Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

19 Ağustos 2014 Salı



Çakma Grinin Elli Tonu

 İş bulmuştum ya hani ben asansörde de patronumla kırıştırmıştım. Oraya geri gittim, malum çalışmak lazım, faturalar birikti. Beni görünce bir telaş sardı Tarkan beyi, anlayamadım. Oysa onu fazlasıyla Grinin Elli Tonunun Chiristian'ı gibi düşünmüştüm. Hatta odasının gizli bir bölmesinde acı malzemeleri saklıyordur demiştim içimden. Etrafında pervane olan salak kızlar da bu düşüncemi onaylarmış gibi davranmaya devam etmekteydiler.
" Sizi daha önce bekliyorduk." Dedi, hem utangaç hem korkmuş halde. Başını önünden kaldırmadan.
" Tatile gittim, önceden ayarlanmış bir plandı, erteleyemedim. Ne zaman başlayabilirim?" Bu soruyla beni işe almamak gibi bir şansın yok Tarkan efendi, o kadar mazimiz var asansörde demek istedim. O da sesimdeki tehditkar tonu duydu, aldı, anladı.
" Aslında yerinize birini aldık ama hala sizinle çalışmak istiyoruz." Korktum ama boyun da eğmedim diyor kendince, sevsinler.
" Yarın, gelin başlayın. Saat sekiz de ofiste olursanız seviniriz."
" Asansör biraz yavaş çıkıyor ama en geç sekizi iki geçe olurum. Teşekkürler Tarkan Bey."
Yüzüme öyle bir baktı ki, bu bakışı görmek için bu cümleyi kurmaya değerdi. Unutmadım unutturmam. Benim için sıradan bir kaçamaktı ama bana patron da olsa kimse patronluk taslayamaz, o kadar.

17 Ağustos 2014 Pazar

Tavşanlar Gibi...

 Ali Kemal'le sarılmış uyuyoruz. Daha doğrusu o bana arkamdan sarılmış uyuyor. Tanıdık bir ses dipten dipten konuşmaya başlıyor.
" Kaç yaşında bu oğlan?" içimdeki ses uyumamış. Ne zamandır da konuşmuyordu, dili şişmiştir.
" Bilmem sormadım, iyi sevişiyor ama."
" Küçük bu senden." Haspam sanki benimle aynı yaşta değil.
" Küçük olsun daha iyi hem ben öyle severim bilmiyorsun sanki."
" Hemen yattın çocukla, bir kaç gün dayanamadın."
" Gamzesi vardı ne yapayım."
" Gamze kim? Grup mu yaptınız yoksa?"
Gülüyorum, bu iç sesim neyse kesinlikle benden bağımsız bir organizma ya da ben full deliyim. Gülüşüme Ali Kemal uyanıyor.
" Ne oldu?"
" Hiç, aklıma bir şey geldi."
" Bana da söyle ben de güleyim."
" Unuttum bile boş ver."
" Yalancı tavşan." Gülüyor ve yine gözleri çekikleşip yanağındaki çukur meydana çıkıyor. Dilimi yanağındaki çukura sokuyorum, o gece bir kaç kez yaptığım gibi. İçimdeki cadı konuşuyor.

" Aşık olayım deme elin bebesine."
" Yok artık."
" Kaç yaşında bu? Yanına al bak büyüt bari."
" O kadar da değil ya."
" Bir tur daha atalım mı minik tavşan?" Diyor Ali Kemal, gülen sevimli yüzüyle.
" Bu hatun sana tur bindirir sen merak etme bebecik. Tavşanlar gibi çiftleşir durursunuz." Diyor içimdeki cadı. Ben yine gülüyorum.
" Neye gülüyorsun ya?"
" Sus artık ne olur." Diyorum sesli. Tabii kast ettiğim içimdeki cadı ama Ali Kemal, kendisine diyorum sanıyor ya da deli olduğumu anlıyor bilemiyorum. Biz bir tur daha atıyoruz...



İlk Buluşmada Sevişmek Ya Da Sevişmemek

 Randevuyu ayarladı şaka maka arkadaşım, evimin yakınındaki kafe de buluşucaz. Yağmur da yağıyor şakır şakır, mırın kırın ediyorum telefonda.

" İş çıkışı gelecek çocuk sakın ekme ve ilk buluşmada sevişme!"
" Ne sevişmesi ya, ben buluşmayı zor kabul ettim. Bir kahve içer dehlerim, hiç havamda değilim."

Buluşma saatinde, kafedeyim. Nasıl tanıycam ben bu çocuğu? Telefonumu vermiş arkadaşım, gelince arayacakmış. Kapıdan her girene acaba bu mu diye mal mal bakıyorum. Onlar da bana neden bu hatun bize bakıyor diye mal mal bakıyor. Bir mallıktır gidiyor.
Arkadaşımın sakın ilk buluşmada sevişme demesi geliyor aklıma. Bir şehir efsanesidir, ilk buluşmada sevişirsen adam sana bağlanmaz, aşık olmaz ve ilişkiyi ciddiye almaz. Bence doğru değil, ilk buluşmada yattığım ve süren çok ilişkim oldu. Hemen biten ve bir daha görmeye dayanamadığım ilişkilerim de oldu. Hangisi doğru? Bu teori işliyor mu işlemiyor mu? Amaan neyse Ali kemal'le yatmaya niyetim yok zaten isme bak yaa.
Ve geliyor, telefonumu kafeye girmeden çaldırıyor, ben açtığımda ise tepemde dikiliyor. Atletik vücutlu, gözlüklü, genç ( Evet benden genç) güler yüzlü, kesinlikle sarışın olmayan bir adam. Ali Kemal, hoş bir adam ama sevgili olmak şöyle dursun bir daha buluşmayı düşünmüyorum. Havadan sudan, ordan burdan konuşuyoruz kahve içimi boyunca. Ben de yağmur daha hızlanmadan, gerçi daha ne kadar hızlanacaksa bir an önce eve dönmek istiyorum. Ve olmaması gereken bir şey oluyor. Ali Kemal gülüyor. Gülünce de yanağında içine düşüp kaybolmak istediğim bir çukur oluşuyor. İşte ben buna dayanamam. Güzel gülen, gülünce gözleri çekikleşen, bir de üzerine gamzesi beliren erkeğe...

Evet, ilk buluşmada sevişmek doğru değil aslında, arkadaşıma katılıyorum ama bu kurala uyuyor muyum? Hayır. "Bir fincan kahve daha? Ama benim evimde." diyorum...


Sevgili Olunca Ne Oluyordu? Nasıl Oluyordu? Unuttum

 "Ne güzel kadınsın neden sevgilin yok senin?" Diyor bir arkadaşım.
" Ben beceremiyorum o işleri ya, hem arızayım hem de sadakat sorunum var." Diyorum.
" Aman tatlım, hepimizin sadakat sorunu var. Sevgili yapalım sana olmaz böyle."
" İyi yapalım bakalım. Kimi yapıcaz?"
" Nasıl erkeklerden hoşlanırsın sen?"
Zor soru, şöyle bir kalıyorum. Belli bir şeklim yok sanırım. Sarışın çok sevmem ama yakışıklıysa sarı mavi yeşil ayırmam da.
" Ukala, kendini bir halt sanan adamlardan hoşlanmam. E biraz da yakışıklı olsun tabii."
" Tamam ben sana sevgili yapıcam, bekle."
" Hadi ya, nasıl olacak o?
" Seni bir arkadaşımla tanıştırıcam."
" Bu yaşta kör randevuya mı gidicem yani?"
" Asıl bu yaşta olur hem arkadaş arkadaşın... Fazla seçici olmak doğru değil, akışına bırak sevgilin olsun kızım." Diyor masadan kalkarken. Olsun bakalım, unuttum hakikaten sevgili olunca ne oluyordu nasıl oluyordu?


Sivri Topuklu Ayakkabınızla Üzerimde Gezer misiniz?

 Bir arkadaşımın şirketinin lansımanındayım bu arada. Ayaklarımda uzun sivri topuklu siyah ayakkabılar var. Beklenmedik karşılaşma sonucu tanıdığım herkesten uzaklaşıp, bir köşeye çekiliyorum çok geçmeden yanıma yakışıklı, genç bir adam yaklaşıyor. E alışkınım ben bu durumlara, şöyle çaktırmadan süzdüm hoş da hani, gideri fazlasıyla var. Temiz yüzlü, sevimli hatta seksi, vücudu da kaslı mı ne...

" Merhaba."
"Merhaba."
" Ayakkabılarınız çok güzel."
" Teşekkür ederim."
" Hep sivri topuklu mu giyersiniz?"
" Hayır, hep değil, çok rahat olmuyor bir süre sonra üzerilerinde olmak."
" Ayaklarınızda onlar varken benim üzerimde olsanız keşke."

Seks yapmaktan söz ediyor sandım ama sanırım değil.
" Ne?"
" Sivri Topuklu Ayakkabınızla Üzerimde Gezer misiniz?"

Bu tür eğilimleri olan erkeklere denk geldim elbette ama bu kadar hoş görünen birinden böyle aleni bir teklif almamıştım, şaşırdım.

" Burada mı?" Dedim gülerek.
" Neden olmasın. En azından yerden bir şey alıyor gibi yapayım siz de elime basın. Sivri yeriyle ama tamam mı?"
 Yaptım mı? Tabii ki yaptım. O eğildi, ben de eline bastım. Aldığı hazzı gözlerinden okuyunca benim de hoşuma gitti itiraf etmeliyim. Daha sonra daha detaylı bir basma ve ezme işlemi için söz verdim. Bana telefonunu verdi. Hayatımda ilginç bir de fetiş ve fetişist olsun ne zararı olacak ki? Ayakkabı numaramı da aldı, ona basarken giyeceğim ayakkabıları kendi alacakmış.


Yaz Kaçamağına Kaçamak Selam

 Yaz kaçamakları iyidir, hoştur, sıcaktır, seksidir. Alkolle dumanlanmış kafanın da etkisiyle, sonrası düşünülmeden, anın keyfi çıkartılır. Bende nasıl bir şans varsa, bir kaçamak yapayım dedim ve tatil dönüşü İstanbul da, en olmadık yerde, en olmadık şekilde burun buruna geldim. Yanında da bir sürü ortak arkadaş. Biz tanışıyoruz desen olmaz, tanımamış gibi yapsan arkadaş ne bu motor tavır o da olmaz. Kibarca belli belirsiz bir selamlaşma ve yüz seksen derece başka yöne dönüş. Neyse o da aynı şekilde davrandı da aa ne haber? falan demedi. Öyle yapan dal parçaları da var çünkü. Bu yaz iyi gezdim, eğlendim. Artık çalışsam mı? Sahi ben iş bulmuştum acaba beni hala alırlar mı?

Sevişme Sonrası Sarıl-ma!


 Seviştikten sonra kadınların beklentiye girdiğinden yakınan tek gecelik ya da arada takılma meraklısı erkekler sözüm size: Madem ki hatunla duygusal bir bağ kurmayacaksınız, uyurken sarılmayın, öperken koklamayın! Siz böyle yapınca, kız da aaaa beni seviyoooo diye düşünüp tribe giriyo benden söylemesi. Sarılma arkadaş işin bitince dön arkanı uyu, ya da giyin git ne sarılıyorsun, hele koklamak ne demek cık cık cık...

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...