Dün Nuri'yle oy vermeye gittik. Malum aynı apartmanda oturduğumuz için aynı okulda, hatta aynı sandıkta oy kullandık. Minel, Manisa'ya gidip oy vermeye üşendi, nişanlısı olan Karadeniz gericisiyle gitti, o, oy kullanırken bu da onu destekledi. Stavros, Türk vatandaşı olmadığı için oy kullanamadı. Onca Suriyeli'den daha değersiz kaldı. Onu da en kısa zamanda Türk vatandaşı yapacağım. Apartmanın zillisi ve Stavros'a gizli gizli verdiğinden emin olduğum Sinem, gece geç ve sarhoş geldiğinden pazar uyanamadı ama biz oy vermeye giderken onu uyandırıp gittik. Vatandaşlık görevini yapsın kaltak, kimlere vermeye üşenmüyor da oy vermeye neden üşeniyor, verecek! Bir de süslendim, püslendim sanki kameralar beni çekecek. Tabii şimdi moda oy atarken poz vermek ama ben bıu modaya uymadım hem zaten paylaşamayacağım hem de bir tanıyan falan olur, malum kimliğimi gizliyorum. Sıra yoktu neredeyse hiç beklemeden oy pusulasını verdi görevli elime, ben de kabine girdim oyumu kulandım. Sıra Nuri'ye geldi, zarfı sandığa attım ki ne göreyim Cihan'la karısı karşımda. Bu taşındı ama adresini bildirmemiş mi ne yapmış, hala bizim apartmanda oturuyor göründüğü için aynı yerde oy veriyormuşuz meğer. Öylece kaldık, selam versen bir türlü vermesen başka türlü, kadın da bir ona bir bana bakıyor ne yapacağız diye. Böyle zamanlarda en yapılması gerekeni yapıp, görmezden gelmek gerekir. Burnunun ucunda olsa bile görmezden, tanımazdan geleceksin. Neyse ki o sırada görevli "Marin Hanım şuraya imza" dedi ben de o bakışma ve donma anından uyanıp imzamı attım, bu sırada Nuri, kabinden çıktı. Beyefendi Hanım fotoğraf çektirmek istedi sandığa atarken, ben de bir an önce gitme derdindeyim. Tutturdu fotoğrafımı çek diye, telefonu çıkarttım, bu pozunu verdi. Sonra da Cihan'ı fark etti. "Ooo Cihancığım sen de mi buradaydın nasılsın? Bak Marin Cihan." Eh be Nuri, sanki ben onu görmedim. Gördüm de görmezden geldim, sen şimdi bizi iyice çıkılmaz bir girdaba soktun, selam vermek mecburi artık.
"Evet, nasılsın Cihan?"
"İyiyim sen?"
İyi ben de."
Karısı bu manzaraya daha fazla dayanamadı, oy pusulasını alıp, kabine girdi.
"Hadi Nuri, gidelim."
"Hayır mı dedin evet mi?" Diye sordu Cihan gülümseyerek.
"Bana kalsın orası." dedim orada bir de politik muhabbete girecek değildim. Ne dediysem dedim sana hayır dedim, sana, yoran aşkına, oyalamana, gel gitlerine, sorunlarına, kısıtlamalarına, kısaca bu ilişkiye hayır diyeli çok oldu. Hayırlısı olsun hepimiz için.
"Evet, nasılsın Cihan?"
"İyiyim sen?"
İyi ben de."
Karısı bu manzaraya daha fazla dayanamadı, oy pusulasını alıp, kabine girdi.
"Hadi Nuri, gidelim."
"Hayır mı dedin evet mi?" Diye sordu Cihan gülümseyerek.
"Bana kalsın orası." dedim orada bir de politik muhabbete girecek değildim. Ne dediysem dedim sana hayır dedim, sana, yoran aşkına, oyalamana, gel gitlerine, sorunlarına, kısıtlamalarına, kısaca bu ilişkiye hayır diyeli çok oldu. Hayırlısı olsun hepimiz için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder