İş yerinde ikinci haftamdayım, cuma da gelicem ve bu hafta da bitecek. Mature Teyze, dediğim gibi beni görmezden gelme yolunu seçti. Görmezden geliyor ama gözünün önünden de ayırmıyor. Ben ne zaman telefonumu elime alsam ya da konuşuyor olsam, o da telefonuna atlayıp birini arıyor ve biliyorum ki bu Kıvırcık. Adamı da iş yerinde bunalttığı için genelde telefonu kapattıktan sonra suratı asılmış oluyor. Ben de gıcıklığına biriyle konuşmasam bile konuşuyor gibi yapıyorum, gelen sıradan bir mesaja gülüyorum falan, bu iyice huylanıyor, içi içini kemiriyor. Bakın buna kadınlar arası soğuk savaş denir ki ben bunda uzmanımdır. Sıkıyorsa gelsin, laf söylesin ya da işime son versin de görelim. Hiç istemediğim halde dizi işini kabul eder, Kıvırcığın olduğu şehre giderim; tamam artık hiç ilgimi çekmiyor ama ateşle barut, hem de önceden yanmış iki kişinin bir araya gelmesi bence de çok tehlikeli, ayrıca o beni ne zaman görese yine ister, hayatı bu gibi yaşlı hatunlarla geçmiş gördüğü en genç vajina benimkiydi kesin.
Ofistekiler de durumun farkında, onların hangi safta olduklarını söylememe gerek yok. Zaten fazla kalıcı değilim diye bakıyorlar ki bu konuda haklılar. Bu Mature bir gün patlayacak, birbirimize giricez ve ben çekip gidicem de bakalım ne zaman. Beni sürekli izliyor, tuvalete giderken, çalışırken, biriyle konuşurken... Aklında da hep aynı soru biliyorum; onda bende olmayan ne buldu? Genç bir vucut ve daha az çalışan bir çene olabilir mi acaba? Kadın bir başlıyor konuşmaya offf en az iki buçuk saat, yazık yahu o çenene de karşındakinin beynine de. Hele öğle tatillerinde Kıvırcıkla konuşması yok mu, biliyorum o olduğunu hayatım, canım diye başlıyor konuşmaya çünkü bitmiyor arkadaş ne konuşuyorsa bitmiyor. İnsan sabahtan o saate kadar yaptığını detaylı anlatsa da bu kadar sürmez, hayat hikayesini anlatsa bu kadar sürmez, acıyorum bu Kıvırcığa aslında ama kendi seçimi.
Bugün, yani saat yarım civarı, nasıl olduysa erken döndü bu ofise. Herhalde Kıvırcık terslemiş bunu saatlerce konuşamadılar. Ben de yemeğe çıkmadım zaten dörtte bırakıp gidiyorum ya diğerlerine küfür gibi, daha çok çalışayım da iş bitsin bari dedim. Yanıma geldi, biraz konuşalım mı? dedi. hah dedim kesin işime son verecek. İşe başlamadan sözleşme imzaladık, bir aydan önce çıkartılsam bile ödememi yapmak zorunda. Odasına girdik.
-Otur lütfen Marin. Nasıl memnun musun işinden?
-Evet şimdilik bir sıkıntı yok.
-Senin yerinde kim olsa memnn olur, evden alınıp bırakılıyorsun, ondan önce gelmiyorsun dörtte çıkıyorsun.
-Eee?
-Ee mi?
-Bunu zaten işe başlamadan önce şart koştum siz de kabul ettiniz, daha ikinci haftadan rahatsız etmeye mi başladı?
-Beni değil de diğer çalışanları ediyor. Onun ne ayrıcalığı var diyorlar. Uzman falan sandık sıradan editör diyorlar.
-Bırakın bu basit laf sokma denemelerini Mature Hanım, memnun değilseniz işime son verin. Ben de geç olmadan şu dizinin ekibine katılayım, hem güney tarafı daha sıcaktır şimdi.
Bunu duyunca elbette işine gelmediğinden geri çekiliyor ama ne olmuşsa kızmış ve hıncını benden almakta kararlı.
-Biliyor musun sizi aynı yatakta yakalasaydım kesin vururdum.
Gözlerinde o güne dek görmediğim bir bakış vardı. Saklamaya çalıştığı, sakinliğin ardına gizlenmiş derin bir öfke.
-Yakalamamanız iyi olmuş o zaman.
-Ne kadar da pişkinsin.
-Of neden ben suçlu oluyorum? Neden Kıvırcığa ateş püskür müyorsunuz?
-Ona da çok kızgınım.
-Ben olmasam başkası olacaktı şimdi kiminle ne yapıyor biliyor musunuz? O sektör nasıl laçkadır nasıl vıcık vıcıktır biliyor musunuz? Ben oradayken bir başka set çalışanı ve oyuncu yüzünden kıskançlık kavgası etmiştim mesela.
-Sen benim sevgilimi sahiplendin bir de kıskanıyor musun?
-Çok yanlış yerden bakıyorsunuz olaya, düşman ben değilim, bütün kadınlar da değil, Kıvırcık.
-Onu seviyorum o da beni seviyor, boş bir anında, benden de uzakta olduğu için sana denk gelmiş sen de kolay olduğun için beraber olmuşsunuz işte.
-Tamam siz haklısınız Kıvırcık çok aşık size, jigolo da değil, sizin evde yaşaması işsizken sizden para alması hep büyük aşkın ispatı. Ben ayarttım ayrıca ki gerçekten sonrasında pişman oldu, sizden korkusuna mı artık bilemem de inanın oldu, ben de oldum. Bu konuyu kapatın ya da ben gideyim buradan.
-O zaman o işe girersin ve ben buna dayanamam. ( bağırdı)
-Bağırma lan bana! ( Ben de bağırdım kızınca nasıl çirkefleştiğimi bilmiyordu tabii) Kıçının kılları ağırmış hala genç sevgili peşindesin, yok beni neden aldattı, yok sen ayarttın. Oh iyi yaptım hem biliyor musun bana oral seks de yaptı sana yapıyor mu? Hiç sanmıyorum. Ayrıca buradan giderken de öyle sessiz gitmem, Kıvırcıkla aramda olanları sadece şu Serpil denilen karıya söylesem yeter o herkese yayar zaten.
Gözleri kocaman açılmış öylece kalakaldı. Birden bu çıkışı beklemiyordu tabii.
-Tamam sakin ol sus lütfen asıl sen bağırma, Kıvırcıkla tartıştık da ondan gerginim.
-Bana ne, ben hep gerginim. Bu konuyu aşamayacak ve her Kıvırcığa kızdığında bana çemkireceksen ben bin katı çemkiririm beni tanımıyorsun ve inan o yüzümü görmeyi hiç istemezsin.
-Tahmin ediyorum seviyen belli.
-Bak hala laf sokma derdindesin senin seviyen ne acaba jigolo düşkünü teyze.
-Tamam, sus.
Ağlamaya başladı, bunu beklemiyordum; ne olursa olsun bir hemcinsimi ağlatmak da istemezdim aslında.
-Ben gidiyorum, bir aylık ödememi banka hesabıma geçmeyi unutma.
-Dur ayrılma işten, lütfen.
-Of tamam diziye başlamak gibi bir niyetim yok merak etme, aptal Kıvırcığın da dünyada tek kalsa yine onuna olmam, zaten pek de iyi değildi ve bence şeyi de küçük.
Bunu duyunca gülmeye başladı, kadının cidden sigortalar yanmış. Kıvırcığa o kadar kızgın ki bu duyduğu hoşuna gitti, anladım.
-Haklısın, biraz küçük.
Ben de güldüm.
-Bir ayı tamamla lütfen, sonra ne yapacağımıza bakarız.
Başımı onaylar şekilde salladım ve hiçbir şey olmamış gibi masama döndüm. Etraftakiler merakla bana bakıyordu belli ki bağrışmaları duymuşlardı ama konuyu anladıklarını sanmıyorum. Yerimde olsanız belki de çoktan giderdiniz bu iş yerinden ama yerimde değilsiniz bu yüzden de böyle soğuk savaşlardan, gergin ortamlardan nasıl keyif aldığımı bilmiyorsunuz. Normal değilim, zaten hiç aksini söylemedim ki.
Ofistekiler de durumun farkında, onların hangi safta olduklarını söylememe gerek yok. Zaten fazla kalıcı değilim diye bakıyorlar ki bu konuda haklılar. Bu Mature bir gün patlayacak, birbirimize giricez ve ben çekip gidicem de bakalım ne zaman. Beni sürekli izliyor, tuvalete giderken, çalışırken, biriyle konuşurken... Aklında da hep aynı soru biliyorum; onda bende olmayan ne buldu? Genç bir vucut ve daha az çalışan bir çene olabilir mi acaba? Kadın bir başlıyor konuşmaya offf en az iki buçuk saat, yazık yahu o çenene de karşındakinin beynine de. Hele öğle tatillerinde Kıvırcıkla konuşması yok mu, biliyorum o olduğunu hayatım, canım diye başlıyor konuşmaya çünkü bitmiyor arkadaş ne konuşuyorsa bitmiyor. İnsan sabahtan o saate kadar yaptığını detaylı anlatsa da bu kadar sürmez, hayat hikayesini anlatsa bu kadar sürmez, acıyorum bu Kıvırcığa aslında ama kendi seçimi.
Bugün, yani saat yarım civarı, nasıl olduysa erken döndü bu ofise. Herhalde Kıvırcık terslemiş bunu saatlerce konuşamadılar. Ben de yemeğe çıkmadım zaten dörtte bırakıp gidiyorum ya diğerlerine küfür gibi, daha çok çalışayım da iş bitsin bari dedim. Yanıma geldi, biraz konuşalım mı? dedi. hah dedim kesin işime son verecek. İşe başlamadan sözleşme imzaladık, bir aydan önce çıkartılsam bile ödememi yapmak zorunda. Odasına girdik.
-Otur lütfen Marin. Nasıl memnun musun işinden?
-Evet şimdilik bir sıkıntı yok.
-Senin yerinde kim olsa memnn olur, evden alınıp bırakılıyorsun, ondan önce gelmiyorsun dörtte çıkıyorsun.
-Eee?
-Ee mi?
-Bunu zaten işe başlamadan önce şart koştum siz de kabul ettiniz, daha ikinci haftadan rahatsız etmeye mi başladı?
-Beni değil de diğer çalışanları ediyor. Onun ne ayrıcalığı var diyorlar. Uzman falan sandık sıradan editör diyorlar.
-Bırakın bu basit laf sokma denemelerini Mature Hanım, memnun değilseniz işime son verin. Ben de geç olmadan şu dizinin ekibine katılayım, hem güney tarafı daha sıcaktır şimdi.
Bunu duyunca elbette işine gelmediğinden geri çekiliyor ama ne olmuşsa kızmış ve hıncını benden almakta kararlı.
-Biliyor musun sizi aynı yatakta yakalasaydım kesin vururdum.
Gözlerinde o güne dek görmediğim bir bakış vardı. Saklamaya çalıştığı, sakinliğin ardına gizlenmiş derin bir öfke.
-Yakalamamanız iyi olmuş o zaman.
-Ne kadar da pişkinsin.
-Of neden ben suçlu oluyorum? Neden Kıvırcığa ateş püskür müyorsunuz?
-Ona da çok kızgınım.
-Ben olmasam başkası olacaktı şimdi kiminle ne yapıyor biliyor musunuz? O sektör nasıl laçkadır nasıl vıcık vıcıktır biliyor musunuz? Ben oradayken bir başka set çalışanı ve oyuncu yüzünden kıskançlık kavgası etmiştim mesela.
-Sen benim sevgilimi sahiplendin bir de kıskanıyor musun?
-Çok yanlış yerden bakıyorsunuz olaya, düşman ben değilim, bütün kadınlar da değil, Kıvırcık.
-Onu seviyorum o da beni seviyor, boş bir anında, benden de uzakta olduğu için sana denk gelmiş sen de kolay olduğun için beraber olmuşsunuz işte.
-Tamam siz haklısınız Kıvırcık çok aşık size, jigolo da değil, sizin evde yaşaması işsizken sizden para alması hep büyük aşkın ispatı. Ben ayarttım ayrıca ki gerçekten sonrasında pişman oldu, sizden korkusuna mı artık bilemem de inanın oldu, ben de oldum. Bu konuyu kapatın ya da ben gideyim buradan.
-O zaman o işe girersin ve ben buna dayanamam. ( bağırdı)
-Bağırma lan bana! ( Ben de bağırdım kızınca nasıl çirkefleştiğimi bilmiyordu tabii) Kıçının kılları ağırmış hala genç sevgili peşindesin, yok beni neden aldattı, yok sen ayarttın. Oh iyi yaptım hem biliyor musun bana oral seks de yaptı sana yapıyor mu? Hiç sanmıyorum. Ayrıca buradan giderken de öyle sessiz gitmem, Kıvırcıkla aramda olanları sadece şu Serpil denilen karıya söylesem yeter o herkese yayar zaten.
Gözleri kocaman açılmış öylece kalakaldı. Birden bu çıkışı beklemiyordu tabii.
-Tamam sakin ol sus lütfen asıl sen bağırma, Kıvırcıkla tartıştık da ondan gerginim.
-Bana ne, ben hep gerginim. Bu konuyu aşamayacak ve her Kıvırcığa kızdığında bana çemkireceksen ben bin katı çemkiririm beni tanımıyorsun ve inan o yüzümü görmeyi hiç istemezsin.
-Tahmin ediyorum seviyen belli.
-Bak hala laf sokma derdindesin senin seviyen ne acaba jigolo düşkünü teyze.
-Tamam, sus.
Ağlamaya başladı, bunu beklemiyordum; ne olursa olsun bir hemcinsimi ağlatmak da istemezdim aslında.
-Ben gidiyorum, bir aylık ödememi banka hesabıma geçmeyi unutma.
-Dur ayrılma işten, lütfen.
-Of tamam diziye başlamak gibi bir niyetim yok merak etme, aptal Kıvırcığın da dünyada tek kalsa yine onuna olmam, zaten pek de iyi değildi ve bence şeyi de küçük.
Bunu duyunca gülmeye başladı, kadının cidden sigortalar yanmış. Kıvırcığa o kadar kızgın ki bu duyduğu hoşuna gitti, anladım.
-Haklısın, biraz küçük.
Ben de güldüm.
-Bir ayı tamamla lütfen, sonra ne yapacağımıza bakarız.
Başımı onaylar şekilde salladım ve hiçbir şey olmamış gibi masama döndüm. Etraftakiler merakla bana bakıyordu belli ki bağrışmaları duymuşlardı ama konuyu anladıklarını sanmıyorum. Yerimde olsanız belki de çoktan giderdiniz bu iş yerinden ama yerimde değilsiniz bu yüzden de böyle soğuk savaşlardan, gergin ortamlardan nasıl keyif aldığımı bilmiyorsunuz. Normal değilim, zaten hiç aksini söylemedim ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder