Madem içinde olduğum bir üçgen var ki ben buna asla aşk üçgeni demiyorum adı mal üçgeni olsun, size olayı baştan anlatayım da nasıl bu hale geldik öğrenin.
Bir iş için güneyde bir şehire gitmiştim. Çekimleri süren bir reklam işi, ben de metin yazıyorum, düzenliyorum vs. daha önceden de tanıdığım, arada selamlaştığım, güler yüzlü tipi de fena olmayan bir görüntü yönetmeni var hadi adı Kıvırcık olsun, adını yazdığım an anlaşılır kim olduğu bunu okuyup, beni tanıyanlar trafından bu yüzden nick kullanıyorum. Bu benim dibimen ayrılmıyor, diğerleri de işlerinde ben sıkılmaya başladım bir de yabancı şehir, boş otel odası ikileminden hiç hoşlanmam. Odama geldim, yemek yemek için dışarı çıkıcam mesaj geldi bundan, ben de yemek yemeye çıkıcam dedim, bekle geliyorum dedi. En azından sıkılmam bari, yemekten sonra da biraz gezeriz diye düşündüm, inanın içimde zerre başka bir niyet yok. Oyunculardan biri de bana fena halde asılıyor ve şansa bakın aynı oteldeyiz; aman ona rastlamayayım diye bir sıkıntı içerisindeyim. Buluştuk, yemek yedik, sonra bir bara gittik birer bira içtik, sohbet muhabbet derken baya da sıcak geldi bu bana ben ona. Odaya beraber geldik, hava da nasıl soğuk ben donmuşum, sarıldık yattık tabii seviştik de. Seks ehhhhdi oral yapmadı ben de bundan hiç hoşlanmam ama neyse en azından yalnız geçmedi aptal otel odası gecem. Ertesi gün oldu, sabah yine hızlı bir posta sonrası, kahvaltıya gittik ve beni toplantıya çağırdılar. Yakınlarda bir avm vardı biraz orada gezeyim dedim toplantı saatine kadar, o da oraya kadar bana eşlik edecek ama ne mümkün. Bunun telefonu çaldı bir başladı konuşmaya abartısız bir saat konuştu, daha doğrusu dinledi; konuşan karşı taraf yani beni işe alan teyze idi, malum kadınlar yaşlandıkça çenelerine vurur ya, insan sevgilisi ile ne konuşur bir buçuk saat arkadaş, dün ne yaptığını detaylıca anlatsa bu kadar olmaz. Bu arada Kıvırcığın günahını almayaym bana hayatında iki yıldır biri olduğunu söyledi yemekte. Hatta biriyle yaşıyorum dedi ben de erkek mi dedim şaşırdı. Ben önce ev arkadaşı var sandım ne bileyim öyle mi denir. Hayır beraber olduğum biri var dedi, iyi dedim. Kendince dürüst davrandı, sanki aldıracağımı düşünerek ben gerçekten onunla bir şeyler yaşamayı düşünmemiştim ki. Baktım ki bu telefon konuşması bitmeyecek ve benim toplantı saatim yaklaşıyor ben gidiyorum işareti yaptım, el salladı ve ben toplantıya gittim. Buraya kadar sıkıntı yok. Toplantıda biri bana "Otelde çapkınlık yapmışsın." deyip gülene kadar da sıkıntı yoktu. Bunu duyunca ben şok oldum tabii hemen herkese yaymış mıydı bu adam? "Yoo ne çapkınlığı kim ben mi?" şeklinde gevelerken bunlar gülmeye başladı, meğer bana asılan oyuncunun da orada kaldığını bildiklerinden dalga geçmişler. Bunu duyunca rahatladım ve Kıvırcığı arayıp garip tesadüften, nasıl korktuğumdan bahsettim o da güldü ama sesi durgundu. Sonra ben başka arkadaşlarımla gün boyu gezdim falan arada buna mesaj da attım bana çalışıyorum dedi. Mesafeli ve durgundu çok umursamadım. Akşam odama dönene kadar da Kıvırcık akıma gelmedi ama dedim ya hem o yapışkan oyuncunun oteldeki varlığı (saçma şeyler bahane edip kapımı çalıyordu) hem de otel odasında yalnız olma takıntım yüzünden ben kıvırcığı yine çağırdım, yarın erken kalkıcam gelemem dedi. E peki.
Ertesi gün oldu, firma sahibi reklamda bazı değişiklikler istemiş ben alele acele onu yetiştirmekle uğraşıyorum asistanımla, Kıvırcık da orada ama bana pek bakmıyor ve diğer arkadaşlarıyla konuşmasında dün çalışmadığını işini erken bitirip gezdiğini öğrendim, oysa bana çalışıcam demişti, bu sabah da erkenden falan işi yoktu benden sonra geldi hatta. Ben bir bozuldum tabii bu tür dürüstlük budalası adamlardaki aman ben ne yaptım modunu bildiğimden herhalde pişman oldu dedim içimden ama şu güne kadar kimse bana böyle davranmamıştı. Sen kim köpeksin de benimle olup ertesi gün yüzüme bakmıyorsun? Benimle benimle Madam Marinle!
Ben hırs yapmaya başladım, iş de uzadı bir türlü İstanbul'a dönemedim Bu yüzüme bakmıyor daha doğrusu bakıyor ama kaçak bakıyor, biliyorum içi gidiyor ama yanıma yaklaşmıyor. Bir iki mesaj attım saçma sapan iconlu cevaplar veriyor, başından savıyor. Ben bir kızdım adam gibi konuş yoksa yattığımızı söylerim herkese diye. Bu da korkağın teki hemen başladı dökülmeye. Neymiş karısına yaptığından pişman olmuş, o gece hiç uyuyamamış da falan. Karın mı! ben ona karım derim, evli gibi bir şeyiz biz. Keşke şartlar farklı olsaydı o zaman çok güzel olurdu seninle. dedi bir de. Benim bir huyum var ki bu çoğu kadında vardır, vahşi köpek gibiyimdir kaçarsan kovalarım. Yanımdan usul usul ayrılacaksın. Bu biildiğin beni görünce topukladı ben de kovalamaya başladım ve bir parça kopartmadan bırakmayacaktım. Kaçamak bakışları olmasa yine umursamayacaktım ama o bakışları da iyice tahrik etti beni.
"Yarın dönüyorum odama gel bu gece" dedim o da "Peki" yazdı. Bir cafe de beklemeye başladım o sırada çok hoş bir melodi çalmaya başladı. The Shiffers dan Malpaso, hem hevesli bir aşkı hem de hayal kırıklığını barındıran bir melodiydi bu ve tam da bana uyuyordu. Onu beklerken heyecanlanmamı sevdim, aslında ertesi gün bana yapışsaydı oral bile yapmayan bir adamla görüşmek için asla bu kadar heveslenmek şöyle dursun yüzüne bile bakmazdım ama bu hali çok heveslendirdi beni, ve orada o güzel melodi eşliğinde heyecanla onu beklerken o ne yaptı biliyor musunuz? Cafenin önünden arkadaşlarıya geçip gitti, geçerken de orada olduğumu bildiğinden bana şöyle bir bakış attı. Sonra telefonuma bir mesaj geldi "üzgünüm yapamam" ben bu adam için uçak saatimi değiştirdim o akşam bile dönebilirdim, aptal otel odasında yalnız bir gece daha geçireceğim, ne için beni eken ve umursamayan, değersiz, karaktersiz bir adam için mi? Nasıl kızdığımı tahmin edersiniz. Odaya dönerken bildiğin başımdan şimşekler çakıyordu. Resepsiyondaki adamlar bile korktu, tam da tesadüf dışarıda şimşekler çakmaya ve sağnak yağmur yağmaya başladı. Ben odaya döndüm buna döşendim de döşendim, "sen nasıl bir karaktersizsin, adam olan sözünde durur, senin için kaldım ben, korkak, karaktersiz...." uzun bir konuşma sonrasında gelmeye karar verdi, ben ne yapıyorum dedi herhalde içinden. Ben de o kadar hırslıydım ki onu becermeden dönmek istemedim. Geldi, becerdim, hırsım geçmedi ama biraz rahatladım, en azından cafede mal gibi kalan kadın değildim artık.
Ertesi gün de İstanbul'a döndüm. Sevgilisinin adını söylediğinden instagramdan baktım ve aman bu ne! Bildiğin yaşlı kadın!!! Bunu daha önce görseydim bu kadar hırs yapmazdım. Kendine baktırıyor ve onunla yaşıyordu, bu yüzden de onu kaybetmekten korkuyordu, hemen anlamıştım çünkü bu adamlarla çok karşılaştım. Oral mı? O gece oral da yaptırdım. Sonra o görüşmek için ısrar etti, ben istemedim. Kendine bakan kadın, aşk yaşayacğı genç kadın tabii bunu kim istemez değil mi? Bu arada dinlemediyseniz dinleyin mutlaka The Shiffers Malpaso, bakın oradaki mal benim.
Bir iş için güneyde bir şehire gitmiştim. Çekimleri süren bir reklam işi, ben de metin yazıyorum, düzenliyorum vs. daha önceden de tanıdığım, arada selamlaştığım, güler yüzlü tipi de fena olmayan bir görüntü yönetmeni var hadi adı Kıvırcık olsun, adını yazdığım an anlaşılır kim olduğu bunu okuyup, beni tanıyanlar trafından bu yüzden nick kullanıyorum. Bu benim dibimen ayrılmıyor, diğerleri de işlerinde ben sıkılmaya başladım bir de yabancı şehir, boş otel odası ikileminden hiç hoşlanmam. Odama geldim, yemek yemek için dışarı çıkıcam mesaj geldi bundan, ben de yemek yemeye çıkıcam dedim, bekle geliyorum dedi. En azından sıkılmam bari, yemekten sonra da biraz gezeriz diye düşündüm, inanın içimde zerre başka bir niyet yok. Oyunculardan biri de bana fena halde asılıyor ve şansa bakın aynı oteldeyiz; aman ona rastlamayayım diye bir sıkıntı içerisindeyim. Buluştuk, yemek yedik, sonra bir bara gittik birer bira içtik, sohbet muhabbet derken baya da sıcak geldi bu bana ben ona. Odaya beraber geldik, hava da nasıl soğuk ben donmuşum, sarıldık yattık tabii seviştik de. Seks ehhhhdi oral yapmadı ben de bundan hiç hoşlanmam ama neyse en azından yalnız geçmedi aptal otel odası gecem. Ertesi gün oldu, sabah yine hızlı bir posta sonrası, kahvaltıya gittik ve beni toplantıya çağırdılar. Yakınlarda bir avm vardı biraz orada gezeyim dedim toplantı saatine kadar, o da oraya kadar bana eşlik edecek ama ne mümkün. Bunun telefonu çaldı bir başladı konuşmaya abartısız bir saat konuştu, daha doğrusu dinledi; konuşan karşı taraf yani beni işe alan teyze idi, malum kadınlar yaşlandıkça çenelerine vurur ya, insan sevgilisi ile ne konuşur bir buçuk saat arkadaş, dün ne yaptığını detaylıca anlatsa bu kadar olmaz. Bu arada Kıvırcığın günahını almayaym bana hayatında iki yıldır biri olduğunu söyledi yemekte. Hatta biriyle yaşıyorum dedi ben de erkek mi dedim şaşırdı. Ben önce ev arkadaşı var sandım ne bileyim öyle mi denir. Hayır beraber olduğum biri var dedi, iyi dedim. Kendince dürüst davrandı, sanki aldıracağımı düşünerek ben gerçekten onunla bir şeyler yaşamayı düşünmemiştim ki. Baktım ki bu telefon konuşması bitmeyecek ve benim toplantı saatim yaklaşıyor ben gidiyorum işareti yaptım, el salladı ve ben toplantıya gittim. Buraya kadar sıkıntı yok. Toplantıda biri bana "Otelde çapkınlık yapmışsın." deyip gülene kadar da sıkıntı yoktu. Bunu duyunca ben şok oldum tabii hemen herkese yaymış mıydı bu adam? "Yoo ne çapkınlığı kim ben mi?" şeklinde gevelerken bunlar gülmeye başladı, meğer bana asılan oyuncunun da orada kaldığını bildiklerinden dalga geçmişler. Bunu duyunca rahatladım ve Kıvırcığı arayıp garip tesadüften, nasıl korktuğumdan bahsettim o da güldü ama sesi durgundu. Sonra ben başka arkadaşlarımla gün boyu gezdim falan arada buna mesaj da attım bana çalışıyorum dedi. Mesafeli ve durgundu çok umursamadım. Akşam odama dönene kadar da Kıvırcık akıma gelmedi ama dedim ya hem o yapışkan oyuncunun oteldeki varlığı (saçma şeyler bahane edip kapımı çalıyordu) hem de otel odasında yalnız olma takıntım yüzünden ben kıvırcığı yine çağırdım, yarın erken kalkıcam gelemem dedi. E peki.
Ertesi gün oldu, firma sahibi reklamda bazı değişiklikler istemiş ben alele acele onu yetiştirmekle uğraşıyorum asistanımla, Kıvırcık da orada ama bana pek bakmıyor ve diğer arkadaşlarıyla konuşmasında dün çalışmadığını işini erken bitirip gezdiğini öğrendim, oysa bana çalışıcam demişti, bu sabah da erkenden falan işi yoktu benden sonra geldi hatta. Ben bir bozuldum tabii bu tür dürüstlük budalası adamlardaki aman ben ne yaptım modunu bildiğimden herhalde pişman oldu dedim içimden ama şu güne kadar kimse bana böyle davranmamıştı. Sen kim köpeksin de benimle olup ertesi gün yüzüme bakmıyorsun? Benimle benimle Madam Marinle!
Ben hırs yapmaya başladım, iş de uzadı bir türlü İstanbul'a dönemedim Bu yüzüme bakmıyor daha doğrusu bakıyor ama kaçak bakıyor, biliyorum içi gidiyor ama yanıma yaklaşmıyor. Bir iki mesaj attım saçma sapan iconlu cevaplar veriyor, başından savıyor. Ben bir kızdım adam gibi konuş yoksa yattığımızı söylerim herkese diye. Bu da korkağın teki hemen başladı dökülmeye. Neymiş karısına yaptığından pişman olmuş, o gece hiç uyuyamamış da falan. Karın mı! ben ona karım derim, evli gibi bir şeyiz biz. Keşke şartlar farklı olsaydı o zaman çok güzel olurdu seninle. dedi bir de. Benim bir huyum var ki bu çoğu kadında vardır, vahşi köpek gibiyimdir kaçarsan kovalarım. Yanımdan usul usul ayrılacaksın. Bu biildiğin beni görünce topukladı ben de kovalamaya başladım ve bir parça kopartmadan bırakmayacaktım. Kaçamak bakışları olmasa yine umursamayacaktım ama o bakışları da iyice tahrik etti beni.
"Yarın dönüyorum odama gel bu gece" dedim o da "Peki" yazdı. Bir cafe de beklemeye başladım o sırada çok hoş bir melodi çalmaya başladı. The Shiffers dan Malpaso, hem hevesli bir aşkı hem de hayal kırıklığını barındıran bir melodiydi bu ve tam da bana uyuyordu. Onu beklerken heyecanlanmamı sevdim, aslında ertesi gün bana yapışsaydı oral bile yapmayan bir adamla görüşmek için asla bu kadar heveslenmek şöyle dursun yüzüne bile bakmazdım ama bu hali çok heveslendirdi beni, ve orada o güzel melodi eşliğinde heyecanla onu beklerken o ne yaptı biliyor musunuz? Cafenin önünden arkadaşlarıya geçip gitti, geçerken de orada olduğumu bildiğinden bana şöyle bir bakış attı. Sonra telefonuma bir mesaj geldi "üzgünüm yapamam" ben bu adam için uçak saatimi değiştirdim o akşam bile dönebilirdim, aptal otel odasında yalnız bir gece daha geçireceğim, ne için beni eken ve umursamayan, değersiz, karaktersiz bir adam için mi? Nasıl kızdığımı tahmin edersiniz. Odaya dönerken bildiğin başımdan şimşekler çakıyordu. Resepsiyondaki adamlar bile korktu, tam da tesadüf dışarıda şimşekler çakmaya ve sağnak yağmur yağmaya başladı. Ben odaya döndüm buna döşendim de döşendim, "sen nasıl bir karaktersizsin, adam olan sözünde durur, senin için kaldım ben, korkak, karaktersiz...." uzun bir konuşma sonrasında gelmeye karar verdi, ben ne yapıyorum dedi herhalde içinden. Ben de o kadar hırslıydım ki onu becermeden dönmek istemedim. Geldi, becerdim, hırsım geçmedi ama biraz rahatladım, en azından cafede mal gibi kalan kadın değildim artık.
Ertesi gün de İstanbul'a döndüm. Sevgilisinin adını söylediğinden instagramdan baktım ve aman bu ne! Bildiğin yaşlı kadın!!! Bunu daha önce görseydim bu kadar hırs yapmazdım. Kendine baktırıyor ve onunla yaşıyordu, bu yüzden de onu kaybetmekten korkuyordu, hemen anlamıştım çünkü bu adamlarla çok karşılaştım. Oral mı? O gece oral da yaptırdım. Sonra o görüşmek için ısrar etti, ben istemedim. Kendine bakan kadın, aşk yaşayacğı genç kadın tabii bunu kim istemez değil mi? Bu arada dinlemediyseniz dinleyin mutlaka The Shiffers Malpaso, bakın oradaki mal benim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder