Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

30 Nisan 2016 Cumartesi

İstanbul'da Gizli Seks Kulübü

 Burası gizli bir kulüp herkes bilmez herkes de üye olamaz üye olan da bir daha çıkamaz dediler kabul ettim. Açılan kapıdan girdiğimde beni uzun bir koridor bekliyordu. "istediğin kapıdan içeri gir"
 dedi beni bu gizli kulube üye yapan adam ve gitti Uzun koridorda yanyana dzilmiş kapılardan geçtim.

Birinin önünde durdum kapıyı hafifçe tıklattım ama kimse cevap vermedi ben de içeri girdim. Otel odasını andıran odada büyük bir yatak ve yatağın üzerinde iki adamla bir kadın vardı. Hemen gözleriniz ışıdamasın üçü de orta yaşlı, kilolu ve göze pek hoş  gelmeyen insanlardı ne yazık ki hemen dışarı çıktım, bana yönelen iştahlı bakışları beni daha da endişelendirdi.

Geri dönmeyi düşündm ama diğer odaları da merak ediyordum hepsinde böyle insanlar mı vardı yoksa hem göze hem tene hitap eden birileriyle de karşılaşabilir miydim?

Yandaki odaya girdim oda az öncekinin aynıydı ama bu oda boştu. Etrafıma bakarken arkamdan birinin yaklaştığını duydum Bana arkamdan sarıldı, ona dönüp bakamadım rahatsız oldum ama korkmadım. Kokusu güzeldi, kolları da güçlü. Beni neredeyse yatağa fırlattı  ve üzerime çıktı. Gençti, esmer teni, siyah derin bakışları vardı. Burada olmasına şaşırdığım birydi ama bir tür model ya da erkek fahişedir diye geçirdim içimden.

"Adın ne?"
"Benim adım yok."
"Buraya sadece gezmeye geldim."
"Burada sadece gezilmez."
Aşağıya doğru kaydı dilini içimde hissettim çok güzeldi ama burada olmaktan çok rahatsız oldum birileri izliyor olabilirdi.
"Seninle beraber olamam."
"Çoktan oldun hem de defalarca sadece yanlış zamandayız."
"Ne saçmalıyorsun sen?"

Tekrar yukarı çıktı ve parmağıyla dudaklarımı kapattı.
"Zaman aptal bir yanıltmaca beni içine al."

Aldım... uzun zamandır yapmadığım kadar derin, şiddetli ve tutkulu bir seksti zaman aktı o aktı ben aktım. Birbirimize karışıp kendimizden geçtik. Böyle kulüpler tehlikeli gelse de çok iyi gelebiliyor diye düşündüm eve dönerken yine gider miyim bilmem...



20 Nisan 2016 Çarşamba

Erkeklerin Telefonlarına Neden Karıları Bakar?

 Nuri'ciğimle keyif kahveleri içildi uydurmasyon fallar bakıldı bana yine yeni aşklar heyecanlar göründü ne zaman gelecekler dedim yakında dedi eh napalım buna da şükür.

-Biliyorsun neyi beklersen gelmez neyin peşinden koşarsan senden kaçar.
-Biliyorum Nuri'ciğim beklemeyi istemeyi bırakınca da dibinden ayrılmaz ama ne fayda iş işten geçmiştir artık.
-Neden geçsin ki? Zamanında istediysen yine istersin.
-Aynısı olmuyor be Nuri'ciğim şimdi istiyorken keyifli zaman geçmiş unutmuşum o geri gelmiş ne fayda.
-Olsun eski günlerin hatrına yine atarsın yatağa.
-Moduma göre bakarım.
-Ne oldu senin Cihan'la durumun?

Cihan deyince kalbimin kenarından bir sıcak su akıntısı geçti nedense, ne alakaysa sanki böyle şeylere inanıyormuşum gibi, sanki umurumdaymış gibi neyse. Belli etmemeye çalıştım Nuri'nin gözünden bir şey kaçmaz ne cindir o.
-Görüşmüyoruz.
-Niye pek bir sevişkendiniz.
-İki buçuk aylık bir maceraydı bitti işte.
-Peşinden uçaklara bindin şehir şehir gezdin.
-Abartma Nuri, tek şehire gittim gördüm ebemi döndüm. Sözlenmişti, sözlüsü de oradaydı sonra da evlendi o tipsizle.
-Tipsiz mipsiz adamı kafeslemiş. Sen neye kızdın da dehledin adamı?
-Karısından korkuyordu, bana hafta sonları arama mesaj atma dedi kızdım.

Nuri, kahkahayı bastı.
-Ya ne olacaktı Marin'ciğim karının yanında sana çük fotoğraflarını mı atacaktı?
-Ondan korkuyorsa kaybetmek de istemiyor demektir. Bu da önemsiyor demektir. Bense sadece...
-Kaçamaksın...
-Öyle...
Sustuk söylenecek son söz aslında ya ne olacaktıydı. Ayrılsın da benimle yaşasın mı istiyordum ya da evlensin mi hayır ama başkasının kocası da olmasaydı, başka kadını değil beni kaybetmekten korksaydı, benim yanımda telefonuna mesaj gelince paniğe kapılsaydı... ne saçmalıyorum ben?
-Hem neden telefonlarına karıları bakar ki erkeklerin bu ne biçim bir eziklik?
Sesli düşündüm Nuri baktı.
-Tam zamanında ayrılmışsın adamdan aşık olmana ramak kalmış.
-Yok ya ne aşkı.
-İnkar kısmı da başlamış oh suyundan da koy su demişken ben çayın altına su koyayım.
Kalktı, parlak taytı ve hafif topuklu terlikleriyle benden daha kadınsıydı, kalçaları da erkek olmasının avantajıyla kaslı ve kalkık çok da seksiydi süzdüm ve gülümsedim. Mutfağa giderken durdu döndü.
-Erkekler de bizim gibi sahiplenilmek korunmak ister onlar hala annesine bağımlı küçük çocuklar ondan kadınlarına herşeylerini teslim eder bırakırlar telefon da neymiş. Ha bu arada kadınlarına dedim yattıklarına değil kadınlarına!
Mutfağa gitti mesajı aldım anladım zaten bitirdim neyi deşiyor ki bu Nuri ben yeterince deşilmedim sanki.

Sil Poponu At Gitsin

 Kadın susmuşsa gitmiştir... Çok mu klişe bir giriş oldu öyle belki ama gerçek. Kadın konuşur sorar, sorgular karşısındakine de kendine de. Bu ilişki nereye gidiyor der, beni özledin mi der, ben senin için neyim der, sen benim neyimsin ne kadar benimsin... Sorularına ya karşısındakinden direk cevaplar alır ya da içineki karar organları bir yargıya varır. Çok da detaycıdır her hareketi, her sözü tartar, düşünür. Kadın sustu mu fena. Bir kadın susmuşsa bil ki başkasına başka şeyler sormaya başlamıştır ya da bu ihtimale doğru açmıştır penceresini. Artık sorulacak sorusu söyleyecek sözü kalmamış kadın sende değildir.

-Beni hiç dinlemiyordu, orada mıyım yok muyum umurunda değildim. Her istediğinde gittim, hep kendimden ödün verdim ondan mı böyle oldu?
Dedi yaşlı gözleri ağladı ağlayacak belli ki dün gece ağlamış. Arkadaşım Nalan. Aklıma adının anlamı geldi yüzümde belli belirsiz br tebessüm gezindi Nalan ağlayan inleyen demek ya hani.

- Takma kafana o seni kaybetti.
Ayy bana yakışmayacak bir teselli cümlesi. Evet aslında adam kaybetti bizimki adamı hint kumaşı moduna soktu halbuki adam kullan at bir tuvalet kağıdıydı. Sil poponu at gitsin. Biz kadınlar bu hatayı çok yaparız Nalan'a söylüyorum da kendim yapmıyorum sanki.

-Sen çok büyüttün gözünde bu adamı ondan üzülüyorsun şimdi. Biraz zaman geçsin anlayacaksın değmediğini.
-Ama sekste çok iyiydi uyumluyduk.
-Senin sayende uyumluydunuz. Sen onu kabul ettin bedenine ruhuna da ondan. Daha iyileri gelecek göreceksin. Hep böyle olur biri gider daha iyisi gelir.
-Haklısın ben çok büyüttüm gözümde onu çok değer verdim o bana aynı değeri vermedi.
-Hepimiz yapıyoruz aynı hatayı, değersizlere fazla değer verince biz değersizleşiyoruz. Çık git hayatından ne ara ne sor o sana nasıl davrandıysa sen de ona öyle davran ne fazla ne eksik.
- İşe yarar mı peki?
-Anlar kıymetini en azından hayatına kaç tane ona değer veren kadın girmiştir ki. Gerçi senden sonra onu itin poposuna sokan çirkin bir kadının meftunu olur onu da söyleyeyim.
 Muhteşem yüzyıl Kösem'den bir karakter gibi konuştuğumu fark ettim.

-Aman artık umurumda değil zaten çok yıprandım çok da soğudum bitti.
-Haklısın ama arayınca yumuşama sakın.
-Arar mı? Yaşlı gözleri hevesle açıldı
-Çükü kalkıp da yerleştirecek birini bulmayınca arar tabii. Sakın kanma o zaman sana söyleyeceği hiçbir söze sana girip de rahatladıktan sonra eski duyarsız moduna dönecek çünkü.
-Haklısın ve iyi ki varsın.

Sarıldık, bir ilişkiyi daha kurtardım diyemem ama bir kadının gururunu kurtardım sanki. Eh ben de az yaşamadım var bir bildiğim değil mi?

19 Nisan 2016 Salı

İntihar Etmesine Az Kalmış Bihter Gibi

Bahar geldi diye hepimizde bir aşkı bulma telaşı başladı. Bakıyorum çevreme bütün arkadaşlarım yeni birileriyle tanışmış kaynaşmış öpüşmüş koklaşmış... Benim filazof gay ama yeri geldimi tam erkek komşum Nuri'ye sordum:

- Bahar seni de vurdu mu Nuri'cim?
-Bana dün gece Ferhat iyi vurdu da Bahar kim kız pipisi yoktur kadınsa, travestiyle de işim olmaz zaten.
- Yok yahu öyle değil mevsim olan bahardan bahsediyorum. Ne bileyim aşk telaşı sardı mı seni de için kıpır kıpır mı?
- Yoo senin öyle mi kız yoksa aşık mı oldun? Senin aşık halin de hiç çekilmez.

Sanki beni kaç kere aşıkken gördü haspam. Hem benim aşkımdan ne olur ama merak ettim sordum.
-Nasılım ki aşıkken?
- Takıntılı nevrotik intihar etmesine az kalmış Bihter gibi...

 Aşk-ı Memnu beraber izlediğimiz dizilerimizdendir örnek süperdi.

-Hadi canım o kadar mı yani? Hem ben aşık olmam ki bir süre takar sonra sıkılır takacak başka adam bulurum.
-İşte o takma ve kafayı yeme halidir aşk zaten hayatım yoksa aşk da yalan bahar da. O yüzden adına yalancı bahar demişler.

İşte yine yaptı yapacağını oturttu lafı beni derin düşüncelere saldı kahve yapmaya gitti falıma baktırayım bari...


Hemen Vermeyin Takmayın Bağlanma Hormonu Salgılamayın

 Bir süredir saçma sapan bir ilişki içindeydim. İçindeydim diyorum çünkü çıktım anlatabilirim. Bir iş seyahatimde önceden konuşmuşluğum olan bir adamla sırf geceyi yalnız geçirmek istemediğim için yattım. Sabah oldu kahvaltı muhabbet erken herkes yoluna gitti buraya kadar no prolem ama adam yüzüme bakmamaya başlamaz mı benim! ben de hırslı arızalı depresif psikopat bir kadınım bu duruma taktım. Dedim ki neden benden kaçışın? Sevgilisi varmış da vicdanmış bu böyle deyine daha çok hırslandım allem ettim kalem ettim yine yattım. Bu durum iki buçuk ay sürdü baya zorlama ilişki yaşattım adama ama adamda ruh yok ruhunu biri büzüğünden çekmiş almış geriye sadece ayakta duran bir et yığını kalmış. Ölümüne korktuğu karı da bildiğiniz yaşlı karı parasını yiyip kedine baktırıyor belli.

Gelelim bunu neden anlattığım kısmına geçen gece Aşkım Kapışmak ın bir söyleşisini izledim orada bariz bu yaşadığımı anlattı. Hemen seks yaparsanız bedenler birleşir ruhlar birleşemez dedi gerçi benimkinde ruh yoktu ki birleşsin. Bir de biz hatunlar seksten sonra bağlanma hormonu salgılar sonra da takıntı yaparmışız o kişiyi aynı benim durum yoksa şeyime sallayacağım bir adam değildi. Kısaca ya hemen vermeyin ya da takmayın bağlanmayın sallamayın, bağlanma hormonu falan da salgılamayın bunları sevgili bayan okuyucularım bu yazım sırf size erkek okurlarımı da yanaklarından öperim...

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...