Liseye gidiyordum o zamanar daha da minnacık bir şeyim sevgilim bile yok okuldan eve evden okula bir hayatım var. Ev Taksimde okul Fındıklı da, okula bir hademe atandı hapisten yeni çıkmış bizim ayyaş müdürün arkadaşı artık bu profilden okulun genel halini varın siz düşünün. Adam sessiz işinde gücünde kimseyle konuşmuyor falan ben de öyleyim o zamanlar, derdim iyi bir üniversite kazanmak ünlü olmak oyuncu yazar artık ne denk gelirse ama içine kapanık sessiz bir kızım. Her sabah bizim sınıfın tahtasında şiirler belirmeye başladı güzel bir yazı ama imla hataları, büyük küçük harf uyumsuzlukları, noktalama hataları gırla. Şiirlerde aşka dem vuruluyordu karşılıksız aşka... İçimden bir ses kızım Marin dedi bu şiirler sana. Ben de olamaz dedim mümkün değil ama biliyordum nerede dengesiz, yanlış, sorunlu, arıza adam varsa bana tav olur. O halimle bile bana olur ben bu adamla göz göze bile gelmedim bırakın konuşmayı ertesi gün senin yeşil gözlerinle başlayan bir şiir süslemiş tahtamızı eyvah!!! Sınıfta toplasan üç renkli gözlü kız var birininki mavi dğer ikimizle başladılar dalga geçmeye. Ben yok canım bana değil x'e dir bu şiirler dedim o da zaten tombiş kompleksli biriydi durumu üzerine aldı sevindi en azından sınıfın dalga konusu olmaktan kurtuldum ama evet tabii ki banaydı. Şiirleri kimin yazdığı da aşikar okul dağıldıktan sonra temizliğe gelen hademelerden biri yani hapisten yeni çıkmış sessiz sapık. Tipi de korkunçtu hala hatırlarım. Rüzgarlı bir kış akşamı okuldan dönerken artık bir arkadaşıma mı uğramıştım yoksa orada ingilizce kursum vardı önce oraya mı uğradım tam hatırlamıyorum okul dağılalı iki saat kadar olmuş yolda öğrenci yok bu pat diye karşıma çıktı "bir dakika" dedi. "Ne var?" dedim. "Konuşmalıyız" dedi. "Ne konuşacağız?" Dedim ama bu sırada titriyorum.
"Ben seni seviyorum sana şiirler yazıyorum beni görmüyorsun, sen benimsin..." Vırt zırt işte o mantıktaki adamın cıkartacağı lakırtılar. Nasıl olduysa o minnacık sessiz halimin zıttı şekilde yolda bir bağırmaya başladım ben buna "sen kimsin de beni seviyorsun seni şikayet ederim polise giderim seni istemiyorum defol başımdan!" Bu birşey demeden gitti ama tuhaf bir şekilde de sırıttı eve kadar koşarak bir yandan da titreyerek gittim. Ertesi gün kimseye birşey anlatmadım okul bitene kadar alay konusu olacaktım çünkü, tahtada şiir yoktu. Şiirleri fark eden öğretmenlerden biri müdüre şikayet etmiş müdür de yol vermiş buna kısaca o ciyaklamam mı yoksa müdürün ayarı mı bilinmez adam toz duman oldu.
İşte taa o zamandan beri bilirim bunun güzellikle tiple boyla posla ilgisi yok tamamen aura meselesi ama benimki nasıl bir auraysa en olmadık adamları kendine çekiyor. İlle de birini çekiyor bu yüzden ne biriyle düzgün iş yapabiliyorum ne adam gibi arkadaş olabiliyorum bir kere de akli dengesi normal birini çekse şu auram ne kadar mutlu olurum ama yok bu da benim sınavım.
"Ben seni seviyorum sana şiirler yazıyorum beni görmüyorsun, sen benimsin..." Vırt zırt işte o mantıktaki adamın cıkartacağı lakırtılar. Nasıl olduysa o minnacık sessiz halimin zıttı şekilde yolda bir bağırmaya başladım ben buna "sen kimsin de beni seviyorsun seni şikayet ederim polise giderim seni istemiyorum defol başımdan!" Bu birşey demeden gitti ama tuhaf bir şekilde de sırıttı eve kadar koşarak bir yandan da titreyerek gittim. Ertesi gün kimseye birşey anlatmadım okul bitene kadar alay konusu olacaktım çünkü, tahtada şiir yoktu. Şiirleri fark eden öğretmenlerden biri müdüre şikayet etmiş müdür de yol vermiş buna kısaca o ciyaklamam mı yoksa müdürün ayarı mı bilinmez adam toz duman oldu.
İşte taa o zamandan beri bilirim bunun güzellikle tiple boyla posla ilgisi yok tamamen aura meselesi ama benimki nasıl bir auraysa en olmadık adamları kendine çekiyor. İlle de birini çekiyor bu yüzden ne biriyle düzgün iş yapabiliyorum ne adam gibi arkadaş olabiliyorum bir kere de akli dengesi normal birini çekse şu auram ne kadar mutlu olurum ama yok bu da benim sınavım.
Her insan bir nebze düzgün bir nebze hastadır.. onu keşfetmek onu bulmak zor olan..sen zoru seviyorsun bence
YanıtlaSil