümbür gümbür geliyorum koru kendini demiş oluyorum.
Yanımdaki oyuncu aday ve adaycıkları yönetmene kuyruk sallayıp bana yalaklanırken kimsenin içten samimi ve doğal olmadığını fark ettim. Neyse ki adam bendeki yeteneğin farkında da aman sen yeter ki yaz dedi. Aslında oynamamı da istedi de ben sadece yazar olarak olay yaratma amacındayım. Sonra beceremem saçma sapan bir rol olur rezil olurum yazılarını hikayelerini okuduğumuz madamın rezaletine bak denmesin. Hala halvet yapamadım kimseyle hava da soğuk yağmurlu tam sarılıp film izleme havası ama sarılacak adam yok daha doğrusu benim kimseye sarılasım yok. Sarılasımı getirecek adam yok gelenleri ben istemiyorum benim istediklerim gelmiyor durumu.
Henüz bir beğeni gelmese de köpek gibi takipte olduğunu biliyorum, farkındayım.  Tıpkı bütün eski sevgililerimin olduğu gibi ben de bazılarını çaktırmadan takip ediyorum ve elbette hepsi bensiz mutsuz başka ne olacaktı ki? O da mutsuzdur değilse de olsun bensiz hepsi mutsuz olsun kimsenin yanına yakışamasın benim bulaştığım herkes bana ait kalsın sevmiyorum paylaşmayı da beklemeyi de ayrılsam da onlar benim kalsın bana ne.

21 Eylül 2016 Çarşamba

Hava Islak Kukum Kuru

 Hava yağmurlu ama ben kurudum içim kurudu ruhum kurudu kukum kurudu resmen. Hiçbir cinsel aktivite ve bu aktiviteye karşı istek duymuyorum. Hormonal mi ruhsal mı bilmiyorum. Kurudum. Başımı eğip bakmaya üşeniyorum kukum da zaten ormanlık alana dönmüş durumda orman demeyelim de makilik alan maki kısa olanıydı di mi? Mastürbasyon da kesmiyor zaten çok nadir ve tuhaf şeyler beni o havaya sokuyor. "E sevişsene madam ne bekliyorsun adam mı yok sana?" Var canım olmaz mı var da canım onları da istemiyor nedense. Hali hazırda olanlar ya benden çok beklentiye giriyor normalde kadın sevişince beklentiye girer ilişki yaşıyor zanneder bende tam tersi biriyle olunca aman hemen sahibim hatta koca adayım moduna geçiyor. Eskilerden beğendiğim en azından muamelesini bildiğim tipler var da bir türlü randevularmız uyuşmuyor ya onlar uygun olmuyor ya benim işim çıkıyor. Yeni biriyle de risk almak istemiyorum. Herşey risk iyi olur risk kötü çıkar risk sonrasında postalaması risk yapışır gitmez bu daha büyük risk.
Nerdeyse on küsür yıldır tamıdığım ve görüştüüm biri var bahsetmişimdir hani şu iyi yalayan yazın arabada yalamaya çalıştı da beceremedik bir türlü tenha yer bulup o. İsmini kullanamıyorum başka isim takarsam da o isimde biriyle karışır o yüzden işinden dolayı ilaççı diyeceğim anlarsınız. Bu ilaççı bana çok zaman ilaç oluyor cidden. Üstelik çok güvenilir bunca zamandır bir yanlışını yamuğunu görmedim. Evlendi iki yıl kadar önce aile ve etraf baskısı yüzünden ve elbette çocuk için hatta önce bana geldi de benim o taraklarda bezim olmadığından ailesinin bulduğu bir kızla evlendi sonuç elbette hüstran. Üstelik kadın buna güvenmiyor da pek sürekli arıyor sıkıyor garibim çok bunalmış durumda çocuk olsun boşanıcam der dururdu o da olmadı kaldı bu gudubet kadının baskısının altında kaçacak yer arıyor.
Ben bu halimin en iyi ilacının o olacağına karar verdim en azından kötü bir sürprizle karşılaşma riski yok, sonrasında baskı beklenti yaok direkt keyif. Tutturmasın mı çocuk yapalım Marin diye haydaaa.
Yahu o nereden çıktı?
-Deneyelim bizden güzel olur.
-Benden anne olmaz ama.
-Ben bakarım ilgilenirim.
-Ya vermek istemezsem.
-Arada gelir görürüm nolur deneyelim.
-Evlatlık alsak koruyucu aile falan olsak en azından sıkılınca bırakırız.
-Olmaz ben bizim bir parçamızı istiyorum.
Bu kadar denemiş karıyla olmamış bence benle de olmaz ama aklı oraya takımış ben gel takılalım sevişelim dedikçe içine boşalırırm ama yumurtlama zamanın ne zaman deyip duruyor ben ne bileyim ne zaman zaten aşağıya bakmıyorum kurudum diyorum o bana yumurta diyor.
Güzel adam gerçi boylu poslu bizden güzel çocuk olur doğru da benden güzel anne olmaz. Neyse hevesini kaçırmayayım iyice kuruyup kalmadan tamam deneriz bakalım olacak mı dedim ben tedbirimi alırım nasılsa.

20 Eylül 2016 Salı

Dalgalı Saçlarım Karadenizin Dalgalı Sularına Karşı

 Malumaliniz dün bir kız isteme törenine davetliydim giydim elbisemi gittim. İyi ki çok kısa giymemişim iyi ki saçı makyajı abartmamışım niye mi anlatıcam. Kızcağız hazırlanmış heyecanlı tatlı mı tatlı uçuşuyor. Ben giydim topuklularımı kuruldum salona sanki evin büyüğü benim de benden kızı isteyecekler gibi ama ilerleyen dakikalara anladım ki durum böyle ilerlemeyecek. Kızın bir numara büyük ablası neye kızmışsa kızmış çekmiş gitmiş evde kıza yardım edecek bir ben varım geri kalan hep yaşlı. Ben de salonda oturup merasimi izleyip bana yazacak şeyler çıkacak diye seviniyordum kendimi mutfakta buldum. Hiç de anlamam bu işlerden kız bana soruyor önce ne yapılır diye ben diyorum herhalde önce kahve sonra yüzük e kız isteme ne zaman diyor ha önce isteyecekler yok yok sen kahve yap ben ne bileyim kaç tane kız istenmesi gördüm ki.

Neyse geldi beklenen damat namzeti ve ailesi gençler bir girdiler kuzeyin oğulları gibi arkalarından da aile eşrafı. Erkekler sakallı kadınlar kapalı bazıları kara çarşaflı eyvah dedim benim kolsuz mini elbisem topuklularım dalgalı saçlarım karadenizin dalgalı sularına karşı!
Neyse ki mutfakta bize yardım eden biri daha var kahveleri o yaptı damada tuzlu kahve bilmem ne derken ben merasim falan göremedim kızı istediler. Kahveleri kızla birlikte dağıttım bazıları beni ablası sandı bazıları Almanya dan arkadaşı. Kuzeyin oğullarından talibim bile çıktı ama onlar için çok açık olduğumu etraftaki kadın eşrafının bakışlarından anladım.

Kadınlar arka odaya geçti çarşaflar çıktı birini elime alıp baktım hafifmiş şaşırdım. Bütün gece boyunca servis yapıp fotoğraf çektim. Topuklularla!
Kıza dedim ki sakın kapanma derim benim akrabam o kadar da yoruldum bırakın da bu kadarcık akıl veryim. O da yok canım asla öyle bir niyetim yok zaten biz Almanya da yaşayacağız dedi. Giderlerken kadınlar yanaklarımdan üç kere öptü herhalde adet öyle ne bileyim kuzeyin oğullarıyla el sıkıştım daha yaşlı adamları görmedim bile. Ah unutuyordum yüzük tepsisini ben tuttum konuşmayı karadenizli amcalardan biri yaptı hiçbirşey anlamadım ben yapsaydım birbirinizi kırmayın sahip çıkın hayatın dalgalarına karşı el ele güçlü durun derdim çok mutlu olsunlar...

19 Eylül 2016 Pazartesi

Aklım Ermiyorken Yaptıklarım Akıllanmış Başımı Ağrıtıyor Ama Olsun

 Bugün pek bir keyifli uyandım. Bir gece de hayatım falan değişmedi matah birşey olmadı suratsız suratsız ve yalnız yatağıma yattım sabah koca bir sineğin vızırtısıyla ve onu yakalamaya çalışan kedimin çıkarttığı gürültüyle uyandım. Açtım balkon kapısını hormonlu sineği dışarı çıkarttım o kiloyla nasıl uçuyorsa hayret. Dedim ki Marin sen geçen sene ölümden döndün yılmadın yıkılmadın kalktın ayağa hayata devam ettin Ben geçen sene düşük yaptım ve çok kan kaybettim yazmadım yazma gereği duymadım keyifsiz bir konuyla sizi de sıkmak istemedim babası mı? O bana kalsın. Neyse hastanedeyken öleceğime dair kesin bir his doğdu içime ama ölmedim ben survivorım uzun süre kimseye el süremedim sevişemedim hiçbir şeyden tat almadım hatta belden aşağıma bile bakmadım. Kabuslar gördüm hemde uyanıkken ama atlattım. Yenilendim, deri değiştirip yeni parlak pullarıyla ava çıkmış bir yılan gibiyim. Benzetme de yılan da güzel bence yakından gördünüz mü muazam hayvanlar.

Boşa kürek salladığımı düşündüğüm zamanlar oluyor hep işle ilgil özellikle. Çok abuk sabuk insanlarla ve durumlarla karşı karşıya kalıyorum. Hepiniz kalıyorsunuz biliyorum. Özel hayatımda ise benimle olmak isteyen çok erkek hatta kadın var ama ben ısrarla geçmişime takılmaya takıntılı haldeyim demek ki geçmişte halledemediğim bir konu var. Yine işe dönelim boşa kürek sallıyorum diyorum ya bir bakıyorum sizden bir mail gelmiş. Kiminiz beni anlatıyorsun demişsiniz kiminiz iyi ki yazıyorsun uzun süredir okuyorum, takip ediyorum... İşte o zaman anlıyorum doğru yolda olduğumu. Yıllarca çekinerek yazdım. Bunu yazarsam kızarlar, böyle dersem yanlış anlarlar diye sonra tak etti kafama bu bloğu açtım keşke daha önce açsaydım da anlatmaya başlasaydım ama geçmişi şimdiki aklımla anlatıyorum ki böylesi çok daha iyi bence. Aklım ermiyorken yaptıklarım akıllanmış başımı ağrıtıyor bazen ama olsun. Herşeyin zamanı var o zamanı doğru zamanda yakalamak gerek aşkta da işte de hayatta  hatta ölüm de doğru zamanda olmalı doğru zamanda gelmedi. Zorlayınca olmuyor akışına oluruna bırakmak ama yılmadan uğraşmak gerek.

Ben hep yazdım, çocukken yazdım annem kızdı defterlerimi attı otur ders çalış dedi klasik anne işte. Genç kızlığımda yazdım kimse anlamadı ne yaptığımı. Toy gençliğimde yazdım ama çok toydum ne yaptığımı bilmiyordum saçmaladım ve şimdi yazıyorum. Daha olgunum, o kadar yara aldım ki o yaralardan ders çıkartmayı başardım. Pürüzsüz derimin altını bir görseniz delik deşik. Bazıları kapandı bazıları kapanmak üzere bazıları ise hep açık kalacak ben onlarla yaşamayı da onları anlatmayı da öğrendim artık. Onlar olmasaydı ben Madam Marin de olamazdım ben de olamazdım.
Beni üzen kıran kızdıran acıtan herkese de borçluyum ben olmayı. Onlar hayatıma girip de hayatımın altını üstüne getirip beni altlarında ezmeselerdi ben böyle güçlü ayağa kalkamazdım. Herşeyin bir sebebi ve zamanı var. Ben vazgeçmiyorum, yenilmiyorum elim kolum bacaklarım parmaklarım tuttuğu sürece hem yazacağım hem yaşayacağım. Dibine kadar da hata yapıp dibine kadar pişman olup yine ders alıp yine yaşayacağım hayat da bu değil mi zaten?
Bu akşam benim Almanyadan gelen akrabalarımdan bir kızı istemeye geleceklermiş tuutrdular Marin sen de ol noolur diye oraya gidicem saçlarımı fönletmeliyim anlatırım akşam neler olduğunu.

18 Eylül 2016 Pazar

Tıkandım

 Tıkandım arkadaş tıkandım her anlamda tıkandım bir de gittim koşu yaptım geldim mantı yedim yine tıkandım. Dengesizim tutarsızım garibim. Ne düzgün bir ilişkim var ne düzenli bir işim. Hepsinde tıkandım. Etrafımdaki erkekler hep yatma derdinde ben de bana ne faydası olacak modundayım. Evet bir süredir biriyle olacaksam bunun yanında bana ne vereceğiyle ilgileniyorum. Neden bu hale geldim bilmiyorum ne bileyim belki yeni bir iş belki burun ucu estetiği küçük bir hediye escortlara da acayip kızarım ama içimdeki ses bunlar seni kullanıyorsa sen de onları kullan diyor. Bana sevişmek için belli halde olta atanlara ne vereceksin ablana? demiyorum tabii ama bir şekilde çıkarıma giden bir durum yoksa def ediyorum. Nasılsa duygu yok aşk yok tutku yok tenlerin tenlere ihtiyaçtan kavuşma durumu olacaksa başka ihtiyaçlarım da giderilmeli. Saçmalıyorum biliyorum ama tıkandım.

Çalıştığım orta doğulu bir şirket var bunlar ne tuhaf insanlardır arkadaş bir de bize orta doğulu bilmem ne diyorlar bizim popomuzu yesin onlar. Araplar, iranlılar bir tuhaf. Şeriatın etkisi midir nedir kafa kaymış hepsinde. Hadi pazartesi başlıyoruz diyorlar gidiyorsun kimse yok e ben o kadar yol geldim yok, muhattab olacağın biri de yok kimsenin kimseden haberi yok ama sözleşme olmadığı halde benim yazdığım bir iş için  hazırlık yapıyorlar. Ben fiyatta anlaşmadığım gibi beni böyle boşuna getirtmeleri yüzünden tersleştim adamlarla ama onlar tenezzül edip sormadan hazırlık yapıyorlar anlamadım gerçi beni sike sike arayacaklar sonuçta telif  bende de bu ne saçma bir usul ne saçma bir iş anlayışı arkadaş. Başka işlerim de bir türlü akmıyor, ünlü de olamadım hala sanki olanlar çok matah şeyler yazmış gibi hala onları okuyorsunuz size de carlayacağım az kaldı. Çocukları olunca göreceğim ben sizi bezlerini nasıl değiştirdiklerini okursunuz artık.

Kısaca yalnızım, atarlıyım, ruh halim hep öfkeli biri gık dese gebertirim yeminle. Çok naif çok mini mini çok kibar görünürüm ama içimde çıkmayı bekleyen fena çirkef bir sulukule çingenesi var. İş bulmak anlamında bir sııntım yok yani maddi sıkıntım yok ama ben işklolik biriyim çalışmazsam sinir oluyorum saracak birini arıyorum saracak biri de yok hepsi aynı şeyin peşinde adamlar işte şu noktada yine aynı noktaya ulaşıyorum ne verecen ablana? Bana ne faydası olacak seninle takılmamın? E sen de zevk alacan? Ee başka? zevk alacak bile keyfim yokken hele. Bir başlayalım zaman ne getirecek görelim. Bir yatalım zaten ben seni aramamın başka versiyonu. Yahu ne yapacaksın boşa mı gitsin o kadar güzel şeyler. Vücudumu kast ediyor. Boşa gitmesin de çöpe mi gitsin geri zekalı gereksiz. Bunları nereden mi buluyorum inanın aramıyorum onlar beni buluyor ve evet içlerinde bir tane adam gibi adam yok. Uğraşacak birşey bulamayınca ben de bunlara sarıyorum ne yapayım tek başıma bütün gece yazı mı yazayım? Ha bu arada bugün kitap teklifi aldım ama yayın evi sahibi tam bir maho anlaşmam imkansız üç gün sonra bana yazmaya başlar Marin Hanım sen de amma şey yaşamışsın muuuhahahhaaa diye üzerimen para kazanır bana vermez bir de patronluk taslar iyi bilirim bu tipleri ben. O yüzden kitap düşünmüyorum daha erken. Orta doğulu şirketin patronu da bana yazdı hafiften ben seni evli sanıyordum hadi canım bekar mısın diye ben de ben bu paraya çalışmam istediğim rakam bu dedim tıktım lafı ağzına sana ne benim evliliğimden bekarlığımdan git ülkendeki haremini becer gelmiş benim ülkemde bana sahip olacak. Regli de değilim yeni bitti bu neyin siniri acaba? Demini az koymuşum çay açık olmuş hasiktir yaaa'!

Çinli Fetöcü Benim İçin Mum Yaktı

 Bugün düşündüğümde fetöcü olduğundan adım gibi emin olduğum ama  bunun ne demek olduğunu bile bilmediğim dönemlerde tanıdığım bir yan komşum vardı. Gözlüklü, ince çerçeve hayır ince bıyık yok çekik gözlü çin filmlerinin ünlü bir aktörü var adını bilmiyorum birazdan google amcaya sorarım ona çok benziyor neydi o filmin adı bi dakka... Hafızamı seveyim in the mood of love. Yıl 2000lerin ortaları bir yer. Ben o zaman çok daha genç ve derinlemesine sığ biriyim. Yazar olucam senaryo yazıcam diye dolanıp salak bir şirkette çalışıyorum. Oradakilerin de çoğunu sıradan geçirmişim gitmek gelmek işkenceye dönmüş durumda bir de apartmanda aşık olduğum başka biri var uzun at gibi siyah saçları var 1.90 boyunda acayip bir şey ama evli. Boşanamıyor çünkü karısının bir sakatlık durumu var ve o buna neden olmuş artık doğru mu değil mi bilmiyorum. O benimle içinde bulunduğu durumu unutmaya çalışıyor ben ha bire seks yapmak istiyorum dedim ya o zamanlar çok sığdım diye bu kısrak beni bir gün sen bir tep neye uğradığımı şaşırdım kısaca terk edildim.
Bir de bana bir laf etti ki kılıç yarası hafif kalır. "Dışarıdan bakınca seni birşey sandım ama için çürükmüş maalesef". Düşman düşmana etmez bu lafı be. Neyse nasıl canım yanıyor ben aslında öyle değilim falan dolu mesajlar döşüyorum cevap vermiyor anca kızdırırsam cevap veriyor o da terslemek için kapısına da dayanamıyorum karısı var. Bu fetöcü mıymıy yan komşu da yıllardır benim peşimde garibim hiç kadınla kızla diyaloğu da olmamaış nasıl yaklaşacağını bilmiyor "bana üzerindeki blüzü anlat" gibi saçma sapan mesajlar gönderiyor ben de heyecanla bakıyorum telefona yazan kısrak mı diye bunun mesajını okuyunca iyice delleniyorum "neyini anlatayım blüzün salak mısın?" diye tersliyorum. Şiir sevdiğimi bildiğinden şiir yazmaya çalışıyor ama felaket edebiyata hakaret aman diyorum sen yazma sadece oku. Benim birkaç hikayemi bulmuş netten kendince uzatmış sonunda bizi koyup kavuşturmuş falan bu daha fazla edebiyat katilliği yapmasın diye biraz da moral bozukluğundan davetini kabul edip evine kahveye gittim.
Mumlar yakılmış, takım elbise giyilmiş, iş görüşmesi yapacağız sanki.

"Seni beklerken çok mum erittim." diyor ben buna daha önce de randevu verip son anda amaaan boşver deyip gitmedim de ondan. Hazır pizza almış. "Açsındır işten geldin." Hazırlayıp getiriyor acıkmıştım doğru. Benim için çok hazırlık yapmış garibim. Benim kısrak aklıma geldikçe içim acıyor bu çinli aktöre benzeyen hiçbir şeyi tam yaşamamış adamla neyi teselli edeceğimi düşünüyorum. tiyatroya gitmemiş, Taksimi gezmemiş, yüzme bilmez, içki içmez, gece gezilecek yerleri bilmez bu nasıl yaşamış gelmiş bu yaşa kadar bilmiyorum. Bir de baya köklü bir şirkette çalışıyor terfi falan alıp duruyor meğer bu fetö durumları sayesindeymiş yoksa öyle kolay yükselebilecek bir yapısı zekası da yok. Gözlerini dikiyor gözlerime ilk kez insan görmüş yerli gibi bakıp duruyor.
"Hadi dans etmeyi öğret bana." Dedi. Yok artık neden dans edecekmişim bu kazmayla of zaten canım yanıyor. Ben onuncu kattayım benim kısrak birinci katta camdan atlasam onun camının önüne düşerim bu durumdan daha iyi olur sevdiğime bakarak ölmek.

"Ne dansı ya hiç o havada değilim." Israr ediyor hadi nolur falan filan beni daha fazla zorlamasın diye üzerime çektim bu yanağımdan sonra dudaklarımdan öptü. Tuhaf bir şekilde öpüşünden hoşlandım. Bir de kıştı soğuktu üşümüştüm klimayı açtırmıştım. Boynuma falan filan derken baktım baya güzel öpüyor ama en önemlisi güzel okşuyor nereden öğrendiyse böyle okşamayı parmakları gezindikçe bir hoş oluyorum.Öyle pek soyunmadım da gömleğimin düğmeleri açıldı nedense çorabımın tekini çıkartıp parmaklarımı okşadı o da hoşuma gitti. Sütyenimi çözme aşamalarında bir bunaltı bir nefessizlik sardı beni ittim bunu üzerimden klimayı unutmuşum ortam da hareketlenince beni bir hararet bastı. "kapat şunu çok sıcak" dedim "Ben onu unutmuşum" dedi kapattı ben de bu arada toparladmaya başladım. "Gidiyor musun?" Dedi a pardon bu arada telefonum çaldı kısrak aradı servisteyim az kaldı falan diye kapattım görmek istedi beni ben bunu duymuşum daha bu çinliyle oyalanır mıyım? Gerçi muamelesi de fena değildi ama olsun ben o sırada Kısrak gibi bir adama aşıktım toparlandım indim aşağıya bu garibim bana mesajlar yazmaya, beklemeye, mum yakmaya devam etti. Abartmıyorum aradan on yıl geçmiştir hala bana yazar. Telefondan engelledim bulduğu sosyal medyadan yazıp duruyor evlendi üç çocuğu oldu hala hani havuza gidecektik hani görüşecektiklerde üzülüyorum da aslında ama yok benim tarzım olmadı hiç son olaylarda fetöcü diye götürülmedi mi ki acaba ne zamandır sesi çıkmıyor.

17 Eylül 2016 Cumartesi

Ben Neden Adam Gibi Bir İlişki Yaşayamıyorum?

Uzun süredir bir ilişki yoksunluğu içindeyim. İlişki yaşamak istesem çok adam var çevremde Cihan var mesela bir türlü ayrılamıyorum adam benden ayrılmamakta kararlı ama benimle de olamıyor. Tutku yok hayatımda hani biriyle yeni tanışırsın da hoşlanırsın sonra arkadaş olursun önce yavaş yavaş ilerler herşey ah bugün bana güldü bugün bana kırmızı kazak çok yakışmış dedi diye anlamlar çıkartırsın aylarca beklersin sana gelmesini de gelir açılır o anın mutluluğu o kavuşma anı vardır ya hah işte ben onu onyedi yaşından beri yaşamadım. Yok abarttım ilk o zaman yaşamıştım sanırım sonra bir iki kere daha yaşadım ama o kadar ondan sonra hiç o kadar beklemedim de bekletmedim de. Hemencecik yaşadık herşeyi ve tükettik. Birinden etkilendiğinde hemen sevişmeyeceksin arkadaş kim dediyse doğru demiş ilk buluşmada yatmayacaksın asla. Bekleyeceksin bekleteceksin adamın pipisini merak ediyorsan fotoğraf at da bakayım demeyeceksin sen de göndermeyeceksin kanlı canlı göreceksin artık küçük çıkarsa şansına.

İlişkinin ilişki olması aşk olması tutkuya dönüşmesi zamana bağlı zaman demek sabır demek o senin için sen onun için bedel ödemeli, istemeli, sabretmelisin acele edince kursağında kalıyor ilişki sindiremiyorsun.
Geçen kış bir iş için başka bir kente gittim. Bir kamu spotu çekimi ben de metin yazarıyım oradaki yardımcı yönetmenle ilk görüşte kıvılcımlar kıpraştı aramızda hani ten teni ruh ruhu çeker ya öyle çekildik. Daha önceden de merhabamız vardı ama o kadar. Ben bunun yanına oturmuşum da konuşmuşuz detayları hatırlıyordu ben unutmuşum. Neyse başka kentte olmanın ve kaldığım otelde yalnız kalmak istemememin neticesinde yemekten sonra odama attım ben bunu. Evet kısaca ilk buluşmada yattık. Acele etmeseydik seks de iyi olacaktı ama olmadı. İki yabancı ten ayıp olmasın diye yatağa daldı resmen. Yabancılaşma sonucu ön sevişme de olmadı ben de ön sevişmesiz dilsiz dudaksız zaten olaya adapte olamıyorum kısaca resmen ayıp olmasın seksiydi ertesi gün de kahvaltı edip birşey olmamış gibi sete gittik. Ben bunu sallamıyorum haliyle ama baktım ben yokmuşum gibi davranıyor mesaj yazıyorum kısa cevaplarla geçiştiriyor aman sanki çok meraklıyım da yabancı kentteyim otelde yalnız kalmaktan hoşlanmıyorum bir de bu bana neden böyle davranıyor? Ben de pittbull sendromu var biri kaçarsa kovalarım bu ismi de kendim uydurdum durumuma bence güzel uydu. Topluca oturulan bir yerde yanına oturdum bahane buldu kaçtı yaptığı öküzlüğü anlamış olacak ki mesaj yazdı. Laf olurmuş yanyana oturmamalıymışız bir de beraber yaşadığı biri varmış ilk defa aldatmış birini kırk küsür yaşında adam yuh yani o yüzden de vicdan yapmış keşke herşey daha farklı olsaymış da mış mış. Hırs yaptırdı bana pezevenk benim bununla ilişki yaşamam lazım takıntılıyım takarım bu böyle dedi ya o an aşık oldum ona tabii ki gerçek aşk değildi ama hırs yaptım işte.

Allem ettim kallem ettim bak ben yarın gidiyorum bu gece de gel dedim beni bekletti yanımdan arabaya bindi gitti giderken de bir bakış attı bu arada amca istemiyor ama gözü hep bende. Bir mesaj döşendim sen ne biçim adamsın diye iki saat sonra geldi otele işte o sevişme tam sevişmeydi. İçinde hırs vardı şehvet vardı iyi oldu. Sonra birkaç kez daha buluşduk da bu beraber olduğu kadından korkuyordu bana bağlanmaktan da korktu ben de korkak bir adama daha fazla dayanamadım şimdi arada beni yokluyor ama bu sefer ben kısa cevaplar verip geçiştiriyorum. Yine bir işte bir araya geleceğiz tabii ki birşey olmayacak neden mi? Biz yanlış başladık bu yüzden devamı da yanlış gitti bir türlü parçalar yerine oturmadı. Anlamıyorum ben neden adam gibi bir ilişki yaşayamıyorum ki ya?

Yaşım Ondan Büyüktü Telaşlanıyordum Serdar Ortaç Da Şarkısını Yapıyordu

 Yürüyüş yapsam mı çıkıp dedim çıktım. İki adım attım ki karşıdan vay vay vay diyen biri geliyor. Kimseyle lak lak yapacak halim yok. İri yarı bir adam ama yok yolun ortasında beni domaltsalar hatırlayamıyorum kim olduğunu.
-Nasılsın yav görmeyeli hala devam mı?
Zorla gülümsemeye çalışıyorum, kulağımdaki kulaklıkları çıkartıyorum tempolu yürüyüşümün temposuna sokuldu şu an. Ne devam mı diye soruyor ki bu çam yarması?
-Devam devam.
-Ooo güzel sende hep umut vardı.
-Teşekkür ederim.
-Ben de işte burada bizim Ziya var benim dayı oğlu onu görmeye geldim. Güzelmiş buaralar ben pek gelmiyorum iki ünlü gördüm demin.
Üç diyeceksin çam yarması ben de ünlüyüm kendi çevremde kendi dünyamda ünlüyüm!
-Öyle mi ne güzel.
-Ne yaptın evlendin mi sen?
-Hayır bekarım.
-Ha olmadı o oğlanla desene.
Kimi soruyor hangisini kast ediyor acaba?
-Yakışıyordunuz da onun ailesiyle sen anlaşamazdın onlar da seni istemedi zaar.
Kim istememiş kim?
-Bekarım evlenmedim kimseyle. Ben yürüyüşe çıkmıştım...
-O evlenmiş ama da ben pek beğenmedim kızı senin maşallahın var.
-Eyvallah.
-Yok yok öyle yaşın daha büyük ama seninle bir değil hani.
Aklıma Serdar Ortaç'ın şarkısı takılmasın mı  "yaşım özneden büyük ama seni adım adım sayıp seviyorum, heyecandan her gece hayalini unutursam..". gerisi neydi ya? Bu arada kimi kast ettiğini anladım. Serdar Ortaç'ın sanki beni takip ediyormuş da öyle şarkı yazıyormuş gibi olduğu bir dönemde yaşadım ben bu aşkı. Serdar Ortaç dinler dinler nereden biliyor bu adam ne yaşadığımı yahu derdim. Ben büyüktüm o küçük, ben cesurdum o korkak, ben gittim o kaldı, ailesi benimle gelir diye korku içinde yaşadı, o beni kaldıramadı ağır geldim ben ona dayanamadım çok yordu ben olgundum o daha büyüme sancıları çekiyordu beni de sancılar içinde bıraktı kısaca olmadı ama aşk mıydı dibine kadar aşktı. Bu amca da bizim dedikodumuzla çalkalanan şirketin güvenliklerindendi artık ne kadar ünlü olmuşuz varın siz düşünün.
-Ben kaçayım acelem var. Size iyi akşamlar.
-Seni gördüğüme sevindim şirkete uğrasana arada.
Ya uğrayayım da benim eskiyle orada çalışan karısını göreyim haberim var herşeyden kalsın tamam kendimi pek sevmem de o kadar da düşman değilim bünyeme. Adama cevap vermeden kulaklıklarımı takıp tempolu yürüyüşüme geçiyorum. Kulaklığımda başka şarkı çalsa da Serdar Ortaç beynimde hala yaşım özneden büyük ama seni adım adım sayıp seviyorum heyecandan ismini bile kazıdım bitik yüreğime diyordu ben de telaşlanıyordum.

Panik Gece Köpek Atak

 Dün gece saat 02.00 sularında odamda korkunç siyah büyük bir köpek olduğunu fark ettim. Bana sivri dişlerini göstere göstere hırlıyordu. Üzerime atladı, kalbim yerinden çıkacak gibi çarparken nefesim tıkandı hık dedim kaldım. Bedenim artık oksijen alamıyor bu siyah iğrenç köpek ruhumu kemiriyordu. Yalnızdım... Dedim ki Marin işte senin sonun geldi böyle öleceksin, çok övündüğün kendin çalışıp aldığın evde bir köpek parçalara ayıracak bedenini. Hayatına giren onca erkeğe tenezzül edip de aslında hayatına tam olarak almamanın, hiçbirinize muhtaç değilim hadi oradan demelerin sonu bu.
Ölüm kapıda ya hayatım geçti gözlerimin önünden film şeridi gibi  ama çoğu yeri +18 sanki. Kendimle hesaplaşmaya başladım. O kadar erkek girdi çıktı hayatına çoğu da tam çıkamadı aslında onlar sana saplandı sen onlara. Milyonlarca hata yaptın sana yeniden şans tanınsa yine aynı hataları yapardın. Belki de bana akıl vermeye çalışanların bir bildiği vardı gerçekten de evlenip çoğalmalıydım çocuk mocuk yanımda birileri olurdu, kocam olurdu kovardı bu köpeği üzerimden. Peki mutlu olur muydum? Kendime saygım olur muydu? Beni ben yapanlardan vazgeçip genelleştiğimde bu köpekten onlarcası saldırmayacak mıydı üzerime? Artık çok geç ben yalnız öleceğim güzel evimde. Tırnaklarımda siyah ojelerim, yeni fönlenmiş saçlarım, hala birazı kalmış bir türlü tam silemediğim siyah göz kalemim va hep üzerine akrep dövmesi yaptırmak isteyip de bir türlü yaptıramadığım apandist izimle yalnız öleceğim.
Köpek neden beslenir diye düşündüm; korkudan...
Ben üzerimde nefesimi tıkayan bu köpeği korkumla besliyorum, ben korktukça daha da güçlenip üzerime saldırıyor. Senden korkmuyorum, ben güçlüyüm, iyiyim, sorun yok, herşey yolunda...
Nefes almaya başladım. Kara kötü köpek gözlerime dikti gözlerini şaşırmıştı.
Ben senden daha güçlüyüm! Seni buraya ben getirdim ben gönderirim. Cızık cızıkk diyerek indi üzerimden ve karanlık koridora karışıp kayboldu. Işıkları açtım. Su içtim, kalbimi yokladım hala hızlı atıyordu ama iyiydim. Yalnız kamak istemedim yine korkarsam o köpek yine ortaya çıkacaktı biliyordum. Nuri'yi arasam dedim vazgeçtim. Cihan'a mesaj çektim. "Bir varsın bir yoksun karar ver" diye atar yaptı ısrar etmedim. Yalnızdım ve bu benim seçimimdi. Güçlü kadın olacağım, kimseye muhtaç olmayıp boyun eğmeyeceğim dedikçe yalnız kaldım. Bu kara köpek aslında hep evdeydi biliyordum. Saldıracak doğru zamanı bekliyordu. Nasıl da anlıyor zayıf olduğum anı saldıracağı zamanı. Uykuda yakalıyor ki kaçamayayım ama ben ondan güçlüyüm en azından hala ondan güçlüyüm. Yine saldıracak, karanlıkta siper alıp bekleyecek ben de onunla yine kapışacağım kazanmasına izin vermem daha erken.

Benim Donum Bile Sizden Daha Nezih

 Arkadaşım yok sanmayın. Atarlıyım, arızayım, kinciyim, laf yersem o lafı gerisin geri monte ederim ama ben de sağlam arkadaşımdır. Az ama öz arkadaşım vardır yıllardır görüştüğüm. Bir de Nuri'cim var ki iyi ki var. Canım balım tatlım hayatımın anlamı okurlarım da var. Git gide sayıları artıyor. İki gün yazmasam neredesin ne oldu diyorlar. Keşke başka işler yapmayıp da sadece Madam Marin olarak yazsam. Bu kimlikle yaşasam yaşadıklarımı anlatsam. Bir de iş yapmam lazım yaşamak için ama endişelenmeyin sizi asla ihmal etmem.
Şu gizli kulüp durumunu merak edenler olmuş yazmadım çünkü matah birşey olmadı. Perşembe gecesi Nuri ile Taksimde birkaç bar gezdikten sonra hadi gidelim de dertleri neymiş öğrenelim dedik. Gittik.
Nuri içeri dalınca aman burası mıymış ben burayı dağıtırım dedi, içkiliydi de ne istiyorsunuz lan siz bu kızdan diye bağırmaya başladı.
Bizi çektiler bir odaya bahsettiğim ss nazi subayı kılıklı amca yanımıza geldi. Ona da aynı soruyu sordu.
-Ne istiyorsunuz lan siz bu kızdan?
-Sakin olun burası nezih bir yer.
-Ben sizden daha nezihim benim donum bile sizden daha nezih derdin ne öt de biz de öğrenelim.
Adam bana kaçamak bakışlar atıyor ben hiç konuşmıyorum.
-Arkadaşı yerinize konuşsun diye mi getirdiniz Marin Hanım sizin kendi sesiniz yok mu?
-Size karşı susmayı tercih ediyorum.
-Peki bizim hakkımızda yazıyorsunuz ve biz bundan şikayetçiyiz.
-Yazıyor muyum?
-Bloğunuzda bizden bahsediyorsunuz.
-İsim ve adres belirtmedim ki.
-Olsun sonuçta o bahsettiğiniz biziz.
-Eee Sadede gel yazmasın mı diyeceksin günlerdir dönen tiyatro bu yüzden mi?
-Ben Marin Hanımla muhattab olmayı tercih ederdim ama evet kısaca konu bu.
-Tamam bir daha yazmam zaten yazacak birşey de kalmadı.
-Bir daha rahatsız etmeyin bu kızı.
Nuri parmağını sallayarak tehdit etti tam gitmek için kalkıyoruz.
-Bir dakika bizim aldığımız hasar ne olacak?
-Ne hasarı?
-Hanfendinin yazıları yüzünden kulübümüzün güvenilirliği sarsıldı ve üye kaybettik zararımızın karşılanmasını talep ediyoruz.
-Para mı istiyorsunuz benden?
Yıkıldım gel burada çalış çok hayranın var falan yok direk para istiyorlar. Aras da para istemişti neden benden para istiyorlar ya çok ağırıma gidiyor ben daha genç ve güzelim para istenme yaşına gelmedim ki.
-Ben de hemen masaya domalmanı talep ediyorum seninle öyle bir uğraşırım, öyle adamlar yollarım ki bağımlısı olursun kıçının hasarını telep edeceğin kimse de olmaz. Hele bir daha bu kızı arayın takip edin rahatsız edin ben de buraya gömmüyor muyum sizi hadi bakalım. Zarar talebiymiş siktiğimin uyanığı yürü kız.
Nuri, kolumdan savurup çıkartıyor beni adam da anca arkamızdan bakıyor.
-Nuri neden herkes benden para istiyor ya?
-Kıç isteyecek suratları yok suratları kıçıma benziyor da ondan.
Gülüyorum iyi ki Nuri var...

Ayyy Kilo Mu Aldın Kuzen? Kıskanç Ezik Kaltaklar Sardı Etrafımı

 Bitmeyen bitiremediğim bayram ziyaretlerinde bir davet üzerine kuzenimin evine gittim. Kendisi beni fena şekilde kompleks yapmış bir hatundur. Yanlış anlamayın kendimi beğenen övünen nasrsist kaltak tiplerden değilim de karının bemimle alakası yok kendini sürekli bana benzetir ve her gördüğünde ayyyy kilo mu aldııın der. Hasbinallah almadım kardeşim aldıysam da kendi kıçıma aldım sana ne benimkinin meraklısı çok sen bu tiple bir yamuk bulmuşun otur şükret ona sar hala bu güzel olucam derdi tasası ne?
Oturur dibime sen benim yeşil gözlü halimsin yoksa herşeyimiz aynı der durur. Ben ona göre üniversite öğrencisiyim o hanım teyze yaşlı pörsük kırışık içinin fesatı dışına vuruyor çünkü ayrıca evet kıçım büyük ama güzel ve orantılı onunki yaşlı kalça çıkığı kadınlardaki gibi geriden geliyor benim göğüslerim büyük dik ki bunu yıllardır kendine dert etti manyak, onun iki çocuğa rağmen limon gibi ama sarkmış limon neyse ben alışkınım bunun bu hallerine ya evet öyledir falan filanla geçiştiriyorum da bir kadın misafiri var aldı sandalyesini geçti tam karşıma oturdu.
Salonda oturacak onca yer varken... Eyvah dedim tanıdı mı? Çünkü yazar kimliğimin bir kısmını bu kıskanç fesat aile eşrafından saklamaktayım hele bu kuzen öğrenirse kıyamet kopar ben kaçamak bakışlar atıyorum kadına bu gözünü dikmiş bana bakıyor bir yandan da nasıl desem kırım kırım kırılıyor. Saçlarını savurtuyor, gözlerini deviriyor. Madam Marinlik de yapamıyorum yerim müsait değil yoksa o sandalyenin bacaklarını monte ederdim bu tuhaf çakma sarışına. Teni kara saçı sarı zorlama zavallı. Ne zaman saldıracak diye bekliyorum kuyruğum havada iğnem hazır ucunda zehir gıg dese sokacağım kadını.
"Siz Sarper'i tanıyordunuz galiba." Dedi hah dedim erkek meselesi beynim bir makina gibi Sarper yoklaması çekti tarayıcıma üç Sarper takıldı. Biri ben onüç yaşında ingilizce kursunda tanıdığımdı ama yok onunla ilgili olamaz ki zaten o Sarper'e birşey yapmamıştım çocuktum ne yapacaktım? Diğer ikisinden birini gömdüm ama doğrudur iyi de parçaydı kesin onu soruyor bu yılan suratlı. Bu sorudan nefret ederim ama sordum.
-Hangi Sarpr?
-Çok Sarper tanıyorsunuz galiba?
-Sarper diye sorulmaz soy adı da söylenir ki bende net cevap vereyim. Sarper adında binlerce insan var bu ülkede iş için çok kişiyle konuşuyorum tahmin edersiniz.
-Ederim ederim.
Ayy ima da yaparmış ezik, tipe kılığa bak.
-Konu neydi? O beni tanıyor muymuş?
-Maalesef.
Evet o Sarper'i soruyor.
-Neden sordunuz?
-Ben Sarper'in nişanlısıyım da.
-Hayırlı olsun iyi seçim sizin için ama onun için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
-Ne diyorsun sen?
-Selam söyleyin benden belli ki hala adım geçiyor hayatında.
-Bir gecelik kadınların adı geçmez bizim aramızda ben nişanlısıyım sen nesisin?
-Aman birşeyi olmak isteseydim olurdum bazı sorunları var Sarper'in ama iyi tarafları da var şimdi konuşamıyorum kusura bakma.
Benim kuzen de ortalığı yatıştıracağına daha körüklüyor buldu ya açığımı?
-Ne olmuş Sarper'le ilişkin mi vardı yoksa Marin?
-Yok kimseyle ilişkim falan kıskanç arkadaşın sordu bende cevapladım bu arada ikiniz iyi bulmuşsunuz birbirinizi.
-Biz aşığız çünkü.
-Senle Sarper'i kast etmedim senle kuzenimi kast ettim hadi iyi bayramlar.
Arkamdan ay dur gitmeler falan kalktım gittim. Giderken de keşke likörlü çikolata götürmeseydim bu zorlama kadınlara yar oldu diye üzüldüm. İki kişilik hayat yaşamak çok zor yahu Madam Marin olarak cevaplayacak olsaydım Sarper'in dilinin bana nasıl hizmet ettiğini de söyler bu ezik yaratığı daha da ezerdim neyse artık ne yapalım  buna da şükür.

16 Eylül 2016 Cuma

Birgün Yine El Sallarsın Tarık Akan'a

 Duyar duymaz annemi aradım. Sesi ağlamaklıydı. Üzülme dedim, üzülecekti ben ne kadar üzülme desemde. "Gençlik aşkımdı onu görmeye Bakırköye giderdik lisedeyken." Dedi Bu anısını annemden küçüklüğümden beri dinlerim ben. Lise çıkışı yakın arkadaşlarıyla Bakırköye giderlermiş Tarık Akan'ı görmeye! Bir kere de görmüşler hatta onlara el sallamış Tarık Akan. Ne yanyana fotoğraf, ne selfie, ne oturup çay kahve yok, sadece el sallama ve yıllarca bunu unutamamak. Ne kadar saf ne kadar gerçek bir sevgi ve hayranlık.
Ben de üzüldüm onun gençliği ölürken benim de çocukluğum ölüyor yavaş yavaş. Kimi nasıl teselli edeceğimi şaşırıyorum. Her geçen gün biraz daha azalırken ne saçma sapan şeylerin peşinden koşuyoruz diyorum. Üstelik biz koştukça ulaşmaya çalıştığımız herşey kaçıyor bir türlü de yakalayamıyoruz o halde bu amansız kendimizi yorma hali niye?
"Düşünsene en güzel zamanlarda yaşadı altmışları yetmişleri gördü bir de ünlüydü. Sinemanın en iyi ve gerçek oyuncularıyla gerçek filmler yaptı. Erken veda etti evet ama güzel bir hayat yaşadı."
Haklısın diyor annem sesi hala ağlamaklı. Güzel bir temenni değil belki ama birgün yine el sallarsın Tarık Akan'a.
Bana el sallamaya Cihangir'e sevenlerim gelecek mi birgün acaba? Ben öldüğümde hatırlayacak mı? Ölümsüz olmak geride bıraktıkların, yaptıkların, hatırlandıklarındır yoksa bu beden zaten içinde yaşadığımız dünya kadar sahte. Sanat ölümsüz sanatçı ölümsüz. Ben de el sallıyorum sana uzun adam yolun ışık olsun.

15 Eylül 2016 Perşembe

Bayramda Babaya Küçük Bir İtiraf

 Sorunlu kızların babaları onları küçükken terk edip gider ya da aileden uzakta yaşar arada bir haber alırlar birbirlerinden. Bu sorunlu kızlar büyüdüklerinde sorunlu kadınlara dönüşürler. Hiçbir ilişkilerinde dikiş tutturamaz, asla aradıklarını bulamaz, aşık olamaz, olurlarsa tamamen bir canavara dönüşürler. Güvensiz ve güvenilmezlerdir. Bir tarafları hep yaralıdır ve bu yarayı neyle saracaklarını şaşırırlar. Bu yüzden de ya ilişkilerden kaçar ya da fazla saplanır hep aynı hatalara düşer dururlar. Babalarını başka adamlarda, başka bedenlerde ararlar yani baba sevgisini en bakmamaları gereken yerde bulacaklarını düşünürler.
Çoğu kadın, büyüme evresinde babasıyla sorun yaşamış ya da sorunlu büyümüştür. Ben iki ayrı ülkenin birleşimi bir evlilik ürünüyüm. Bu yüzden bilindik aile ortamında büyümedim ama beni çok sevdiler. Sevgi görmek ve göstermek konusunda sorun yaşamadım, hiç ihmal edilmedim hatta bazen gereksiz sevgi gösterilerine tabi tutuldum.
Babam gittiğinde on üç yaşındaydım. Taksimin göbeğinde bir evde birden babasız kalınca üç kadınlı bir özgürlük evine dönüştü evimiz çünkü babam klasik bir Türk erkeğiydi ve aşırı korumacıydı. Onunla buluştuğum onda kaldığım, o bize geldiği zamanlarda yine boğucu olurdu sevgisiyle de korumacılığıyla da ama sonuçta geçici bir süre olduğundan umursamazdım. Annem ise fazla rahat ve fazla umursamazdı.  O da babamın baskısından kurtulmanın mutluluğu içinde uçuşuyordu. Hepimiz başka yerlere uçuştuk. Ben eve erkek arkadaşlarımı getirebiliyordum. Eğer babamın işi Taksim civarında değilse hiç sorun değildi. Hatta gece bizde bile kalabilirlerdi yeter ki babama yakalanmayım, yakalanmadım. Bugüne kadar hiçbir erkeğe yakalanmadım.
Bayram ziyaretinde babamı görmeye gittiğimde ona bir itirafta bulundum neden bilmiyorum benim işim bu bu bloğu itiraf etmek için açtım maden itiraf edeyim de kurtulayım dedim. O beni hala masum kızı sanıyor. Bana evlenmem için sakin sessiz adamlar buluyor ki bunlar etrafındaki ailelerin oğulları belki de beni hiç seks yapmamış bundan anlamayan masum bir kız sanıyor, yanılıyor!
Yalnız yaşıyorum Cihangirde, yıllardır medya sektörünce çalışıyorum, hiç normal arkadaşım yok ben de normal değilim, evlenmek aile kurmak gibi bir niyetim yok. Beni, tek kızını, yıllardır yanlış tanıyor.
İtirafım mı neydi: Babamın bir arkadaşı beni öpmüştü dudaklarımdan on üç yaşındayken ben de elini vajinama götürmüştüm ve karşılık vermiştim adam masum bir kızla karşılaşacağını sandığı için şaşırıp kaçmıştı. Bu arada bana ders çalıştırsın diye göndermişti onu babam. Neden bana o zaman anlatmadın dedi. Anlatamadım beni suçlarsın sandım dedim. Vay adi aşağılık falan dedi adama ölmüş meğer yoksa kötü yaparmış. Başka şeyler anlatmadım bu kadar yeter bırakın beni masum sanmaya devam etsin o böyle mutlu.

10 Eylül 2016 Cumartesi

İçimdeki Kaltak Tilki

İçimdeki cadı ne zamandır suskundu bugün dillendi.
-Ne yapacaksın o klübe gidip?
-Neler dönüyor öğreneceğim.
-Başımıza iş gelecek senin salaklığın yüzünden.
-Birşey olmaz yanımızda Nuri var.
-Nuri ne yapcak tek başına? Tehlikeli adamlar bunlar.
-Sanatsal bir Avrupa filminde değiliz kimse kimseye zorla seks de yaptıramaz iş de.
-Sen zora gelemezsin de ben hiç gelemem. Bir de şu açıdan bak parası iyiyse, gerçekten gizliyse, gelenler kaliteyse... Zaten adam gibi ilişki yaşayabildiğin yok bari hem para kazanır hem eğlenirsin.
-Kabul et mi diyorsun yani?
-Sen seversin gizli kapaklı işleri hem yazacak konu da çıkar. Ne tipler gelir oraya ne hayatlar öğrenir sırlar paylaşırsın.
-Sen ciddi ciddi adamlarla anlaş diye aklımı mı çeliyorsun?
-Kabul et sen de düşündün merak ettin nasıl olurdu diye yalan mı?
-Yalan değil tabi içimdeki kadına yalan söyleyemem ama böyle işler bana göre değil görmedin mi Aras nasıl korkuyordu bunlardan zor kurtuldum dedi.
-Aras para peşinde veletin teki doğru söylediği ne malum?
-Bunlar da yalancı beni Aras'ın olmadığına inandırmaya çalıştılar yalan söylediler Aras ortaya çıkınca gel görüşelim dediler. Bunlara güven olur mu?
-Bir dinle bakalım belki şartları işine gelecek vereceklerini seveceksin.
-Sen benim düşmanım mısın iç sesim mi bazen emin olamıyorum.
-Sen ne yaşarsan ben de onu yaşıyorum salak kötülüğünü ister miyim hiç. Kestirip atma ters yapma adamlara Nuri'yi de eksen iyi olur aslında.
Koynumda yılan besliyorum lafı var ya ben içimde kurnaz bir tilkiyle yaşıyorum resmen. Kim bu kadın ya ben olamam!

Yeni İnsanlar Kesmek Yeni Etler Tatmak Ve Bayram Temizliğine Kalkışıp Başaramamak

 Bayram temizliği telaşı bizim apartmanı da sardı. Nuri bile temizlik yapıyor hadi dedim ben de temizlik yapayım. Dün akşam aldım Cihan'ı karşıma bak arkadaş dedim senle ben köpekle kurt gibiyiz aynı tür görünsek de temelde çok farklıyız. Sen uysalsın, ev istersin, korumak sahiplenmek sahiplenilmek istersin. Bense kurt gibiyim avlanmalı, çiğ etle beslenmeli, kurt gibi gerektiğinde yalnız ölmeliyim. Yani bizden olmaz.
- Ama neden böyle diyorsun ben senin için neleri göze aldım neleri değiştirdim sen de değiş. Dedi haklıydı çünkü o köpekti köpekler eğitilirdi ya kurtlar?
Klüpte yaptıklarımı ve peşime takılan adamı anlattım.
-Nasıl gidersin öyle yerlere ne senin amacın?
-Avlanmak, yeni etler bulmak herhalde bilmiyorum.
-Ne yapmaya çalışıyorsun Marin?
-Ufak ufak yanıma yerleştiğini görüyorum ama ben o gece korktuğum için seni eve aldım yeniden başlamak için değil.
-Bak bu kez gidersem dönmem.
-Git ama dön karına dön.
Ne kadar da dramatik konuştum. Zamanında ben bu adam için ülkenin en ucuna soğuk ve uzak mesafeye uçmuş, bilmediğim bir kentte aşkı aramıştım o ise karşıma bak bu benim sözlüm diye şimdiki karısını dikmişti ben de geldiğim yere döndüm. O günden o zamandan belliydi bizim uyuşamayacağımız ama kabullenemedim.
-Biraz daha düşün lütfen sinirlerin bozulmuş senin.
-Klübe rağmen ayrılmyor musun benden?
-Ben de düşüneceğim.
Evden çıkıyor ne düşünecekse, neyi düşünecek? Ben bitti diyorum düşünelim diyor. Bir bayan arkadaşım var evet yedi yıldır arkadaşız ama artık onu görmek istemiyorum açıkça da söyledim geçen gece olmaz dedi. Olmaz mı? Ben neden kimseden ayrılamıyorum? Ben de her kadın gibi bayram temizliği yapıp istemediğim kişileri hayatımdan temizlemek istiyorum. Ve yeni insanlar kesip yeni etler tatmak istiyorum hazır bayramı da geliyorken hakkım değil mi?

8 Eylül 2016 Perşembe

Anüsünün Renginden Memnun değil Misin Açtır Gitsin

 Anal bleaching nedir? Anal bölgeyi yani anüsü yani popo deliğini beyazlatmak, rengini açtırmak. Kim görecek de rengini açtıracağım? O bölgenin meraklısı yalatmayı ve yalamayı seveni, anal seks düşkünü çok. Eee eski rengi kötü mü ille açtırmak mı gerek? Bilemem ama şimdi moda bu. Konunun tuhaflığının farkındayım ama meğerse etrafımda yaptıran ne çok kişi varmış da benim haberim yokmuş. Anal bleaching yani anüs beyazlatmadan bahsediyorum. Yani bir gün aynaya bakarken oraya nasıl bakacaksanız artık yahu benim popo deliğim neden pembiş değil de karardı diye dertlenip tekrar pembeleştirme ya da rengini açtırmak isteyebilirsiniz işte bunun için yapmanız gereken bir uzmana gitmek. Bunun da uzmanı var aynen. Yurt dışında yapıldığını biliyorum birçok dizide ve reality showda yaptıranları ve bahsedenleri gördüm ama ülkemizde de yaptırıldığından haberim yoktu.
Öyle porno yıldızlarının ve gaylerin merak sardığı bir işlem olduğunu da sanmayın yalnızca baya baya evli çiftlerin dadandığı bir estetiksel olay başka dertleri kalmamış ilişkileri çok yolunda da tek dertleri anüslerinin rengiymiş gibi gidip renk açtırıyorlar nereden mi biliyorum. Ben Nuri yi benim malum klübe gitmeye ikna ettim ya o da tutturdu sen de benimle anal bleachinge gel diye. .
-Ne yapacağız orada?
-Rengini açtıracağız kız çok güzel olacak gel.
-Ben benimkinin renginden memnunum ya da değilim bilmiyorum hiç dikkat etmedim ama bir şikayet de almadım.
-Ya tamam sen istemezsen yaptırma yanımda dur.
-İğneyle burun ucu da kaldırıyorlar mı orada?
-Bilmem sorarız.
Kalktık gittik baya gösterişli bir güzellik merkezi. Ben anca lazer epilasyona gidiyorum o da her bölgeme değil millet aşmış da aşmış arkadaş. Lazer için bekleyen erkek sayısı kadından çok ne bakımlı millet olmuşuz. Ağda olayı tamam da baya popo beyazlatma ile ilgilenen bir kesim var. Bıyıklı mıyıklı bir adamla tombiş karısı vardı bizden önce. Birbirimizi süzdük. Görevli yanıma geldi bir form ve kalem uzattı.
-Siz de bleaching yaptıracak mısınız?
-Hayır ben sadece bakıyorum.
Sanki mağazada geziyorum da kızın tuhaf bakışından kurtulayım bari.
-İğneyle burun ucu kaldırma yapıyor musunuz?
-Evet ama doktorumuz cuma günleri geliyor randevu almak ister misiniz?
-Olur.
Yine formu dolduruyorum herkes de bir bleachinge geldim havaları sanki ingilizcesini söyleyince olayın bildiğin anüs beyazlatma olduğu anlaşılmayacak. Nuri'nin sırası geliyor ben de onunla içeri giriyorum. Ben aletler, makinalar  çamaşır suları beklerken küçük bir fırça ile popo arasına sürülen bir kremle karşılaşıyorum o kadar!
-Biraz yaktı. Diyor Nuri normalmiş. Tabii rengi açılacak kaç yıldır hr türlü muamele için kullanılan delik bu yanmadan rengi açılmaz.
-Sen de yaptırsana kız.
-Aman gerek yok belki ilerde. Ben özel bölgelerime ağda yaptıramıyorum bu bana fazla.
-Senin gibi modern bir kadın bazı konularda çok tutucu.
-Belki ben benimkinin rengini seviyorum olamaz mı?
Gülüyoruz ve memnunca ayrılıyoruz güzellik merkezinden. Çıkarken bakıyorum da bildiğin erkek müşterisi kadınlardan daha çok anal bleachingin hadi hayırlısı.

7 Eylül 2016 Çarşamba

İlk İlişkim Ve Sonrakiler: İçim Oyuldu Yalnız Kaldığımda Kanadım

 İlk cinsel ilişkimde ne canım yandı ne de kan geldi. Girmesi biraz zor oldu ama üzerine oturunca bu zorluğu da aştım, on sekiz yaşındaydım ve on sekiz özel olsun istedim. Sonrasında kanama falan olmayınca ve özellikle de o korkutucu büyük acı hikayeleriyle doldurulmuşken bunların hiçbirinin olmaması beni çok mutlu etmişti. Kadıköyden Taksime dönerken çift katlı otobüste neredeyse uçuyordum.
Eve geldim, annem yüzümdeki ifadeden anlayacak diye akşamı odamda geçirdim ve erkenden yattım. Gecenin üçünde tuhaf bir acıyla uyandım. İçim acıyordu... Hayır yaptığımdan pişmanlık duyduğum için değil bildiğiniz içim acıyordu. Sanki görünmez bir el eline delici bir alet almış, içime sokmuş, karıştırıp canımı yakıyordu. Dizlerimi karnıma çektim ve bitmesini bekledim, bir süre sonra bitti. Hemen tuvalete koştum, kilotuma kahverengi birkaç damla kan gelmişti. Bahsettikleri acı dolu kanama ben ilişkiye girdikten neredeyse yedi sekiz saat sonra olmuştu. Hem çok tuhafıma gitti hem de üzüldüm. Neden mi? Bu bekaret muhabbetlerine takıldığımdan değil elbette. Seks yaptım ve hiç zarar görmedim, eskisinden farklı değilim diye düşünmüştüm yol boyunca ama yanılmıştım. O an için hasar görmediğimi düşünsem de etkisi daha sonra çıkmıştı. Bunu neden anlattım? Bütün ilişkilerimde bu kural geçerli olduğu için. İlişki sırasında zevk aldım, mutlu oldum ya da mutlu olduğuma kendimi inandırdım ama fark etmeden içim oyuldu ve yalnız kaldığımda kanadım.
Kendimce bunun doğal bir durum olduğunu düşünsem de aslında kendimi hasar almaktan baştan korumalıydım. Kanadığımı kimse görmedi bu yüzden de beni aldırmaz ve umursamaz sandı. Ben üzülmedim, hiç acı çekmedim sandı oysa ben eve gelip de yalnız başıma uyurken kanadım hep.
Erkeklerle ilişkilerime hep hasar aldım son hasarı da Cihan verdi vermeye de devam ediyor. Ne git diyebiliyorum ne de kal yine arada araftayım. Geçmişten bu güne hasar almaktan yorulan bir yürekle zor nefes alıyor ama artık daralıyorum. Belli etmesem de ben hala Taksimdeki evine dönerken  masum olduğunu sanan kırılgan kızım ve erkek hasarlarından sıkıldım belki de bu yüzden bu kadar saldırganım kim bilir.

6 Eylül 2016 Salı

Uluslararası Escort Milli Gururumuz

 Kadıköydeki hastaneye ve arkadaşımızın hastane odasına ulaşıyoruz. Geçmiş olsun faslı bittikten sonra giderken hstanede ortak bir tanıdığa rastlıyoruz. Birkaç mekanda karşılaştığım ama samimi olmadığım merhabalaşmaktan öteye gitmediğim bu hatunu Nuri biraz daha iyi tanıyor. Ayak üstü iki kelam edip yine metrobüstekileri huzursuz etmek üzere yola dşüyoruz. Bu hatun kendini fazlaca beğenen, abartılı ve dekolte giyinen, fazla neşeli ve aktif, koca burunlu bir karadeniz kızı. Sosyal medyada birbirimize mecburen eklenen iki kadınız ve ben onu ne zaman görsem bir masanın üzerine çıkmış göbek atıyor. Barda şarkı söylüyor, sürekli içiyor haftanın yedi değil sekiz gecesi dışarıda hafta onun hızına yetişemiyor gün sayısı az kalıyor ee bu hatun sabah nasıl kalkıp işe gidiyor? Çünkü bir işi var ofisli mofisli, küçük bir işletme detaya giremiyorum kendinden bahsettiğim anlaşılmasın diye. Ve bir de neredeyse her ay beş altı belki daha fazla yurt dışına gidiyor işiyle ilgili olduğunu da hiç sanmıyorum ya da tamamen işiyle ilgili!
-Nuri, bu M... ne iş yapıyor da devamlı geziyor. Ben bir gece dışarı çıksam iki gün yatıyorum bu her gece dışarılarda eğleniyor.
-Ne iş yapacak escort.
Nuri çok rahat ve olağan bir ses tonuyla sakince cevaplıyor ben de şüpheleniyordum ama yine de...
-Hadi ya emin misin?
-O salak şirketinden mi kazanıyor sanıyorsun? Ben bir kere gittim oraya oturtmuş gariban bir kızı kimse yok zaten amaç adres belli olsun.
-O yüzden mi yurt dışına bu kadar sık çıkıyor.
-Tabii kızım uluslararası escort o milli gururumuz.
-Bu kadar gezdiğine göre iyi kazanıyor.
-Gezilerini müşterileri karşılar da kazanıyordur tabii. Erkek milleti salak bu da cilveli bakımlı bişey.
-Ailesiyle yaşıyor hala onlar anlamıyor mu?
-Aman anlasalar ne olacak alan memnun satan memnun. Hayırdır neden bu kadar merak ettin niyetin mi var?
-Çok teklif aldım hatta bazılarını ciddi düşündüm de işim olmaz erkekler seks için ne çok şey harcıyorlar cidden hem para hem itibar.
-Sorma hepsi salak. Am salak.
-Aman böyle kazanacaksam hiç kazanmayayım yüzüne tuhaf bir ifade yerleşmiş sittin sene çıkaramaz bu kız artık.
-Sittin senedir sikiliyor ondandır.
Yine gülüşüyoruz metrobüstekiler kaçışıyor...

Metrobüsteki Blair Cadıları

 Ortak bir arkadaşımız Kadiköy de bir hastanede yatıyor apar topar yola düştük Nuri'yle. Nasıl gideriz en iyisi metrobüs dedi trafik çekmeyelim. Ben de tamam dedim atladık metrobüse. İnsan içine sıkça karışan ama halk arasına karışmayan yapımızla kalabalık metrobüste ilginç bir görüntü oluşturduk. Abartılı giyinmem ama bazen siyah giyip de siyaha yakın bordo ya da çok koyu kahve ruj sürmeyi severim değişik aksesuarlar ve çantalar kullanmayı da topuklularımdan bahsetmiyorum bile ne yapayım düz giyince görünmez oluyorum. Nuri de zaten cinsel seçiminin verdiği etkisyle dikkat çekiyor bir de buna giydikleri ve makyajlı yüzü eklenince dışarıdan nasıl göründüğümüzü tahmin edersiniz. Kalabalık metrobüste etrafımız halka şeklinde bomboş kaldı resmen. Nuri etrafına bakınırken artık korkudan mı bilemiyorum iki genç bize yer verdi oturduk. İnsanlar bize bakış atıyor ama bizim de onlara baktığımızı fark edince hemen bakışlarını kaçırıyordu. Metrobüse binmiş blair cadıları gibiydik. Fazlaca dışlandık, ötekileştirildik ve bariz şekilde bizden korkuldu tamam daha çok Nuri den koktular ben yanında stajyer cadı gibiydim.
-İnsanlar bizden korktu Nuri.
-Geleceklerinden, ülkenin gidişinden korksunlar bizden zarar gelmez kimseye.
Nuri, yine bir felsefik cümle ile beni kendime getirmeyi başardı.
-Ama baksana etrafımız boşaldı metrobüsteki cadılar gibiyiz, dışlandık.
-Beni dışlayan benden değildir hiç olmamıştır tatlım takma bunları kafana rujunun rengi çok yakışmış.
-Biliyorum. Bu arada benimle şu gizli seks klübü müdür ne olduğu belli olamayan yere geliyorsun.
-Hayırdır neden?
-Sıkıldım bu gizemden gidip çözeceğim.
-Kız ya başımıza birşey gelirse?
-Sen yanımdayken mümkün mü?
Gülüşüyoruz, metrobüs halkı cadılara yine kaçamak bir bakış atıp başlarını çeviriyor. Cadı madı rahat rahat oturduk, tarfiğe de takılmadık iyiymiş bu metrobüs hakikaten.



5 Eylül 2016 Pazartesi

Yok Ya Neden Zayıf Olacakmışım?

 Bugün bize dayatılanlara taktım. İşte bize dayatılan en acımasız, en vahşi, en yaralayıcı, en zor şart; zayıf ol!!! Yok ya neden zayıf olacakmışım? Hadi ben zayıf olayım da bu Kim Kardashian denilen sadece popodan ibaret kadın neden bu kadar revaçta o zaman? Amerikada kalçalar büyümekte birbiriyle yarışırken, sırf bu yüzden kadınlar popo dolgusu yaptırıp kaburgalarını aldırıken ki bunu hangi zihniyet yapar kendine cidden aklım almıyor bize neden ille de zayıf ol diye diretiliyor. Uyanın güzel Türk kadınları biz Akdeniz tipliyiz asla zayıf olamayız. Biz soğuktan içi de donmuş slav ırkı değiliz öyle görünemeyiz benim gibi göçmen ve iki ırklı olanlar da ki Yunan kadınları da büyük göğüs ve kalçalıdır hiçbir zaman tamamen zayıf olamaz. Kalçalı, göbekli ve göğüslü veeee yuvarlak yüzlüyüz. Amerika bu kadınları baş tacı ederken sizi sürekli bitmeyen bir diyete ve hemcinlerinizle savaşa zorluyor. "Sen kilo mu aldın? yok ya ben daha zayıfımdır. Senin kalçan daha geniş" yok bilmem ne. Barışın kendinizle! 34 Beden olacaksınız da ne olacak? Hiçbir şey! uğraşıp didinecek ve hayatı zehir edeceksiniz ve bir bakacaksınız obez kıvamlı bir kadın dünyaca ünlü olmuş. Sağlıklı yaşayıp spor yapın elbette bunlar önemli ama çok zayıf olacağım diye de kendi doğanıza ve fizyolojinize savaş açmayın. Üretin mesela sadece görünüşleriyle popüler olan çok kadın var haklısınız ama onların sonlarının ne olacağını henüz bilmiyoruz. Siz üretin, okuyun, çalışın, kendinizi sevin, başkası gibi olmaya zorlamayın ben böyleyim beğenen beğensin ben kendimi beğeniyorum deyin, üretmekten asla vazgeçmeyin hiçbir şey yapamıyorsanız çok tahammül edemesem de çocuk yapın onu da iyi yetiştirin ama kendinizle barışıp bu zoraki savaşa son verin.

Marilyn Monroe İle Aklımıza Kazınan Mesaj Ne?

 Nedir bu Marilyn takıntısı anlamıyorum tamamen subliminal mesajla dolu bir durum yoksa kadının takılacak bir tarafı yok. Şu zamanda olduğunu ve hala yaşadığını düşünsenize. Kötü oyunculuk, zorlama şöhret, yönetmenlerle yattığını zaten inkar etmemiş bir nevrotik oyuncu. Eroin, kokain, alkol ve daha adını bilmediğim bir sürü şey kullanır, internette gizlice çekilmiş pornosu dolaşır, mutsuz ilişkiler yaşar belki bir iki çocuk yapar onlara da doğru düzgün bakamaz ama asla bir efsane olmazdı.

Bizim suçumuz ne? Yanlış zamanda mıyız? Yoksa tek mesela hayatta olmak mı? Efsane olmak için ölmek ya da öldürülmek mi gerek? Evet ben de Marilyn'in öldürüldüğüne inananlardanım ama öyle olmasaydı bile ya intihar ederdi ya da çekimlerde başka bir oyuncuyu zıvanadan çıkartıp kendini öldürtürdü, bir ihtimal de yaşlanıp tek başına sefil halde köhne bir evde ölü bulunurdu. Zamanından önce gelen soru işaretleriyle dolu ölümü onu efsane yaptı, yaşarken hiç de öyle efsane falan değildi. Çoğu erkekle çıkarları için yatmak zorunda kalan, metres ve aptal sarışından başka rol verilmeyen güzel bir oyuncuydu hepsi bu. Bir felsefeyi savunmadı, açlar için ya da hayvanlar için savaşmadı sadece kendi için en çok kendi hasta aklıyla savaştı ve kaybetti. Peki bize dayatılan bu Marilyn efsanesinin amacı ne? Kadınları daha kolay hale getirmek... Marilyn genelde kolay ve aptal kadını temsil ediyordu ve bir efsane oldu sen de öyle olabilirsin hadi onu örnek al kendine! Erkeklere de böyle kadınlara ilgi duymaları kodlandı. Sonuç: Bunlar hep kötü mesajlar.

Efsane olması gereken asıl kişi bana göre Brigitte Bardot. Kadın hem güzel, hem yetenekli hem de çok ciddi bir hayvan hakları savunucusu. Onun neden her yerde posteri, resimleri yok? Hayatı kitap yapılmadı? Sanki Marilyin'in çok örnek alınası bir hayatı varmış gibi kitapları yazıldı, filmleri çekildi. Hepimizin ezbere bildiğimiz hayatında ölümü dışında ilginç ya da ders alınacak ne vardı? Güzellikse rengine kolay rastlanmayan gözleriyle Elizabeth Taylor neden efsane olmadı yaşlanıp eceliyle öldü diye mi? Bu saçma diretmenin ciddi bir amacı var. Ben de kitabını aldım, filmlerini ve belgesellerini izledim, takıntılı şekilde merak ettim çünkü amaç buydu ve fark ettim bir süre sonra git gide onunki gibi bir hayatı benimser oluyorsunuz çünkü bu normal gibi gelmeye başlıyor ama değil. Normal olsaydı zaten genç yaşta öl(dürül)mezdi Marilyn.

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...