Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

13 Şubat 2017 Pazartesi

Kapımda Kim Olursan Ol Gel Marin Sana Bakar Mı Yazıyor?

 Perşembe akşamı eve geldim ki ne göreyim bir evli çift salonda oturmuş, Minel onlara çay vs ikram etmiş beni bekliyorlar. Bunları nereden tanıyorum, nereden? diye düşüne düşüne selamlaştım karşılarına oturdum. Stavros da evde, meraklı meraklı bize bakıyor ben de merak ve endişe içinde bavullarına bakıyorum. Nasılsın, hoş beşten sonra erkek olanı konuya girdi ben de kim olduklarını hatırladım. Ev sahibi evden kovmuş, bunlar da en yakın ve müsait ev benimki diye bana gelmişler. Bu arada bunlar bana Cihan dan kalan artıklar. Adam Cihan'ın memleketlisi, yanındaki de onun karısı ikisi aynı tür çalışmaz biri bize baksın tipinde insanlar. Evet ciddi ciddi şu zamanda böyle insanlar var. Sanki kedi de bakacağım bunlara. Acaba benim kapımda kim olursan ol gel sana Marin sana bakar yazan bir tabela mı var?
-Cihan'a neden gitmediniz?
-Cihan'ın karısı bizi pek sevmez de sen çok güler yüzlüsün, cana yakınsın.

Sen daha salak görünüyorsun demenin başka bir şekli. Cihan bunları karısının korkusuna evine alamıyor da bana mı gönderiyor? Haberi var mı acaba? Bir konuda haklılar ama güler yüzlüyüm, vicdanlıyım, kimseye git diyemem, anca çok dellenicem de artık gemileri yakıcam o zaman çirkefleşir koyarım kapının önüne. Minel ve Stavros a da Mart sonuna kadar süre verdim ama kendilerinden gitmezlerse nasıl derim bilmiyorum.
Bunlar gözümün içine bakıyor. Nuri'yi mi arasam ki gelip o kovalasa?
-Hangi odayı bize vereceksin yenge biz eşyaları koyalım.
Ha bir de hala yenge diyor. Öküz ölmüş ortaklık da Cihan da kalmamış ortada, ben onun hemşehrisiyle karısına bakıyorum oh ne güzel memleket. Yüzümü bir ateş haresi sardı ben yılardır yalnız yaşıyorum alışık değilim evimde bu kadar insan olmasına. Kuzenlerimi bile yabancılıyorken bu iki cidden yabancıyla nasıl kalırım canım olacak şey mi? Bir de bir gün değil bir gece değil süresiz bir misafirlik bunlar yerleşti mi hayatta gönderemezsin bilirim böyle tipleri. Gururları da yoktur, çalışmaya niyetleri de. Kadın bir yemek yapar adam gelirken belki bir ekmek getirir sana ortak oldu zannederler bir de bunlar. Ben on dokuz yaşından beri çlaışıyorum ki ailem varlıklıdır yine de kimseden birşey beklemedim hiçbir sevgilime kendime birşeyler adırmadım, parasını yemedim ama hep benden istendi nedense? Artık yeter!

-Ben evleniyorum burada kalamazsınız.
Kelimeler dudaklarımdan istemsizce döküldü. Minel ve Stavros şaşkınca bana baktı bu evli çift de birbirlerine baktı.
-Hayırlı olsun yenge biz o zamana gideriz
Yüzsüzdürler demiş miydim?
-Nişanlım çok sert ve kıskançtır evde yabancı erkek istemez. Stavros benim akrabam o da yakında gidecek zaten.
Bir de numaradan saate bakıyorum.
-Birazdan gelir gerçekten hır gür çıkmasın, apartmanda sorun olsun istemiyorum.
Ve ayağa kalkıyorum, bunlar da mecburen kalkıyor.
-Yenge otel için para verebilir misin?
-Cihan neden vermedi?
-O sana geleceğimizi bildiğinden yol parası verdi sadece.
-Ha biliyor da buraya geleceğinizi.
Benim artık nasıl gözüm döndüyse Stavros dayanamayıp cebinden para çıkarttıp adama veriyor ki aslında engel olmalıydım o sırada gitmelerini  kadar istiyordum ki olamadım. Adam hiç utanmadan parayı alıp cebine attı ve teşekkür bile etmeden karı koca def oldu gitti.
Ben ne yaptım tabii ki hemen Cihan'ı aradım meşgule attı yine aradım yine attı ben de kallavi bir mesaj döşendim "bana ne senin hemşehrinden nasıl bana gönderirsin bu nasıl yüzsüzlüktür karın neden bakmıyor da benim evime geliyor bunlar burası yol geçen hanı mı bir daha olursa bunları da alır senin kapına dayanırım düşün atık yakamdan!"cevap gelmedi ama okundu.
Minel de garibim inanmış Marin kimle evleneceksin? Ne zaman?  diye sormaya başladı cevap vermeden odama gittim yalan demeyeceğim ki belki bunları göndermek için de bu yalanı kullanırım. Özgür kalmak için sahte nikah bile kıyarım o hale geldim artık.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...