Doğum günümü üç gün geçe neler olduğunu yazabilirim. Öyle çılgın bir parti olmadı ki zaten sevmem. Sevdiğim insanlar yanımdaydı. Haz etmediğim kimseyi çağırmadım, beklediler, aradılar, kendilerini davet ettirmek için ne lazımsa yaptılar ama hayır! bütün yıl sahteliklerini ve hinliklerini çekiyorum, doğum günümde izin kullanmak istedim.
Kendime kırmızı, güzel bir spor ayakkabı aldım; koşu dönemim başladı. Nuri ile kurs dönemimiz de başladı, vucut dili kursuna yazıldık. vucut ve dil söz konusu olunca ilgimi çeker diye düşündüm. Sarper ve kardeşi Cem doğum günüme geldi. Cem, bana manalı bakışlar attı durdu ama hem testis kanseri oluşu hem de benim bu tür kaltaklıklara doymuş olmam nedeniyle hiç keyif almadım varlığından ama getirdiği hediyeyi beğendim. Sarper, peşinde dolanan artıkçıları karı kocayı da çağırmak istedi, ben kesin dille reddedince biraz gerildik. Onlar yüzünden sağlam kavga edicez ya da ayrılıcaz, durum onu gösteriyor. Minel, gereksiz nişanlısı Taha'yı getirdi. Taha bana çeyrek altın taktı, kendimi sünnet çocuğu gibi hissettim. Bu kızı, bu adamdan kesinlikle kurtarmam gerek. Annem de babam da doğum günüme gelmedi, aradılar, hediye olarak da süslü özel yapım bir boy aynası yolladılar. Amcam, halam, Yunanistan'dan akrabalar aradılar. Kendimi özel hissettiğim, iyi ki sevdiklerim yanımda dediğim, huzurlu bir doğum günü oldu. Stavros, güzel sesiyle tüm gün bize şarkılar söyledi. Taha gereksizi karadenizden havalar çalsana gibi saçma sapan bir cümle kurdu ama kimse oralı olmadı.
Teyzem ve teyzemin kızı da uğradı. Beni çok kıskanıp her fırsatta laf sokmaya çalışan kompleksli olanı değil de öteki. Gerçi teyzem de yılanın tekidir ama bu kez pek bir sevgi dolu davrandı. Yalnız kaldı, yaşlılık kafasına vurdu ya da başka bir taktik yapıyor bilmiyorum. Kargo ile bir adet gizemli hediye geldi, şansıma da Sarper'in uğradığı kısa zaman zarfı içinde oldu bu durum. Paketi açsan dert, açmasan daha büyük dert. Merak ettim açtım; al sana asıl dert. Karakalem çizilmiş bir resmim ve not: unutmadım... gönderen arkadaş, adını yazmayı unutmuşsun ama. Nen ne bileyim kimsin, hangisisin? Oturup kimin resme yeteneği vardı onu mu düşüneyim başka işim yok gibi. Neyse o krizi de Nuri'nin olayı şakaya vurma çabalarıyla atlattık. Bana gelmiştir bu bana daha çok benziyor falan dedi, Sarper'in bozuk suratında zoraki gülümseme belirdi. Bir ara Cem'den şüphelendim ama ne bileyim resim çiziyor mu? Ayrıca onunla unutamayacağı bir şey yaşamadık. Unutamayan kimse ben çoktan unutmuşum belli ki. Bir yaşa daha böyle girdim işte. Önemli olan girmek değil, zevkli bitirmek zaten.
Not: Bir okurum doğum günü seksini yazarsın belki demişti. Yapmadım ki yazayım ama seksten çok daha keyifli anlar yaşadım, sıkıntı etme ;)
Kendime kırmızı, güzel bir spor ayakkabı aldım; koşu dönemim başladı. Nuri ile kurs dönemimiz de başladı, vucut dili kursuna yazıldık. vucut ve dil söz konusu olunca ilgimi çeker diye düşündüm. Sarper ve kardeşi Cem doğum günüme geldi. Cem, bana manalı bakışlar attı durdu ama hem testis kanseri oluşu hem de benim bu tür kaltaklıklara doymuş olmam nedeniyle hiç keyif almadım varlığından ama getirdiği hediyeyi beğendim. Sarper, peşinde dolanan artıkçıları karı kocayı da çağırmak istedi, ben kesin dille reddedince biraz gerildik. Onlar yüzünden sağlam kavga edicez ya da ayrılıcaz, durum onu gösteriyor. Minel, gereksiz nişanlısı Taha'yı getirdi. Taha bana çeyrek altın taktı, kendimi sünnet çocuğu gibi hissettim. Bu kızı, bu adamdan kesinlikle kurtarmam gerek. Annem de babam da doğum günüme gelmedi, aradılar, hediye olarak da süslü özel yapım bir boy aynası yolladılar. Amcam, halam, Yunanistan'dan akrabalar aradılar. Kendimi özel hissettiğim, iyi ki sevdiklerim yanımda dediğim, huzurlu bir doğum günü oldu. Stavros, güzel sesiyle tüm gün bize şarkılar söyledi. Taha gereksizi karadenizden havalar çalsana gibi saçma sapan bir cümle kurdu ama kimse oralı olmadı.
Teyzem ve teyzemin kızı da uğradı. Beni çok kıskanıp her fırsatta laf sokmaya çalışan kompleksli olanı değil de öteki. Gerçi teyzem de yılanın tekidir ama bu kez pek bir sevgi dolu davrandı. Yalnız kaldı, yaşlılık kafasına vurdu ya da başka bir taktik yapıyor bilmiyorum. Kargo ile bir adet gizemli hediye geldi, şansıma da Sarper'in uğradığı kısa zaman zarfı içinde oldu bu durum. Paketi açsan dert, açmasan daha büyük dert. Merak ettim açtım; al sana asıl dert. Karakalem çizilmiş bir resmim ve not: unutmadım... gönderen arkadaş, adını yazmayı unutmuşsun ama. Nen ne bileyim kimsin, hangisisin? Oturup kimin resme yeteneği vardı onu mu düşüneyim başka işim yok gibi. Neyse o krizi de Nuri'nin olayı şakaya vurma çabalarıyla atlattık. Bana gelmiştir bu bana daha çok benziyor falan dedi, Sarper'in bozuk suratında zoraki gülümseme belirdi. Bir ara Cem'den şüphelendim ama ne bileyim resim çiziyor mu? Ayrıca onunla unutamayacağı bir şey yaşamadık. Unutamayan kimse ben çoktan unutmuşum belli ki. Bir yaşa daha böyle girdim işte. Önemli olan girmek değil, zevkli bitirmek zaten.
Not: Bir okurum doğum günü seksini yazarsın belki demişti. Yapmadım ki yazayım ama seksten çok daha keyifli anlar yaşadım, sıkıntı etme ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder