Pazartesi ilk iş günüm... Yaşlı ve oldukça konuşkan bir şoför aldı beni ve yol boyunca da Mature teyzeyi övdü, şöyle iyidir böyle hoştur diye. Bir ara siz nereden tanışıyorsunuz diye sordu, ben de aynı kazığa oturmuşluğumuz var demedim, diyemedim; ortak arkadaş vasıtasıyla tanışıyoruz dedim. Adam yol boyunca beynime tecavüz ettiği için gardı düşmüş olarak girdim ofise, neyse ki güzel görünüyordum. Kırmızı göğsü pencereli bir kazak ve deri (tabii gerçek deri değil) pantolon giydim, altına da topuklu kısa bot. İçeri girdiğimde ofiste çalışanların abartısız hepsi dönüp beni süzdü, tek bir tebessüm yoktu suratlarında ki zaten böyle bir karşılamaya hazırlıklıydım, hepsine karşı tek savaşacaktım ama bir aylık paramı almadan da pes etmeye niyetim yoktu. Yanıma Serpil diye permalı saçlı bir kadın yaklaştı, hala perma mı vardı? Bölmelerden birine götürdü beni ve Marin Hanım, ofisiniz burası dedi. Ben de teşekkür edip masama oturdum. Yarım saat kimse yanıma uğramadı, bir ara çaycı geldi sade kahve söyledim ve telefonumla oynamaya başladım. Mature teyze tam bu sırada geldi.
-Kiminle mesajlaşıyorsun sabah sabah?
İnsan kıskandığını, endişe ettiğini bu kadar mı belli eder. Bir de sesine yapmacık bir gülüş takmaya çalışmış ama gözleri endişeli.
-Günaydın, kimse ilgilnmeyince vakit geçiriyordum.
-Gel önce seni arkadaşlarla tanıştırayım.
Mature önde ben arkada ofisin ortasına geldik.
-Arkadaşlar bu bayan size bahsettiğim Marin Hanım, yani yeni editörümüz.
Benden nasıl bahsetti acaba? Çalışanlar bana yine soğuk bakışlarla baktılar, tek tebessüm yok. Aralarında yakışıklı bir erkek de yok, hepsinin içi geçmiş. Mature kendi gibi insanları toplamış, bir de kendi aralarında mıç mıç tipler bunlar hani olur ya dernekler, musiki cemiyetleri falan içi geçmiş, sıkıcı faaliyetlet yaparlar, onlar gibi hepsi.
-Cemal, Marin Hanım'a iş hakkında bilgi ver onunla sen ilgileneceksin.
Cemal denilen başını salladı, Mature bana döndü.
-Aramıza tekrar hoş geldin.
-Hoş buldum. Dedim nezaketen gülümseyerek ama bana gülümseyen tek bir insan siması yok.
Bölmemdeki masama döndüm, fare labirenti gibi yapmışlar benim de yön tayinim yok, bulana kadar dolandım, bir kişi lütfetti de şurası dedi, bölmelere ayrılmış labirentlerde çalışmak için okuyoruz diye geçirdim içimden masamı ararken. Cemal denilen yanıma geldi, ve ekranımdan yazılara nereden ulaşacağımı gösterdi, malum işte yazılanları düzeltip, İngilizcelerin çevirilerini kontrol edecektim, dediğim gibi benim yazı yazmam söz konusu değil. Zaten dergileri de kendileri gibi sıkıcı mıç mıç bir şey. Nasıl daha iyi olunur, olumlu düşünme, yok nefes alma eğitimi, yok fit olmak mı görünmek mi, hangi yiyecekler yararlı, zararlı? Böyle konular, seks, ilişkiler, ilginç konular falan yok. Beni bilirsiniz iş koliğin tekiyim ve işimi çok ciddiye alırım. Hemen başladım çalışmaya, neredeyim, etrafım kimlerle çevrili unuttum, oysa bildiğin düşman hattında oturuyordum.
Öğle tatili oldu, birbirine yapışık organizma şeklinde yaşayan ofis çalışanları Mature önderliğinde dışarıda yemeğe gittiler. Zaten Mature Teyzeden iki tür hareket bekliyordum; ya ben hiç yokmuşum ve beni hiç umursamıyormuş gibi yapacaktı, ya da laf sokup, imalarda bulunup duracaktı. Onun görüntüsüne bakarak ikincisine hazırlamıştım kendimi ki laf sokma konusunda uzmanımdır. Soktuğunu sandığı lafı çıkartıp geri sokma konusunda ama. Tahminim aksine ilkini yaparak ben yokmuşum tavrı sergiledi bu da işime geldi, yalnız kurt olarak çıkıp yakınlarda bir yerde yemek yedim. Nuri de whtsupp dan yazıp duruyor karı hala saçını başını yolmadı mı diye. Saat bire doğru ofise döndüm, çalışanlar koyu sohbette, ortalarında kraliçe arı Mature, ben gelince soğuk bir rüzgar esti hepsinin yüzü değişti. Anlamadığım bu kadındaki gururunun Kıvırcığın onu benimle aldattığını çalışanlarına anlatmasına engel olması gerektiği. Anlattıysa ancak bana böyle bakıp, uyuz olurlar, bazı kadınlar her şeylerini anlatır, cinsel hayatlarının bile en ince noktalarına kadar detayını verirler. Gezeve Mature de böyle biri olabilir ki muhtemelen öyledir ama yine aldatıldığını anlatması çok tuhaf geldi bana. Etrafına Kıvırcıkla çok seviyeli, çok mutlu bir ilişki yaşıyoryuz mesajı vermeye kafayı takmış durumdadır diye düşünüyorum yine de ben. Masama gelen çayımı yudumlarken Mature yanıma geldi.
-Çok ilgileneeğini sanmıyorum Marin ama bu hafta sonu bizim Mevlana etkinliğimiz var gelmek ister misin?
-O nedir?
-Tasavvuf konularında konuşulan bir toplantı, ney eşliğinde şiirler, sohbetler.
-Ney sevmem.
Mature gülümsedi, -Peki.
Rahatlamış haline sinir oldum, sığdır bu diye düşündü benim için ve bu cevabımla rahatladı. Ben sığ biriydim ama sevgilisi benimle yatmıştı nasıl olmuştu? Kaçamak kaçamak kazağımın penceresine bakışlarından, büyük göğüsleri sayesinde diye kendisini avuttuğunu biliyordum çünkü kadın aklını iyi bilirim ve onun göğüsleri küçüktü ama yeterli değildi bu sebep, bir de benim ruhsuz, önemsiz, boş biri olduğumdan emin olmalıydı.
-Benim ödülüm var biliyor musunuz Mature Hanım, Tasavvufla ilgili bir tiyatro oyunumdan ödül aldım. Artık sahnelenmiyor ama isterseniz teksti gönderebilirim size.
Yanımdan ayrılacakken durdu ve bana şaşkınca baktı.
-Bu konularla ilgilenir misin?
-Tabii sadece ney sesini sevmem bana ölümü çağrıştırıyor. Belki eski Türk filmlerinde ölmek üzere olanların başında çaldığı içindir.
Güldü, ben de güldüm. İlk kez ikimiz ortak bir şeye güldük tam da kılıçlarımızı birbirimize uzatmışken ve kaderin işine bak ki bu sırada telefonum çaldı. Arayan bahsettiğim dizinin yönetmeni hani Kıvırcığın şu sıra çalıştığı dizinin. "Efendim... bey" İsmini söylediğimde mature'nin yüzü düştü o da adamı tanıyordu, yönetmen beni dizinin ekibine girmem için ikna etmeye çalıştı, ben de yeni bir işe girdiğimi ve mümkün olmadığını söyledim. Çok zor durumdayız arada ilgilensen de olur, hafta sonu atla gel nolur dedi. Benim oldukları yere gitmem, Kıvırcık'la karşılaşmam demekti ve asıl ben bunu hiç istemiyordum. Çektikleri diziyle de, bulundukları şehirle de ilgilenmiyordum ve orada olmak istemiyordum ama bu durum Mature için tehdit olarak kalsa iyi olacaktı. Ben biraz düşünüp sizi arayayım dedim yine de, ben tehdittim, gidersem tehlikeydim. Bunu algılayan Mature, yüzüme gülmesi gerektiğini anladı. Hemen ekibine dönerek:
-Marin'la hala kaynaşmadınız, bakın yemeğe de tek gitti kızcağız gelin kaynaşın.
Komutunu verdi. Bunu duyan diğer arılar başıma toplandılar ve bu kez yüzlerinde sahte de olsa bir tebessüm vardı. Havadan sudan konuşurken anladım ki, ben ve Kıvırcık arasında olanları bilmiyorlar, benim haftanın üç günü çalışmama ve geç gelip erken çıkacak olmama bozulmuşlar, onun ne ayrıcalığı var gibilerinden. Var ayrıcalığım canım ben Madam Marin'im ve senin Mature Kraliçenin sevgilisiyle yattım, al sana ayrıcalık...
-Kiminle mesajlaşıyorsun sabah sabah?
İnsan kıskandığını, endişe ettiğini bu kadar mı belli eder. Bir de sesine yapmacık bir gülüş takmaya çalışmış ama gözleri endişeli.
-Günaydın, kimse ilgilnmeyince vakit geçiriyordum.
-Gel önce seni arkadaşlarla tanıştırayım.
Mature önde ben arkada ofisin ortasına geldik.
-Arkadaşlar bu bayan size bahsettiğim Marin Hanım, yani yeni editörümüz.
Benden nasıl bahsetti acaba? Çalışanlar bana yine soğuk bakışlarla baktılar, tek tebessüm yok. Aralarında yakışıklı bir erkek de yok, hepsinin içi geçmiş. Mature kendi gibi insanları toplamış, bir de kendi aralarında mıç mıç tipler bunlar hani olur ya dernekler, musiki cemiyetleri falan içi geçmiş, sıkıcı faaliyetlet yaparlar, onlar gibi hepsi.
-Cemal, Marin Hanım'a iş hakkında bilgi ver onunla sen ilgileneceksin.
Cemal denilen başını salladı, Mature bana döndü.
-Aramıza tekrar hoş geldin.
-Hoş buldum. Dedim nezaketen gülümseyerek ama bana gülümseyen tek bir insan siması yok.
Bölmemdeki masama döndüm, fare labirenti gibi yapmışlar benim de yön tayinim yok, bulana kadar dolandım, bir kişi lütfetti de şurası dedi, bölmelere ayrılmış labirentlerde çalışmak için okuyoruz diye geçirdim içimden masamı ararken. Cemal denilen yanıma geldi, ve ekranımdan yazılara nereden ulaşacağımı gösterdi, malum işte yazılanları düzeltip, İngilizcelerin çevirilerini kontrol edecektim, dediğim gibi benim yazı yazmam söz konusu değil. Zaten dergileri de kendileri gibi sıkıcı mıç mıç bir şey. Nasıl daha iyi olunur, olumlu düşünme, yok nefes alma eğitimi, yok fit olmak mı görünmek mi, hangi yiyecekler yararlı, zararlı? Böyle konular, seks, ilişkiler, ilginç konular falan yok. Beni bilirsiniz iş koliğin tekiyim ve işimi çok ciddiye alırım. Hemen başladım çalışmaya, neredeyim, etrafım kimlerle çevrili unuttum, oysa bildiğin düşman hattında oturuyordum.
Öğle tatili oldu, birbirine yapışık organizma şeklinde yaşayan ofis çalışanları Mature önderliğinde dışarıda yemeğe gittiler. Zaten Mature Teyzeden iki tür hareket bekliyordum; ya ben hiç yokmuşum ve beni hiç umursamıyormuş gibi yapacaktı, ya da laf sokup, imalarda bulunup duracaktı. Onun görüntüsüne bakarak ikincisine hazırlamıştım kendimi ki laf sokma konusunda uzmanımdır. Soktuğunu sandığı lafı çıkartıp geri sokma konusunda ama. Tahminim aksine ilkini yaparak ben yokmuşum tavrı sergiledi bu da işime geldi, yalnız kurt olarak çıkıp yakınlarda bir yerde yemek yedim. Nuri de whtsupp dan yazıp duruyor karı hala saçını başını yolmadı mı diye. Saat bire doğru ofise döndüm, çalışanlar koyu sohbette, ortalarında kraliçe arı Mature, ben gelince soğuk bir rüzgar esti hepsinin yüzü değişti. Anlamadığım bu kadındaki gururunun Kıvırcığın onu benimle aldattığını çalışanlarına anlatmasına engel olması gerektiği. Anlattıysa ancak bana böyle bakıp, uyuz olurlar, bazı kadınlar her şeylerini anlatır, cinsel hayatlarının bile en ince noktalarına kadar detayını verirler. Gezeve Mature de böyle biri olabilir ki muhtemelen öyledir ama yine aldatıldığını anlatması çok tuhaf geldi bana. Etrafına Kıvırcıkla çok seviyeli, çok mutlu bir ilişki yaşıyoryuz mesajı vermeye kafayı takmış durumdadır diye düşünüyorum yine de ben. Masama gelen çayımı yudumlarken Mature yanıma geldi.
-Çok ilgileneeğini sanmıyorum Marin ama bu hafta sonu bizim Mevlana etkinliğimiz var gelmek ister misin?
-O nedir?
-Tasavvuf konularında konuşulan bir toplantı, ney eşliğinde şiirler, sohbetler.
-Ney sevmem.
Mature gülümsedi, -Peki.
Rahatlamış haline sinir oldum, sığdır bu diye düşündü benim için ve bu cevabımla rahatladı. Ben sığ biriydim ama sevgilisi benimle yatmıştı nasıl olmuştu? Kaçamak kaçamak kazağımın penceresine bakışlarından, büyük göğüsleri sayesinde diye kendisini avuttuğunu biliyordum çünkü kadın aklını iyi bilirim ve onun göğüsleri küçüktü ama yeterli değildi bu sebep, bir de benim ruhsuz, önemsiz, boş biri olduğumdan emin olmalıydı.
-Benim ödülüm var biliyor musunuz Mature Hanım, Tasavvufla ilgili bir tiyatro oyunumdan ödül aldım. Artık sahnelenmiyor ama isterseniz teksti gönderebilirim size.
Yanımdan ayrılacakken durdu ve bana şaşkınca baktı.
-Bu konularla ilgilenir misin?
-Tabii sadece ney sesini sevmem bana ölümü çağrıştırıyor. Belki eski Türk filmlerinde ölmek üzere olanların başında çaldığı içindir.
Güldü, ben de güldüm. İlk kez ikimiz ortak bir şeye güldük tam da kılıçlarımızı birbirimize uzatmışken ve kaderin işine bak ki bu sırada telefonum çaldı. Arayan bahsettiğim dizinin yönetmeni hani Kıvırcığın şu sıra çalıştığı dizinin. "Efendim... bey" İsmini söylediğimde mature'nin yüzü düştü o da adamı tanıyordu, yönetmen beni dizinin ekibine girmem için ikna etmeye çalıştı, ben de yeni bir işe girdiğimi ve mümkün olmadığını söyledim. Çok zor durumdayız arada ilgilensen de olur, hafta sonu atla gel nolur dedi. Benim oldukları yere gitmem, Kıvırcık'la karşılaşmam demekti ve asıl ben bunu hiç istemiyordum. Çektikleri diziyle de, bulundukları şehirle de ilgilenmiyordum ve orada olmak istemiyordum ama bu durum Mature için tehdit olarak kalsa iyi olacaktı. Ben biraz düşünüp sizi arayayım dedim yine de, ben tehdittim, gidersem tehlikeydim. Bunu algılayan Mature, yüzüme gülmesi gerektiğini anladı. Hemen ekibine dönerek:
-Marin'la hala kaynaşmadınız, bakın yemeğe de tek gitti kızcağız gelin kaynaşın.
Komutunu verdi. Bunu duyan diğer arılar başıma toplandılar ve bu kez yüzlerinde sahte de olsa bir tebessüm vardı. Havadan sudan konuşurken anladım ki, ben ve Kıvırcık arasında olanları bilmiyorlar, benim haftanın üç günü çalışmama ve geç gelip erken çıkacak olmama bozulmuşlar, onun ne ayrıcalığı var gibilerinden. Var ayrıcalığım canım ben Madam Marin'im ve senin Mature Kraliçenin sevgilisiyle yattım, al sana ayrıcalık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder