Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

8 Ekim 2019 Salı

Tony Leung Bileğimi Okşadı

 
 Çok eski ve çok da iyi bir arkadaşım olan Rukiye'yle bir AVM de buluştuk geçen Cuma. Alış veriş yaparız, biraz lak laklarız falan dedim, kafam dağılır işte. Abazan bünyemin bitmeyen isteklerini unuturum, ne de olsa karşılayamıyorum. Rukiye'yle mağazaları gezdik; ben birkaç şey aldım bu alamadı, parası yok, sana da alayım mı dedikçe ben hakkımı Tonguç'a devredeyim ona şu lazım bu lazım diyor. Sanki ben  yemek kuponuyum da hiçbir işe yaramayan, yirmi yaşında hala lisede olan asalak oğluna veriyor beni yesin diye. Ben de Tonguç, çalışsın kendi alsın, sana da baksın bir zahmet diyorum, sinir oluyorum böyle asalak tiplere, ben hayatımdakileri gönderene kadar neler çektim ama bitmiyorlar bir türlü. Gratisteki anasının amına kadar uzanan kuyruğu görünce yuh dedim buraya girilmez, bu da diyor ki ay  indirim var bana bu lazım, benim şekerim düştü gel alt kattaki madoda bir şeyler yiyelim dedim, yemek teklifi daha cazip mi geldi yoksa ayaklı cüzdan olan ben, gidersem zaten o ucu görünmeyen kuyrukta boşuna bekleyeceğini mi anladı bilmiyorum, kabul etti madoya gittik.

Rukiye'den bahsetmiştim hatırlarsınız, eski bir şarkıcı sahne adı ve günlük kullandığı adı Ruki, anlamı yok ama onun için çok anlamlı. Bir de salak saçma bir hikaye uydurmuş o isme. Bunların köyünde Ruki diye bir çiçek varmış çok nadir açarmış, babası o ismi vermiş ama nüfus memuru yanlış anlayıp Rukiye yazmış, bu da değiştirmeye bir türlü vakit bulamamış, kimliği Rukiye ama gerçek adı Ruki'ymiş, yeeeeerrseeeeen.

Nuri, bana spermlerini bir tüpçü doktora gidip, içime zerk ettirmekten vazgeçtim diye küstüğünden, Rukiye'yle pardon Ruki'yle takılıyorum bir süredir. Ruki iyi kadın da işte, hani tek piranhadan çok zarar gelmez de bunlar çoğalınca seni bir çırpıda yer bitirir ya, oğlu yanına gelince öyle bir hale geliyor bunlar, bildiğin benden ne kadar et koparacakları yarışına giriyorlar. O yüzden oğlunu gördüğüm anda kaçıyorum, yaz tatili boyunca hiç görüşmedim, okullar açıldı rahatladım ama okuldan altıda geliyor buraya gelmeye kalkarsa fena yakalanırım koca bir AVM deyiz bildiğin yarrağı tutarım ve zevk de almam. Ruki'yle yemek yiyoruz, bu ben on iki yıldır seks yapmadım ne olacak bu halim diye dert yanıyor, sanki ben farklıyım. Uzun süredir yapamadığım gibi, kimseden etkilenmiyorum da yoksa yapacak adam çok. Eskilere bulaşmak istemiyorum, lickbuddym bir türlü işlerinden ve sadece hafta sonları bir araya geldiği, çocuk yapmak için evlendiği onu da yapamadığı karısından vakit bulup gelemiyor. Yeni biri, yeni bir heyecan, tutku, hatta aşk istiyorum da nerdeeeeeee? Beni son günlerde tahrik eden tek şey nette tanıştığım ve kısa sürede rezil bir hale gelen, birbirimize küfürler bile ettiğimiz bir çocuğun başkasıyla yattım demesiydi. Çocuk da tam benim kalemim, dengesiz, değişik, köpek çekip ilgi gösterenlerden artık bunlar bile bende işe yaramıyor, bir hoşuma gider gibi oluyor sonra hevesim geçiyor. Astrolojiden anlamam pek bildiğim kadarıyla kendisi, alçalanı, yükseleni, ineni, kalkanı hepsi akrep olan bir kadınım, annem nasıl denk getirdiyse. Bu ne demek çok kıskancım, gerçekten öyleyim, bildiğim kadarıyla öyleydim, bir de şu eşini paylaşan kadınları çok kınardım ama bu beni tahrik etti işte.

Birden Ruki'nin telefonu çaldı, arayanın sesi zaten hoporlörde eyvah Tonguç! "Nerdesiniz? Marin orda mı haaaa taaaamaaaammmm geliyorum o zaman." lan bana sordunuz bu ben bu herifi görmek ve beslemek istiyor muyum bakalım? Eeee şimdi ne yapacağım? Bunlar bir araya gelirse her şeyi hatta tüm AVM yi yerler hesap da bana girer. Yan masalara yardım ister gibi bakmaya başladım, telefonumu karıştırıyorum "aaa bana kuenim uğrayacakmış benim kalkmam lazım."Kız dur, Tonguç gelecek seni çok özlemiş biraz beklesin." Kararlılar beni analı oğullu sikecekler burada. "Demin giremediğimiz Gratise de girelim, bir de Tonguç a bir mont beğendim bakalım geldiğinde tamam mı Marinciğim?" Açılımı bunları bize sen alacaksın tamam mı Marinciğim? Hassssssstiirrr ne yapacağım şimdi, param yok desem yemez olduğunu biliyor, aa kartım yok diyeyim en iyisi, düşürmüşüm, yanımda nakit de yok falan derim. O zaman da bu beni bırakmaz hemen, bankayı ara, yok polisi ara, yok güvenlik kameralarına baksınlar... yine yırtamam. Ne yapacağım heyhat!

Birden aklıma geldi! Bana sürekli mesaj göderen Fransa'dan yeni dönen eski bir arkadaşım var. Yazmıştım eski yazılarımda annemlerle yaşarken yan komşumuzdu bu taaa on altı yıl önce falan o zamandan beri aşık bana, hiç geçmedi, hiç bitmedi. Ben bir iki takıldım bununla, muamelesi de ilgisi de iyi de işte belki fazla iyi diye hiç ciddiye almadım. Bir de insan yanındakini göremez de hep olmadık, kendini yoran, uğraştıranlara ilgi duyar ya, ben de öyle biriyim işte. Hemen yazdım buna "Modadayım gel." "Yarım saate oradayım, bir yere kaybolma" yazdı. Ohh dedim hesabı buna kilitlerim, kibar adamdır o öder, o varken de bu iki kan emici ana oğul, bize şunu al bunu al diye bana yapışamazlar.

Tam söylediği saatte geldi, yanıma oturdu. Ruki'yle tanıştırdım. Onu görünce biraz şaşırdı ama adamı beğendiğinden ve on iki yıllık abazanlığının başına vurmuşluğundan Ruki, buna asılmaya başladı. Bu arada bu adam Eskişehirli bildiğin Çinli ünlü bir aktör var ya Tony Leung ona inanılmaz benziyor, yan yana koy Tony en fazla biraz daha çekik gözlüdür o derece. Ruki, başladı anlatmaya on iki yıldır seks yapmıyorum, sevgilim yok, kimseyi beğenemiyorum sen düzgün çocuksun bana birini bul diye. Ruki, asılmaya başladı diye mi, benim şahsi abazanlığımdan mı, artık kıskanacağım durumlar beni tahrik etmeye başladığından mı? Bilmiyorum bu yerli Tony Leung gözüme çok güzel görünmeye başladı. Bir ara lavaboya gitti. Ruki başladı " kız bu çok hoş adam bununla sevgili olsana, sana ne güzel bakıyor, keşke biri de bana böyle baksa..." Doğru dedim içimden kimlerle boşuna uğraştım durdum, Tony hep burnumun dibindeydi tabii karısı ve dört çocuğuyla birlikte...

Veeeee Tonguç geldi. Kan kokusu almış ama dişlerini geçirince yapay maket olduğunu anlayan köpek balığı misali etrafımızda dolanmaya başladı. "Burada mı oturacağız, ben açım ama yukarıda bir şey gördüm ona bakıcam.""Otur da bir şeyler ye" dedi Ruki, Tonguç da oturdu. Yemek yemeye başladı. Ruki, hala TonyLeung u darlıyor. Bana birini bul, bizi gezdir, bize de gel... O da kibarca cevaplar veriyor ne yapsın adam. Benden bahsederken ona nasıl davrandığımı anladım yıllarca. "Siz nasıl arkadaş oldunuz? Marin soğuktur, kızar, küser, yıllarca konuşmaz..." dedi. Ona böyle davrandım cidden ama belki de böyle davrandığım için hep kıymetli oldum vazgeçmedi benden kim bilir.... Bu arda ben hem sıkıldım hem de libidom zaten duvardan tavan seviyesine yükseldiği için bacağımı TonyLeung a uzattım ve hafifçe dürttüm. O da beni iyi tanıdığından mesajı aldı, ceketini nazikçe kucağına koydu ve ayak bileğimi tutup kalkana kadar okşadı. Orada seks yapsak bu kadar memnun kalmazdım, bu hareket beni daha çok mutlu etti.

"Kuzenim gelmiş artık, kapıda kaldı kız" dedim ve kalktım, TonyLeung seni bırakayım dedi, hesabı  ödemeye gitti. Tonguç öfkelendi annesine döndü "beni niye çağırdın buraya o zaman hiç gezemedik, bir şeyler bakacaktım ben!" "sen git bak, tutan mı var?" dedim " "Param yok ki" dedi artık bunda yüz  de astar da kalmamış, cüzdanımı versem alıp uçarak gidecek oradan, zıkkımlandın işte ona dua et asalak.

"Bizi de bıraksın madem." dedi Rukiye, "Olur" dedim. Yol boyunca da adamı darladı durdu bana birini bul diye, eve geldik aradan kaç gün geçti her gün beni arayıp bana birini bulmuş mu diye soruyor. Ruki'ye fena yakalandı adamcağız ama ben iyi kurtardım.


1 Ekim 2019 Salı

Depremde Seks Başkadır

 Geçen perşembe İstanbul bizi sarstı, kendimize getirdi malum. Günün ortasında hepimiz bir yerlerdeydik, çoğunlukla iş yerlerinde. Ben ise eski sevgilimin evinde...

Sabahtan başlayayım anlatmaya. Bir okulda iş görüşmem vardı. Okul, özel bir kolej ve bana hikaye kitaplarının editörlüğünü yaptırmak istiyorlar, biraz da fikir almak çünkü fazlasıyla sağ eğilimli bir okul. Koridıorda yürürken kenarda simsiyah kapalı öğretmenler gördüm, dikkatli bakmadım rahatsız olmasınlar diye böyle de düşünceliyim ama onlar sayımız çok bu bizden olmayan farklı kadını psikolojik olarak ezelim diyerek arkamdan güldüler. Aynaya baksalar gülecek çok daha fazla şeyleri var ucubelerin farkında değiller. Aslında farkındalar da, bunların büyük yüzdesi bizim gibi özgür olmaya özenir ve bu yüzden bizden nefret ederler. Ben kimsenin kılığına kıyafetine karışmam, yorum yapmam, ezmem ama kendimi de ezdirmem. Okulda neredeyse sütçü Remzi nin bile resmi var ama duvarda tek bir Atatürk fotoğrafı yok. Onun sayesinde o okul var, bunu düşünecek beyin elbette yok. Biraz da burası bir çeşit ticarethane sonuçta sağ kesim veletlerini bunlara versin, yani para versin diye bu haldeler ama görüştüğüm iki adam da sağ görünümlü, eğilimli olup aslında aydın görüşlü insanlardı. Ne habeeeer tek takiye sizde yok demek ki.

Neyse prensipte anlaştık adamlarla. Benim eski sevgilim de bu okula neredeyse beş dakika uzakta oturuyor. Gelince haber veririm bir kahve içeriz demiştim, aradım. Evdeyim gece nöbetim var, gelsene dedi. Ben de evine gittim. İşin kötüsü nasılsa seks yapmayacağız diye hiçbir tüysel oluşumuma el atmamıştım. Adam diyecek benden sonra bu kadında işler kesat demek ki oysa bilse ohoooo.

Evi dördüncü katta, asansör de yok, ıkına ıkına topuklu ayakkabılarımla çıktım. En nefret ettiğim şey de eve girince ayakkabı çıkartmak ama mecburuz ne yapalım. Aklımdan kalandan iyi görünüyordu, sakal bırakmış. Beni görünce kocaman bir gülümseme ve kucaklama ile karşıladı beni, çok özlemiş belli. Evliliği çok boktanmış, karısı tam bir arıza çıkmış; zaten evlilik fotoğraflarında bile gülmeyen, suratsız, negatif enerjili bir kadın. Bununla neden evlendiğini de biliyorum, benden sonra aldatılma korkusu o kadar sardı ki gitti bu kadını aldı. Bu kadın istese de aldatamaz, arz talep meselesi; gerçi bu kadına bile niyetlenen olur da bizim ülkede o kadarını yapmaz diye düşündü bununla evlendi. Ben kendisini en iyi arkadaşıyla aldatmıştım, bir türlü aşamadı o acıyı. Hemen beni suçlamayın, hak etmiş, beni zamanında çok üzmüştü  ee ben de intikam aldım ne yapsaydım?

Kahve, sohbet derken, yakınlaşma kaçınılmaz. Perdeleri çeksek de ortam loşlaşsa da benim tüyler görünmese mi derdindeyim ben. Günün ortasında seks yapmaya kalkarsan gün ışığına da katlanacaksın. Öpüşmeye başladık, kanepede uzandık, o üzerimde, özlemişim de.  Bir hareketlenme bir titreme, sandık ki bu titriyor, meğerse deprem oluyormuş. Ben anlamadım önce buna kızıyorum niye sallanıyorsun diye. Panikledi, o panikleyince ben de panikledim. 99 dan zaten deneyimliyim hemen ismini söyledim" deprem oluyor" bilmediğim bir ev, yıkılsa yıkıntılar altında eski sevgilimle kala kalacaktım. zaten çoktan yıkılmış bu ilişkinin enkazını kaldırmam çok zamanımı almıştı, yeniden ve bu kez somutunu yaşayamazdım. Ayağa fırladım, bu kanepenin önünde yerde.
"Durdu, tamam durdu." dedim. hala sallanıyorduk ama bina sallanıyordu, ben hemen kapıya koştum.
"Dur merdivenlerden inme." diye seslendi.
sanki apartmanında asansör var da.
Artık yıkılmasını göze alarak, attım kendimi dışarıya. Bu ilişkide de öyle yapmıştım, baktım temelden sarsıldık, kaçtım gittim; geçen perşembe yaptığım gibi.

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...