Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

16 Haziran 2015 Salı

İzmir'in Şortlu Bacaklarına Selam Ola

 İzmir kaçamağı her anlamda iyi geldi. Gezdim, içtim, seviştim... Kafamı dağıttım, yeni insanlarla tanıştım, İzmir'in rahatı benim de içimi rahatlattı. İstanbul da ne çok kaos varmış, ne çok soruna göğüs germişim bu kış meğer bunu anladım. Bazen uzaklaşmak gerek. İzmir'in şortlu bacakları, rahat ve güler yüzlü insanları arasında kendime geldim mi geldim. Çapkınlığa bile heveslendim ki halim yoktu İstanbul'da değil birinin bir yerlerini kaldırmak kolumu bile kaldırmaya.

İzmir iyiydi de bir süre sonra evimi özledim tabii. Evim de rahat, evimde de çapkınlık yaparım eve atarım birilerini yani. Evimde de rahatlarım, değişiklik iyi geldi ama şimdi hayata sarılma ve saldırma zamanı. Bir yayın evi yazdıklarımla ilgileniyor. Ben zaten meslek olarak yazı işinde olduğumdan çok değişik yerlerde de yazıyorum. Madam Marin benim rahatlama ve itiraf yerim aslında ama onlar direk Madam'ın yaşadıklarını yazmamla ilgilendiler ben de bir düşüneyim dedim. Hayatıma dışarıdan bakmam gerekti. Dışarıdan bakmadan yazamam kendi gerçeklerim de olsa. Hayatım: Hımm ilginç sayılır kimine göre bana göre normal. Seksi mi? Belki bana göre değişken, biraz depresif, çokça agresif. Aşk: Hiç işim olmaz ama kazara içine düşüp hoop bir yanlışlık oldu diye kalktığım olmadı değil. Duygusal gel-gitler olmadan yazmak da yaşamak da yavan kalır sonuçta. Rahat, kafasına göre yaşayan, pek etrafa, kurallara, yasaklara aldırmayan, gerçek dostları olan, iyi yazan ve sıkça birilerinin yazıldığı bir kadınım işte. Küçük ayaklarının üzerinde dengede durmakta zaman zaman zorlanan ama başaran. Aman neyse blogda yazdıklarımdan zaten roman çıkar. Yaşadıkça yazıyorum yazdıkça yaşıyorum. Hoş geldim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...