Soru ve yorumlar için madammarin@gmail.com

31 Ocak 2017 Salı

Zina Da Yaptım Ayar Da Verdim Rahatladım


  Bu akşam genç ve yakışıklı bir bankacıyla randevum var. İlk buluşmalar çok keyiflidir belli belirsiz dokunmalar oynaşmalar falan bayılırım hem kafa dağıtmak için harika fırsat. Odamda giyindim hazırlandım aynada son halime bakarken aynanın aksinde karşımda onu gördüm yine kanlı canlı dikiliyordu orada. Arkamı döndüm beni baştan aşağı süzdü.
-Ne o boynundaki?
-Muska?
-Muska ne alaka?
-Senin cin olma ihtimaline karşı.
-Cin mi? Cin gibi kadınım doğru senden akıllıyım mesela.
-Hakaret mi ediyorsun bana.
-Beni Taksimde domaltsalar şu şeyi takmazdım boynuma modadan anlıyorsun sanıyordum çok alaturka.
-Yahu hoca verdi Nuri de çıkarttırmıyor ne yapayım?
-Bununla dışarı mı çıkacaksın Marin?
-Randevum var çıkmayayım mı? Sen sevgili bul dedin.
-Çık da onu da çıkart çok çirkin hem bunu gören adam ne der?
-Muska takmış adı Marin olan bir kadınla buluşuyorum der.
Kendi kendime gülüyorum karşımda dikilmiş ciddi ciddi bana bakıyor.
-Çıkart şunu ciddiyim. Adam sevişmez seninle bunu gördükten sonra.
-Sevişemem zaten zina yasak.
-Ne yasak ne? Sen iyice zıvanadan çıkıyorsun?
-Aslında bende başta inanmadım ama baya karşımda dikiliyor olman nedeniyle küçük de olsa cin olma ihtimalini elemek istiyorum.
-O şeyle mi eleyeceksin? Bana sorsana ben sana doğruyu söylerim. Sen sana iftira atıldığında inanan sevgiline önce bana sor diye kızardın şimdi kendin ön yargılı davranıyorsun sor bana.
-Tamam, cin misin sen içimdeki kaltak?
-Değilim beyinsiz ben de seni akıllı bir şey sanıyordum cinci hocaya gitmek nedir ya? Bir daha gitmek yok.
-Ama o hoca dedi ki bu gelir o muskayı çıkart diye sana ısrar eder ve bak sen ediyorsun.
-Çünkü yakışmamış v yaka elbise göğüs dekoltesi üzerinde üçgen tuhaf bir şey.
-Moda için yani tamamen yoksa rahatsız olmadın.
-Beni rahatsız eden tek durum senin gidişatın hiç iyi değilsin.
-İyi olsam seni karşımda görmem değil mi?
-Çıkart şunu çık eğlen dönüşte de adamla yat belki kendine gelirsin.
-Adın ne senin?
-Ne?
-Adın ne adın? Bana adını söyle.
Yüzüme şaşkınca bakıyor bu sırada odamın kapısı çalınıyor gelen Minel.
-Marin kiminle konuşuyorsun? Telefonun salonda şarjda.
-İçimdeki kaltakla Minel içimdeki kaltakla.
-----------------------------------
Buluştuk… Önce sinema sonra yemek, bu arada sinemada elimi tuttu ama öpüşmedik ne romantik değil mi? Değil, öpüşmedik ama eli bacak arama daldı ve baya orada kaldı benim de çok hoşuma gitti çünkü bildiğin bu durumlara açım.  Ben de onunkini avuçladım sertleşmesini hissetmek hoşuma gitti özlemişim. Hakkımda ne düşünürse düşünsün muhtemelen çok uzun soluklu bir ilişki olmayacak zaten. Çıkışta evine gittik, güzel vücutlu güzel sevişen bir adam evini de beğendim. Bu zamanda iyi sevişen bir erkek bulmak zor kaldırmayı başaran seviştim sanıyor malum.
Muskam mı? Çıkarttım çantama attım, içimdeki kaltak haklıydı hiç yakışmadı bu elbisenin üzerine. Sabah fazla takılmadım sonuçta hala iki yabancıyız ama sabah seksi yaptık tabii o ayrı. Tekrar görüşmek üzere sözleştik bilemiyorum iyi ve kibardı neden olmasın. Sabahın hala erken saatinde apartmanın önünde Nuriyle karşılaşana kadar keyfim iyiydi.
-Nereden geliyorsun?
-Ekmek almaya çıktım.
-Ee ekmek nerede?
-Kalmamış.
-Marin ne saçmalıyorsun yine?
-Yahu dün randevum vardı onun evinden geliyorum.
-Eyvah zina mı yaptın Kamber hoca demedi mi sana zina yok diye?
-Zina sayılmaz önce nikah kıydık. Nuri çekil Allah aşkına sabah sabah ya ne hocası zinası.
-Kızım bir süre zina yapmayacaksın ki cinden kurtulasın hiiii muskan nerede?
-Çantamda.
-Üzerinden çıkartmayacaktın.
-Onu boynumda gören adam benimle sevişir miydi sence?
-Nasılsın peki geldi mi yakınlarda?
-Evet o üç ben iki kere.
Gülüyorum Nuri nin iyice suratı kayıyor.
Sen adam olmazsın Marin neyse ben gidiyorum banyo yap gusül abdesti al tamam mı?
-Tamam tamam.
 Nuri nin bu kadar dini bütün çıkması da ayrı bir şok etkisi. Yukarı çıkıyorum ev havasız, camı aralıyorum. Stavrosun odasının kapısı aralık, şöyle bir göz atıyorum bir değil iki kadın yatıyor yanında kimin akrabası deyip geçiriyorum içimden de iyice suyunu çıkarttı artık. Minel ne alemde diye onun odasına seğirtiyorum ki kapıda yarı çıplak yabancı bir adamla karşılaşıyorum.
-Günaydın.
-Günaydın.
-Kimsiniz?
-Ev sahibiyim.
-Ev sahibi mi?
-Evet ev bana ait ben burada yaşıyorum. Siz kimsiniz?
-Taşkın ben Mine’nin arkadaşıyım.
-Mine değil Minel.
-Ha evet neyse görüşürüz.
Yüzsüzce sırıtıp odaya giriyor ben de arkasından öfkeyle bakakalıyorum. Evimdeki yabancıları da misafirliği fazla uzayan akrabalarımı da kovma zamanı geldi içimdeki kaltak çok haklı.
Salonda çalışmaya başlıyorum, bunlar birer ikişer uyanmaya başlıyor, bir de mutfağa dalıp çay kahve aramıyorlar mı deli oluyorum. Stavros yanıma gelip;
-Kahve var mı Marin? Diyor.
-Aşağıdaki kafede var ama ille evde içmek istiyorsan misafirlerini geçirdikten sonra yapabilirsin.
Minel hemen dalıyor durum gergin farkında.
-Ben de Taşkın’ı yolcu edeyim.
-Kahvaltı yok mu ya?
Taşkın cidden taşkın.
-Çalışmaya çalışıyorum sessizce evden çıkar mısınız lütfen! Konuşan ben miyim içimdeki kaltak mı bilmiyorum ama sesim çok öfkeli ve otoriter çıkıyor. Sadece korkmuş bakışlar ve derin bir sessizlik içinde evdeki yabancılar evden gidiyor. Bu ikisi suç işlemiş çocuklar gibi yan yana karşıma dikiliyor. Başımı laptopun ekranından kaldırmadan konuşmaya başlıyorum.
-Burada daha ne kadar kalmayı düşünüyorsunuz?
-Şey ben biliyorsun evlenince gideceğim.
-Ben de yeni iş buldum daha İstanbul u iyi tanımıyorum.
-Ama iyi çevre yapıyorsun başkasının yanına taşınabilirsin. Minel senin de ailen burada bu kadar dağıttığını öğrense benim başım derde girer malum sizinkiler tutucu.
-Haklısın Marin daha dikkat edeceğim söz.
-Ben de özür dilerim dün gece içkiyi fazla kaçırmışım.
-Bir daha evimde yabancı insanlar görürsem direk polisi arar sizinle birlikte onları da attırırım anlaşıldı mı ayrıca bu misafirliğe bir süre belirleyelim ve dolunca herkes başının çaresine baksın artık evlenir misiniz gidecek ev mi bulursunuz evinize mi dönersiniz orası benim sorunum değil.
-Ama…
-Söyleyeceklerim bitmedi Minel. Burada yaşayacaksanız masraflara da ortak olacaksınız.
-Tamam, çok haklısın ödemeler yeni düzene girdi.
-Ben de prova mankenliğinden çok kazanamıyorum.
-Ek iş yap o zaman garsonluk mesela ya da şirket sahibi sözlüne söyle zam yapsın sana ve özel harcamalarınızı da siz karşılayacaksınız ben karışmam.
Minel, ne demek istediğimi anlayıp yüzüme sokağa atılmış yavru köpek gibi bakıyor da bende bir nebze acıma yok yeter ya hem ne demişler acıma kimseye gelir yerleşir enseye. Bu fırçamdan sonra ikisi de sessizce evden çıkıyor tabii önce odalarını ve etraftaki dağınıklığı toparlıyorlar. Market alış verişi de yapmayacağım bu hafta karnını doyurmak isteyen kendi alır yoksa dışarıda yer gelirim yeter ya içimdeki sesi dinlemeyecek mişim de yok cinmiş de ne iyi oldu dinledim de bunlara ayar verdim rahatladım yeminle.


30 Ocak 2017 Pazartesi

Cinci Hoca Nuri ve Ben

 Pazartesi büyük randevu geldi çattı. Sabahın köründe yola çıktık Nuriyle neymiş sabah ezanından sonra görecekmiş hoca bizi sabahın körü dediğimde ciddiymişim değil mi? Ben okul dönemimden beri bu kadar erken bir saatte kalkmamıştım. Bu saatte dışarıda insanlar ve taksi olmasına çok şaşırdım. Nuri'ye uyarak hata ettiğimi de düşünmeye başladım ama yola çıktık bir kere. Fındıkzade de bir yere geldik. Girdik bir apartmana üç kat çıktık. Kapıyı kapalı bir kadın açtı.

-Hoca sizi bekliyor buyurun. Dedi Girdik içeri.

-Hoş geldiniz çocuklar buyurun gelin.
Kızıl saçlı kızıl sakallı başında takkesi benden biraz büyük genç bir hoca. Ben daha yaşlı birini bekliyordum. Kamber Hoca adı adını beğendim ne yalan söyleyeyim.
-Kamber Bey ben Nuri ye uydum geldim ama öyle cinlik bir durumum yok benim.
-Dur bakalım onu şimdi anlarız gel otur karşıma.
Karşısına otırduk önünde bir tas su var ona bakıp birşeyler okuyor tespih çekiyor.
-Anlat bakalım ne gördün?
-Cuma gecesi bir kadın gördüm odamda belirdi.
-Sonra?
-Biraz konuştuk.
-Sonra?
-Sonra ben uyuyana kadar yanıma uzandı Uyandığımda da gitti.
-Nasıl bir suretti bu?
-Genç güzel bir kadın.
-Neler söyledi sana?
-Benim evde akraba misafirlerim var onları kov dedi. Sevgilin olsun dedi.
-Ah işte vesvese veriyor.
-Kötü şeyler söylemedi aslında iyiliğimi ister o benim yıllardır içimde.
-Ah hocam içimde diyor.
-İçinde tabii nerde olacak  içine girer bu mendeburlar.
-O benim iç sesim Kamber bey düne kadar sadece sesti de cuma gecesi karşıma dikildi.
-Artık görünme zamanı gelmiş demek ki sana iyice hakim olmuş.
-Nedir bu hoca efendi?
-Ne olacak cin.
-Yok canım ne cini?
-Marin sen sus. Ne yapacağız hocam?
-Şimdi bu cinler alemi sakinleri böyle genç güzel kadınlara dadanır musallat olurlar. Kadın zayıftır daha kolay ele geçirilir.
-Marin yalnız yaşıyor hocam ondan olabilir mi?
-Yalnız olmasa da kadını ele geçirmek kolaydır. İlk ne zaman duymaya başladın bu sesi kızım?
-Kötü bir ayrılık yaşadıktan sonra.
-İşte zayıf bir anında ele geçirmiş. Ne dedi sana?
-Üzülme zaten seni hak etmiyordu.
-E kötü birşey dememiş hocam.
-Aklını çelmek için dost görünüyor ilk etapta.
-Bana hiç kötü fikirler vermedi ki aslında söylediklerinde hep haklıydı.
-Kızım onlara güven olmaz seni kendilerinden yapmaya çalışırlar. Müslüman mısın sen?
-Yarı Müslüman yarı Ortodoks.
-O nasıl oluyor?
-Marin'in ailesi karışık biraz iki dinli büyümüş hocam.
-Ah işte bunun da etkisi var gelen cin kafir bir cin olmalı.
-Öyleyse ne olur?
-Kovması daha zor olur ama Allah'ın izniyle başaracağız. Dua biliyorsun ama değil mi kızım Ayetel Kürsü falan?
-Biliyorum okurum gerekirse de bakın bu gelen cin değil inanın bana.
-Elini şu suya daldır bakayım.
Daldırdım su soğuktu. Hoca, elimin üzerine birşeyler okudu üfledi.
-Cin dadanmış evet kızım bunun adını öğrenmemiz gerek sana adını söyledi mi?
-Adını mı? Ben ona içimdeki kaltak ya da içimdeki cadı diyorum.
-Olmaz adı vardır bunların hepsinin o sana geldiğinde adını sor öğren mutlaka yoksa kurtulamayız.
-Şeytan çıkartma ayinleri de böyledir.
-Efendim?
-Küçükken bir şeytan çıkartma ayini izlemiştim Papaz iblis giren kadının içindeki iblise adını söyle diye bağırmıştı. Adını söylemeden çıkartamıyorlar bütün dinler aynı işte Nuri.
-Marin sussana ne yapacağız hocam kurtulacak mı arkadaşım?
Nuri nin böyle olduğunu bilmezdim neredeyse ağlayacak inandı cinlere karıştığıma.
-Kurtaracağız korkma.
Hoca bir kağıda dua yazdı üçgen yaptı ucunu yaktı bana uzattı.
-Bunu hep üzerinde taşı bak gör o varken sana yaklaşamaz ama uzaktan yine gelir konuşur onu çıkart der sakın onu dinleyip çıkartma ve mutlaka adını öğren bana söyle tamam mı güzel kızım.
-Hı hı tamam.
-Abdestsiz gezme, zina yapma, dua okumadan uyuma Felak Nas ve Ayetel Kürsi.
-Olur.
-Merak etme kurtaracağız seni.
-Teşekkürler Kamber Bey.
-Sağ olun hocam.
Dışarı çıkar çıkmaz Nuri nin başıma zorla doladığı baş örtüsünü çıkartıyorum.
-Nuri sana uyup geldiğim en saçma yerdi bir de o kasvet yok mu içim daraldı.
-Kasfetli falan değildi cinler seni sıkıyor ah Marincim ah.
-Gerçekten bunlara inandığına inanamıyorum.
-Kesin biri büyü yapıp dadandırdı bunu sana onlara dönsün inşallah.
Nuri olaya kendini çok kaptırdığından daha fazla konuşmadım. Muskada boynumda kaldı, daha neler yaşayacağım bakalım.


28 Ocak 2017 Cumartesi

Üç Harfli Değil Altı Harfli K.A.L.T.A.K.


 Nuri Cumartesi kahvaltısı hazırlamış sigara böreği falan gittim evine. Bizimkiler hala uyuyordu. Minel açılan kızlığını diktirene kadar her gece zevk aleminde Stavros da geç saatlere kadar sahnede kalıyor. Oturdum Nuriciğimin yanına beni bir o anlar diye dün gece olanları anlattım.

-Nuri sen hiç karşında tanımadığın aslında var olmayan ama bir tek senin gördüğün biriyle konuşuyor musun?
-Nasıl yani?
-Yani baya insan işte ama sadece sen görüyorsun sen konuşuyorsun.
-Sen mi görüyorsun bunu?
-Evet düne kadar sadece sesini duyuyordum kulağıma fikirlerini söylüyordu ama dün gece karşıma dikildi baya konuştu benimle.
-Kız ne diyorsun üç harfli bu bildiğin.
-Üç değil altı harfli.
-Ne?
-K.a.l.t.a.k. Altı harfli içimdeki kalktak baya karşıma dikildi konuştuk.
-Ne söyledi sana?
-Bazı istekleri varmış ikimizle ilgili onları.
-Bu çok tehlikeli bir durum Marin senin hemen hocaya görünmen gerek.
-Tehlikeli değil ya benim iyiliğimi istiyor o ve ben bütünüz aslında.
-Ah işte onlara karışıyorsun yavaşça.
Panik halinde sofradan kalkıyor söylemesemiydim ki. İçimdeki kaltak, içimdeki cadı adı her neyse Nuri nin sandığı gibi cin değil. Evet benden ayrı düşünen beni yöneten farklı bir organizma ama bence bana zararlı da değil. Benim bakamadığın taraftan bakıyor olaylara işime de geliyor. Karşıma dikilmesi dışında şu güne kadar tuhaf bir durum da yoktu aslında. Nuri bu sırada aldı telefonu birini aradı randevu aldı. Pazartesi gidecekmişiz. Ne kadar karşı çıksam da dinlemedi cinci hocaymış. Nuri'nin de tanımadığı yok. Neyse bana da yazacak ve size anlatacak birşeyler çıkar gidelim bakalım.

Seni Gördüğüme Sevindim Bu Beni Deli Etse De

 Gecenin üçüyle üç buçuğu arasında bir yer. Odamda bir kadın siluetini fark ettim uyanır uyanmaz. Kim bu? Minel mi? Hayır. Stavros un iş dönüşü eve attığı ve odasını karıştırıp benim odama dalan sarhoş bir sürtük mü? Ki bu birkaç kez oldu hayır sanmıyorum. Yatağımda doğruluyorum.
-Kimsin sen?
Karanıktan sıyrılıp bana biraz daha yaklaşıyor yüzü çok tanıdık taa içimden çıkmış gibi.
-Beni nasıl tanımazsın seninle büyük bir mazimiz var.
-İçimdeki kaltak!
-Sensin kaltak!
-Ama sen içimdeydin nasıl çıktın dışarı?
-Sıkıldım hava alayım dedim hem belki karşına dikilip konuşunca daha etkili olur daha iyi anlarsın.
-Güzel kadınmışsın.
-Teşekkür ederim benziyoruz aslında fark ettiysen.
-Evet ettim ee ne istiyorsun benden?
-Önce şu evine yerleşen fazlalıklardan kurtulmanı.
-Ama onlar akrabalarım öylece hadi gidin diyemem ki.
-Sen demezsen ben derim ki istediğimde çok kırıcı olurum bilirsin.
-Baksana sen şimdi böyle karşımdasın ya ben kafayı mı yedim şizofren bir ruh haline mi geçtim?
-Amaaan sadece isim bunlar şizofren yok isterik yok depresif. Yafta yapıştırmanın değişik versyonu kim çözmüş ki psikolojiyi, felsefeyi, diğer boyutları? Belki sen normalsin beni göremeyenler deli ne biliyorsun?
-Teşekkür ederim içimi rahatlattın. Başka ne istiyorsun?
-Sevgili yap partnerlerinden sıkıldım.
-İçimde yaşadığına göre sen de benim kadar zevk alıyorsundur gerçi misafirlerim nedeniyle son dönem pek yaramazlık yapamıyorum.
-Alıyorum da bir sevgili şevkati değil yani.
-Sen de biliyorsun tek eşlilik bana göre değil.
-Tek eşli mi ol dedim ben sana sevgili yap dursun kenarda.
-Peki başka?
-Spora da başla Kardashian kıçı Amerikada para ediyor burada değil.
-Yapıyorum elimden geldiği kadar ama tamam arttırırım. Bu kadar mı?
-İşinden memnunum ama Madamım ben diye çıkamıyorsun ortaya bu yüzden.
-Çıkmak için erken de zaten hele şu politik ortamda.
-Boşver sen Madam Marinsin başka bir işe ihtiyacın yok sadece bu ol kendin ol artık saklanma.
-Yıllardır içime saklanmış sen mi söylüyorsun bunu?
-Evet çık benim Marin de yazdıklarını yayınla o saçma bestelerin bile iş yapar aslında.
-Saçma mı? Onları beraber yaptık ama.
-Tamam tamam iyileri de var aralarında korkma kimse bir şey yapamaz sana ben varım.
-İçim rahatladı. Şimdi nereye girecek misin içime?
-Ben orada yaşıyorum unuttun mu?
-Önce yanıma uzanır mısın ben uyuyana kadar.
-Tamam ama uyuyunca giderim.
-Bu sözü erkeklerden duymaya alışkınım senden duymak tuhaf geldi. Bu arada...
-Evet...
-Seni gördüğüme sevindim bu beni deli etse de.
-Hadi uyu artık...
Uyandığımda gitmişti çoğu giden gibi ama tek farkla o kapıdan çıkıp gitmedi içime geri döndü  oradan kulağıma fısıldamaya devam etmek üzere...
 

27 Ocak 2017 Cuma

Hoşçakal Lindsay Lohan Artık Madam Değilsin

 Ben Madam Marin'i temsil etsin diye ilk günden beri Lindsay Lohan'ın fotoğrafını kullandım. Birçok nedeni var bunun. Seksi oluşu, yaşıt olmamız, saç ve göz şeklimizin benzemesi ve cesur pozları...  Bence cuk oturuyordu. Ben yaptığım iş ve çevre nedeniyle kendimi gizlemek durumundayım yoksa kimseden korkum yok ama şimdilik böyle olmalı. Çok ünlü olurum da sadece Madam Marin olarak yazmaya ve yaşamaya başlarım o zaman kendim olarak da çıkarım karşınıza. Düne kadar Lindsay in arkasına saklanmak iyi fikirdi ama Lindsay birden ülkemizi keşfetti, tamam gelsin gezsin hatta dizilerimize renk katsın biz mutlu oluruz da o taktı eşarbını Suriyelileri kucakladı ilk etapta şu günlerde ise yine eşarbıyla İstanbul gecelerinde turluyor. Sanki ülkeye eşarpsızlar alınmıyormuş bu kuralmış gibi. Bilmeyen biri bunun fotoğrafına baksa burayı İran gibi bir ülke sanacak. Zamanının seksi yıldızı şimdi olduğundan on yıl daha yaşlı görünüyor ve kafası fena halde karışmış durumda. O kadar eroin, kokain, daha kimbilir kullandığı ne varsa sadece cildini, görüntüsünü değil aklını da dağıtmış. İnstagram hesabı hacklendi sandım tüm fotoğraflarını silip de selamın aleyküm yazdığında ama böyle bir açıklama gelmedi kendisi yapmış. Müslüman mı oldu? Hiç sanmıyorum ayrıca olduysa oldu eşarpla bu topraklarda üstü kaval altı şişhane gezmesini gerektirmez inancı her neyse. İyi bir oyuncuydu yeni filmi ne zaman diye beklemekten yoruldum o kadar parası var istese kendi filmini çeker. Hem madem ülkemize bu kadar düşkünlüğü var bir Türk dizisinde ya da filminde oynasın yapımcısı olsun, ingilizce bilen çok iyi oyuncularımız var neden olmasın. Ben buradayım bakın başımda eşarbım bir şeyi temsil ediyorum ama ne ben de bilmiyorum halinden iyidir. Ha bir de casusluk yaptığına dair söylentiler var ki o değişken ruh haliyle sanmıyorum ama olabilir de ne diyeyim yazık etti kendine.

Bir Facebook Döküntüsüyle İbretlik Yazışmam

 Facebook... Zamanında hepimiz takıldık, fotoğraf paylaştık, yeni insanlarla tanıştık ama bitti. Facebook bitti, biz başka sosyal ağlara yöneldik kalanlarsa orayı mahvetmeye, talan etmeye devam etti. Kendilerini olmadık kişiler gibi gösterdiler. Hepsi ünlüydü çok güzeldi, yakışıklıydı. Kazara sana mesaj yazana siz kimsiniz desen vay sen beni nasıl tanımazsın diye trip attılar ama baksan ayağına giydiği pantolonu zor bulmuştur. Peki neden hala bir sayfan var Madam? Çünkü fotoğraflarım var, anılarım var, beğenmesem de geçmiş orada duruyor ve ben açıp kayıt edip sayfayı silmeye üşeniyorum yoksa ne giriyorum ne bir paylaşımda bulunuyorum. Bir de orada eskilerden kalma arkadaşlar var ve bazen iş bağlıyorlar ne olur ne olmaz diye ortak arkadaşsa bu kişiler, yenileri çok da istekli olmasam da kabul ediyorum. İşte geçenlerde böyle talihsiz şekilde kabul ettiğim bir beyinsiz zavallıyla konuşmamı paylaşıyorum sizlerle.

 
Merhabalar efendim

Merhaba
Nasılsınız iyi misiniz
Teşekkürler iyiyim siz nasılsınız
Sizi tanıdım daha iyi oldum
Sağolun
Rica etsem biraz kendinizden bahseder misiniz Marin hanım
Senaristim. Aynı sektörde miyiz?
Ne güzel
Metin ve reklam yazarlığı da yapıyorum
Olacağız inşallah
Güzel
Benim yazdığım kitap bitince sizinle beraber senaryoya çeviririz
İsterseniz:))
Anlaşırsak neden olmasın
Ben sizinle ticari bir anlaşma için değil arkadaş olmak istiyorum
İş konusunu herkesle halledebiliriz o sorun değil
Seni tanımak istiyorum
Çok yoğunum iki dizi yazıyorum bu sezon
Hımm
Yani çay içemeyiz mi
Diyorsunuz pardon
Yok mümkün değil
Hayret bir şey ya mümkün olmayan ne
Sonuçta projelerimizde konuşacağız değil mi
Şu dönemde çok yoğunum
Ben zaten şu anda Paris'teyim ve burada kitabı bitirdikten sonra geleceğim
O zaman tekrar konuşuruz
Ben de yarın öbür gün de sen bu hafta desen zaten yok gelemem
Tamam o zaman sonra konuşuruz yine 
kendine iyi bak bye bye
İyi akşamlar size de

Gördüğünüz gibi ben çok resmi ve mesafeliyim bu doğarken beynini anasının rahminde bırakmış abazan köpekle de sırf ortak tanıdık var diye yazıştım yoksa onun işine de ihtiyacım yok. Benimle arkadaş olmak istiyormuş ticari değilmiş bir de siz derken birden sen demeye başlıyor. Çay içelim diye tutturuyor sanki mecburum o çirkin suratına yakından bakmaya. Bu insan müsfettesi sadece küçük bir örnek maalesef Facebook kendisini bir halt sanan zavallı eziklerle, döküntülerle dolu. Benim de öyle tanıdığım bir kadın var. Eskilerde bir yerlerde şarkı söylemiş şimdi iş yapamıyor her gün bir fotoğraf koyup kim beğenecek kaç kişi yorum yapacak diye bekler durur. Hesapta sanatçı ama çöp evde yaşıyor. Ben kimseyi kınamıyorum da siz asıl kendinizi kandırıyorsunuz böyle ne olduğunuz emin olun tipinizden okunuyor zaten. Oraya ister sanatçı yaz ister yapımcı ister astronot tipinize kimliğiniz yansımış durumda, zaten Facebook da takılarak da bunu perçinliyorsunuz. Tabii ki bu adamı anında engelledim geldiğinde benimle çay içme hayalleri kursun tipine ettiğim. Bir daha da Facebookda ne birini kabul ederim ne de cevap veririm fotoğraflarımı kayıt edeyim anında silicem ben döküntü değilim ki aynı ortamda kalayım. Tabii Facebook un kolaylığı nedeniyle kullanmak zorunda kalan yaşlılar ve düzgün insanları bu kategori dışında tutuyorum onlar alınmasın, benim lafım ne olduğunu unutup Facebookda iki beğeni aldı diye kendini ünlü sanan zavallılara.

19 Ocak 2017 Perşembe

Alışmadık Kukuda Dikiş Durmaz

 İşlerimin yoğun olduğu bir dönemdeyim ama içimden de bir o kadar çalışmak gelmiyor. Sıcak bir ülkeye kaçıp keyif yapasım var şöyle uzakdoğu ülkelerinden birine. Bir arkadaşım Filipinler de yaşıyor beni çağırıyor sürekli bilet alıp ardıma bakmadan gitmeyi nasıl istiyorum anlatamam ama işte sorumluluklar yakamı bırakmıyor. Bir de kısa süre önce beraber olduğum ve ayrıldığım "eski" de yakamı bırakmıyor. Çok kısa sürdü bahsetmemle konuyu kapatmam bir oldu fark etmişsinizdir. Uymadık birbirimize yakışmadık, eğreti kaldı birşeyler olmadı işte ama o bunu anlamamakta ısrar ediyor tekrar sevgili olmak için de ısrar ediyor. Bende de sevmiyorsam geri dönme tuşu yok hep ileri giderim. Kimseyi kırmak da istemiyorum korkarım "karma"dan ama zamanında bizi acımadan kıranlar olmadı mı? Bizim de biraz bu lüksümüz olsun. İstemiyorum ne yapalım zorla mı?

Ben çalışırken Minel etrafımda sörfçü etrafında tur atan köpekbalığı gibi turluyor, Stavros salonda şarkı çalışıyor, nasıl ortamda çalışıyorum düşünün ondan konsantre olamıyorum işe. Bu Stavros birilerine atlıyor son zamanlarda eminim ama neyse Minel değil bundan da eminim gerisi beni bağlamaz.

-Efendim Minelcim, söyle.
-Şey Stavros duymasın ama.
-Duymaz, meşgul baksana neyi duymayacak hem.
-Hani ben geçen gece eve gelmedim ya.
-Eee?
-Ben o gece seviştim.
-Seviştin mi? Sözlünle mi?
-Hayır yeni biriyle.
-Ne?!!!
-Marin o merkeze tekrar gidelim mi?
-Bekaretin mi bozuldu? O kadar para verdim ben ona.
O sırada düşündüğüm tek şey oydu bildiğin çöpe gitti param ya da yabancı bir erkeğin pipisine. Şimdi o, bu zamanda bakire kız becerdim diye şaşkındır.
-Madem dayanamayacaktın neden diktirdin?
-Aniden gelişti herşey çok üzgünüm nolur yardım et bana.
-Anal yapsaydın ya.
-Anal asla yapmam Marin.
Hanfendinin kuralları da var.
-Nuriye sorsana tekrar yaparlar mı?
-Kalk evine gidip soralım.
Nuri'nin evine gidiyoruz. Nuri ye anlatınca kahkahayı patlatıyor tabii.
-Sana aç kapa bir kızlık zarı lazım kızım, şimdi diktirsek sen yine dayanamayacaksın tabii kimin akrabası.
-Benimle uğraşma Nuri.
-Tamam tamam dur arayalım merkezi.
Bir ay içinde iki kere yapılmazmış Minel başlıyor ağlamaya sanki yarın bekaret kontrolüne gidecek.
-Evlenmene az kala yaptırırsın böylece bu tür kazalardan da korunmuş olursun tamam mı?
-O zaman da bana yardım edecek misin Marin?
-Tabii ki ben sizin için çalışıyorum yakında Stavros da bir kızı hamile bırakır onun kürtaj parasını da ben veririm.
-Marin bu kız iyi ki geldi çok eğlenceli.
-Sen de işin eğlencesindesin Nuri. Tamam ağlama artık Minel.
-Demek ki neymiş alışmadık kukuda dişik durmazmış.
Nuri yine bir durum değerlendirmesi yaparak konuyu noktalıyor. Gidip çalışayım işim var benim nelerle uğraşıyorum ya...

15 Ocak 2017 Pazar

Bu Bloğu Neden Yazıyorum?

 Bu bloğu yazdığımı bilen bazı arkadaşlarım neden yazdığımı soruyor. Onlara göre bir işten para kazanmıyorsan o boşa zaman kaybı. Bazen ben de boşuna mı yazıyorum diye endişe duymadım değil. Derdim para değil yanlış anlamayın ben zaten para kazanıyorum, burayı yazma amacım istediğimi özgürce yazabilmek, kendinizden ne çok şey bulacağınızı göstermek, yalnız olmadığınızı anlatmak ve belki de kendimce ve elimden geldiğince yardım etmek. Bazen sinir olduklarımı, eleştirdiklerimi yazdım bazen de tespitlerimi. Kimi zaman kendi yaşadıklarımdan kimi zaman da başka tanıdıklarım üzerinden ama hepsi ne kadar da benzer ve sizinkilere yakın değil mi? Hepimiz benzer olaylarla karşılaşıyoruz çünkü, aşık olup kazıklanıyoruz canımı yakılıyor, bize aşık olanın biz canını yakıyoruz hunharca. İlişkilerde ne saçma ne tuhaf durumlarla karşılaşıyoruz, bazen de çok mutlu oluyoruz hiç bitmesin istiyoruz. Aslında hayat bir sınav ama sorular o kadar da zor değil biraz da biz zorlaştırıyoruz. Ben bu bloğu yazıyorum çünkü yazmayı seviyorum en önemlisi de kimse okumuyor diye düşündüğüm zamanlarda sizden gelen maillerde beni bana anlatıyorsun, ne güzel yazmışsın, yeni yazı nerede? demeniz. Yorumlar göndermeniz... İşte o zaman anlıyorum ki doğru yoldayım, boşa zaman kaybetmiyorum. Evet bir amacım var; yazmayı seven her insan gibi kitap yazmak, imza günleri düzenlemek, belki kitaplarımın film olması... Ne saçma sapan kitapların filmleri oldu bu ülkede, noktalama işaretlerini bilmeyen ne dandiklerin kitapları sattı yalan mı? Ben kalemime güveniyorum bu konuda mütevazi olmam ve okurlarımın da böyle beklentileri olduğunu biliyorum sadece zaman diyorum zamanla tüm istediklerinizi gerçekleştireceğim yeter ki beni okumaya devam edin...

14 Ocak 2017 Cumartesi

Gel Sevişelim Ama Kediden Korkma


Cuma gecesi evde yalnızım. Kendi evimde yalnızm diye sevindiğim bir döneme girdiğime ben de şaşırıyorum. Stavros'un sahnesi var Minel de geç gelecekmiş aman ne güzel. Ben ne yapayım? Tabii ki yaramazlık. Telefonumdan uzun süredir bana olta atan tipi de fena olmayan ve yakın oturduğunu bildiğim birini eve çağırdım, o da dünden razıymış bir saat içinde geldi. Bu hazırlanma ve bekleme süresine de bayılırım sanki ilk kaçamak yapışım gibi, evde yalnız kalınca ne yapacağını şaşıran ergenler gibiyim. Yazık onlar porno açar otuz bire talim eder, varsa sevgilileri eve atma çabasına girer, ortam falan hazırlar. Biz yetişkinlerde öyle bir dert yok amaç belli teklif belli "iş çıkışı bana uğrasana" gel sevişelim demek. "Gel bende bir kahve içelim" gel sevişelim demek. "Nasılsın nasıl gidiyor?" Bile gel sevişelim demek.

Neyse geldi bu, hoş beş direk konuya girme modundayız ikimiz de ben elbisemin altına iç çamaşırı giymedim o derece yani. Hem uzun zaman oldu hem de vakit kısıtlı, ağır ev sahibi durumumu onlar yokken birini eve atmış bak şu Marin'e haline getirmek istemiyorum.
-Neden sutyen giydin evde?
-Altıma bir şey giymedim.
 Tam öpüşmeye başladık, kapı çaldı haydaaaa! Ya Minel ya Stavros of. Kalktım açtım neyse Nuri'ymiş cuma akşamı yapacak birşey bulamamış bana gelmiş.
-İş üstündeyim Nuricim sonra gel.
-Film izleriz demiştim kimi attın kız eve? Ben Tanıyor muyum?
-Yok sen tanımazsın.
-İyi işiniz bitince çağır.
-Tamam hayatım.

