Sevgilin var anladık. İnstagrama yüklemiş altına da my love yazmışsın. İngilizceye bu kadar meraklsın madem oturup öğrenseydin de biz iletişim kursaydık. Ya da yaşadığın ülkede iki kelam etmeyi öğrenseydin o da yok Marin'le flörtleşmeye kalkıyor sonra da nece konuşacağız biz. Hayır mimikler, ifadeler, vücut dili de bir yere kadar gerisi gelmiyor ki. Bir de aynı iş yerinde olmanın verdiği bir baskı, yanımızdan ayrılmayan bir çevirmen derken bu işten umudunu kesen ben, başka limanlara yelken açtı bu da gitmiş aynı uyruktan olduğu bir kız bulmuş, aman ne yaratıcı. Zaten onlardan çok tatmış ve yaşamışsındır, sen hiç Türk kadını çarpması yaşadın mı? yaşamadın. Hele benim gibi melez bir ırkla aşk yaşadın mı? Hayır. Yaşasaydın, tutku nedir, neleri göze aldırır bilirdin. Gidip güvende olacağın memleketlinle ilişkiye başlamazdın. Tamam ben de çok uğraşmadım da ben mi koşayım peşinden, sen uğraşacaksın. Ben bile o saçma dilinde selamlaşmaları ve basit cümleleri öğrendim sende anca merhaba, nasılsın? dahası yok. Whatsupda da translate İngilizcesi ile dert anlatma çabası olunca, bizim iş de olmadı tabii.
Gerçi bazı durumlarda dil de o kadar önemli değildir, sen beni atsaydın bir şekilde evine konuşmamıza da çok gerek kalmayacaktı ama o cesaret de yok. Neyse olmadı, sen kendi türüne gittin ben kendi türüme değil, ben tür ve ırk kısıtlaması yapmam, beni dil, din, ırk farkı durdurmaz.
Ayrıca bence hiç yakışmamışsınız. Kıskanmak mı? Ben mi? Yok canım...
Gerçi bazı durumlarda dil de o kadar önemli değildir, sen beni atsaydın bir şekilde evine konuşmamıza da çok gerek kalmayacaktı ama o cesaret de yok. Neyse olmadı, sen kendi türüne gittin ben kendi türüme değil, ben tür ve ırk kısıtlaması yapmam, beni dil, din, ırk farkı durdurmaz.
Ayrıca bence hiç yakışmamışsınız. Kıskanmak mı? Ben mi? Yok canım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder