İlişkiler, hayat, kadın erkek, cinsellik, komik, cesur... Sizi size yazarak anlatıyorum, hepinizim, hepiniz bensiniz.
Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com
28 Ekim 2014 Salı
18 Ekim 2014 Cumartesi
Bir Ölüyle Sevişmek
Mehmet Pişkin... Sosyal medyada intihar notu bırakarak tartışma yaratan etkileyici adam. Haberim yoktu, nasıl kaçırdıysam görmemişim. Bir arkadaşım yazdı, Mehmet Pişkin'in videosunu izledin mi? diye. Hayır, o kim ki? İntihar etmiş, not bırakmış, izle çok etkilendim ben. Merak ettim, izledim elbette. Üzüldüm ama aldığı karara da saygı duydum. Ben intiharın anlamsız bulduğun bir sınavdan çıkıp, bir nevi boş kağıt vermek olduğunu düşünmüşümdür hep. Kız arkadaşım yazıyor, - Bu adamı tanımak isterdim. Tam aşık olunacak adam, etkiliyor, kapılmamak mümkün değil.
Evet, etkileyici. Kültürlü, entelektüel, yakışıklı da. Ben de tanımak, sohbet etmek isterdim ama artık mümkün değil. Belki ruh çağırarak sohbet edilebilinir ki ben ona da inanmam.
- Onunla sevişmek isterdim. Diyor arkadaşım.
- Ama ölmüş, yani imkansız artık.
- Ne yazık ki öyle. Gördüğümden beri onu düşünüyorum.
Bizimki fena çarpılmış, asla tanışamayacağı adamla aşk yaşamak ve sevişmek istiyor. Neden istiyor çünkü bu gizemli adam imkansız oldu. Başka bir boyutta artık. Ben eminim ki gittiği yer, buradan çok daha iyi, kararına saygı duymaktan başka söyleyecek bir şey de yok. Hayatta olsaydı ve kız arkadaşım onunla tanışmış olsaydı belki hiç etkilenmeyecekti belki de dediği kadar etkilenecekti bilemiyorum. Ben yine de bu intihar videosundaki halinin, sesinin ve söylediklerinin büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. İtiraf edeyim ben de etkilendim, yaşadığı aşklardan ve hayatına giren kadınlardan bahsederken ama benimle tanışmadı, aşk yaşamadı, sevişmedi dedim. Çoğu kadın da bunu düşünmüştür eminim. Beni sevseydi, tanısaydı aynı seçimi yapar mıydı diye. Ya da onunla sevgili olmak nasıldı acaba diye merak etmiştir, ben de ettim. Ne kız arkadaşım ne ben bunun cevabını asla öğrenemeyeceğiz orası kesin.
Evet, hiç karşılaşamayacağız onunla, sevişmek ise en azından bu boyutta imkansız, kısmet aynı yere denk gelirsek bir gün bir zaman bir yerlerde belki...
16 Ekim 2014 Perşembe
Sevgilin Geçmişini mi Sordu Geçmiş Olsun
Neva diye bir filme denk geldim. Ben pek yeni yapım Türk filmi izlemem ama bunun bir yerine fena takıldım. Oğlan sevgilisine soruyor, o adamla yattın mı? kız da diyor ki hayır sadece uyuduk. Neden onunla oldun? Sevilmek ve sevmek istediğimden ama bir şey olmadı.
Bu sahne beni geçmişime götürdü. Kızın ne hissettiğini kelimesi kelimesine tarif edebilirim. Birincisi bu çok çaresiz bir yalan ki doğru olsa bile adam ona inanmayacak. İkincisi kız adamı öyle seviyor ki eh sana ne geçmişimden? Senden önce ne yaşadığım seni ilgilendirmez diyemiyor. Ben de diyememiştim. Onun yaptığı gibi saçma sapan cevaplar verdim. Bir sevgilimi öğrenmişti, bu filmde de oğlan kızın eski sevgilisini öğrenip ona takıyor kafayı. Benimki de benim eskiye takmıştı. yattınız mı da yattınız mı? Hayır tavla oynadık, tabii ki yattık. İki sevgili sevişmez mi? Bu ne saçma bir mantık ve soru. O zaman biz neden sevişiyoruz. Senden sonra hayatıma girme ihtimali olan kişi de bunu mu soracak bana?
Sevgiliniz, eski defterleri karıştırmaya başladı mı ne cevap verirseniz verin, durumu toparlayamazsınız. Yalan söylesen bir dert dürüst olsan daha büyük dert. Hadi birini bıraktı, kabullendi artık sormayı kesti, hoop olmadık birinden ya da bir yerden başka birini öğrenir. Hele grup falan takılmış, hadi bir çılgınlık yapayım dünyaya kaç kere geliyorum ki dediyseniz ve bunu öğrendiyse zaten ne deseniz nafile. En iyisi kolama ilaç koymuşlar, hatırlamıyorum demek. Bu durumda ben buyum, bu da geçmişim. Deşme ben de seni deşerim ama insan aşıkken kaybetmemek için ne diyeceğini ne yapacağını bilemiyor. Rahibe olsaydım da el sürdürmeseydim diyor ki bu daha da saçma. Ona ne hakikaten geçmişimden, o zaman o yoktu ki. Gel de anlat. Kısaca sevgilin geçmişini mi sordu? Geçmiş olsun arkadaşım.
Bu sahne beni geçmişime götürdü. Kızın ne hissettiğini kelimesi kelimesine tarif edebilirim. Birincisi bu çok çaresiz bir yalan ki doğru olsa bile adam ona inanmayacak. İkincisi kız adamı öyle seviyor ki eh sana ne geçmişimden? Senden önce ne yaşadığım seni ilgilendirmez diyemiyor. Ben de diyememiştim. Onun yaptığı gibi saçma sapan cevaplar verdim. Bir sevgilimi öğrenmişti, bu filmde de oğlan kızın eski sevgilisini öğrenip ona takıyor kafayı. Benimki de benim eskiye takmıştı. yattınız mı da yattınız mı? Hayır tavla oynadık, tabii ki yattık. İki sevgili sevişmez mi? Bu ne saçma bir mantık ve soru. O zaman biz neden sevişiyoruz. Senden sonra hayatıma girme ihtimali olan kişi de bunu mu soracak bana?
Sevgiliniz, eski defterleri karıştırmaya başladı mı ne cevap verirseniz verin, durumu toparlayamazsınız. Yalan söylesen bir dert dürüst olsan daha büyük dert. Hadi birini bıraktı, kabullendi artık sormayı kesti, hoop olmadık birinden ya da bir yerden başka birini öğrenir. Hele grup falan takılmış, hadi bir çılgınlık yapayım dünyaya kaç kere geliyorum ki dediyseniz ve bunu öğrendiyse zaten ne deseniz nafile. En iyisi kolama ilaç koymuşlar, hatırlamıyorum demek. Bu durumda ben buyum, bu da geçmişim. Deşme ben de seni deşerim ama insan aşıkken kaybetmemek için ne diyeceğini ne yapacağını bilemiyor. Rahibe olsaydım da el sürdürmeseydim diyor ki bu daha da saçma. Ona ne hakikaten geçmişimden, o zaman o yoktu ki. Gel de anlat. Kısaca sevgilin geçmişini mi sordu? Geçmiş olsun arkadaşım.
15 Ekim 2014 Çarşamba
Bu Tarz da Benim İşine Gelirse
Kuaföre gittim, saçlarım yıkanacak, fön çekilecek. Kuaförüm Barış, yanıma geldi, pantolonunla saatin ve rujunun rengi uyumlu olmuş Madam Marin ( tabii o gerçek adımı söyledi.) dedi.
- Botlarım da aynı renk bak. Deyip ayaklarımı uzattım. Bu arada hepsi mordu, dudaklarım mor değil vişne çürüğü idi ki bana bu renk çok yakışır. Barış, baş parmağını kaldırıp, tarzsın dedi. Önce anlamadım meğer öyle bir yarışma varmış. Jürülerinden biri nette şekilden şekile sokulmuş, çok da şirin olmuş. Merak ettim açtım izledim. Aman o ne, bir grup kız, bir tanesinin üzerine saldırmış, kameralar olmasa parçalayacaklar.Neden mi? Nedeni yüzyıllardır değişmeyen ama hep başka kılıfların uydurulduğu bir neden çünkü o kız diğerlerinden daha güzel.
Bahsettiğim kızın adı Nur, ona saldıranların başında gördüğüm kadarıyla Ayşegül ve Tuğçe adında iki kız bir de sarışın ne olduğunu anlayamadım adı sanırım Ayşenur olan (ki o görüntüyle bu isim ne alaka o da ayrı konu) bir kız var. Tarzsın tarz değilsin, oraya giderken bu giyilmez, içeride bize böyle davranıyor da burada rol yapıyor. Herkes onu masum sanıyor seviyor ama asıl iyi ve ezilen taraf biziz diye serzenişte bu kızlar.
Çemkirmenin de laf sokmanında, tarz olmanın da bir tarzı vardır. Mahalle karısı olmakla, zekice laf sokmak arasında da ince bir çizgi. Ne yazık ki çoğu yarışmacı hatta bazen sunucu kadın da bu çizgiyi fazlaca geçiyor. Sunucu neredeyse yarışmacıları dövecek tabii kendi tuttukları hariç. O çirkef olanlar da nedense sunucu ve bir jüri üyesi tarafından fazlaca tutuluyor, en azından ben öyle gördüm.
Meselenin özü; Nur isimli kızımız oturmasını kalkmasını, konuşmasını biliyor, mahalle karısı moduna geçmiyor kulisi bilemem. Diğerleri hem son derece basit konuşuyor ve davranıyor hem de izleyeni rahatsız ediyor. Tekrar ediyorum asıl saldırı nedeni güzel ile güzel olmayanın savaşı. Ben güzelliğin göreceli olduğuna inanırım ama burada açık ara bir fark var. Sadece görüntü değil güzellikten kastım, davranış, konuşma, duruş, bir bayanı tarz yapan öncelikle kalitesidir.
Tarz olmak sadece uyumlu ve şık giyinmek değil, duruşuyla, hanım efendiliğiyle, konuşmasıyla bunu göstermektir. Yoksa parası olan, style yardımı alan herkes tarz olabilir. Ben de bazen çok sert ve ters konuşurum ama tarzım bellidir öyle de olmalıdır kimse kusura bakmasın sonra ekranda ağlamasın. Bu ne biçim yarışa yahu.
- Botlarım da aynı renk bak. Deyip ayaklarımı uzattım. Bu arada hepsi mordu, dudaklarım mor değil vişne çürüğü idi ki bana bu renk çok yakışır. Barış, baş parmağını kaldırıp, tarzsın dedi. Önce anlamadım meğer öyle bir yarışma varmış. Jürülerinden biri nette şekilden şekile sokulmuş, çok da şirin olmuş. Merak ettim açtım izledim. Aman o ne, bir grup kız, bir tanesinin üzerine saldırmış, kameralar olmasa parçalayacaklar.Neden mi? Nedeni yüzyıllardır değişmeyen ama hep başka kılıfların uydurulduğu bir neden çünkü o kız diğerlerinden daha güzel.
Bahsettiğim kızın adı Nur, ona saldıranların başında gördüğüm kadarıyla Ayşegül ve Tuğçe adında iki kız bir de sarışın ne olduğunu anlayamadım adı sanırım Ayşenur olan (ki o görüntüyle bu isim ne alaka o da ayrı konu) bir kız var. Tarzsın tarz değilsin, oraya giderken bu giyilmez, içeride bize böyle davranıyor da burada rol yapıyor. Herkes onu masum sanıyor seviyor ama asıl iyi ve ezilen taraf biziz diye serzenişte bu kızlar.
Çemkirmenin de laf sokmanında, tarz olmanın da bir tarzı vardır. Mahalle karısı olmakla, zekice laf sokmak arasında da ince bir çizgi. Ne yazık ki çoğu yarışmacı hatta bazen sunucu kadın da bu çizgiyi fazlaca geçiyor. Sunucu neredeyse yarışmacıları dövecek tabii kendi tuttukları hariç. O çirkef olanlar da nedense sunucu ve bir jüri üyesi tarafından fazlaca tutuluyor, en azından ben öyle gördüm.
Meselenin özü; Nur isimli kızımız oturmasını kalkmasını, konuşmasını biliyor, mahalle karısı moduna geçmiyor kulisi bilemem. Diğerleri hem son derece basit konuşuyor ve davranıyor hem de izleyeni rahatsız ediyor. Tekrar ediyorum asıl saldırı nedeni güzel ile güzel olmayanın savaşı. Ben güzelliğin göreceli olduğuna inanırım ama burada açık ara bir fark var. Sadece görüntü değil güzellikten kastım, davranış, konuşma, duruş, bir bayanı tarz yapan öncelikle kalitesidir.
Tarz olmak sadece uyumlu ve şık giyinmek değil, duruşuyla, hanım efendiliğiyle, konuşmasıyla bunu göstermektir. Yoksa parası olan, style yardımı alan herkes tarz olabilir. Ben de bazen çok sert ve ters konuşurum ama tarzım bellidir öyle de olmalıdır kimse kusura bakmasın sonra ekranda ağlamasın. Bu ne biçim yarışa yahu.
Hamileyim Ama Bebek Benden Değil
Sabah erken kalkıp işe gitmeye alışmaya çalışırken, bitmeyen bir kanama oldu malum bölgemden dışarı taşan. Sanki bana inat, bana gıcık, bitmiyor arkadaş. On iki gün regli mi olur. Doktora gittim. Hamilesin dedi, Ne? Dedim Dedi hamilesin, Ne? Dedim Dedi Hamilesin...
Olamaz, nasıl olur? Yaklaşık bir aylıkmış. Off ben kim anne olmak kim? Alın şunu içimden.
Kanamam da bu yüzdenmiş, yerleşiyormuş bebek. bana yerleşen yerleştirmiş ya neyse.
Çıkar çıkmaz bir hesap yaptım. Bir ay, üç adam, üç baba adayı. Aradım sırayla carladım.
_ Ne olur sanki şu prezervatifi taksan?
- Mümkün değil benden değildir.
Hepsinin de cevabı aynı. Hele biri yanımda kız arkadaşım var konuşamıyorum dedi daha çok bağırdım. Hamileymişim salak!
Dışarı boşalmışlar, olamazmış. E olmuş işte. Tek düşündüğüm de büyüyecek olan popom. Ne karnım ne popom büyümesin, istemiyorum. Hele bu salaklardan bir çocuk hiç istemiyorum.
Ertesi gün başka doktora gittim.
- Alın şunu içimden bu bebek benden değil.
- Nasıl yani?
- Benim isteğim dışında oluşmuş bir organizma, babaları da safkan mal.
- Babaları mı? Sakin olun, muayene edelim önce.
İçime giren boru gösterdi ki, minnacık bir bebek değil miyommuş kanamaya neden olan. Oh çok şükür, hamile değilim. Adamlara da boşuna bağırdım. Neyse iyi oldu, bir daha da görüşmem, takın şu prezervatifi arkadaş ben bu stresi bir daha çekemem!
Olamaz, nasıl olur? Yaklaşık bir aylıkmış. Off ben kim anne olmak kim? Alın şunu içimden.
Kanamam da bu yüzdenmiş, yerleşiyormuş bebek. bana yerleşen yerleştirmiş ya neyse.
Çıkar çıkmaz bir hesap yaptım. Bir ay, üç adam, üç baba adayı. Aradım sırayla carladım.
_ Ne olur sanki şu prezervatifi taksan?
- Mümkün değil benden değildir.
Hepsinin de cevabı aynı. Hele biri yanımda kız arkadaşım var konuşamıyorum dedi daha çok bağırdım. Hamileymişim salak!
Dışarı boşalmışlar, olamazmış. E olmuş işte. Tek düşündüğüm de büyüyecek olan popom. Ne karnım ne popom büyümesin, istemiyorum. Hele bu salaklardan bir çocuk hiç istemiyorum.
Ertesi gün başka doktora gittim.
- Alın şunu içimden bu bebek benden değil.
- Nasıl yani?
- Benim isteğim dışında oluşmuş bir organizma, babaları da safkan mal.
- Babaları mı? Sakin olun, muayene edelim önce.
İçime giren boru gösterdi ki, minnacık bir bebek değil miyommuş kanamaya neden olan. Oh çok şükür, hamile değilim. Adamlara da boşuna bağırdım. Neyse iyi oldu, bir daha da görüşmem, takın şu prezervatifi arkadaş ben bu stresi bir daha çekemem!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kimler Geldi Kimler Geçti
Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim. Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...
-
Engin diye bir arkadaşım var, ne zamandır yaşadıkları swinger deneyimini yazmam için ısrar eder durur. Ben de hazır zaman bulmuşken ya...
-
Pazartesi büyük randevu geldi çattı. Sabahın köründe yola çıktık Nuriyle neymiş sabah ezanından sonra görecekmiş hoca bizi sabahın körü ...
-
Kadınlar oral seks yapmayı sever mi? Aslında sever ama yaptıkları kişiye ve malzemeye göre değişir. Kalın olmayan ve küçük br penis pek...