Bu akşam genç ve yakışıklı bir bankacıyla randevum var. İlk buluşmalar çok keyiflidir belli belirsiz dokunmalar oynaşmalar falan bayılırım hem kafa dağıtmak için harika fırsat. Odamda giyindim hazırlandım aynada son halime bakarken aynanın aksinde karşımda onu gördüm yine kanlı canlı dikiliyordu orada. Arkamı döndüm beni baştan aşağı süzdü.
-Ne o boynundaki?
-Muska?
-Muska ne alaka?
-Senin cin olma ihtimaline karşı.
-Cin mi? Cin gibi kadınım doğru senden akıllıyım mesela.
-Hakaret mi ediyorsun bana.
-Beni Taksimde domaltsalar şu şeyi takmazdım boynuma modadan
anlıyorsun sanıyordum çok alaturka.
-Yahu hoca verdi Nuri de çıkarttırmıyor ne yapayım?
-Bununla dışarı mı çıkacaksın Marin?
-Randevum var çıkmayayım mı? Sen sevgili bul dedin.
-Çık da onu da çıkart çok çirkin hem bunu gören adam ne der?
-Muska takmış adı Marin olan bir kadınla buluşuyorum der.
Kendi kendime gülüyorum karşımda dikilmiş ciddi ciddi bana
bakıyor.
-Çıkart şunu ciddiyim. Adam sevişmez seninle bunu gördükten
sonra.
-Sevişemem zaten zina yasak.
-Ne yasak ne? Sen iyice zıvanadan çıkıyorsun?
-Aslında bende başta inanmadım ama baya karşımda dikiliyor olman
nedeniyle küçük de olsa cin olma ihtimalini elemek istiyorum.
-O şeyle mi eleyeceksin? Bana sorsana ben sana doğruyu
söylerim. Sen sana iftira atıldığında inanan sevgiline önce bana sor diye
kızardın şimdi kendin ön yargılı davranıyorsun sor bana.
-Tamam, cin misin sen içimdeki kaltak?
-Değilim beyinsiz ben de seni akıllı bir şey sanıyordum
cinci hocaya gitmek nedir ya? Bir daha gitmek yok.
-Ama o hoca dedi ki bu gelir o muskayı çıkart diye sana
ısrar eder ve bak sen ediyorsun.
-Çünkü yakışmamış v yaka elbise göğüs dekoltesi üzerinde
üçgen tuhaf bir şey.
-Moda için yani tamamen yoksa rahatsız olmadın.
-Beni rahatsız eden tek durum senin gidişatın hiç iyi
değilsin.
-İyi olsam seni karşımda görmem değil mi?
-Çıkart şunu çık eğlen dönüşte de adamla yat belki kendine
gelirsin.
-Adın ne senin?
-Ne?
-Adın ne adın? Bana adını söyle.
Yüzüme şaşkınca bakıyor bu sırada odamın kapısı çalınıyor
gelen Minel.
-Marin kiminle konuşuyorsun? Telefonun salonda şarjda.
-İçimdeki kaltakla Minel
içimdeki kaltakla.
-----------------------------------
Buluştuk… Önce sinema sonra
yemek, bu arada sinemada elimi tuttu ama öpüşmedik ne romantik değil mi? Değil,
öpüşmedik ama eli bacak arama daldı ve baya orada kaldı benim de çok hoşuma
gitti çünkü bildiğin bu durumlara açım. Ben de onunkini avuçladım sertleşmesini
hissetmek hoşuma gitti özlemişim. Hakkımda ne düşünürse düşünsün muhtemelen çok
uzun soluklu bir ilişki olmayacak zaten. Çıkışta evine gittik, güzel vücutlu
güzel sevişen bir adam evini de beğendim. Bu zamanda iyi sevişen bir erkek
bulmak zor kaldırmayı başaran seviştim sanıyor malum.
Muskam mı? Çıkarttım çantama
attım, içimdeki kaltak haklıydı hiç yakışmadı bu elbisenin üzerine. Sabah fazla
takılmadım sonuçta hala iki yabancıyız ama sabah seksi yaptık tabii o ayrı.
Tekrar görüşmek üzere sözleştik bilemiyorum iyi ve kibardı neden olmasın.
Sabahın hala erken saatinde apartmanın önünde Nuriyle karşılaşana kadar keyfim
iyiydi.
-Nereden geliyorsun?
-Ekmek almaya çıktım.
-Ee ekmek nerede?
-Kalmamış.
-Marin ne saçmalıyorsun yine?
-Yahu dün randevum vardı onun
evinden geliyorum.
-Eyvah zina mı yaptın Kamber
hoca demedi mi sana zina yok diye?
-Zina sayılmaz önce nikah
kıydık. Nuri çekil Allah aşkına sabah sabah ya ne hocası zinası.
-Kızım bir süre zina
yapmayacaksın ki cinden kurtulasın hiiii muskan nerede?
-Çantamda.
-Üzerinden çıkartmayacaktın.
-Onu boynumda gören adam benimle
sevişir miydi sence?
-Nasılsın peki geldi mi
yakınlarda?
-Evet o üç ben iki kere.
Gülüyorum Nuri nin iyice suratı
kayıyor.
Sen adam olmazsın Marin neyse
ben gidiyorum banyo yap gusül abdesti al tamam mı?
-Tamam tamam.
Nuri nin bu kadar dini bütün çıkması da ayrı bir
şok etkisi. Yukarı çıkıyorum ev havasız, camı aralıyorum. Stavrosun odasının
kapısı aralık, şöyle bir göz atıyorum bir değil iki kadın yatıyor yanında kimin
akrabası deyip geçiriyorum içimden de iyice suyunu çıkarttı artık. Minel ne
alemde diye onun odasına seğirtiyorum ki kapıda yarı çıplak yabancı bir adamla
karşılaşıyorum.
-Günaydın.
-Günaydın.
-Kimsiniz?
-Ev sahibiyim.
-Ev sahibi mi?
-Evet ev bana ait ben burada
yaşıyorum. Siz kimsiniz?
-Taşkın ben Mine’nin
arkadaşıyım.
-Mine değil Minel.
-Ha evet neyse görüşürüz.
Yüzsüzce sırıtıp odaya giriyor
ben de arkasından öfkeyle bakakalıyorum. Evimdeki yabancıları da misafirliği
fazla uzayan akrabalarımı da kovma zamanı geldi içimdeki kaltak çok haklı.
Salonda çalışmaya başlıyorum,
bunlar birer ikişer uyanmaya başlıyor, bir de mutfağa dalıp çay kahve
aramıyorlar mı deli oluyorum. Stavros yanıma gelip;
-Kahve var mı Marin? Diyor.
-Aşağıdaki kafede var ama ille
evde içmek istiyorsan misafirlerini geçirdikten sonra yapabilirsin.
Minel hemen dalıyor durum gergin
farkında.
-Ben de Taşkın’ı yolcu edeyim.
-Kahvaltı yok mu ya?
Taşkın cidden taşkın.
-Çalışmaya çalışıyorum sessizce
evden çıkar mısınız lütfen! Konuşan ben miyim içimdeki kaltak mı bilmiyorum ama
sesim çok öfkeli ve otoriter çıkıyor. Sadece korkmuş bakışlar ve derin bir
sessizlik içinde evdeki yabancılar evden gidiyor. Bu ikisi suç işlemiş çocuklar
gibi yan yana karşıma dikiliyor. Başımı laptopun ekranından kaldırmadan
konuşmaya başlıyorum.
-Burada daha ne kadar kalmayı
düşünüyorsunuz?
-Şey ben biliyorsun evlenince
gideceğim.
-Ben de yeni iş buldum daha
İstanbul u iyi tanımıyorum.
-Ama iyi çevre yapıyorsun
başkasının yanına taşınabilirsin. Minel senin de ailen burada bu kadar dağıttığını
öğrense benim başım derde girer malum sizinkiler tutucu.
-Haklısın Marin daha dikkat
edeceğim söz.
-Ben de özür dilerim dün gece
içkiyi fazla kaçırmışım.
-Bir daha evimde yabancı
insanlar görürsem direk polisi arar sizinle birlikte onları da attırırım
anlaşıldı mı ayrıca bu misafirliğe bir süre belirleyelim ve dolunca herkes
başının çaresine baksın artık evlenir misiniz gidecek ev mi bulursunuz evinize
mi dönersiniz orası benim sorunum değil.
-Ama…
-Söyleyeceklerim bitmedi Minel.
Burada yaşayacaksanız masraflara da ortak olacaksınız.
-Tamam, çok haklısın ödemeler
yeni düzene girdi.
-Ben de prova mankenliğinden çok
kazanamıyorum.
-Ek iş yap o zaman garsonluk
mesela ya da şirket sahibi sözlüne söyle zam yapsın sana ve özel
harcamalarınızı da siz karşılayacaksınız ben karışmam.
Minel, ne demek istediğimi
anlayıp yüzüme sokağa atılmış yavru köpek gibi bakıyor da bende bir nebze acıma
yok yeter ya hem ne demişler acıma kimseye gelir yerleşir enseye. Bu fırçamdan
sonra ikisi de sessizce evden çıkıyor tabii önce odalarını ve etraftaki
dağınıklığı toparlıyorlar. Market alış verişi de yapmayacağım bu hafta karnını
doyurmak isteyen kendi alır yoksa dışarıda yer gelirim yeter ya içimdeki sesi
dinlemeyecek mişim de yok cinmiş de ne iyi oldu dinledim de bunlara ayar verdim
rahatladım yeminle.