Matureli gelişmeleri merak ettiğinizi biliyorum, biriksin diye bekledim işte başlıyorum. Ben bu Matureciğe sevgilim yok dedim ya bu da yememiş içmemiş, ben tehlikesinden kurtulmak için bana erkek aramaya başlamış. Sanki ben hala Kıvırcığın peşindeymişim gibi bu hallerine gerçekten sinir oluyorum. Dürüst olmam gerek, ayrıldıktan sonra ne ben kıvırcığı aradım ne de o beni. Gerçi o birkaç kez instagramdan kedilerimle ilgili mesaj attı. Birinde de ben çok yalnızım keşke kedim olsa dedi. Ben de annen mi izin vermiyor? Sokak kedi dolu al bir tane yazdım. Buradaki annen vurgusu maturenin yaşınaydı tahmin edersiniz. Ne demek istediğimi anladı bir gülücük iconuyla geçiştirdi. Benim gibi genç taş gibi kadın bu Mature için üzülür mü? Evet, ben de unutamıyorum, hatırladıkça sinir oluyorum. Onun o dönemde, benim ona en yoğun olduğum, kalkıp onu bir gün için görmek uğruna ülkenin diğer ucuna uçtuğum günlerde, matureyi terk edip benim sevgilim olmalıydı. Hatta o dönem bir şarkı patlamıştı Dua Lipa'nın Be The One. O şarkıyı dinleyip dinleyip, üzülürdüm neden ben tek değilim onun için diye. Ah nasıl unuturum bir de Model grubunun "Sen Ona Aşıksın" şarkısı... ama ben nakaratı sen bana aşıksın diye söylerdim. Genç, güzel bir kadın için olsa neyse de bunun için bu durumda olmayı kabullenemiyordum. Bir de maddi çıkarları için kadına yapıştığını da biliyordum, bu beni daha da sinir ediyordu. Bir keresinde onu üzmek istemiyorum, ona çok değer veriyorum demişti ama aşığım, seviyorum demedi, bu bile ortaya koyuyordu aslında gerçekleri ama istikrarlıydı ayrıca da çok korkaktı ne yazık ki Kıvırcık. Bir dönem o kadar uğraştım ve yoruldum ki artık kendime kızmaya başladım. Bir arkadaşım da ben olsam yüzüne bakmazdım deyince iyice kuruldum, başka bir erkek arkadaşım, Mature'nin fotoğrafını görünce "bu kadın, adamın üzerinden inmiyordur hem düşünsene bununla sevişip sonra gelip seninle sevişiyor bence iğrenç dedi, beni iyice gaza getirdi. Ben de buna hiç huyum olmadığı halde telefon edip biz neyiz? muhabbeti yaptım. Arada olmayı sevmediğimi, grilerin bana göre olmadığını, bir şey ya vardır ya da yoktur, arası olamaz; benim de bu durumu kabullenemeyeceğimi söyledim. O da artık görüşmeyelim dedi, bu kadar. Üzüldüğünü ve aslında benimle de olmak istediğini biliyordum ama kolunu oynatamayacak kadar aciz ve korkaktı, Mature'ye de iyice kaptırmıştı hayatını, rahattı da yanında güvendeydi bu da ona yetiyordu, ben büyük risk demektim onun için. Ayrıca ben öyle para da yedirmezdim, bunu da köpek gibi biliyordu.
Aradan zaman geçti ki zaman her acının da hastalıklı duygunun da ilacıdır. Kıvırcık benim için yabancı biri, etkisiz bir eleman haline geldi. Artık gelip hadi sevgili olalım bak Matureyi bıraktım artık şerefsiz de değilim para yemiyorum dese bile bu iş olmaz, onu istemem, her şey zamanında güzel. Bende ne duygu kalmış ne de istek ama bu Mature zavallısı ben kıvırcığın peşindeymişim ona umutsuzca aşıkmışım gibi davranıyor. Ofiste giderek arkadaş edinmem ve sohbet ettiğimizi görmek de bunu ayrıca uyuz ediyor. Ona göre ben, dışlanan ve ahlaksızlığı yüzüne vurulan ikinci kadın, toplum tarafından istenmeyen kişilik olmalıyım. Dün Mature yanında bir kadınla geldi. Bunun ofisi camdan ve etrafı görüyor, beni de direk görebiliyor. Kadınla bu durup durup bana baktı ve konuştular. Yanındaki kadının bakışını görseniz, inanamazsınız. Hem süzüyor, hem de iğrenir gibi yüzünü buruşturuyor. Yanıma gelip bir şeyler söylesin de saçını başını iki kelimemle yolayım dedim ama yemedi tabii. Oradan çıkıp da yanıma yaklaşamadılar. Hatta bir ara işi gücü bıraktım, diktim gözlerimi ben de bunlara bakmaya başladım. Bakışlarımdan rahatsız olup, bana bakmayı kestiler. Kadının Mature'yi nasıl teselli ettiğini, bunun için de ne kadar yalan iltifatta bulunduğunu tahmin ediyorum. Tamam ben bir yerde hak ettim belki de, kendine müttefik seçmenin ne gereği var. Kapandı, bitti, gitti bu mevzu. Bir de bu kadınla tuvalette karşılaştım. Ben kabinden çıktım, ellerimi yıkadım, saçlarımı düzeltiyordum. Arkamdan geçti, kötü kötü süzerek beni. Ben de aynadan bir bakış attım, hemen başını çevirdi. Bu tipler korkak da oluyor nedense. Giderken de duyacağım şekilde Kıvırcığa selam söyle Matureciğim diye bağırdı, aman ne kıskandım ne kıskandım. Aradan iki saat geçmedi bu sefer de bir adam geldi. Adam abartısız Jean Reno'nun gençliği, bu yüzden de ister istemez bakıyorsun. Adamı gelip benimle tanıştırdı çok yakın arkadaşım Jean. Adını böyle kullanacağım gerçek adına gerek yok. Bu çakma Jena Reno da bana baktıkça baktı bütün gün. Bakmamayayım diyorum ama benzerlik öyle ilginç ki gözüm takılıyor neredeyse Matilda'ya selam söyle diyeceğim bu kadar olur yani. Kesin bu adama da benim erkeği ile neler yaptığımı, nasıl bir kaltak olduğumu anlatmıştır. Adam gittikten sonra yanıma geldi.
-Beğendin mi Jean'ı?
-Ne kim ben mi? Yoo neden?
-Bilmem beğendin gibi geldi bana, çok baktın da.
-Bakarım tabii adam Leon'un aynısı.
-Sadece o yüzden baktın öyle mi? Söyle beğendiysen ben yabancı mıyım hem onun da hayatunda biri yokmuş şu sıralar.
-Bana ne yahu adamın özel hayatından.
-Bence görüşün siz, belki hayatının aşkıdır.
Meğerse Mature bana erkek ayarlıyormuş ki Kıvırcık sağlamda kalsın.
-Gerek yok Mature Hanım teşekkürler.
-O seni beğenmiş ama haberin olsun.
Adam uzun ben de Natalie Portman kadarım zaten tam Leon filmi oluruz yan yana.
Aradan zaman geçti ki zaman her acının da hastalıklı duygunun da ilacıdır. Kıvırcık benim için yabancı biri, etkisiz bir eleman haline geldi. Artık gelip hadi sevgili olalım bak Matureyi bıraktım artık şerefsiz de değilim para yemiyorum dese bile bu iş olmaz, onu istemem, her şey zamanında güzel. Bende ne duygu kalmış ne de istek ama bu Mature zavallısı ben kıvırcığın peşindeymişim ona umutsuzca aşıkmışım gibi davranıyor. Ofiste giderek arkadaş edinmem ve sohbet ettiğimizi görmek de bunu ayrıca uyuz ediyor. Ona göre ben, dışlanan ve ahlaksızlığı yüzüne vurulan ikinci kadın, toplum tarafından istenmeyen kişilik olmalıyım. Dün Mature yanında bir kadınla geldi. Bunun ofisi camdan ve etrafı görüyor, beni de direk görebiliyor. Kadınla bu durup durup bana baktı ve konuştular. Yanındaki kadının bakışını görseniz, inanamazsınız. Hem süzüyor, hem de iğrenir gibi yüzünü buruşturuyor. Yanıma gelip bir şeyler söylesin de saçını başını iki kelimemle yolayım dedim ama yemedi tabii. Oradan çıkıp da yanıma yaklaşamadılar. Hatta bir ara işi gücü bıraktım, diktim gözlerimi ben de bunlara bakmaya başladım. Bakışlarımdan rahatsız olup, bana bakmayı kestiler. Kadının Mature'yi nasıl teselli ettiğini, bunun için de ne kadar yalan iltifatta bulunduğunu tahmin ediyorum. Tamam ben bir yerde hak ettim belki de, kendine müttefik seçmenin ne gereği var. Kapandı, bitti, gitti bu mevzu. Bir de bu kadınla tuvalette karşılaştım. Ben kabinden çıktım, ellerimi yıkadım, saçlarımı düzeltiyordum. Arkamdan geçti, kötü kötü süzerek beni. Ben de aynadan bir bakış attım, hemen başını çevirdi. Bu tipler korkak da oluyor nedense. Giderken de duyacağım şekilde Kıvırcığa selam söyle Matureciğim diye bağırdı, aman ne kıskandım ne kıskandım. Aradan iki saat geçmedi bu sefer de bir adam geldi. Adam abartısız Jean Reno'nun gençliği, bu yüzden de ister istemez bakıyorsun. Adamı gelip benimle tanıştırdı çok yakın arkadaşım Jean. Adını böyle kullanacağım gerçek adına gerek yok. Bu çakma Jena Reno da bana baktıkça baktı bütün gün. Bakmamayayım diyorum ama benzerlik öyle ilginç ki gözüm takılıyor neredeyse Matilda'ya selam söyle diyeceğim bu kadar olur yani. Kesin bu adama da benim erkeği ile neler yaptığımı, nasıl bir kaltak olduğumu anlatmıştır. Adam gittikten sonra yanıma geldi.
-Beğendin mi Jean'ı?
-Ne kim ben mi? Yoo neden?
-Bilmem beğendin gibi geldi bana, çok baktın da.
-Bakarım tabii adam Leon'un aynısı.
-Sadece o yüzden baktın öyle mi? Söyle beğendiysen ben yabancı mıyım hem onun da hayatunda biri yokmuş şu sıralar.
-Bana ne yahu adamın özel hayatından.
-Bence görüşün siz, belki hayatının aşkıdır.
Meğerse Mature bana erkek ayarlıyormuş ki Kıvırcık sağlamda kalsın.
-Gerek yok Mature Hanım teşekkürler.
-O seni beğenmiş ama haberin olsun.
Adam uzun ben de Natalie Portman kadarım zaten tam Leon filmi oluruz yan yana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder