Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

25 Eylül 2019 Çarşamba

Savaşmaktan Sevişemeyenler Klübü

 Ne çok şeye kafa yoruyoruz değil mi? Değmeyecek adamlara- kadınlara parçalanıyoruz. Her parçamız bir yerlerde, birilerinde kalıyor. O yarım yamalak halimizle kalkıp yenileriyle yeni maceralara başlıyoruz. İyi de eksik parçaların nerede be kadın? Kimde bıraktın demezler mi? Diyorlar. Mesela bana sen neden hissetmiyorsun? diyorlar. Hissettiğim zamanlar da oldu... Hissediyorum da aslında ama o kadar yara aldım ki, kabuğum öyle kalın ki, başımı dik tutma uğraşım öyle yoğun ki gösteremiyorum. Affetmediğim kişilerin suçunu yenilere ödetiyorum, kimseye en çok da kendime güvenmiyorum. Ve acımasın diye hissetmeden sevişmekten artık haz almıyorum.

Hepimiz böyleyiz değil mi? Bir de bizi istemeyeni isteriz. Bir fetih kazanma hırsıdır aslında içimizdeki, belki de atalarımızdan yadigar. Fetih eder de kalenin kapıları bize açılırsa, içeriyi yıkıp, yakıp, talan ediyoruz. Olur da kalenin dışına atılırsak, eyvah ne güzel ülkeydi kayıp ettim diye surların kapısında sabahlıyoruz. O kapılar yine açılsa da ülke eskisi gibi değil, yıkıldı, yakıldı; zaten seni içeride de istemiyor aslında. İçeri girsek de rahat edemiyoruz, fazla kalamıyoruz istenmediğimiz yerde. Hasar verdiğimiz yerleri düzeltmeye çalıştıkça daha da yıkıyoruz. Tam tersi durumda da senaryo hep aynı. Kalemizin kapısını açtıklarımız yıkıp yakınca dışarı atıyoruz, geri alınca da içeri gir ama fazla diplere gitme, orada dur bir şeye sakın zarar verme diyoruz. Ne o bizim ülkemizde mutlu oluyor, ne biz o bizim içimizdeyken.

Alın size çağımızın aşk ilişkilerinin  özeti. Sıkıca kapatın kalenizin kapılarını, askerlerinizi arttırın, zırhlanın, miğferleri, mızrakları unutmayın; biz savaşmaktan sevişemeyenler kulübündeyiz, kabul edelim artık.

Benim lanetimdir mesela; birine ilgi duyduğum dönemde o beni istemez, sonra hooop benim hevesim geçer ee bu çağda onu mu bekleyeceğim. Bir bakarım gelir, yanar, ölür, biter bana. Oldu güzel oldu da zamanında neredeydin? başka yerde, başkasında. Tıpkı şimdi benim olduğum gibi. Hayatımda biri olmasa da geçtiyse o yoğun dönemim yeniden yoğunlaşamam. Geçti işte adı üzerinde geçti, zamanında kıymetimi bilsene! Bilmezler, bilmeyecekler... Bu savaş hali hep sürecek. Kelebekler uçarken kelebekleri öldürecekler. Kıvılcımlar yanarken buz kestirecekler.Sonra hadi uç, hadi yan diyecekler; hiçbiri olmayacak.

Ve sen, ben, başkaları bunları dert ederken gencecik bir kız aşkı bile tatmadan melek olup uçacak....


18 Eylül 2019 Çarşamba

Nuri'den Bebek Yapayım Mı?

 Bir haftadır dayanılmaz kasık ağrıları çekiyordum. Herhalde üşüttüm dedim, doktoruma gittim. Şu bacak ayırmalı muayene koltuğunu hiç sevmiyorum, bir erkeğin karşısında bacaklarımı o derece açıp da sonunda zevk almamak, kesinlikle jinekolojik muayene demek. Ne bir orgazm, ne bir dille kontrol yok; bir de içinize bir şey giriyor, hem de öyle küçük falan da değil, küçücük parmaktan zevk aldığınız halde o sadece rahatsız ediyor. İçinize kadar gören bir adamın karşısında, her kadın gibi sorun var mı yok mu? Endişesi taşırken, rahat olmaya çalışıyorsunuz. Neyse hiçbir şeyim yokmuş, yumurtlama sancısıymış. Çocuk yap diye tutturdu doktorum, yumurtalarım çok iyiymiş, otuzu da geçtiğimden artık zamanıymış, otuzbeşten önce doğurmak şartmış. Nasıl korunuyorsun? dedi adama hangisiyle? Diye soramadım genelde geri çekiliyorlar, malum bizim erkekler prezervatif sevmez de diyemedim. Spiral önerdi, içime girip de zevk vermeyecek her şeye karşı olduğumdan istemedim. Adamda ayrı tezat, hem çocuk yap diyor hem spiral takalım diyor, ille ya takacak ya çıkarttıracak.

Nuri'ye durumu anlattım. Hadi benden yap dedi. Arkadaş millet ne meraklıymış beni doğurtmaya. Bir noktada da haklı. O da ben de evlenemeyeceğiz, yalnız ya da beraber öleceğiz. Gerçi çocuk için evlenmek şart değil, kestir gözüne birini, çaktırmadan aile ağacını didikle, ailede deli ve ölümcül hastalıklı var mı onu öğren. Kız çocuk ne yazık ki ağırlıkla babaya benzer, ağzı burnu düzgün bir adam olsun, tamam.

Gidelim bir tüpçüye de benden sana koysunlar dedi Nuri. Baya da gaza geldi, bizim kıvırtığın  içinde bildiğin baba yatıyormuş ya. O kadar istiyordu ki tamam deyiverdim. Ben anne olmak istiyor muyum? Bana bakmayın ben her şeyi isterim.

Yarın Nuri'nin deyimiyle tüpçüye gideceğiz, yani tüp bebek merkezine anlatırım olanları. Seks ve aşk hayatım berbat, ne seviyorum ne sevişiyorum, bari anne olayım. Hiç çemkirmeyin ben ona iyi bakarım inanmıyorsanız kedilerime sorun. Bu arada hamilelikte seks yasak mı sahi ya?

6 Eylül 2019 Cuma

Bacak Aramızdaki Sosyal Medya İlişkileri

 Sosyal medya sadece hayatımıza girmedi, bacak aramıza da girdi. Hadi kabul edelim son dönemde beraber olduğunuz kadın ve erkeklerin çoğu ile sosyal medyadan tanıştınız. Bu durumun iyi ve kötü tarafları var. Önce hepinizin kabul edeceği avantajlı taraflarından bahsedeceğim. Ne istediğini bilen iki insan olarak, derdiniz kafa dağıtacak ve seks yapacak bir partner bulmaksa, bunu kolayca bulup, durumunuzu da açıkça söylersiniz. Oyunlar oynamaya, eskiden olduğu gibi ciddi ilişki peşindeyim numaraları çekip, yatınca da kaybolmaya gerek yok. Bir de sen ne seversin, ben ne sevmem kısmını yatakta değil anında öğrenme şansınız var. Böylece kötü sürprizlere yer yok, hatta fotoğraflar gönderilerek işte bendeki malzeme bu hadi seninkileri görelim deme hakkınız ve şansınız var. Bu da yine kötü sürprizlerle karşılaşma olasılığınızı azaltmış oluyor. Benim, penisini görünce bu ne böyle diye kovaladığım bir kişi olmuştu mesela. kadın cinayetleriyle meşhur ülkemizde benimki de iyi cesaretmiş, gerçi ben onu haklardım da neyse.

Gelelim içimize kaçan sosyal medyanın dezavantajlarına; duygu yok duygu! heyecan da sadece cinsel çekimle sınırlı. Beklersin, ah geliyor dersin, karşında oturuken kokusunu duymaya çalışırsın, benzer parfüm kullanan geçince onu hatırlarsın, kalbin ağzına kadar çıkar iner. Ne güzeldi o hisler... İşte artık onlar yok çünkü sosyal medya her şeyi ama en çok da ilişkileri hızla emip yok ediyor. Seçenek bol olunca, karşındakine emek de harcamak yok, ee zaten duygu yok, oluşacak gibi olduğunda sanal ortamda çoktan seks yapmış olduğun bir adam ya da kadın var karşında. Bir yazımdan hatırlarsınız ilk buluşmada seks ilişkinin aşka dönüşmesini engeller demiştim. Bu durum, buluşma öncesindeki seks, öyle olunca da ne aşkı, ne hoşlanması, ne heyecanı... Karşınızda bir tuşla hayatınızdan çıkartacağınız biri var, bu kadar basit.

Tamam, tablo o kadar da karanlık değil, sosoyal medyada başlayıp süren ilişkiler de var. Biraz sabır ve karşılıklı özveri olduysa eğer ve elbette güven sorununu aşmanız lazım. Başkasıyla da mesajlaşıyor mu? Beğeni attı mı? Yorum yazdı mı? Bunlar da ilişkinin ilerlemesine ciddi engel. Ayrıca sadece seks diye başlayıp, çok iyi seks ve ten uyumu sayesinde devam eden ilişkiler de var. Bu daha çok tutku ve uyumun aşk sanılması ama olsun en azından bir bağlılık oluşuyor.

Yine de şunu unutmayın, her tür fanteziye kolayca erişebileceğiniz sosyal medya platformlarında, her tür manyağa da kolayca denk gelirsiniz, dikkatli olun, hemen kimseye güvenmeyin, fazla özelinizi paylaşmayın, özel fotoğraflarda yüzünüzü çekmeyin.

Öpüldünüz yavruslar...

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...