Gitti, bu biraz tedirgin oldu gelen kim falan sordu. Bir de ben biriyle mi yaşıyorum, adam birden gelir mi anahtarı var mı sorularına takıldı. Evet birden gelecek ve anahtarı olan iki ev arkadaşım var maalesef de ikisi de onu üstümde yakalasa hesap sormaz ama benim zamana karşı yarışan bir halim biraz da telaşım var bundan biraz huylandı anladım. Rahatlatmaya çalıştım "merak etme rahat ol kimse gelmez nerede kalmıştık hımmm" diye. Elini eteğimin altına götürünce unuttu bu endişelerini. Yine öpüşmeler, oral seks çok matah değildi dilini lönk diye soktu, bundan gerçekten zevk aldığımızı sanıyorlar ya inanamıyorum neyse buna da razı olduğum bir andı. Giriş ve gelişme de fena değildi, boyutlar tatmin edici, vucudu kaslı ve okşanası, içimde geliş gidişi de iyi ama iyi devam edemedi ne yazık ki. Benim kediler ki kedisi olanlar bilir, gelenleri kontrol eder koklar yaklaşır normaldir bu. Biri bunun arkasından geldi koltuğa atladı. Bu da bir korktu ki anlatamam, kedi koltuğun kenarından olayı izleyecek neden korkuyorsun bu kadar? Rengi benzi attı bildiğin.
-Kedi oyun oynuyor korkma hadi devam edelim.
-Nereden çıktı bu ya üstüme atladı sandım, birisi eve girdi sandım.
-Kim eve girip üstüne atlasın sakin ol kedi alt tarafı.
-Of ölüyordum korkudan hain kedi.
Ben devam etme derdinde bunu ittiriyorum üzerimde ama bununkinde hayat kalmadı tüm kanı çekildi. Neyse biraz dinlensin kendine gelsin diye zaman vereyim dedim, su getirdim, bekledim "of çok kötü oldum" diyor da başka bir şey demiyor. Ben de umutla bekliyorum devam ederiz diye cilveli hareketler falan yapıyorum ama nafile adamda hayat kalmadı, gözü kapıya bakıyor, belli ki bu gece o kuş uçmayacak. Anladım ben de zaten zamanla yarışıyorum.
-Başka bir gün buluşalım istersen.
-Evet ya ben çıkıp kendime geleyim.
Gitti. Beni böyle yarım yamalak bıraktı, benim de kaçamak hayallerim yarım kaldı. İnsan kediden bu kadar korkar mı arkadaş? Nuri'yi çağırdım, anlattım baya güldü sonra da halime acıdı ardından iki tane son dönem Türk filmi izledik ve koltukta yan yana uyuyakaldık.
Sabaha kadar Stavros da Minel de gelmedi, boşa telaş etmişim.

10 Ocak 2017 Salı

İlelebet Bakire

 Karda kolkola gittik bir estetik merkezine ben şahsen jinekoloğa gidiyoruz sanmıştım ama konuyla ilgilenen şahıs jinekolog tabii. Asistanı bizi karşıladı. Minel sessizce kızlık zarı diktirmeye gldiğimizi ve bilgi istediğimizi söyledi. Asistan ona ve bana baktı, ben parmağımla Minel'i işaret ettim. Asistan gülümseyerek bilgi vermeye başladı.

Asistan
kalıcı kızlık zarı dikimi cerrahi 1800 tl lazerle2000 tl
geçici kızlık zarı dikimi cerrahi 1300 tl lazerle 1500 tl
 
-Kalıcı ilişkide yırtılmıyor mu?
Asistan
evet efendim siz ilişkiye girene kadar ilişki esnasında bozulur.
 
-Geçici nasıl?
Asistan
Geçici kızlık zarı dikimi, ilişkiden yada düğün haftası içinde 7 - 10 gün içinde herhangi bir gün yaptırabilirsiniz.Bu işlem zarar gören kızlık zarınızın onarılması işlemidir.
En ideali 2-3 gün öncesinde dikilmesidir.
Bu şekilde kesinlikle birlikteliğiniz sırasında sıkıntı yaşamazsınız kanamanız olur.
İşlemimiz yaklaşık 15 dk kadar sürmektedir. işlemden sonra günlük hayatınıza geri dönüş yapabilir,Sonrasında rahatlıkla yürüyerek evinize gidebilirsiniz. Cerrahi işlem fiyatı 1300TL lazer ile 1500 tl dir.

















Minel'in aklına yattı da mesele ödemeye geldi, ben bu kızlık zarı dikim ücretinin bana kaçacağını anlayınca hemen vazgeçirme çalışmalarına başladım.
-Boşver Minelcim bu devirde ne gerek var buna hem evlenecek misiniz bakalım.
-En ideali kalıcı olandan yaptırmak.
-Nuri sen sussana.
-Gelmişken sen de diktirsene Marin.
Nuri işin gırgırında.
-Neden diktirecekmişim acaba?
-Nostalji olur tekrar bakire olursun çok romantik bence.
-Sonra da kıyıp vermeye layık birini bulamam ilelebet bakire kalırım.
Biz gülüştük etraftakiler bize baktı. Minel endişeli ne yapacak korkusu içinde.
-Tamam git ne istiyorsan yaptır yarısını ben veririm.
Yüzü güldü.
-O zaman lazerliden yaptırayım.
Minel içeri girdi. bizde yapılan diğer işlemlere bakmaya başladık. Vajina daraltma da var, iç dudak küçültme de. Ve tabii vajina rengi açtırma da.
-Gelmişken bir şey yaptırsana Marin.
-Benim yaptırmak istediğim hiçbir şey yok burada Nuri. Zaten Minel'in dikiş parası bana girdi, içime başka birşeyin girmesini istemiyorum.
-Benin kukum olsa kullanır kullanır bakım yaptırırdım.
-Ona ne şüphe.
Yarım saat sonra Minel Hanım çıkıyor içerden korkmuş bir de anestezi yaptırmış. Doktor yanımıza gelip işlemin çok başarılı olduğunu söyledi biz de güle güle kullan dedik ne deseydik yenilenmiş kukuya kullanacak sonuçta.

Kimler Geldi Kimler Geçti

   Kimler Geldi Kimler Geçti… Benim hayatımdan değil oralara hiç girmeyelim.   Netflix’teki diziden bahsediyorum. Serenay Sarıkaya’nın Leyla...