Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Yayıncılara Giydirmeye Karar Verdim

 Benden kitap beklediğinizi biliyorum, ben de yazıyorum yavaştan. İçinde blogda yazmayanlar ve yazanların detayları olacak. Hani üstün körü anlatıp geçiyorum ya hepsini detaylandıracağım.
Tabii yayıncı derdim hala sürüyor. Bu ülkede işini iyi yapan gerçek yayıncı ne yazık ki yok. Yayınevleri gelen dosyaları okumayan editörlerle dolu. Orada ne iş yapıyorlar bilmiyorum, herhalde bütün gün kendilerini parmaklıyorlar. Sadece bizim ülkemizde okumayan editörler vardır. Yayınlanan kitapları nasıl mı seçiyorlar? Yazarı yahudiyse direk yayınlanıyor bakınız Fİ nin yazarı. Yazarı tanınmış biriyse, evet. Yazarı yayınevindeki birinin tanıdığıysa yine yayınlanıyor ama emin olun onları da okumuyorlar, belki bir göz atıyorlardır o kadar. Okumakla neden vakit kaybetsinler zamanları değerli, editör okurmuymuş hiç. Sonra da ülkemizde okuma oranı az, cahillik aldı yürüdü diye hayıflanırlar. Hadi canım öyle mi cidden? Blog olmasa benim de size sesimi duyurmam imkansız olacaktı neyse ki blog dünyası var ve halkımız gayet de okuyor, sen ona okumak istediklerini sunuyor musun asıl mesele o.
Popüler blog yazarlarının kitaplarını gördükçe de mutlu oluyorum. Okuyan var ki yayınlanmış ama bebek hikayeleri okumaya başlamadan önce bir Madam Marin var ve o ne sadece seks- ilişki bloğu yazıyor ne de saçma bdsm dünyasıyla ilgili bunu bir anlayın ön yargılardan kurtulun. Ben hepinizi ilgilendiren her şeyi yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim. Olmadı basarım parayı kendim yayınlarım kitabımı şükür ki param var.

27 Mayıs 2017 Cumartesi

Escort Arkadaş Nedir?

 Yeni bir trendden bahsedeceğim size "escort arkadaşlık" o neymiş demeyin hiç, yazdıklarımı okuyunca siz de hayatınızda en az bir tane escort arkadaşınız olduğunu fark edeceksiniz. Bunlar nasıl çalışır buyurun inceleyelim.

-Hep hayatınızdadırlar ama kötü gününüzde kaybolurlar.
-Gittiğiniz her yerde hesabı siz ödersiniz.
-Her zaman paraya ihtiyaçları vardır, iş bulamazlar, haksızlığa uğrarlar, mağdurdurlar ama çalışmazlar.
-Size duymak istediklerinizi söylerler; çok zayıflamışsın, sen haklıydın, sana sevgili mi yok, çok iyi görünüyorsun... Ama gerçek fikirleri bu değildir.
-Hayatınızda birinin olmasını, ciddi ilişki yaşamanızı istemez, böyle biri olursa alttan alttan onu kötüler, ona uyuz olurlar çünkü siz yalnızken onun işine yarıyorsunuz.
-Çıkarı yoksa sizi arayıp sormazlar.
-Hayatınızdaki tek arkadaşınızın kendisi olduğunu zanneder, size iyilik yaptıklarını varlıklarının lütuf olduğunu düşünür, sizi yoldukça yolarlar.
-Sizden aldıkları eşyaları, giysileri vs gidip başkasına bana bunu verdi ben de kırılmasın diye aldım ama kullanmam diye anlatırlar oysa almak için kendisi ısrar etmiştir.
-Sizi sevmez içten içe kıskanırlar.
-Sizi sevenleri de sevmezler.
-Hep talepleri vardır, gezmeye gidelim, tatile gidelim, bara gidelim ama asla ödemeyi onlar yapmaz.
-Onlara verdikçe iyisinizdir vermeyi kestiğiniz an ne kadar kirli çamaşırınız varsa ortaya döker birin yanına bin ekleyip, sizi başkalarına kötülerler.
-Asla küsmezler, gururları yoktur çok zor kurtulursunuz.

Tanıdık geldi mi? Eminim gelmiştir. Bu tiplerden hayatımızda çokça var. Sizinle ilgileniyor gibi görünür, dertlerinizi dinler gibi yapar sizden faydalanırlar. iş yerinizden, evinizden, cebinizden... Siz ondan küçücük bir beklentiye girseniz küçük parmağını kıpırdatmaz. Evinize alıp baksanız, memnun kalmaz, ikinci gün neden şu yok bu yok diye söylenmeye başlar. Bunlardan nasıl mı kurtulacağız; yukarıda yazdığım gibi vermeyi keserek. Siz vermeyi kesince o da escortluk yapacak başka birini bulacak ki emin olun bu konuda uzman olduklarından hemen bulurlar. Siz de şaşkınca izlersiniz yeni kurbanın safça bunu dostu sanmasını ve kendi kendinize mırıldanırsınız ne aptalmışım, neyse kurtuldum...


26 Mayıs 2017 Cuma

Lanet Mi Benim Mal Severliğim Mi?

 Nuri'ciğimle oturmuş kahve içip dedikodunun dibine vuruyorken kapı çaldı. Nuri de kalktı kapıyı açtı. Bir bayan sesi, hafif de ağlamaklı. "Çok özledim, görebilir miyim?" diyor. İçimden bir ses eyvah dedi bu kim? Hangisinin karısı, eski sevgilisi ki kapıma dayandı da ağlıyor. Cihan'la görüşmüyorum karısı olamaz. Eskilerden kimseyle tüm ısrarlara rağmen görüşmüyorum, yani onların da karıları olamaz. Sarper'in sevgilisi var da benim mi haberim yok, olabilir mi? Yoksa Kim Ki Duk'un bir şeyi mi bu gelen? Adamın adını bile bilmiyorum, sevgilisine ya da karısına mı hesap vereceğim derken Nuri beni çağırdı.
-Marin bir baksana, ev sahibine sormam gerek. dedi kapıdakine.
Kapıya çekinerek yaklaştım, baktım gençten bir kız.
-Afedersiniz biz eskiden burada oturuyorduk da çok özledim evi gezebilir miyim?
Ohhh dedim içimden.
-Tabii girin buyurun.
Kız girdi, salona geçmesiyle ağlamaya başladı ama nasıl hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Nuri ile kızı baya bir teselliye çalıştık. Benim eskiden yaşadığım, daha doğrusu büyüdüğüm ev de şimdi Taksim'deki otellerden biri oldu. Ben de gidip lobideki adama bu kızın bana yaptığı gibi durumu anlatmıştım. O da odalardan birini gösterelim madem demişti. Ne anlasın o adam benim hislerimi, orada görevli alt tarafı.
Odaya çıktım zaten bina tamamen değişmiş, hem biz en üst kattaydık bunlar beni birinci kattaki bir odaya çıkarttı. Manzara haricinde hiçbir şey aynı değildi.
-Çok güzel olmuş ev, elinize sağlık. Çok değişmiş. dedi kız bir yandan da gözlerini siliyor. Nuri, kıza da kahve yaptı, oturduk içtik. Babasının durumu kötüleşmiş de ondan evi satmışlar, uzaklara taşınmışlar falan. Ben evi arada onlardan alan başkasında almıştım yani içim rahat kimsenin ahını almadım ama bir ara gelip sizinle yaşayalım diyecek diye ödüm koptu. Bu evde beş kişi yaşıyorlarmış. Ben de biraz sıksam beşe tamamlayacağım zaten.
-Ben yalnız yaşıyorum. Dedim ama nerede yalnız kalamıyorum ki.
Kız biraz daha oturdu gitti.
Bizim duygusallık ve felsefe uzmanı Nuri başladı söylenmeye.
-Ay sinirlerim bozuldu sat sen bu evi bence, bu evin üzerinde göz yaşı var.
-Saçmalama Nuri, ne ilgisi var?
-Gözü kalmış bunların burada sat sen bu evi.
-Olmaz ben evimi seviyorum, hem direk bunlardan almadım ki.
-Ters gider işlerin hayatın bak ben sana söyliyim.
-Ah ondan mı bütün mallar beni buluyor acaba ne dersin?
-Yok o senin mal severliğinden kaynaklanıyor.
-Aradan üç yıl geçmiş ben bu evi alalı. Satamam kimse kusura bakmasın.
-Bu kız özledikçe gelecek artık.
-Ne yapalım gelsin.
-Evi sirkeli suyla kutsayalım da kötü enerji dağılsın.
Eline aldı elma sirkesini eve serpiştirdi, benim alnıma ve boynuma da sürdü. Nuri, bunları yaparken ben de düşündüm acaba hiçbir ilişkimin yürümemesi, bir ailenin evini istemeden alıp onları üzmemden mi kaynaklanıyor? İyi de ne bileyim ben önceki ev sahipleri neden çıkmış neler yaşamış. Aman öyleyse de öyle o zaman benim eski evim olup da şimdi otel olan binada kalan müşteriler düşünsünler.




25 Mayıs 2017 Perşembe

Boş Ev'deki Yabancı Adam Kim Ki

 -Bana isim taktın mı? Dedi, ben kalkmış giyiniyordum.
-Taktım, Kim Ki Duk.
-Şu Koreli yönetmen, neden?
-Yaşadığımız onun filmlerine benziyor. Hiç konuşma yok, sadece bakışlar ve mimikler.
Gülümsedi.
-Doğru düşünmüşsün.
-Bi de isimden de yola çıktım Kim ki? Sen kimsin ki? Bilmiyorum.
-Merak ediyorsun ama değil mi? Hatta belki çoktan araştırmalara başladın.
-Yanılıyorun, ne araştırdım ne de seni merak ettim.
-Telefon hattımdan kimliğimi bulmaya çalışmadın mı?
-Hayır.
-Adresten? Etrafta oturanlara daire sekizdeki adam kimdir diye de mi sormadın?
-Hayır.
-Çok ilginçsin başkası olsa, neler neler sormuştu şimdi bana. Neden böye boş bir evde yaşıyorsun? Neden adını söylemiyorsun? Yok evli misin? Yok dul musun?
-Onları başka kadınlar sorar Kim ciğim belki de normal kadınlar demeliyim ama ben pek normal değilim. Senin kimliğinde umurumda değil.
-Yine de aklına takılıyor olmalı, sonuçta bu beşinci buluşmamız.
-Sayıyor musun?
-Evet, her defasında daha da güzel oluyor hem.
-Sen beni merak edip araştırdın mı?
-Hayır araştırmadım ama evet merak ediyorum. Söz verdiğim için araştırmadım. Yoksa tanıştığımız bara gitsem, seni tarif etsem, eminim bir tanıyan çıkar.
-Bence yapma, böylesi daha iyi.
-Ya bana aşık olursan.
-Of şu cümleyi duyduğum sayı kadar fidan dikseydim ormanım olurdu şimdi. Nedir bu sizdeki aşık etme öz güveni? Olmam ben aşık maşuk hatta sana bunun son görüşmemiz olduğunu üzülerek bildirmek zorundayım, artık beni arama.
-Neden son görüşmemiz? Seni kırdım mı?
-Başkasıyla beraberim. Adı Sarper. Adını da işini de biliyorum.
-Aşık mısın ona?
-Yine aşk konusu. Hayır değilim ama ilişkinin en güzel zamanında yani başındayız, başka biriyle görüşmek istemiyorum. Belki ilerde sıkıldığımda olabilir.
-Sıkılmanı mı bekleyeyim yani.
-Hayır sen beni bekleme. Bu oyunu oynayacak başka bir oyun arkadaşı bulursun belki.
-Hangi kadın senin kadar kurallara uyar ki? İkinci buluşmada tutturur bana adını söyle diye.
-Haklısın, ama yine de aramaya devam et ya da etme. Neyi aramayı bırakırsan o gelir bulur seni. Hadi ben kaçar.
Yere serilmiş yer yatağından hızla ayağa kalktı, çıplak bedenine çarşafı doladı. Etrafta yanan mumların ışığı üzgün yüzünü aydınlatıyordu.
-Gitme!
-Seni tanımak güzeldi Kim Ki Duk bu Boş Ev de yaşadıklarımız da güzeldi. Çok ilginç biliyor musun, Boş Ev diye bir filmi var Kim Ki Duk un izle bir ara.
Boş evden çıkıp, dolu evime geldim, aklım da içimden bir his de boş evde o yabancı adamla kalmıştı; adını bile bilmediğim birini mi özleyecektim? Ondan hoşlanıyor muydum? Aşk mı? Hadi canım bakın işte bu imkansız.




24 Mayıs 2017 Çarşamba

Hemcinslerime Grup Tavsiyelerim

Öncelikle gruptaki, kimseyle duygusal bağınız olmamalı çünkü ileride sorun çıkar. Olay sadece sekstir evet. Siz duygusal ve her hareket ve sözden anlamlar çıkaran bayan okurlarım, burada da duygu arıyorsunuz. Bir arkadaşım duygu olmadan grup yapamam demişti. Duygulu grup bulursan buyur yap. Arada duygu varsa grupta ne işin var. Yattığın iki erkek de sana aşık olsun istiyorsun ya o anca filmlerde olur. Biri sevgilin olabilir, bu ortak fantezinizdir, yaşarsınız. Sonrasında dua et de kıskançlıklar çıkmasın ya da hadi şimdi de iki kadınla yapalım bak ben senin için başka bir erkeğe katlandım demesin. Neymiş duygu olacakmış peh.

Sakın sabaha kadar sarılıp uyuma gibi bir hayal kurma, olay bitince kalk giyin. Sabah, gecenin tüm karanlıkta kalan kusurlarını gün ışığına çıkartır ve tabii senin kusurlarını da adamların gözüne sokar. Geceyi beraber geçirmeyin, biri mutlaka gitsin.

Korunmayı asla unutma; hem sağlık açısından hem de ya hamile kalırsan! Bir düşün bakalım olacakları... Bu bebek hangisinden diye kıvranıp duracaksın, korun! Korunmak istemezlerse de ısrar et yoksa ben yokum de. Olayın akışına kapılacaksın ama bu unutulmaması gereken bir konu.

Her istediklerini yapma. Karşılıklı zevk almak önemli. Uçlarda bir şey yaşıyorsun diye her konuya da açık olmadığını belirt. İstiyorsan lafım yok ama istemeden hiçbir şey yapma.

Olay bittikten sonra yine saçma hormonlarına kapılıp bu adamlar beni niye aramıyorlar diye triplere girme. Sen onların sevgilisi değilsin. Herkesin bir hayatı var. Bundan sonra da ancak yine böyle bir paylaşım olursa görüşeceksin ya da normal arkadaş olarak takılacaksınız. İçlerinden biri sevgilinse de ondan ekstra ilgi bekleme, olayın detaylarını da konuşmaya kalkma. Güzeldi, eğlendin, zevk aldın tamam, önüne bak.

Bu adamların senin hakkındaki düşüncelerine takılma. Saygı da duyabilirler, vay be ne kadınlar var bir şöyle birine daha denk gelemedik de diyebilirler. Sana davranışları değişirse ve senden hep onlarla olmanı beklerlerse, hatta yeni arkadaşlarını önerirlerse, hemen kabul etme. İstemiyorsan ama zevkten de mahrum kalmaktan korkuyorsan önce kendi kurallarını belirt. Yeni kişi ile vakit geçirmeden, iyice tanımadan yatağa girme. Sana saygısızlık ediliyorsa, sanki mecburmuşsun gibi sürekli çağırılıyor ve gitmediğinde de laf söyleniyorsa o kişilerle görüşmeyi derhal kes!

Olacağını sanmam ama tehdit edilebilirsin. Bu gibi bir durumda asla korkma ve yasal yollara başvuracağını söyle. Zaten karşı taraf blöf yapıyordur, tırsar.

Kafan güzelken çok daha rahat olacaksın evet ama içkiyi de başka şeyleri de fazla kaçırma.

Odada birden bire tanımadığın biri biterse hemen tepki göster ve olayı durdur, gelenin nasıl biri olduğunu bilemezsin.

İki gün üst üste grup yapma bu sana zarar verebilir önce dinlen.

Uzun süredir, tanıdığın, güvendiğin, sonrasında da öncesine olduğu gibi sohbet edebildiğin adamlar olmaları çok önemli, rast gele adamlarla sakın grup yapmaya kalkma.

Nacizane Madam Marin önerilerim bunlar, ve en önemlisi aklına kazınan tabuları boşver ve anın keyfini çıkart.

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Stavros'u Çavuşu Tokatlarken Yakaladım

 Geçen gün kuzenim Stavros'u mastürbasyon yaparken yakaladım. Hiç böyle bir duruma denk gelmemiştim, ne yapacağımı şaşırdım. Bu çıkartmış küçük Stavros'u okşuyor, karşısında laptopu bir kadın bir erkek halvet olmakta; ben de bir ekrana bir de bununkine baktım ve şaşkınlıktan "ne yapıyorsun?" dedim. Çavuşu tokatlıyorum diyecek hali yok ya, hemen kapattı laptopun kapağını, ufaklığı yerine soktu; ben hala şaşkınca bakıyorum dön git işte değil mi ama şaşırdım.

Bu da hemen toparlandı, pardon dedi, aldı laptopunu odasına gitti. Evde yalnız ya iyice rahatlamış garibim benim erken geleceğimi tahmin edemedi. Ben neyse de ya bunu bu halde Minel görseydi. Abartısız gider üzerine otururdu. Zaten kızın başına vurmuş durumda. Ben de kuzenime yan gözle bakacak değilim de baya bir iyi görünüyordu yalan söyleyemeyeceğim. Bir de anlamadığım Stavros'un hatun bulma sıkıntısı yok, biliyorum bizim apartmandakileri bile götürdü ne diye mastürbasyonla zaman harcıyor ki? Hem de çok sıkıcı bir sahneyle tahrik olmuş; kadın adama girerken aman ne ilginç. Bence porno yapmadığını, sana uzak olanı, biraz da uç şeyleri izlemektir. Yoksa rutin yaptığın bir olayı izleyerek neden tahrik olasın, ben şahsen olmam. Grup falan olsa neyse bir kadın bir adam... Böyle düşünüyoruz çünkü artık normal şeyler ilgimizi çekemez oldu. İnternetin aklımıza gelmeyeni karşımıza getirmesiyle cinsellik anlayışımız da değişti, tabular kalktı. Uçlarda yaşamayı normal algılamaya başladık. Stavros haklı aslında klasik porno eskiden buydu. Şimdi asıl mesele Stavros'la göz göze gelmemeye çalışmak ikimiz de utanç içinde kaldık. Minel hala evlenemedi. Kızlık zarı hala yırtık ama bana iyi kız olduğunu ve bu kez paramın boşa gitmeyeceğini ıspatlamak uğruna kimseyle görüşmüyor, bu yüzden de duvarlara tırmanıyor.
Stavros da gidecek ve kalacak bir yer bulamadı. Kısaca ben daha çok basarım bunları kendilerini tatmin ederlerken.

13 Mayıs 2017 Cumartesi

Sevgilin Var Anladık

 Sevgilin var anladık. İnstagrama yüklemiş altına da my love yazmışsın. İngilizceye bu kadar meraklsın madem oturup öğrenseydin de biz iletişim kursaydık. Ya da yaşadığın ülkede iki kelam etmeyi öğrenseydin o da yok Marin'le flörtleşmeye kalkıyor sonra da nece konuşacağız biz. Hayır mimikler, ifadeler, vücut dili de bir yere kadar gerisi gelmiyor ki. Bir de aynı iş yerinde olmanın verdiği bir baskı, yanımızdan ayrılmayan bir çevirmen derken bu işten umudunu kesen ben, başka limanlara yelken açtı bu da gitmiş aynı uyruktan olduğu bir kız bulmuş, aman ne yaratıcı. Zaten onlardan çok tatmış ve yaşamışsındır, sen hiç Türk kadını çarpması yaşadın mı? yaşamadın. Hele benim gibi melez bir ırkla aşk yaşadın mı? Hayır. Yaşasaydın, tutku nedir, neleri göze aldırır bilirdin. Gidip güvende olacağın memleketlinle ilişkiye başlamazdın. Tamam ben de çok uğraşmadım da ben mi koşayım peşinden, sen uğraşacaksın. Ben bile o saçma dilinde selamlaşmaları ve basit cümleleri öğrendim sende anca merhaba, nasılsın? dahası yok. Whatsupda da translate İngilizcesi ile dert anlatma çabası olunca, bizim iş de olmadı tabii.
Gerçi bazı durumlarda dil de o kadar önemli değildir, sen beni atsaydın bir şekilde evine konuşmamıza da çok gerek kalmayacaktı ama o cesaret de yok. Neyse olmadı, sen kendi türüne gittin ben kendi türüme değil, ben tür ve ırk kısıtlaması yapmam, beni dil, din, ırk farkı durdurmaz.
Ayrıca bence hiç yakışmamışsınız. Kıskanmak mı? Ben mi? Yok canım...

12 Mayıs 2017 Cuma

Hamile Kalamayanlara Hiçbir Yerde Duyamayacakları Kesin Çözüm

 Çocuğu olmayan bir arkadaşım vardı. Her yolu denediler, önce aşılama sonra tüp bebek... Bir kez de değil defalarca. Hem psikolojik olarak hem de maddi olarak sarsıldılar. Bakıldığında iksinde de bir sorun yoktu; arkadaşımın yumurtaları iyi sağlam, eşinin de spermleri yeterli ve hızlıydı ama bir türlü çocukları olmuyordu. Danışmadıkları doktor, danışman, psikolog hatta enerji uzmanı kalmadı ama çocukları olmadı...

Bir gün geldi Cihangire, gittik meşhur çay bahçesine sohbet ediyoruz. "Marin biz boşanacağız galiba, bu çocuk meselesi çok büyük sorun açtı ilişkimizde, sevişmelerimiz de hep görev icra eder gibi."
Diye dert yandı. Başkası olsa ah vah üzülme kısmet der yollarım ama kız orta okuldan beri arkadaşım. Birlikte okulu az kırıp oğlanlarla buluşmaya İstiklal'e kaçmadık.
"Görev gibi yapılan seksten ne zevk alacaksın ki bir de hamile kalasın." Dedim
"Artık hep böyle yapıyoruz."
"Olmaz isteksiz seksten çocuk da olmaz orgazm da. Zaten heyecan yoksa hormonların çalışmaz, hormonsuz da ne çocuk olur ne keyif. Ben doktor değilim bilmem ama suni yöntemlere zaten karşıyım. Orada iyice geriliyorsundur tutacağı varsa da tutmuyordur."
"Öyle geriliyorum da ne yapayım?"
"Başkalarıyla seviş."
Bunu duyunca şaşırdı ama güldü de.
"Delisin Marin."
"Evet deliyim ama ciddiyim de. Git seviş birileriyle şu ölen hormonların canlansın, biraz heyecan yaşa sonra git kocanla seviş, bence işe yarar. Yalnız kaçamak yapacağın kişiyle olurken mutlaka korun."
O gün bana güldü, keyfi yerine geldi ama aklına da yatmış olacak ki aradan abartmıyorum iki ay geçmeden beni arayıp iyi haberi verdi; hamileydi... Telefonda heyecanlı heyecanlı anlattı.
"Senin sayende hamile kaldım, seni dinlemesem hala kalamazdım. Aynı gün öğlen biriyle akşam başkasıyla seviştim. Ertesi gün de eşimle korunmadan birlikte olduk ve o birliktelikten hamile kaldım."
"Ben sana demedim mi, heyecan ve canlanan hormonlar spermleri yumurtana kilitledi."
"Senden profesör olması lazım harikasın."
"Yok canım ben sadece mantık yürüttüm, hadi hayırlı olsun canım."
Kocası da çok mutluymuş karısı hamile kaldı diye. Evet yöntem biraz tek eşlilik karşıtı olabilir ama sevişme istekli ve şehvetliyse sonuç alınır. Her işte de bu böyle değil mi zaten? istemeden, öylesine yapılan hangi işten verim alınmış ki seksten alınsın.

Bu yöntemi hiçbir tv programında duyamaz, asla bir doktordan tavsiye olarak alamazsınız ama işte Madam Marin sizler için yazıyor. Çocuk olamama sorunu yaşıyorsanız, cinsel hayatınızı renklendirin, heyecan katın, ille başkalarıyla kaçamak yapmak zorunda değilsiniz ama başka çare yoksa bunu da deneyin göreceksiniz çocuk gelecek, en azından eğlenmiş olacaksınız bu da bir şey.

11 Mayıs 2017 Perşembe

Rus Musun Marin?

 Rus kadınların belirli bir görüntüsü var mı bilmiyorum, hiç ilgimi çekmedi ama ben kendimi bildim bileli birileri tarafından Rus'lara benzetildim. Saçlarımı koyu yaparım ki doğal rengi bu zaten Rus gibi olmuşsun derler, arkaya tararım aynı Rus, kahkül bırakırım Ruslara benzemişsin, kızıl yaptım tam Rus olmuşsun dediler. Bu yorumlara alıştım aldırmıyorum. Bana göre Rus kadınları hep çok uzun boylu ve kusursuz vücutluydu ben şahsen öyle değilim. Kısa boyluyum, göğüslerim ve kalçalarım da büyük yani aslında tipik Yunan- Akdeniz kadın özelliği taşıyorum ve elbette yoğun olarak da Türk. Gelin görün ki, bu yorumlar hiç bitmedi. Ben de zamanla benim ölçülerimde Rus kadınları görmeye başladım. Özellikle Tatu grubundaki siyah saçlı kız benzer gibiydi, tabii ben daha beyaz ve daha kıvrımlıydım. Açıkçası hangi ırka benzediğimin üzerinde de durmadım. Bir yere gidip oturduğumda etraftaki Rus kadınları gelip bana grujda burujda demeseler çok da üzerinde durmazdım ama bunlar baya baya beni kendilerinden sanıp iletişim kurmaya çalışıyorlardı. Parkta, gittiğim tatil beldelerinde, oturduğum kafelerde, havaalanı free shopta. Özellikle alış veriş yerlerinde satıcılar gelip Rusça konuştular ben de Ben Türküm! dedim. Rus hatunlara da i m not Russian Turkish Turkish deyip durdum. Burda değinmek istediğim esas konu, birbirlerine olan bağları. Ülkemizde bir Rus kadın başka bir Rus kadını görünce hemen gelip konuşuyor, belki yardımlaşıyor. Biz yurtdışında birinin yanına gidip sen Türk müsün aaa ne güzel dedik mi? Demişizdir ama sadece görüntüye bakıp bu kanıya varıp değil, konuşmasını duyup emin olduktan sonra. Bunlar görüntüden bile bu sonuca ulaşıp hemen bir araya geliyorlar. Yabancı bir ülkede birbirlerine sahip çıkıyorlar. Ben bu özellikleri yüzünden Rus kadınlarını taktir ediyorum açıkçası. Her ne kadar gruj muruj ne diyorlar anlamasam da artık benzetildiğim bu ırktan kısaca Rus'lara benzetilme klişemden rahatsız olmuyorum. Hangi kadın başka bir ülkede başka bir kadının yanına gelip bizden misin diye iletişim kurmaya çalışıyor ki.

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Kedime Laf Söyleyen Erkeklere Son Uyarım!

 Evime gelip, benimle sevişme ayrıcalığına nail olmuşsun daha ne istiyorsun? Belanı mı? İlle benim içimdeki şeytanı dışarı çıkartacak, sonra da Marin amma tersmişsin diyecek. Tersim tabii, tersim de pistir üstelik görmek istemezsin. Edebinle otur, saygılı ol geldiğin eve ve ev ahalisne. O tüy döküyor, giysilerime tüyleri yapışıyor dediğin kedi senden bin kat değerli. Sen gidersin ama o kalır hayatımda. Uzaylılar istila etse o an ve sorsalar bu herifi mi alalım kedini mi diye; alın herifi ne yaparsanız yapın bana ne derim. Sen kalkmış utanmadan "kapıyı kapat da yatak odasına gelmesin, giysilerime çıkmasın, tüy alıcı rulodan var mı? Yine üstüm başım tüy oldu..." Diyemezsin. Haa diyorsan Marin benimle neden artık görüşmüyorsun? demeyecek, kös kös hayatımdan sekter olup gideceksin.

Ayrıca ben sana diyor muyum? "Pipinin etrafında kıllar var, yatağıma döküldü, ıy iğrenç ki evet tabii ki iğrenç. Vücut kılların ayrı iğrenç. Kılsızlara lafım yok da madem kıllısın alacaksın, ben de senin kıllarından rahatsız oluyorum. Kedilerin ve köpeklerin böyle bir şansları yok. Zaten doğaları tüylü ama sen madem hayvan olmadığını iddia ediyorsun, kıllarını alacak, kendine bakacaksın, yoksa benim evimdeki senden on kat daha temiz hayvana laf etmeyeceksin.

Kirli donuyla gelip de kedime laf eden kendini bilmezler, kolunuzdan tutup kapı dışarı edilince, bir daha görüşmeyince "acaba çok mu kötüydüm, beni mi beğenmedi?" diye düşüneceğinize önce geldiğiniz evin kurallarına ve içindeki canlılarına saygı duymayı öğrenin. Kız arkadaşınızın kedisine köpeğine laf söylemeyin, yoksa elinizde kalır düşünürsünüz ne oldu diye. Bir de o mu ben mi? diye bir soru sormayı aklınızdan bile geçirmeyin tabii ki o, sen de kimsin benim kedim yanında değersiz kıl yumağı defol şimdi evimden!

7 Mayıs 2017 Pazar

Ölümsüz Bir Ölümlü

  Geçen hafta tanıdığım biri öldürüldü... İlk kez tanıdığım biri öldürüldü. Hep başkalarının başına gelir ya da filmlerde olur gibi gelirdi böyle şeyler ama baya baya yakınımdaki birine oldu işte. Beraber iş yaptığım, sevdiğim ve saygı duyduğum biriydi. Çok detaya giremiyorum ama inanılmaz etkilendim. Günlerce kimseyle konuşmadım, iştahım kesildi, sessiz ve içine kapanık bir hale geldim. Ben ki zaten ölümü algılamakta zorlanıyorum bir de bu ölüm, bu şekilde olunca,  biri gelip başka birinn hayatını sonlandırınca daha da anlaşılmaz ve inanılmaz geldi.

Kimin kimi öldürmeye hakkı vardı ki? Kimsenin...

Hayalleri yarım kalmış bir adam. Sevenlerinden koparılmış bir yürek...

Ben sadece üzülmekle, kabuğuma çekilmekle yetindim ama korkmadım, yılmadım. Cesur biriydi inandığının ardından gitti. Ben de yazarken ve yaşarken korkmuyorum. Biri beni böyle kalleşçe öldürmeye kalkarsa belki kendimi koruyamam ama yaptıklarım ve yazdıklarım arkamda kalır.

Ölümsüz olmak bedenen değil düşüncelerle, yaptıklarınla, kaç kişide iz bıraktıınla ilgilidir.

O ölümsüzdü benim için, umarım ben de sizin için ölümsüz olmayı başarabilirim.

Aziz Nesin'in Manevi Kızını Nasıl Bozdum?



 Aklıma nereden takıldı ya da geldiyse bir anımı anlatayım size dedim. Bu saçma anım çok da önemli olmasa da siz sevgili, güzel, akıllı ama etrafındaki pislik kıskançlarla uğraşmak zorunda kalan bayan okurlarıma yakın gelecek, ben de buna benzer olaylar yaşadım diyecekler eminim.
Yıl ikibinlerin başı daha mini mini bir çıtırım, şimdiki kadar dikenli değilim, hatta sessizim. Evet, ben şaka gibi. Bir çocukla çıkıyorum karakter sıfır, kendine güven yerlerde ama tipi iyi. 

Cerrahpaşa’da nedense birini ziyarete mi gittik nedir orada yemekhanede yemek yiyoruz. Nedenini bilmiyorum, benim salakla nereden tanışıklar şimdi onu da hatırlamıyorum Aziz Nesin in evlatlık kızı olduğunu iddia eden bir kız oturdu yanımıza ve benim tipten başka bir şeyi olmayan eziğime asılmaya başladı. Asılıyor derken abartmıyorum neredeyse benimki ufaklığını çıkartsa ki pek de ufak değildi hakkını yemeyeyim şimdi, üzerine oturup zıplamaya başlayacak. Ben de bir ara konuşmaya dahil olmak istedim ama sizinle konuşmuyorum gibi bir şey söyledi ben de gülüm sustum. Kız o kadar çirkindi ki zaten bu tepkisine masadaki herkes güldü. Yani bariz beni çekememe ve kıskançlık akıyordu üzerinden. O kızı yıllık abazanlar bile becermezdi o yüzden zerre kıskanmadım. Benim ezik biraz konum meraklısıydı, konumu iyi olan kadınlara saygı duyardı, bununla da sözde manevi babası yüzünden konuşuyordu, hesapta kibarlık yapıyordu ama kız o derece çirkindi ki benimki bile dayanamadı. 

Hatırladığım kadarıyla, şişko, kısa boylu, siyah küt saçlı, kalın çerçeve gözlüklü ve inanılmaz negatif enerjili biriydi. Yanımda oturan ortak arkadaşımız olan genç çocuk bu çirkin çirkefin beni terslemesine bozuldu ve bir şey demeyecek misin dedi? Ben de duyulur şekilde “Aynaya baktıkça acı çekiyordur zaten.” Dedim ve gülüştük. Tabii ki duydu ve tabii ki onu kast ettiğimi anladı. Benimki onu becermedi, hatta sohbeti kesti çünkü dedim ya o da ayrı bir ezikti. Neden dalga geçildiğini anlayınca kızla muhabbeti kesti. Onu biri becerdi mi hayatı boyunca, parayla mı birini tuttu, gerçekten Aziz Nesin in manevi kızı mıydı, uydurdu mu? Eğer öyleyse adamdan hiç mi bir zekâ kıpırtısı kapamadı da bu kadar zavallı oldu bilemem bir daha görmedim.

Bu tip kadınlar karşınıza çok çıkar. Ya içlerindeki kıskançlık irinini çok fazla tutamaz böyle dökerler ya da biraz zeka kıpırtıları varsa politik davranıp laf sokmaya çalışırlar. Size naçizane tavsiyem nerede ve kiminle olursanız olun mutlaka cevabını verin. Direk yüzüne söylemenize gerek yok, öyle bir denk getirin ki oturduğu yere mıhlansın. Zaten sizi kıskandığı için o halde aslında bunları hiç sallamamak gülüp geçmek en iyi intikam emin olun kimse sallamıyor diye bu haldeler ama içinizde kalmasın yine de verin ağzının payını. Kimse benim okurumu kızdıramaz tabii beni de…

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...