Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

28 Mayıs 2020 Perşembe

Bizim Apartmanın Alt Katında Neler Oluyor?

 Gecenin bir kör vakti kapım deli gibi çalındı. Yataktan fırladım bir baktım donlayım, ben donla uyurum, üstümde ne olduğu önemli değil. O kadar panikledim ki üzerimi giymek yerine kapıya koştum ve pat diye açtım. Nuri, kalp krizi falan geçiriyor sandım ne bileyim. Bir baktım ki karşımda maskeli bir kadın ve erkek. Uyku sersemi unutmuşum tabii corona falan, apartmanda gaz kaçağı var sandım ve ne alakaysa ''yangın mı çıktı?'' dedim. Maskelilerden kadın olanı güldü, ben uyuz oldum. Benden uzun, kısa sarı saçlı bir şey, adam ondan da uzun sadece gözlerini görüyorum, sonra beynim duruma uyandı bunlar karşı komşum olan evli çift yahu.

''Aşağıda parti var da katılır mısın diyecektik Marin'ciğim.''

''Parti mi? Birine bir şey oldu sandım öyle çaldınız ki kapıyı.''

''Yok, yok merak etme, çok hoşuna gidecek bak, sensiz olmaz ne olur gel.'' Dedi dişi olanı. Benim bunlarla oturup iki kelam etmişliğim yok, neden bensiz olmuyormuş anlamadım. Nuri diyecek oldum.

''O da aşağıda zaten.'' dedi erkek olanı.

''Tamam o zaman üzerime bir şey giyip, geleyim. Malum donlayım.''

''Keşke böyle gelsen.'' Dedi yine dişisi.

''Evet, olayın konseptine daha uygun hem.'' Dedi erkeği. Dinlemedim taytımı çektim, saçlarımı at kuyruğu yaptım, rujumu sürmeden mezara bile gitmem, hemen sürdüm ama  suratımın geri kalanı fena halde uykudan uyanmış halde, neyse. Maskemi de taktım tabii. Baktım Minel, uyuyor hiç sesimi çıkartmadım, kapıyı yavaşça kapattım. Asansöre bindik, dişi olan bana yan gözle bakıyor, gözlerinden anlıyorum gülümsüyor.

''Ne partisiymiş bu?''

''Corona baydı ya kafa dağıtmak için parti veriyorlar bodrumda.''

''Hep apartman toplantısı mı olacak biraz da parti olsun değil mi?'' Bu kadın bana karşı kötü diyetli aha buraya yazıyorum neyse çıkar kokusu. Asansörden indik bizim apartmanın bodrum katına kırmızı ışık yerleştirmişler; pavyona benzemiş. Toplantı salonuna girdik, baktım herkesin suratında maske, kimseyi tanıyamadım, kırmızı ışıktan da seçemiyorum zaten, ayrıca Nuri falan yok burada. Cıstak bir müzik, ortada sallanan kim olduklarını seçemediğim apartman sakinleri, isteyen alsın diye ortada duran kutu bira, kolonya ve kolonyalı mendil seçenekleri ile bizim toplantı bodrum katı 90 lardan kalma küçük, köhne bir bara dönüşmüş. Sandalyelerden birine oturdum, karşı komşum olan kadın ki adını sikseler hatırlamıyorum elini ve dizini bacağıma sürtmekte... Kadın ne kadar ilgiliyse adam da o kadar mesafeli. Bir de baktım ki pist olduğu iddia edilen boşlukta dans edenler uzaktan birbirlerine seks pozisyonu hareketleri yapıyorlar. O an aslında bir grup seksin içinde olduğumu anladım. Uzaktan, sosyal mesafeyi koruyarak, dokunmadan, tamamen düşünce gücüyle yapılan bir grup seksti bu. Yanımdaki kadının gözleri o kadar parlıyordu ki üzüldüm. ''Hadi dans edelim.'' dedi. Şimdi hayır desem olmaz, evet desem bu saçma devinime giremem, gülerim ama ne yapalım kalktım.

Belli bir mesafede kadınla karşılıklı sallanmaya başladık. Bir ara biri arkama geçip sanki beni beceriyor gibi hareketler yaptı tabii mesafeyi koruyarak. Ben dönüp kötü kötü bakınca, uzaklaştı. Kadın da karşımda kollarını bana uzatmış, tek elinin işaret ve orta parmağıyla hesapta beni parmaklıyor. Kesin dili de dışarıda da maskeden göremiyorum. Artık ne yapayım, kafamı geriye ittim, gözlerimi devirdim alışkınım malum orgazm taklidi yapmaya bu sefer de komşum için yapayım ne demişler ev alma, komşu al, şimdi ne alakaysa aklıma geldi.
Kadın kıkırdadı, hoşuna gitmişti. Sonra tanıdık bir ses duydum. ''Kız Marin, sen misin?'' Arkamı döndüm ki Nuri.

''Sen de mi buradaydın neden bana haber vermedin?''
''Çağırmaya geldim de uyuyormuşsun öyle dedi Minel.''
''Ne iş  burası Nuri?''
''Bizim apartmanın sex partisi haha. Biriyle tanıştım, gel seni de tanıştırayım, ressammış nü resmimi yapacak.''
''Aman sos yal mesafeyi koruyarak yapsın, ben çaktırmadan kaçayım, zaten uykum var.''

Bu Nuri de aylardır beynime tecavüz etti kimseyle yatma korona var diye kendisi ne haltlar yiyor belli değil. Komşu kadın biriyle sohbette, kocası zaten gözlerini yere dikmiş birasını içiyor, tam kaçma zamanı. Yalandan olsa orgazm da oldum, gece benim için bitmiştir.







14 Nisan 2020 Salı

Sizden Gelen Soruları Cevaplıyorum 2

  Soru: Evli bir kadınla beraberim, önceleri önemsemiyordum ama şimdi kafama takıyorum. Bu kadın başkalarıyla da olmuş mudur? Ben ilk sevgilisi miyimdir? Ona soramıyorum.

Marin: Şimdi bu durumda her ikisi de olabilir. Sen ilk sevgilisi de olabilirsin, olmaya da bilirsin ama şundan emin ol son sevgilisi olmayacaksın. Evli bir kadınla sevgili olmanın en büyük handikapı onun zaten bir hayatı olması ve bunu pek de değiştirmek istememesidir. Seninle hayatındaki eksiği gidermektedir ama sen dır dır etmeye başlarsan, seninle de mutlu olamayacağından başkasını aramaya başlar. Evli birinin ya sevgilisi olmayın ya da abuk kıskançlıklar yapmayın. Çok kafana takıyorsan boşan sadece benimle ol de, cevabın pek olumlu olacağını sanmıyorum ama.

Soru: Marin Abla, 19 yaşındayım sevgilim bakire olduğumu sanıyor ama değilim, ona söylemeli miyim? Minel gibi diktirteyim mi?

Marin: Benim tatlı, bıcırık okurum. Minel, diktirtti de dikiş tutmadı pek. Hiç eziyet etme kendine bu zamanda ne bekareti yahu söyle gitsin, sen bunu söyledin diye sevgilin gidecekse giderse o da gitsin, daha çok gençsin.

Soru: Yakışıklı, iyi eğitimli, 32 yaşında, kazancı iyi bir adamım ama penisim çok büyük. Gören kadınlar korkup kaçıyor, düzenli ilişkim yok, ne yapmalıyım?

Marin: Kiminde büyüklük sorun, kiminde küçüklük. Penisini küçültemeyeceğine göre hayatına giren kadına açıp göstermek yerine önce durumdan bahset ve korkutma. Benim penisim büyük ama önceki sevgilimle hiç sorun olmadı de. Kadınlar bunu bir challenge olarak algılar ve o alabildiyse ben de alırım deyip penisinin üzerine gider. Sen de nazik ol, yavaş yavaş gir.

