Nihayet izledim Fifty Shades Darker filmini malumunuz Grinin
Elli Tonunun devamı Karanlığın Elli Tonu. Zaten devamı olmasaydı meraktan
çatlardık aman ne oldu bunlar diye. Sadist bir adam ve ona aşık olduğu için
kölesi olmayı kabul eden daha sonra da ay vurmasana be acıyor diye çıngar
çıkartıp giden bir genç kadının hikayesinin devamı. Ben filminde değilim asıl
takıldığım roman serisi. Bu ne ki bu kadar tuttu? Madem bu konu bu kadar
tutuyor da bizim ülkemizde sahibe diye dolanan eski eskort ve temizlikçi kadınlar
neden anılarını yazıp zengin olamıyorlar? İngilizce mi yazmak gerek, işin sırrı
bu mu? Tamam, çeviri yaptırsınlar. Size yemin ederim o kadınların bir ayını
filme çekin bundan daha ilginç bir iş çıkar ortaya. Onlara gelen kölelik
özentisi adamlar ve bu kadınların nasıl bu işe başladıkları ve baya da iyi para
kazandıklarını işleyelim mesela. Bir de köle eğilimli kadınlarımız var ki ben
onları hiç anlamıyorum; bana uçurumlar kadar uzak olan bir konu ama mesela
onların fantazileri ve buldukları sahipler ki bence onlar da özentilikten öteye
gidemeyen, hazır bulmuşken hatunu kaçırmayayım bakayım neymiş bu
sahiplik-sadistlik diye nette araştırma yapıp kadınla öyle bir araya gelen ve
hasbel kader anladığını uygulayan adamlar ama olsun inanın bunlar bile şu
filmden daha akıcıdır.
Amma uzun cümle kurmuşum Word kafayı yedi neyse. Arkadaş bir
filmde hiç mi bir şey olmaz. Sanki iki oyuncu sevişsin diye film çekilmiş
yayınlanmış gibi. İlkinde hadi tanışmaları, adamın ilginç ilgisi falan derken
biraz ilgi çekiyordu bunda sıfır ilgi, sıfır ilginçlik. Anastasia ve Christian
barışıyor ve vuruşmaya devam. Biraz fetiş ve sadist oyunlar da var ama inanın
siz de o kadarını yapıyorsunuzdur. Arada ortaya çıkan, Christian’ın eski kölesi
ve ona takmış bir kafası kırık kız var. Zaten kırık olmasa neden köle olsun, o
bunlara dadanıyor da hemen yakalanıyor bari orayı biraz daha uzat ve heyecan
kat, o da yok. Bir ara adamın helikopteri düşüyor ve burnu kanamadan geri
dönüyor. Eeee ne gerek var bu sahnelere ve detaya, neye hizmet etti? Meçhul.
Adamın sadist olmasına neden olan Kim Basinger orada, kadın kaç yaşında hala hoş
tebrik ediyorum. Sadece ilginç karakteri o iken filmde onu da köpürtme ve
detaylandırma yok, figürandan hallice arada görünüp iki kelime ediyor, sonra
rezil edilip gönderiliyor.
Balo sahnesi daha şaşalı olabilirdi. O sahnede hatta tüm
film boyunca kızın içine sokulan toplu oyuncağa verdiği tepki dışında tebessüm
ettiren ve ilginç gelen hiçbir şey yok koskoca filmde. İşte benim de asıl merak
ettiğim konu şu: Bu kitap neden ve nasıl bu kadar sattı? Bu film nasıl iş
yapıyor? İnanın gerçek hayatta çok daha fantastik yaşayan insanlar var. Bizim
özenti ülkemizde bile köle-sahibe, sahip ilişkisini daha renkli yaşayanlar var.
Ben sevmem, ilgilenmem, denk gelince kaçarım ama bulun yaşayan birini iki
konuşturun bakın görün neler anlatıyorlar. Ben bir ara baya konuşturmuştum
bunları, hatta anlattıklarını da kayıt etmiştim yayınlarım diye bulursam
paylaşırım burada. Ne diyeyim adam yakışıklı, kız hoş bunun için izleyecekseniz
izleyin ama fazla bir beklentiniz olmasın, karanlıkta kalırsınız benden
söylemesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder