Minel bu hafta sonu evleniyordu, ertelendi. Evleneceği adamın ne tipini, ne karakterini ne de ailesini beğenmedim ama karar onun ses çıkartmıyorum. Geçen hafta evlenme niyetindelerdi ama damat namzetimizin aile kararıyla müftü yasasını beklemek istediler. Nikahlarını imam kıysın diye. Damatta her tür sapkın fantazi var ama tutucu dinci çok tanıdık geldi değil mi? Bizim kız desen, tek derdi evlenmiş olmak, ailesinden kurtulup sözde özgür kalacak; daha büyük bir esarete giriyor farkında değil. Adamın ailesi hemen çocuk diye tutturacak, koyacaklar bunun karnına bebeği hadi bakalım Minel Hanım özgür takıl da görelim. Başkalarına ilişkileri, hayatlarıyla ilgili yardım ediyorum da kendi akrabama niye edemiyorum diye dertlenmeye başladım. Nuri, karışma boşver dedi ama olmaz. Benim bu kızı uyarmam lazım. Kendisini klasik ev kızı sanan bildiğin özgür bir çapkın Minel.
-Minel, sen Taha'yı seviyor musun?
-Seviyorum tabii ne oldu ki?
-Evlenmek istediğinden emin misin?
-Evlenicez de şu müftü yasasını beklemek istediler.
-Aman müftü evlendirmezse günah mı olacakmış? Bu yasa yüzünden evlenmeden yaşayanlar çoğalmazsa ne olayım. Neyse Minel bence evlenme.
-Marin sen iyi misin? Evden gidelim de yalnız kal diye bekleyen sendin.
-Evet sen ve Stavros yüzünden eve kimseyi atamıyorum artık ama mesele o değil. O adamla mutsuz olacaksın Minel, senin istediğin hayat bu değil bence evlenme.
-Olmaz Marin, evimiz bile hazır, hem aileme ne derim evlenicem.
Gözlerinde bana yardım et diyen bir bakış vardı. O bakışı çok iyi tanırım. Sözleri başka gözleri başka konuşuyordu.
Ben de plan yaptım Minel'e birini bulursam bu adı Taha olan içi başka dışı başka karaktersiz karakterle evlenemezdi. Zaten evden kaçmak için evleniyordu bu Taha'yı da her fırsatta boynuzlayacaktı aslında ona iyilik ediyordum.
Cumartesi aldım Minel'i bir bara götürdüm. Nuri de geldi bizimle. Bir planım olduğunu anladı ama beni desteklemeyeceğini bildiğimden ona detayları vermedim. Barda bildiğin Barney Stinson gibiydim, tipini hoş bulduğum ve yanında ona sülük gibi yapışık kız olmayan her erkeğe Have you met Minel? dedim. Nuri, kaş göz yaptı durdu, adamların büyük kısmı bana yazdı ama gecenin ortalarında Minel'in ilgisini çekecek bir genç buldum. Hem bekar, hem yakışıklı hem de evi bize yakın. İşi gücü de var. Adı da Murat. Minel'le Murat çok uyumlular işte ben gerçek bir çöp çatanım oh kurtardım Minel'imi o gerici geri zekalıdan dedim. Minel'le Murat eve geldi, inel'in odasına kapandılar. Ben de Cumartesiyi böyle içim rahat noktaladım.
Pazar sabahına bir çığlıkla uyandım. Stavros hemen Minel'in odasına koştu tabii ben de. Minel öyle dikilmiş şok içinde yüzümüze bakıyor. Sabahın körünün körü daha rüyada mıyım, geçek mi bilmiyorum.
-Takılarm yok, nişanda bana takılan takıları çalmış!
-Kim? Dedi Stavros.
-Murat.
-Murat kim?
-Dün gece Marin'in bana ayarladığı çocuk.
Hoppala yine bana kaldı mı ihale.
-Yok canım Murat yapmaz öyle şey. Diyebildim anca o uyku sersemi halimle. En çok da başarılı sandığım ama tam bir fiyaskoyla sonuçlanan pezevenklik denememe üzüldüm. Polis geldi tutanak tuttu. Orada da yine suçlu gibi başı öne eğik olan bendim. Ah be Murat değer miydi üç takı için beni kırmaya şu genç kızın geleceğini yakmaya. Bütün gün Nuri benimle dalga geçti, Minel konuşmadı, Stavros hala ne olduğunu anlamadı.
-Minel, sen Taha'yı seviyor musun?
-Seviyorum tabii ne oldu ki?
-Evlenmek istediğinden emin misin?
-Evlenicez de şu müftü yasasını beklemek istediler.
-Aman müftü evlendirmezse günah mı olacakmış? Bu yasa yüzünden evlenmeden yaşayanlar çoğalmazsa ne olayım. Neyse Minel bence evlenme.
-Marin sen iyi misin? Evden gidelim de yalnız kal diye bekleyen sendin.
-Evet sen ve Stavros yüzünden eve kimseyi atamıyorum artık ama mesele o değil. O adamla mutsuz olacaksın Minel, senin istediğin hayat bu değil bence evlenme.
-Olmaz Marin, evimiz bile hazır, hem aileme ne derim evlenicem.
Gözlerinde bana yardım et diyen bir bakış vardı. O bakışı çok iyi tanırım. Sözleri başka gözleri başka konuşuyordu.
Ben de plan yaptım Minel'e birini bulursam bu adı Taha olan içi başka dışı başka karaktersiz karakterle evlenemezdi. Zaten evden kaçmak için evleniyordu bu Taha'yı da her fırsatta boynuzlayacaktı aslında ona iyilik ediyordum.
Cumartesi aldım Minel'i bir bara götürdüm. Nuri de geldi bizimle. Bir planım olduğunu anladı ama beni desteklemeyeceğini bildiğimden ona detayları vermedim. Barda bildiğin Barney Stinson gibiydim, tipini hoş bulduğum ve yanında ona sülük gibi yapışık kız olmayan her erkeğe Have you met Minel? dedim. Nuri, kaş göz yaptı durdu, adamların büyük kısmı bana yazdı ama gecenin ortalarında Minel'in ilgisini çekecek bir genç buldum. Hem bekar, hem yakışıklı hem de evi bize yakın. İşi gücü de var. Adı da Murat. Minel'le Murat çok uyumlular işte ben gerçek bir çöp çatanım oh kurtardım Minel'imi o gerici geri zekalıdan dedim. Minel'le Murat eve geldi, inel'in odasına kapandılar. Ben de Cumartesiyi böyle içim rahat noktaladım.
Pazar sabahına bir çığlıkla uyandım. Stavros hemen Minel'in odasına koştu tabii ben de. Minel öyle dikilmiş şok içinde yüzümüze bakıyor. Sabahın körünün körü daha rüyada mıyım, geçek mi bilmiyorum.
-Takılarm yok, nişanda bana takılan takıları çalmış!
-Kim? Dedi Stavros.
-Murat.
-Murat kim?
-Dün gece Marin'in bana ayarladığı çocuk.
Hoppala yine bana kaldı mı ihale.
-Yok canım Murat yapmaz öyle şey. Diyebildim anca o uyku sersemi halimle. En çok da başarılı sandığım ama tam bir fiyaskoyla sonuçlanan pezevenklik denememe üzüldüm. Polis geldi tutanak tuttu. Orada da yine suçlu gibi başı öne eğik olan bendim. Ah be Murat değer miydi üç takı için beni kırmaya şu genç kızın geleceğini yakmaya. Bütün gün Nuri benimle dalga geçti, Minel konuşmadı, Stavros hala ne olduğunu anlamadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder