Ne çok şeye kafa yoruyoruz değil mi? Değmeyecek adamlara- kadınlara parçalanıyoruz. Her parçamız bir yerlerde, birilerinde kalıyor. O yarım yamalak halimizle kalkıp yenileriyle yeni maceralara başlıyoruz. İyi de eksik parçaların nerede be kadın? Kimde bıraktın demezler mi? Diyorlar. Mesela bana sen neden hissetmiyorsun? diyorlar. Hissettiğim zamanlar da oldu... Hissediyorum da aslında ama o kadar yara aldım ki, kabuğum öyle kalın ki, başımı dik tutma uğraşım öyle yoğun ki gösteremiyorum. Affetmediğim kişilerin suçunu yenilere ödetiyorum, kimseye en çok da kendime güvenmiyorum. Ve acımasın diye hissetmeden sevişmekten artık haz almıyorum.
Hepimiz böyleyiz değil mi? Bir de bizi istemeyeni isteriz. Bir fetih kazanma hırsıdır aslında içimizdeki, belki de atalarımızdan yadigar. Fetih eder de kalenin kapıları bize açılırsa, içeriyi yıkıp, yakıp, talan ediyoruz. Olur da kalenin dışına atılırsak, eyvah ne güzel ülkeydi kayıp ettim diye surların kapısında sabahlıyoruz. O kapılar yine açılsa da ülke eskisi gibi değil, yıkıldı, yakıldı; zaten seni içeride de istemiyor aslında. İçeri girsek de rahat edemiyoruz, fazla kalamıyoruz istenmediğimiz yerde. Hasar verdiğimiz yerleri düzeltmeye çalıştıkça daha da yıkıyoruz. Tam tersi durumda da senaryo hep aynı. Kalemizin kapısını açtıklarımız yıkıp yakınca dışarı atıyoruz, geri alınca da içeri gir ama fazla diplere gitme, orada dur bir şeye sakın zarar verme diyoruz. Ne o bizim ülkemizde mutlu oluyor, ne biz o bizim içimizdeyken.
Alın size çağımızın aşk ilişkilerinin özeti. Sıkıca kapatın kalenizin kapılarını, askerlerinizi arttırın, zırhlanın, miğferleri, mızrakları unutmayın; biz savaşmaktan sevişemeyenler kulübündeyiz, kabul edelim artık.
Benim lanetimdir mesela; birine ilgi duyduğum dönemde o beni istemez, sonra hooop benim hevesim geçer ee bu çağda onu mu bekleyeceğim. Bir bakarım gelir, yanar, ölür, biter bana. Oldu güzel oldu da zamanında neredeydin? başka yerde, başkasında. Tıpkı şimdi benim olduğum gibi. Hayatımda biri olmasa da geçtiyse o yoğun dönemim yeniden yoğunlaşamam. Geçti işte adı üzerinde geçti, zamanında kıymetimi bilsene! Bilmezler, bilmeyecekler... Bu savaş hali hep sürecek. Kelebekler uçarken kelebekleri öldürecekler. Kıvılcımlar yanarken buz kestirecekler.Sonra hadi uç, hadi yan diyecekler; hiçbiri olmayacak.
Ve sen, ben, başkaları bunları dert ederken gencecik bir kız aşkı bile tatmadan melek olup uçacak....
Hepimiz böyleyiz değil mi? Bir de bizi istemeyeni isteriz. Bir fetih kazanma hırsıdır aslında içimizdeki, belki de atalarımızdan yadigar. Fetih eder de kalenin kapıları bize açılırsa, içeriyi yıkıp, yakıp, talan ediyoruz. Olur da kalenin dışına atılırsak, eyvah ne güzel ülkeydi kayıp ettim diye surların kapısında sabahlıyoruz. O kapılar yine açılsa da ülke eskisi gibi değil, yıkıldı, yakıldı; zaten seni içeride de istemiyor aslında. İçeri girsek de rahat edemiyoruz, fazla kalamıyoruz istenmediğimiz yerde. Hasar verdiğimiz yerleri düzeltmeye çalıştıkça daha da yıkıyoruz. Tam tersi durumda da senaryo hep aynı. Kalemizin kapısını açtıklarımız yıkıp yakınca dışarı atıyoruz, geri alınca da içeri gir ama fazla diplere gitme, orada dur bir şeye sakın zarar verme diyoruz. Ne o bizim ülkemizde mutlu oluyor, ne biz o bizim içimizdeyken.
Alın size çağımızın aşk ilişkilerinin özeti. Sıkıca kapatın kalenizin kapılarını, askerlerinizi arttırın, zırhlanın, miğferleri, mızrakları unutmayın; biz savaşmaktan sevişemeyenler kulübündeyiz, kabul edelim artık.
Benim lanetimdir mesela; birine ilgi duyduğum dönemde o beni istemez, sonra hooop benim hevesim geçer ee bu çağda onu mu bekleyeceğim. Bir bakarım gelir, yanar, ölür, biter bana. Oldu güzel oldu da zamanında neredeydin? başka yerde, başkasında. Tıpkı şimdi benim olduğum gibi. Hayatımda biri olmasa da geçtiyse o yoğun dönemim yeniden yoğunlaşamam. Geçti işte adı üzerinde geçti, zamanında kıymetimi bilsene! Bilmezler, bilmeyecekler... Bu savaş hali hep sürecek. Kelebekler uçarken kelebekleri öldürecekler. Kıvılcımlar yanarken buz kestirecekler.Sonra hadi uç, hadi yan diyecekler; hiçbiri olmayacak.
Ve sen, ben, başkaları bunları dert ederken gencecik bir kız aşkı bile tatmadan melek olup uçacak....