Soru: Karımla aramıza erkek almak istiyorum o da istiyor aslında ama daha net konuşmadık. Onu ürkütmeden bu grup teklifini nasıl yapmalıyım? Adamı çağırıp olayı akışına mı bırakayım?

Marin: Çağır adamı eve gelsin, size de Korona getirsin. Biz eve tıkılıp kimseyle görüşmeyelim adamın derdine bak. Bu zamanda yok grup falan, şu günler geçsin karına da direk söyle grup yapalım mı diye anladığım kadarıyla zaten bu teklifine balıklama atlayacak. Ama şimdi oturun oturduğunuz yerde.


6 Nisan 2020 Pazartesi

Sizden Gelen Soruları Cevaplıyorum 1

 Mailime sizden sorular geliyor en çok da kadınlardan. Beni üzen ve artık cevap vermeliyim dediğim bir soru var önce onu cevaplamak istiyorum.
''Sevgilim bazen bana küfür ediyor, hakaret ediyor hatta bazen tehdit ediyor. Genelde bu durum iki içtiğinde oluyor bunun dışında çok iyi anlaşıyoruz. Olmamış gibi davranıyoruz ama tekrar oluyor, ne yapmalıyım?''

Gelelim Madam Marin'in cevabına:

Kızım sen deli misin? Öldürülünce mi vaz geçeceksin adamdan? Ne olacak alt tarafı küfür ve hakaret mi? Sonra çok özür diliyor, gönlünü mü alıyor. Bu hasta herif, kendi aşağılık kompleksini senin üzerinde tatmin ediyor. Bir gün çok içsin, çok sinirlensin, gelsin seni öldürsün ne olacak? Bu aşk mı sanıyorsun? Değil. Kaaaaaç!!! Sen düzenli olarak şiddet görüyorsun. Şiddet ille de bir yerlerinin kırıldığı, morardığı, kanadığı durumlar getirmez. Gördüğün bu şiddet senin ruhunu kemiriyor, kişiliğini bitiriyor, gururunu yok ediyor. Yahu kim ki o adam sana hakaret edebiliyor? Değil hakaret sert bir söz bile söyleyemez. Elbette kavga olur, o sana sen ona bazen ağır sözler söylersin bunu hepimiz yaşıyoruz ama bu durum farklı. Sürekli aşağılama ve hakaret, adamın kendisini tutması, en ufak kırılma anında eski haline dönmesi tehlikeli bir durum. Unutma insanlar değişmez, o da değişmeyecek. Daha kötüye gidip bir gün seni öldürebilir ama düzgün ve seni seven bir adama dönüşmeyecek yani kaaaaaaaç!!!

Geçelim başka bir soruya;
''Sevgili Marin, sevgilim beni aldatmış ve aradan iki yıl geçmiş. Evlenmeye karar verdik bana bunu itiraf etti, ben de affettim ama aklıma takıldı yine yapar mı diye. Kızın kim olduğunu da asla anlatmıyor, sormalı mıyım, konuyu kapatayım mı?

Buyurun Cevabımı:

Sevgili yavrus, konuyu kapatamamışsın ki bana yazıyorsun. Aldatan aldatır çok genel bir sözdür ama ne yazık ki doğrudur. Evet, itiraf ederek bu adamda vicdan olduğunu ve seni sevdiğini görebiliyoruz ama bu onun tekrar yapmayacağı anlamına gelmez. Eğer sana aldatılmak çok koyduysa git sen de onu aldat ama yakın arkadaşıyla aldatma klişesine girme sonra başın ağrır. Aradan iki yıl geçsin, evlenin, sen de itiraf et. Bak bakalım o affedecek mi? Kabullenmek zorunda değilsin, sana evliliği bir lutüf olarak sunmuş ve ben seni aldattım ama bak evleniyorum demiş resmen. Kiminle aldattığından çok neden aldattığı, hatta aldatmış olması önemli. Tanıdığın bir kadınla ise o kadınla da ilişkini bilmeden sürdürüyorsun, belki de bir arkadaşın. Ben derim ki hemen evlenme, kendine de bu ilişkiye de biraz zaman ver. Konuyu gerçekten içinde kapatacaksan devam et, kapatamıyorsan ve bu kanayan bir yara olarak kalıyorsa ayrıl, sakın evlenme.

Gelen soruları cevaplamaya devam edeceğim, madammarin@gmail.com soru, çekinmeyin yavruslarım.

31 Mart 2020 Salı

Çükünüz Uğruna Geberip Gideceksiniz

 Tanıdığım, karşı karşıya çay içtiğim adam corona'dan hastanede yatıyor. Aradan 20 gün geçtiği halde lan bana da bulaştı mı acaba diye kafayı yedim, neredeyse panik atak geçirecektim. Onunla benden sonra buluştuğunu bildiğim Kemaremancı, benimle buluşmak hatta vuruşmak için ısrar ediyor. Adamda corona çıktı, sende de kesin var dediğimde de ben test yaptırdım gibi mal ötesi bir yalan söyledi. Sanki gebelik testi yaptırıyor, çubuğa işiyor beynini sevdiğimin malı.

Bunlar pipileriyle düşünen ve o halleriyle etrafını kandırdıklarını zanneden erkek tipleri işte. Ben de he öyle mi tamam o zaman gel de sana vereyim, sonra da bütün apartmanı corona yap derim. Coronadan önce beni Nuri öldürür öyle bir şey olsa. Bu bulaşan ve şu an hastanede yatan, bana ha bire selfie çeken salak da karı peşinde kaptı bu meleti. Neymiş evde sıkılmış eee şimdi de s..ildin haberin yok. Gezgin tavuk gibi gezdin ben sana evde otur demiştim dedim, gezgin piliçler rahat vermedi ne yapayım diyor. Ölebilir, şakası yok. Başka bir tanıdığım da, bununla bir kez beraber olmak gibi bir hataya düşmüştüm, sevişirken abuk sabuk konuşan hatırlarsınız belki hatta sonra psikolojik destek de aldı da çok faydası olmuş cidden. Adam bildiğin 31 müptelası. Günde abartısız on kere falan yapıyordur. O şey nasıl kalkıp hala boşalıyor anlayamıyorum. Bir yerde yalnız kalsın asılıyor, iş yerinde her boşlukta asılıyor, iş yeri tuvaletinde asılıyor video çekiyor. Normal bir durummuş gibi de anlatıyor, paylaşıyor. Bu zamanda, dışarısı bu haldeyken geleyim mi diyor. Yahu bu ne rahatlık çükünüz uğruna geberip gideceksiniz. Kameramancı dediğim adamın yanında yaşlı annesi var. Sana kesin geçti bari annene yaklaşma dedim. Ben ölmekten korkmuyorum, taktir diyor. Hastanede yatmakta olan akıllı da eceli gelen ölüyor bu kadar korkma da dışarı çık, görüşelim diyordu bana. Sanki libido bir sizde var. Asıl bendeki libidoyla ben evde oturabiliyorsam, siz de oturun ya da 31ci gibi asılıp durun. Bu sabah bana beddua etmiş whtsupdan inşallah çok istersin de yapacak birini bulamazsın diye. O zor be canım, koskoca Madam Marin'in ben hatırlatırım!

24 Mart 2020 Salı

Corona Günlerinde Aşk Ve Seks




 Evlerimize kapandık malum, ben alıştığım eski hayatımı çok özlüyorum hepiniz gibi. Ne kadar güzelmiş meğer korkmadan sokağa çıkabilmek, istediğin yerde oturup bir kahve içmek, arkadaşlarınla buluşup vakit geçirmek ve elbette sevişebilmek. Bu hastalık ülkemizde ortaya çıktığından beri ben tek bir erkeğe elimi sürmedim. Korkuyorum, zaten panik atak nöbetleri geçirip duruyorum. Evde yalnızım Minel de Stavros da evlerine döndüler; herhalde benim onları günde beş kere dezenfekte etmemden bunaldılar. Bir görüştüğüm Nuri var, o benden de beter. Apartmanımızda çekik gözlülerden oluşan bir aile vardı, geçen gün onlara saldırdı sizin yüzünüzden böyle oldu, kıpırdayan her şeyi yediniz midesiz, eciş bücüşler! Diye meğerse aile Kore’liymiş. Bizimki geri adım atar mı aman onlar sanki köpek yemiyor, hepsi aynı bok bunların dedi. O günden beri o aileyle karşılaşmadım hiç, gerçi dışarı da çıkmıyoruz normaldir.
Corona’yı çok da sallamayan bir grup tanıdığım da var. Hemen her gün dışarıdalar, artık oturacak yerler de kalmadı, birbirlerine gidiyorlar, dışarıda buldukları parklarda vs buluşuyorlar. Ne maske, ne eldiven, ne kolonya… Bir de tokalaşıyorlar. Bunlardan biri de geçenlerde bahsettiğim kameramancı. Tutturdu sevişelim diye, bir de fotoğraf attı zaten açım, neredeyse telefonu ağzıma sokacaktım. İnsan yokluk günlerinde hakikaten ne bulsa yemek istiyor. Eskiden olsa evire çevire yerdim ama şimdi olmaz, adamı dezenfekte edeyim derken pipisini yakabilirim. Keşke bunlar kadar rahat olabilsem. Eskiden tanıdıklarımdan da sürekli mesaj ve telefon geliyor, çoğu şimdi evde ya vakitleri de var, geleyim, görüşelim derdindeler. Bir de bu Corona’dan mıdır, havadan mıdır nedir libidomuz tavan vaziyetteyiz ama birbirimize dokunamıyoruz. Lick Buddy’im Emre resmen boşandı, bir onunla çok görüşesim var, aslında onun da derdi gerçek bir ilişkiye geçmek, hatta evlenmek ve çocuk yapmak. Neyse ki Nuri, şu dönemde benden çocuk yapma olayından vazgeçti. Her gün felaket senaryolarıyla geliyor, 2021 daha kötü olacak bu daha fragman diye, galiba bu dünyaya çocuk yapmanın çocuğa haksızlık olduğunu anladı sonunda. Emre’yi bu hafta eve atmaya karar verdim ve Nuri’ye söylemek gibi bir hataya düştüm, Kameramancıyı eve atmam, o toplu taşımalara biniyor, adamın pipisi Corona kaynıyordur. Emre, gelecek dediğimi duyan Nuri, ‘’Neeeee, onu eve alamazsın adam hastaneleri geziyor ha bire, corono vardır onda.’’ Diye kıyameti koparttı. Olsa şimdiye kadar çıkardı herhalde dedim, çıkana kadar sana bulaştırmış olur salak mısın? Dedi.

Offffff seks yapmak benim de hakkım, bari yalatsaydım. Daha net kararımı vermedim belki dilinden, pipisine dezenfekte edip atarım eve, nerden bilecek ki Nuri; kötü durumdayım yavruslar. Ayrıca canım sıkılıyor, ayrıca Corona günlerinde bana aşkı kabaranlar ayrı, benden birden uzaklaşanlar ayrı sinirime dokunuyor. Kıçımdan ayrılmayan adam, Rukiye’ye nolur Marin beni arasın diye yalvaran adam, adı Murat birden kayboldu ortadan, neymiş evdeymiş, izinliymiş. Eeeee ilgilenmeni, aramanı, yazmanı ne engelliyor, virüs mü saçıyorum ben? Her şey bitsin peşimde dolanmaya başlar yine, aman neyse güzel adam ama güzel yalayamıyordu büyük kayıp değil.

Corona, bize sağlam koyarken birçok şeyi de öğretti; birbirimize dokunamıyoruz ama dokunaklı bir hal içindeyiz, kavga etmiyoruz, birlik oluyoruz, özlüyoruz, çoğu şeyin kıymetini anlıyoruz, sıradan bulduklarımızı bile yaparken artık büyük bir keyif alacağız, tabii yapabilirsek buna seks de dahil.
Kendinize dikkat edin yavruslar, öpmüyorum Corona var.

21 Şubat 2020 Cuma

Sevişilmeyen Sevgililer Günü Ve Yetersiz Sperm Sayısı

 Sevgililer günü geldi geçti, kimseyle sevişmedim. Zaten sevgililer günü benim için yeni değil, eski sevgililerle hesaplaşma günü gibi bir şey. Zamanında kıymetimi bilmeyen eskiler ha bire arar, mesaj atar. Ah sen neydin de ben bilemedim be Marin'im diye eee geçti artık ben eski ben değilim. Seni isterken, severken, beklerken geleceksin. Nasıl bir şansım varsa bunlar hep ben başka yere odaklanınca dönerler, ben onlardayken de beni göremezler. Belki de erkeklerin hatta insanların genel sorunu bu kim bilir. Ben bilirim tabii hepsi salak bu erkek milletinin. Ne istediğine önce bir karar ver Kıvırcığından şoförüne, Tony Leung undan taa on yıl önce takıldığım çocuğa kadar ki artık koca adam, canımı yakanlar, öylesine takıldıklarım, aklınıza kim gelirse hadi bir kahve içelim diye mesaj yazıyor, arıyor yahu ben o kadar kahve içecek olsam midem delinir. Ben de klasik cevabımı veriyorum şu sıra çok yoğunum ben seni ararım, nah ararım. Zamanında aratmasaydın bu ilgiyi.

Nuri'ciğimle arayı düzelteyim diye tek ve gerçek sevgi dostluktur deyip, gülümü alıp kapısını çaldım.  O halimi görünce gülümsedi ama adamda deve inadı var yoksa kini miydi neydi neyse. İlle de çocuk yapalım diye tutturdu. Tamam ulan dedim zaten benden de senden de bir halt olacağı yok yapalım bari. Bir şey değil yeni biriyle görüşmeye başladım. Bu da kamera işleriyle ilgili operatör, kalın kollu bir şey. Kalın kola, geniş omuza ve bana dışarı çıkarken neden haber vermedin? Atarlarına ihtiyacım olduğu bir dönemdeyim. Buna ben kadın olmayan ama içinde benden daha kadın bir adamdan çocuk yapacağımı nasıl açıklayacağım? Tutmasa bari diye diye gittim sürekli sırıtan suratlı bir tüp bebekçi doktora. Klasik yalanı söyledi Marin Hanım yumurtanız az hemen tüp yapalım. Yahu bu bizim sen ikinci erkeğimsin yalanından daha klişe oldu artık ey doğurtucu doktor milleti hepimiz biliyoruz size her gelen, otuz yaş üstü kadınların hepsinin yumurtası azalıyor olamaz biraz daha yaratıcı olun. Ben de dedim ki ben yumurta falan toplatmam aşılamada olursa olur, olmazda kusura bakma.

Testler yapıldı ha bu arada ben başka bir doktora daha gittim. o tüpçü değil, normal ve bana yumurta sayın gayet normal dedi. Hanginize inanalım acaba? Uğraştığım şeylere bak. Nuri, örnek sperm verdi. İki gün önce de tekrar doktora gittik, gülen suratlı amca para gelmeyecek diye üzülmüş olacak ki bu kez pek gülmüyordu. ''Maalesef Nuri Bey, sperm sayınız yeterli değil.'' Dedi. Nasıl rahatladım, anlatamam. Elbette Nuri'ye belli etmemek için üzülmüş gibi yaptım. Garibim çok istiyor çocuk, hem de benden. Neyse ucuz atlattık diye düşünerek, ağladı ağlayacak Nuri'yi içmeye götürdüm. bu sefer de demez mi hadi evlat edinelim diye. Ben niye el alemin çocuğunu alayım, tüm mal varlığımın varisi yapayım of Nuri ya andropozda mısın nesin?

Bundan da vazgeçirmek için ya onu sevemezsek, hem huyu suyu sülalesine çeker diye ikna ettim demez mi birine ver hamile kal, ben babası olurum diye. Şimdi bana seviş ama korunma diye baskı yapıyor ve eminim son bulduğum adamın sperm sayısı hiç fena değil, gerçi daha sevişmedik ama yakındır. Öpüldünüz yavruslar...

5 Ocak 2020 Pazar

Bir Erkeğe Tecavüz Etmek İmkansızmış



Hepimize musmutlu yıllar canım okurlarım diyerek yeni yazıma başlıyorum.
Biliyorsunuz Nuri’nin spermlerini içime zerk ettirmediğim ve çocuk doğurmaya henüz hazır olmadığımı söylediğim için Nuri bana küstü. Tam küs değil de limoni takılıyor diyelim. Ben de onunla görüşemediğim için parazit çetesi Ruki ve köpek balığı oğlu ile görüşmek durumunda kaldım ama bitmeyen beni yeme istekleri nedeniyle onlardan da ben kaçıyorum.  Devamlı gittiğim bir kafe vardı, birkaç yazı önce sahibini beğendiğimi söylemiştim. Hatta sosyal medyalarını takibe aldım, oradan bana yazanın sahibi olduğunu sandım meğerse garsonmuş demiştim işte o sahip beni fark etti, gerçi etmeyip de ne yapacaktı. Kitabımı almış, kahvemi yudumlarken masama geldi, öyle bodoslama konuya girdi, senden hoşlanıyorum bakışlarından anlıyorum ki sen de istiyorsun görüşelim diye. Adam pek bir hızlıymış da belli etmiyormuş meğer. Kafenin çalışanları etrafımızda dolanmaya başladı ne konuşuyoruz diye, ben bir utandım düşünebiliyor musunuz ben! Bir de demez mi üst katta ofis var oraya gidelim mi? Yuh arkadaş o kadar da yoklukta değilim, nasıl baktıysam artık adama. Yok, benim gitmem lazım dedim, yeni oynaş yazışma programı telegramdan yazışmaya başladık. Tony Leung’la da oradan yazışıyoruz tabii bana küs değilse oraya gelicem bir dakika. Kimseye böyle yaklaşmazmış da ben çok etkilemişim, eski polis bir de amca. Bir karizması ve gideri var tamam kabul de çok ısrarcı bir de nedense kendimi kötü hissettim dedim ki yok ben seninle birlikte olmam lütfen eskisi gibi müşteri moduma geri döneyim. Adam kibar, bir de mekan sahibi ne desin elbette dedi, defalarca özür diledi. Bu sefer de oraya gittikçe ve yanında özellikle bir kadın gördükçe ben kötü olmaya başladım. İstemiyorum ama kıskanıyorum da kararsızım.

Gelelim Tony Leung’a… Zaten pek normal olmadığını üstün akrep hislerimle anladığım Tony bana bu kısa görüşme dönemimizde iki kere küstü. Erkek ve küsmek kelimeleri aynı cümlede geçmemeli bence, birinde ona salak mısın? Dedim diye küstü ki bana sürekli anal seks klipleri yollamasına kızıp, yapmayacağız yollama şunları salak mısın? Yazmıştım. Kimse bana salak diyemedi ve diyemez de dese de asıl derdi anal sekse bu kadar sert hayır dememdi bence. Günlerce yazmadı, aramadı, bir de ben sanki ona çok meraklıyım on sekiz yıldır ben peşinden koşuyormuşum gibi beni engelledi. Sonra geldi tabii, meğerse bunun küsme huyu varmış, yıllarca hiç ilgilenmediğimden küstüğünü de hiç anlamamışım. Bu kendi kendine küsmüş küsmüş barışmış. Bana bir hırs geldi bana küsüp kaçınca, hani kaçan kovalanır ya neyse barıştık. Bu arada Tony hakkında söylemem gereken bir şey var adam acayip kuralcıdır. Mesela buluştunuz o gün yapacakları bellidir ve onun dışına asla çıkmaz. Mesela o gün oral seks yoksa listesinde, bunu bağla, üzerine otur yine yapmaz. Denedim, oradan biliyorum. Yapmadığından da değil, yaptı mı iyi yapar, uzun yapar ama inat etti mi de eder. Yıllar önce bana geldi, yüzüne oturmaya çalışıyorum kaçıyor, başını ittiriyorum olmaz diyor, kalk git o zaman dedim, gitti tam altı yıl hiç konuşmadım, o yılmadan ulaşmaya çalıştı. Nedense böyle acayip inat ve kuralcı bir adam.

Ankara’ya iş için uçmadan bana uğradı, sabahın köründe onun için kalktım. Evde kuzenler var, sessizce içeri aldım bir de o sabahın soğuğunda minicik bir gecelik giydim, iç çamaşırsız ve ne oldu yine adamın sert kurallarına çarptım. Tamam, sen tahrik olmamak için mi yoksa ıslanan penisin pantolonunu ıslatmasın diye mi kural koyuyorsun bilemem de benim de canım ve isteklerim var, onlar ne olacak?
Sırtımı yalıyor, popo çatalımı öpüyor hop orada nokta, bacaklarımı, karnımı öpüyor orada sınır. Eee? Ben gideyim geç kalıyorum. Bunun da bu huyu diye söylene söylene geri yattım.
Aradan birkaç hafta geçti, ev boş, ben istekli… İş çıkışı evime geldi, o ve kuralları elbette. Gelirken de bana busecik almaya geliyorum yazmış. Bu onun lugatında sert kurallarım var ona göre demek. Busecik makamı kurallarına göre biz öpüştük, yine oral yok, kafasını itiyorum kaçıyor falan ama ben kötü durumdayım, açtım fermuarını pek de heybetli olmayan küçük Tony’yi çıkarttım, hadi bari dedim ilişki olsun da sakinleşeyim. Yahu sen bir erkeksin, hem de ereksiyon olmuş bir erkek! Pipini kaçırmak nedir? Kucağına oturmaya çalışıyorum kalçasını oynatıp kaçırıyor, domalıp sokmaya çalışıyorum, itiyor. Bir erkeğe tecavüz etmek zor değil, bildiğiniz imkansız ama yılmadım, inat ettim çok istediğimden de değil yıkacağım o kuralları diye inat ettim. O sırada telefonu çaldı, bir yandan da pantolonunu çekiyor, ben yine indirdim, yatağa oturttum, zaten benim üzerimde mini bir elbise var, tutuyorum denkliyorum, çekiliyor, itiyor, bir yandan da telefonda konuşuyor. Yok, arkadaş bir türlü olmadı. O benim göğüslerimi öpmeye çalışıyor ama ben de göğüs yok bu da benim kuralım dedim.  Bir iki daha denedim yok, kıymetli ufaklığını iyi koruyor, hadi git dedim, gitti.

Bir de üzerine yine küstü mallığın İstanbul şubesi ama benim için zaten bittiğinden zerre umursamadım. Baktı bende hiç ses yok, sen bana kızıyorsun ama gömleğim ruj olmuş evde zor anlar yaşadım yazdı. Neymiş uzun ve rahat ortam olmalıymış yoksa o her şeyi yaparmış. Onun kurallarına göre olursa olur demek istiyor, hem gelirken busecik yazmış ben neden ilişki için ısrar etmişim. Buseciğine de sana da başlarım sözleşme mi imzaladık yazdım. Neyse zaten artık görüşmeyeceğiz dedim, hiç şaşırmadım dedi. Şimdi yine eski usul zavallı zavallı denemeye devam ediyor busecik makamına doğru emin adımlarla küçük Tony elinde ilerlerken anca elinde kalır çünkü benim artık onunla işim olmaz. Yalnız o kadar küçüğü bile sokamadığıma göre benimki baya darmış ve erkeklere tecavüz etmek imkansız gibi bir şey. Siz evde denemeyin.

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...